GİRİŞ

Çekişmeli boşanma, evlilik birliğinin sonlandırılması sürecinde, tarafların boşanma kararı veya bu kararın yasal sonuçları (nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat, mal rejiminin tasfiyesi gibi) üzerinde uzlaşma sağlayamaması durumunda ortaya çıkan hukuki bir süreçtir. Anlaşmalı boşanmanın aksine, bu davalar, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) belirlenen özel veya genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılır ve mahkeme tarafından somut deliller ışığında yürütülür. Mahkeme, iddia edilen boşanma sebebinin varlığını tespit ederek, boşanmanın yanı sıra, taraflar arasındaki tüm hukuki ihtilafları çözüme kavuşturur.

Bu süreçte, tarafların beyanları kadar, mahkemeye sunulan belgeler, tanık ifadeleri, bilirkişi raporları ve diğer tüm deliller büyük önem taşır. Hukuki süreç, dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla başlar, duruşmalarla devam eder ve nihayetinde mahkemenin nihai kararıyla son bulur.


II. Türk Medeni Kanunu’na Göre Boşanma Nedenleri: Özel ve Genel Sebepler

Çekişmeli boşanma davalarının temelini oluşturan nedenler, kanunda açıkça belirlenmiştir. Bu nedenler, boşanma davasının hukuki zemininin ne kadar sağlam olduğunu gösterir.

A. Özel Boşanma Sebepleri

Özel boşanma sebepleri, kanunda açıkça tanımlanmış ve belirli bir olayın varlığı halinde boşanma kararı için yeterli kabul edilen mutlak nedenlerdir. Bu nedenler şunlardır:

  1. Zina (Aldatma) (TMK m. 161): Evlilik birliği içerisindeki sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak eşlerden birinin karşı cinsle cinsel ilişkiye girmesi, mutlak bir boşanma sebebidir. Bu durumun ispatlanması halinde, diğer eşin boşanma kararı alması daha kolaydır. Aldatma nedeniyle boşanma davaları ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.
  2. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m. 162): Bu sebepler, eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi, ona kötü muamelede bulunması (fiziksel şiddet gibi) veya onurunu zedeleyecek davranışlarda bulunması (aşağılama, hakaret gibi) durumlarını kapsar. Bu tür eylemlerin varlığı, evliliğin devamını diğer eş için çekilmez hale getirir.
  3. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163): Eşlerden birinin yüz kızartıcı bir suç işlemesi veya toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, haysiyetsiz bir yaşam tarzını benimsemesi, diğer eşin bu durumu kabullenemeyeceği ve boşanma hakkı elde edeceği bir durumdur.
  4. Terk (TMK m. 164): Eşlerden birinin, haklı bir gerekçe olmaksızın en az altı ay boyunca ortak konuttan ayrılması ve yasal uyarılara rağmen geri dönmemesi durumunda ortaya çıkar. Bu durum, diğer eş için dava açma hakkı doğurur.

B. Genel Boşanma Sebebi: Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması (TMK m. 166/1)

Evlilik birliğinin temelden sarsılması, Türk hukukunda en sık başvurulan boşanma sebebidir. Bu neden, özel sebeplerden farklı olarak daha geniş bir yelpazeyi kapsar ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi durumuyla ilişkilidir. Mahkeme, bu sebebe dayanan davalarda, evlilik birliğini devam ettirmenin eşlerden birinden beklenemeyecek derecede zorlaştığına dair somut kanıtlar arar. Bu durumun ortaya çıkmasına neden olan faktörler şunlardır:

  • Şiddetli Geçimsizlik ve İletişim Kopukluğu: Eşler arasında sağlıklı bir iletişimin kurulamaması, sürekli anlaşmazlıklar ve çatışmalar yaşanması, evliliği çekilmez hale getirebilir.
  • Saygı ve Güven Eksikliği: Eşlerin birbirlerine karşı duydukları saygı ve güvenin yitirilmesi, evliliğin temelini sarsan en önemli nedenlerdendir.
  • Farklı Yaşam Tarzları ve Beklentiler: Yaşam hedefleri, değerler, meslek hayatına bakış veya çocuk yetiştirme gibi konularda derin fikir ayrılıkları, evliliğin sürdürülebilirliğini zorlaştırabilir.
  • Ekonomik Sorunlar: Maddi sıkıntılar ve ekonomik sorumlulukların paylaşımında yaşanan sorunlar, evlilikteki gerilimi artırabilir.
  • Ailelerin Müdahalesi: Eşlerin ailelerinin evliliğe olumsuz yönde müdahalesi, çiftler arasındaki sorunları derinleştirebilir.
  • Hayata Bakış Açısı Farklılıkları: Eşlerin geleceğe dair farklı planları, farklı hobileri ve ilgi alanları, ortak bir yaşam kurmalarını engelleyebilir.

