1. Giriş

Maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi davası, taşınmazların ortak malikleri arasında, payların yanlış bir şekilde belirlenmesinden kaynaklanan hukuki anlaşmazlıkları çözmek amacıyla açılan bir davadır. Bu davalar genellikle taşınmazların tapu kayıtlarında meydana gelen yanlışlıklardan veya taraflar arasında yapılan anlaşmazlıklar sonucu ortaya çıkar.

Türk hukuk sisteminde taşınmaz mülkiyetine ilişkin düzenlemeler, çeşitli kanunlarla belirlenmiş olup, maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi de bu düzenlemeler çerçevesinde çözülmektedir. Ayrıca, 6306 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler, özellikle riskli yapıların tespiti ve kentsel dönüşüm kapsamında maliklerin paylarının belirlenmesi ve düzeltilmesi açısından önemli bir hukuki çerçeve sunmaktadır. Bu yazıda, Maliklerin Paylarındaki Hataların Düzeltilmesi Davası, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1025. Maddesi, 6306 sayılı Kanun ve bu düzenlemelerin nasıl etkileşimde bulunduğu ele alınacaktır.

2. Maliklerin Paylarındaki Hataların Düzeltilmesi Davası Nedir?

Maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi davası, mülkiyet hakkı üzerinde birden fazla kişinin ortak olduğu taşınmazlarda, ortaklardan birinin veya birkaçının sahip olduğu payların hatalı bir şekilde tescil edilmesi, hesaplanması veya belirlenmesi nedeniyle açılır. Bu dava, paylar arasındaki yanlışlıkların giderilmesi amacı taşır ve doğru payların belirlenmesi için hukuki yoldan başvurulan bir çözüm yoludur.

Taşınmazlarda mal sahiplerinin payları, genellikle tapu sicilinde belirtilir. Ancak, yanlış tescil edilme, hatalı hesaplama, miras paylaşımı sırasında yapılan hatalar veya satış işlemlerindeki yanlışlıklar nedeniyle, maliklerin paylarının doğru bir şekilde belirlenmemesi mümkündür. Bu durumda, paylar arasındaki hataların düzeltilmesi talep edilir. Dava, taşınmazın bulunduğu yerin asliye hukuk mahkemesinde açılır ve taraflar, tapu sicilinin yanlış kaydedilen kısmının düzeltilmesi için mahkemeye başvururlar.

3. TMK m.1025 ve Maliklerin Paylarındaki Hataların Düzeltilmesi

Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesi, maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi davasının hukuki dayanağını oluşturur. TMK m.1025 şu şekilde düzenlenmiştir:

“Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.”

Bu madde, aynî hakka dayalı taşınmaz mülkiyetinin yanlış tescil edilmesi, tescilin yolsuz olarak yapılması ya da bir kaydın yanlışlıkla silinmesi durumlarında, zarar gören kişinin tapu sicilindeki hatanın düzeltilmesini talep edebilmesini sağlar. Paylardaki hatanın düzeltilmesi de bu tür bir “yolsuz tescil” durumuna girer, çünkü taşınmaz malın tapu kaydındaki paylar doğru belirlenmediğinde, malikin aynî hakkı (mülkiyet hakkı) zedelenmiş olur.

TMK m.1025’in hükmü, tapu sicilinin doğruluğunu ve güvenilirliğini sağlamaya yönelik bir düzenleme olup, maliklerin haklarının güvence altına alınmasını sağlar. Payların yanlış tescil edilmesi, mülkiyet hakkının yanlış bir şekilde devredilmesine veya paylaşılmasına yol açabilir. Dolayısıyla, payların doğru tescil edilmesi, maliklerin haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir.

4. 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Maliklerin Paylarındaki Hataların Düzeltilmesi

6306 sayılı Kanun, 2012 yılında kabul edilen ve kentsel dönüşüm, riskli yapıların tespiti ve sağlıklı yaşam alanlarının oluşturulması amacını güden bir düzenlemedir. Bu kanun, özellikle riskli yapıların dönüştürülmesi sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. 6306 sayılı Kanun, aynı zamanda tapu sicilinde yapılacak değişikliklerle ilgili düzenlemeler de içermektedir ve bu, maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi açısından belirli bir etki yaratmaktadır.

4.1 6306 Sayılı Kanun’un Kentsel Dönüşüm ve Tapu Sicili Üzerindeki Etkisi

Kentsel dönüşüm projeleri ve riskli yapıların tespiti sürecinde, bazen bir taşınmazın sahiplik yapısında değişiklikler olabilir. Bu süreçte, maliklerin paylarının doğru bir şekilde belirlenmesi hayati önem taşır. Eğer bir yapı, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılırsa veya dönüştürülürse, maliklerin payları yeniden belirlenebilir. Ancak, bu süreçte, payların hatalı bir şekilde belirlenmesi veya tapu siciline yanlış bir şekilde tescil edilmesi durumu söz konusu olabilir.