Çekişmeli Boşanma DavalarI Süreci ve Hukuki İspatın Önemi

Çekişmeli boşanma davaları, sadece bir evliliğin hukuki olarak sonlandırılması değil, aynı zamanda tarafların haklarını ve geleceğini şekillendiren karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte başarılı olmak ve olası hak kayıplarını önlemek için belirli unsurlara dikkat etmek gerekmektedir.

I. Çekişmeli Boşanma Davalarında Dikkat Edilmesi Gereken Kritik Unsurlar

Bir çekişmeli boşanma davasında, yalnızca hukuki prosedürlerin takibi değil, aynı zamanda stratejik bir yaklaşım benimsemek de büyük önem taşır.

  • Delillerin Stratejik Önemi: Bir boşanma davasında iddialarınızı destekleyecek somut deliller, davanın sonucunu doğrudan etkiler. Bu deliller, mahkeme önünde öne sürülen iddiaların doğruluğunu kanıtlar. Tanık ifadeleri, yazılı iletişimler (mesajlar, e-postalar), ses ve video kayıtları gibi materyaller, mahkeme tarafından dikkate alınan ve karara etki eden güçlü kanıtlardır.
  • Profesyonel Hukuki Destek: Çekişmeli bir süreçte, bir aile hukuku avukatı ile çalışmak, haklarınızın korunması ve sürecin doğru yönetilmesi açısından hayati rol oynar. Deneyimli bir avukat, hukuki bilgi birikimiyle davanın seyrini doğru yönlendirir, delillerin hukuka uygun şekilde toplanmasını sağlar ve lehinize bir sonuç elde etmenize yardımcı olur.
  • Çocukların Menfaatleri: Eğer evlilikten doğan çocuklar varsa, mahkeme için en öncelikli konu, çocukların üstün menfaatidir. Velayet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki (görüşme) düzenlemeleri gibi kararlar, tamamen çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerini en iyi şekilde destekleyecek yönde alınır. Velayet davası ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Ekonomik Değerlendirme: Boşanmanın bir diğer önemli sonucu, mali konulardır. Nafaka (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası) ve mal paylaşımı, eşlerin ekonomik durumları ve evlilik birliğine yaptıkları katkılar göz önünde bulundurularak belirlenir. Bu konular, adil bir sonuç için dikkatli bir hesaplama ve sunum gerektirir. Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat hususunda detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Psikolojik Destek: Boşanma, bireyler için oldukça yıpratıcı bir süreç olabilir. Bu zorlu dönemde bir psikolog veya terapistten destek almak, hem duygusal olarak daha sağlıklı kalmanızı sağlar hem de hukuki süreçteki stresle başa çıkmanıza yardımcı olur.

II. Çekişmeli Boşanma Davalarında İspat Yükümlülüğü ve Yöntemleri

Çekişmeli boşanma davalarında ispat, davanın temel direğidir. Hukukta, “iddia edenin iddiasını ispatlaması gerekir” ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, boşanma sebebini öne süren taraf, iddialarını mahkemeye sunacağı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür.

Boşanma Davalarında Kullanılan Başlıca İspat Yöntemleri

Davacı veya davalı, iddialarını desteklemek için çeşitli yasal delil yöntemlerinden faydalanabilir:

  1. Tanık İfadeleri: Olaylara şahitlik eden, tarafların aileleri, arkadaşları veya komşuları gibi üçüncü kişilerin ifadeleri, iddiaların doğrulanması açısından oldukça önemlidir. Tanıkların anlattıkları, mahkemece ciddi birer delil olarak kabul edilir.
  2. Yazılı Belgeler: Taraflar arasındaki iletişimleri gösteren e-postalar, kısa mesajlar veya diğer yazılı belgeler, evlilikte yaşanan sorunların ve olayların ispatında güçlü birer araçtır.
  3. Ses ve Video Kayıtları: Şiddet, hakaret, tehdit veya zina gibi iddiaların kanıtlanması için yasal yollarla elde edilmiş ses veya video kayıtları, mahkemede somut delil niteliği taşır. Ancak bu tür delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması şarttır.
  4. Fotoğraflar ve Sosyal Medya İçerikleri: Fiziksel şiddeti gösteren fotoğraflar veya sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlar, davanın seyrini değiştirebilecek önemli kanıtlar olabilir. Özellikle zina veya haysiyetsiz hayat sürme gibi durumlarda sosyal medya paylaşımları sıklıkla delil olarak sunulur.
  5. Bilirkişi Raporları: Psikolojik sorunlar, maddi durumun tespiti veya evliliğin temelden sarsıldığının kanıtlanması gibi durumlarda, mahkeme tarafından görevlendirilen uzmanlarca hazırlanan raporlar, karara yön verecek bilimsel bir dayanak sağlar.

Çekişmeli Boşanma Davalarında Kullanılan Deliller ve Hukuka Aykırı Deliller

Boşanma davalarının çekişmeli hale gelmesinin temel nedeni, tarafların uzlaşamaması ve iddialarını hukuki yollarla ispat etme zorunluluğudur. Bu süreç, sadece duygusal ve sosyal bir ayrılık değil, aynı zamanda titizlikle yürütülmesi gereken bir hukuki ispat sürecidir. Deliller, mahkemenin kararını şekillendiren en önemli unsurdur. Ancak her delil geçerli kabul edilmez; delilin hukuka uygunluğu, güvenilirliği ve davayla olan ilgisi gibi faktörler, ispat gücünü belirler.

I. Çekişmeli Boşanma Davalarında Başlıca Delil Kategorileri

Boşanma davalarında iddia edilen duruma göre kullanılabilecek deliller, farklı kategorilere ayrılır ve her birinin hukuki niteliği farklıdır.

A. Yazılı ve Dijital Deliller

Günümüz modern dünyasında dijital iletişim, boşanma davalarının en yaygın delil kaynaklarından biri haline gelmiştir.

  • Mesajlaşma ve E-posta Kayıtları: Zina, hakaret veya şiddet tehditleri gibi iddialar, eşler arasında yapılan WhatsApp, SMS veya e-posta yazışmalarıyla kanıtlanabilir. Bu tür yazışmalar, evlilik birliğindeki sorunların somut birer göstergesi olarak mahkemeye sunulabilir. Ancak bu kayıtların, özel hayatın gizliliğini ihlal etmeden elde edilmiş olması şarttır.
  • Sosyal Medya Paylaşımları: Bir eşin sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, ilişkileri veya yaşam tarzı hakkında önemli bilgiler sunabilir. Örneğin, sadakatsizlik iddiasında, bir eşin başka biriyle romantik içerikli fotoğraflar paylaşması veya “haysiyetsiz hayat sürme” iddiasında alkol, uyuşturucu gibi paylaşımlar, hukuki delil olarak değerlendirilebilir.
  • Banka ve Finansal Kayıtlar: Mali durumla ilgili iddialar (tasarrufların gizlenmesi, hileli işlemler), banka hesap hareketleri, kredi kartı ekstreleri, tapu ve araç kayıtları gibi resmi belgelerle ispatlanır. Bu deliller, nafaka ve mal paylaşımı davalarında adil bir karara ulaşılmasını sağlar.

B. Tanık İfadeleri ve Görsel Deliller

Sözlü ve görsel deliller, olayların bizzat gözlemcileri tarafından sunulduğu için güçlü birer ispat aracıdır.

  • Tanık İfadeleri: Olaylara bizzat şahit olan aile üyeleri, arkadaşlar, komşular veya çalışanlar gibi üçüncü kişilerin beyanları, mahkemede önemli bir yer tutar. Ancak tanığın güvenilirliği ve ifadelerinin tutarlılığı, mahkeme tarafından dikkatle incelenir. Örneğin, bir şiddet vakasına şahit olan komşunun ifadesi, doktor raporuyla desteklendiğinde ispat gücü artar.
  • Fotoğraflar ve Video Kayıtları: Fiziksel şiddeti, ihmalkarlığı veya aldatmayı gösteren fotoğraflar ve video kayıtları, delilin somutluğunu artırır. Ancak bu tür kayıtların hukuka uygun şekilde elde edilmesi, aksi takdirde delilin geçersiz sayılmasına neden olabilir. İzinsiz ses veya görüntü kaydı, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu teşkil edebilir.

C. Uzman ve Resmi Deliller

Bazı karmaşık durumlarda, davanın aydınlatılması için uzman görüşüne veya resmi belgelere ihtiyaç duyulur.