6306 sayılı Kanun’un uygulandığı alanlarda, tapudaki payların düzeltilmesi ihtiyacı sıklıkla gündeme gelir. Örneğin, bir taşınmazda riskli yapı tespit edilerek yıkım ve yeniden inşa süreci başlatıldığında, taşınmazın payları yeniden belirlenebilir. Bu durumda, malikler arasındaki payların hatalı bir şekilde tescil edilmesi ve bunun sonucunda mülkiyet haklarının zedelenmesi, TMK m.1025 gereğince düzeltilmesi gereken bir durum ortaya çıkar.

4.2 Riskli Yapı ve Pay Düzenlemeleri

Kentsel dönüşüm projelerinde, riskli yapıların tespiti ile birlikte bazı paylaşımlar ya da yeni maliklerin ortaya çıkması söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yapılan yıkımlar ve yeniden inşa süreçlerinde maliklerin paylarının yanlış belirlenmesi, doğru tescilin sağlanması için önemli bir gereklilik doğurur. Kanunun getirdiği düzenlemeler, maliklerin paylarındaki yanlışlığın düzeltilmesi için hukuki bir zemin oluşturur.

Örneğin, bir taşınmazda çeşitli maliklerin payları bulunuyor ve kentsel dönüşüm nedeniyle bu taşınmaz yıkılacaksa, payların doğru bir şekilde belirlenmesi gerekir. Eğer bu paylar yanlış tescil edilmişse, maliklerin hakları TMK m.1025 ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un düzenlemeleri doğrultusunda mahkemeye başvurularak düzeltilmelidir.

5. Maliklerin Paylarındaki Hataların Düzeltilmesi Davası: Süreç ve Prosedür

Maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi davası, genellikle tapu sicilinin yanlış kaydından kaynaklanan hataları düzeltebilmek için açılır. Bu dava, taşınmazın bulunduğu yerin yetkili asliye hukuk mahkemesinde görülür. Dava süreci şu aşamalardan oluşur:

1. Dava Açılması

Maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi davası, ilgili malikin veya maliklerin başvurusu ile açılır. Mahkemeye başvurulmadan önce, hatanın kayıtlarda olup olmadığı ve hatanın tespitine yönelik araştırmalar yapılır. Tapu sicilinde yer alan hatalı kayıtlar, dava açılmadan önce mahkemeye sunulur.

2. Delillerin Sunulması

Dava sürecinde, payların yanlış tespit edildiğini kanıtlayacak belgeler ve deliller sunulması gerekir. Bu deliller arasında tapu kayıtları, mirasçıların paylaşımına dair belgeler, sözleşmeler ve diğer hukuki evraklar yer alabilir. Miras yoluyla edinilen taşınmazlarda, mirasçıların payları arasındaki hata ve bu hatanın düzeltilmesi talep edilirken, mirasın paylaşımına dair belgeler önemli bir delil niteliği taşır.

3. Mahkeme Kararı

Mahkeme, yapılan başvuru ve sunulan deliller ışığında, maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi için karar verir. Mahkeme, tarafların haklarını gözeterek, taşınmazın paylarının doğru bir şekilde belirlenmesi için gerekli düzenlemeleri yapar. Bu karar, tapu sicilinde yapılacak düzeltme işlemlerinin yolunu açar.

4. İtiraz ve Temyiz

Mahkeme kararına taraflar itiraz edebilir. Temyiz başvurusu, Yargıtay’a yapılır ve Yargıtay kararını verdiğinde, nihai hüküm oluşur. Mahkeme kararının kesinleşmesiyle, tapu sicilinde paylara dair düzenlemeler yapılır.

6. Sonuç ve Değerlendirme

Maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi davası, taşınmaz mülkiyetinin düzenlenmesi açısından önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu dava, taşınmaz mal sahiplerinin haklarını güvence altına alırken, aynı zamanda taşınmazın tapu sicilinin doğru bir şekilde düzenlenmesine de katkı sağlar. Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesi, aynî hakların tescili veya değiştirilmesindeki yolsuzlukların düzeltilmesine yönelik önemli bir düzenleme sunmaktadır. Ayrıca, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile yapılan düzenlemeler, kentsel dönüşüm projeleri ve riskli yapıların dönüşümü gibi süreçlerde, payların düzeltilmesi gerektiğinde hukuki bir zemin oluşturur.

Maliklerin paylarındaki hataların düzeltilmesi, her iki taraf için de adaletin sağlanması anlamına gelir. Hatalı pay tespiti, hem taraflar arasındaki ilişkiyi hem de taşınmazın tapu kaydını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, payların doğru bir şekilde belirlenmesi ve hataların düzeltilmesi, taşınmaz mülkiyetinin sağlıklı bir şekilde işlemeye devam etmesi için kritik bir adımdır.