  • Bilirkişi Raporları: Çocuğun psikolojisi ve velayet kararındaki uygunluğu hakkında pedagog veya çocuk psikoloğu raporları talep edilebilir. Finansal konuların karmaşık olduğu durumlarda ise mali müşavir veya bilirkişiden rapor alınabilir.
  • Resmi Kurum Kayıtları: Emniyet veya hastane kayıtları gibi resmi belgeler, iddiaları doğrulayan en güvenilir delillerdendir. Şiddet nedeniyle yapılan şikayetler, hastaneye başvuru kayıtları veya adli raporlar, boşanma sebebinin varlığını kanıtlar.

II. Delillerin Hukuki Geçerliliği: Hukuka Aykırı Delil Sorunu

Türk hukuk sisteminde, bir delilin mahkeme tarafından kabul edilmesi için hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması şartı esastır. Hukuka aykırı delil, ispat gücü ne kadar yüksek olursa olsun, genellikle mahkeme tarafından dikkate alınmaz.

Hukuka Aykırı Deliller Yönünden Yargıtay Kararları

  • Gizlice Kayıt Edilen Konuşmalar: İzinsiz olarak yapılan ses veya görüntü kayıtları genellikle hukuka aykırı kabul edilir. Yargıtay karşı tarafın haberi olan kayıtların ise gizli bir kayıt olmadığını ve hükme esas alınabileceğini kabul etmektedir. Örnek içtihatta; kadının “ya bak beni çekip durma, beni çekme, sen niye sürekli çekiyorsun senin amacın ne, neden çekiyorsun anlayamıyorum, napacan mahkemede delil olarak mı kullanacan” şeklindeki beyanlarından erkeğin ortak konut içerisinde çekim yaptığının kadın tarafından bilindiği bir başka ifade ile erkeğin bu çekimleri gizli olarak yapmadığı anlaşılmaktadır. Öyle ise dosya içerisinde yar alan CD’nin kadının bilgisi dışında hukuka aykırı yolla elde edildiğinden söz edilemeyeceği tartışmasızdır.”(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/2-26 E. ve 2022/1434 K. Sayılı İlamı)
  • Özel Hayata Müdahale Eden Deliller: Kişinin özel hayatına izinsiz olarak girilerek elde edilen bilgiler, hukuka aykırıdır. Yargıtay örnek olarak bu hususta Whatsapp Web üzerindeki görüşmelerin ele alınmasını hukuka aykırı delil olarak nitelendirmektedir. Nitekim Yargıtay; “Yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin eşinin Whatsapp web oturumu ile elde edilen görüşme kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu anlaşılmaktadır. İşbu delil hukuka aykırı nitelikte olduğundan kusur belirlemesinde dikkate alınamaz ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış davalı- karşı davacıya kusur olarak yüklenemez. Hal böyle iken davalı- karşı davacının boşanmaya sebebiyet verecek başkaca kusuru da ispatlanmadığı nazara alınmadan davanın reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi. 2023/5012 E. ve 2024/1780 K. Sayılı İlamı)
  • Sahte Belgeler: Uydurma veya değiştirilmiş belgeler, suç teşkil eder ve delil olarak kabul edilmez. Kişinin aldatıldığını iddia etmek için sahte hesap (fake hesap) açması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Örnek olarak ; “sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların, ancak hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında ( facebook/WhatsApp ) bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu düşünülebilecektir. Diğer bir anlatımla, sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi, muvafakatı ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların delil olarak sunulması halinde, bunların 6100 Sayılı HMK’nun 189/2. maddesi kapsamında hukuka aykırı delil kabul edilmesi gerekir” (Yargıtay 2016/14742 E. ve 2017/2577 K. Sayılı Kararı)

Çekişmeli Boşanma Dava Masrafları

Bir çekişmeli boşanma davasında karşılaşılabilecek başlıca maliyet kalemleri şunlardır:

  • Avukatlık Ücreti: Bu, boşanma davasındaki en büyük masraf kalemidir. Avukat ücretleri, davanın türüne (çekişmeli/anlaşmalı), karmaşıklığına, avukatın uzmanlığına ve tecrübesine göre belirlenir. Türkiye Barolar Birliği, avukatlık hizmetleri için her yıl bir asgari ücret tarifesi yayınlar. Ancak avukatlar, bu tarifenin üzerinde bir ücret talep etme hakkına sahiptirler. Taraflar, ücret konusunda avukatlarıyla serbestçe anlaşabilirler.
  • Mahkeme ve Harç Masrafları: Dava sürecinin başlaması ve devam etmesi için yapılması gereken zorunlu ödemelerdir. Bu masraflar şunları içerir:
    • Başvuru harcı ve tebliğ giderleri: Dava dilekçesinin mahkemeye sunulmasıyla ödenen harçlar ve karşı tarafa tebligat yapılması için ödenen ücretler.
    • Duruşma giderleri: Duruşma salonu kullanımı gibi süreç boyunca ortaya çıkan masraflar.
    • Karar ve ilam harcı: Dava sonucunda mahkeme kararının kesinleşmesiyle ödenen harçlardır.
  • Bilirkişi Ücretleri: Özellikle mal paylaşımı, çocukların psikolojik durumu veya ekonomik durum değerlendirmeleri gibi teknik uzmanlık gerektiren konularda mahkeme, bilirkişi incelemesi talep edebilir. Bilirkişinin sunduğu rapor için belirlenen ücret, davacı veya her iki tarafça karşılanabilir.
  • Diğer Masraflar: Bunlar, davanın seyrine göre değişen ek giderlerdir. Örnek olarak, tanıkların şehir dışından gelmesi durumunda ortaya çıkan seyahat masrafları, evlilik cüzdanı veya kimlik gibi belgelerin noter tasdik ücretleri ve çeşitli kurumlardan belge temin masrafları sayılabilir.

Boşanma Davasında Çekişmeliden Anlaşmalıya Çevirme

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davaları çekişmeli veya anlaşmalı olarak açılabilir. Ancak uygulamada sıkça görülen bir durum, çekişmeli olarak açılmış bir boşanma davasının, tarafların süreç içerisinde anlaşmaya varmasıyla anlaşmalı boşanmaya dönüştürülmesidir.

1. Hukuki Dayanak

  • TMK m.166/3 uyarınca, tarafların evlilik birliğini sona erdirmek konusunda anlaşmaları ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hakkında mahkemece uygun görülecek düzenlemeleri birlikte sunmaları halinde anlaşmalı boşanma mümkündür.
  • Çekişmeli olarak açılan bir davada, tarafların sonradan uzlaşması hâlinde hâkim, anlaşmalı boşanma protokolünü dosyaya ekletir ve tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığını tespit eder.

2. Uygulamadaki Yol

  • Çekişmeli dava sürerken taraflar uzlaşırsa, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanarak mahkemeye sunulur.
  • Hâkim tarafları bizzat dinler ve protokolün iradelerine uygun olduğunu tespit ederse, davayı anlaşmalı boşanma şeklinde sonuçlandırır.
  • Bu durumda, çekişmeli dava ile anlaşmalı dava arasında usul açısından büyük bir fark bulunmaz; sadece yargılama süreci kısalır ve uyuşmazlık konuları tartışılmadan sonuca bağlanır.

3. Yargıtay Uygulaması

  • Yargıtay kararlarında da, çekişmeli davanın anlaşmalıya çevrilebileceği ve tarafların birlikte hazırladıkları protokolün mahkemece uygun bulunması halinde hüküm kurulabileceği kabul edilmektedir.
  • Burada önemli olan, tarafların özgür iradeleriyle protokolü imzalaması ve hâkimin bu düzenlemeleri uygun bulmasıdır.

4. Sonuç

Çekişmeli boşanma davasının anlaşmalıya çevrilmesi, hem mahkeme sürecini hızlandırır hem de tarafların kendi iradeleriyle çözüm bulmaları nedeniyle daha uzlaşmacı bir sonuç doğurur. Ancak protokol hazırlanırken nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konuların net ve hukuka uygun düzenlenmesi gerekir.

Bu süreç, özellikle İzmir gibi büyük şehirlerde, mahkeme yoğunluğu göz önüne alındığında, sürecin uzamasını engellemek ve taraflar için daha yapıcı bir çözüm sunmak adına tercih edilen bir yoldur. Ancak protokolün hazırlanması ve hukuki geçerliliğinin sağlanması için yine deneyimli bir boşanma hukuku avukatından destek almak büyük önem taşır.


Sıkça Sorulan Sorular

1. Çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer?

Çekişmeli boşanma davalarının süresi, davanın karmaşıklığına, mahkemenin yoğunluğuna ve tarafların sunduğu delillere göre büyük ölçüde değişir. Genellikle bir boşanma davası ilk derece mahkemesinde 1 ila 2 yıl sürebilir. Eğer karar istinaf veya temyiz mahkemelerine taşınırsa, süreç 3 yıla kadar uzayabilir.


2. Anlaşmalı boşanma mümkünken neden çekişmeli boşanma davası açılır?

Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma ve tüm sonuçları (nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi) üzerinde tam bir anlaşmaya varmasını gerektirir. Eğer taraflar bu konulardan herhangi birinde uzlaşamazlarsa, dava zorunlu olarak çekişmeli hale gelir. Bu, özellikle hak ihlali olduğunu düşünen veya taleplerinin karşılanmadığını hisseden eşler için kaçınılmaz bir yoldur.


3. Evlilik birliğinin temelden sarsılması ne anlama gelir?

“Evlilik birliğinin temelden sarsılması” (TMK m. 166/1), Türk Medeni Kanunu’nda yer alan genel bir boşanma sebebidir. Bu durum, eşler arasında ortak hayatın sürdürülemez hale geldiğini, sevgi ve saygının tamamen ortadan kalktığını ifade eder. Aldatma veya şiddet gibi somut özel sebeplerin aksine, bu sebep için mahkemenin takdiri ve somut olaylarla desteklenmesi gerekir. Şiddetli geçimsizlik, hakaret, ilgisizlik gibi durumlar bu kapsama girer.


4. Boşanma davasında aldatma nasıl ispatlanır?

Aldatma (zina), özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. İspatı için mesajlaşma kayıtları, e-postalar, otel rezervasyonları, tanık ifadeleri, kamera kayıtları gibi somut deliller kullanılabilir. Ancak bu delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması şarttır. Hukuka aykırı yollardan elde edilen (örneğin izinsiz dinleme) deliller mahkeme tarafından reddedilebilir.


5. Velayet kararı verilirken nelere dikkat edilir?

Velayet kararı verilirken tek ve en önemli kriter, çocuğun üstün menfaatidir. Mahkeme, çocuğun yaşına, gelişimine, ebeveynlerle olan ilişkisine, ebeveynlerin maddi ve manevi koşullarına, eğitim ve yaşam ortamlarına bakar. Hâkim, duruma göre pedagog veya psikologdan rapor talep edebilir.


6. Boşanma sürecinde nafaka türleri nelerdir?

Boşanma davasında üç temel nafaka türü bulunur:

  • Tedbir Nafakası: Dava süresince, yoksulluğa düşecek eş veya çocuklar için mahkeme tarafından geçici olarak hükmedilen nafakadır.
  • Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşe, diğer eşin kusurundan daha ağır kusurlu olmaması şartıyla süresiz olarak ödenebilen nafakadır.
  • İştirak Nafakası: Müşterek çocukların eğitim, sağlık ve barınma gibi giderleri için boşanma sonrası velayeti almayan eşin ödemekle yükümlü olduğu nafakadır.

7. Mal paylaşımı nasıl yapılır?

Mal rejiminin tasfiyesi, boşanma davası sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava konusu olabilir. En yaygın mal rejimi olan “Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi”ne göre, evlilik birliği süresince edinilen malların değeri üzerinden tarafların katkı payları hesaplanır. Her iki tarafın evlilik birliği içinde edindiği malların değeri yarı yarıya paylaştırılır. Miras veya bağış yoluyla edinilen mallar ise bu paylaşıma dahil edilmez.


8. Anlaşmalı boşanma davası çekişmeliye dönebilir mi?

Evet, mümkündür. Anlaşmalı boşanma davası için bir protokol hazırlanıp mahkemeye sunulur. Ancak duruşma sırasında taraflardan biri bu protokolden vazgeçerse veya hâkim protokoldeki bir maddenin çocukların menfaatine aykırı olduğuna kanaat getirirse, dava çekişmeli boşanmaya dönüşebilir.


9. Boşanma davası açmak için avukat tutmak zorunlu mudur?

Yasal olarak zorunlu değildir. Ancak çekişmeli boşanma davası gibi karmaşık hukuki süreçlerde, hak kaybı yaşanmaması ve sürecin doğru yönetilmesi için bir avukatla çalışmak son derece önemlidir. Avukat, delillerin toplanmasından, dilekçelerin hazırlanmasına ve mahkemede haklarınızın savunulmasına kadar tüm aşamalarda size rehberlik eder.


10. Çekişmeli boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir mi?

Evet, talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu taraf, diğer eşin kişilik haklarına saldırıda bulunmuşsa manevi tazminat, mevcut veya beklenen menfaatlerini ihlal etmişse maddi tazminat ödemeye mahkûm edilebilir. Bu tazminatların miktarı, hâkim tarafından tarafların kusur oranları ve ekonomik durumları göz önüne alınarak belirlenir.