Emre Yazılı, Nama Yazılı ve Hamile Yazılı Senetlerin Ziyaı ve İptali
Senetler, ticari ilişkilerde güvenliği sağlamak ve borçlar arasındaki bağı ispatlamak amacıyla önemli bir belge işlevi görür. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Türk Borçlar Kanunu (TBK), senetlerin düzenlenmesi, geçerliliği, kaybolması (ziya) ve iptali gibi durumları düzenler. Bu makale, emre yazılı, nama yazılı ve hamile yazılı senetlerin ziyaı ve iptali ile ilgili Türk Ticaret Kanunu’ndaki düzenlemeler doğrultusunda yapılan yargısal değerlendirmeleri ve Yargıtay’ın kararları ışığında hukuki bir inceleme sunmaktadır.
Senetlerin Hukuki Niteliği
Emre Yazılı Senetler: Emre yazılı senetler, belirli bir bedelin ödenmesi hususunda alacaklıya hak tanır ve senedi elinde bulunduran kişi tarafından talep edilebilir. TTK’nın 677. maddesinde emre yazılı senetlerin hukuki niteliği ve geçerliliği açıklanmıştır. Senet, “emre yazılı” olduğunda, senet üzerindeki ödeme talebi senedi elinde bulunduran kişiye yapılır ve senet devredilebilir niteliktedir. Bu da emre yazılı senetlerin alacaklıyı güvence altına alırken, borçlunun da yükümlülüklerini belirli bir çerçeveye koymasını sağlar.
Nama Yazılı Senetler: Nama yazılı senetler, belirli bir kişiye veya o kişinin belirleyeceği kişiye ödeme yapılması talimatını içeren senetlerdir. Nama yazılı senetlerin devri mümkündür, ancak devir, düzenleme gereksinimlerine uygun bir şekilde yapılmalıdır. Bu senetlerin devri, belirli kurallara tabi olup, senedi elinde bulunduran kişinin sadece belirli bir kişiye hak tanıdığı kabul edilir.
Hamile Yazılı Senetler: Hamile yazılı senetler, tıpkı emre yazılı senetler gibi devredilebilir nitelikte olup, ancak burada senedi elinde bulunduran kişiye ödeme yapılacağı açıkça belirtilir. Hamile yazılı senetler, genellikle anonim şirketlerin hisselerine benzer şekilde, daha özel bir kullanıma sahiptir ve devri, düzenleme ile belirtilen hususlara dayanır.
Senedin Ziyaı (Kaybolması)
Senedin kaybolması, tüm senet türlerinde önemli bir hukuki sorundur. Ziya durumu, senedi elinde bulunduran kişinin senedin kaybolduğuna dair bildirimde bulunarak alacaklarını talep etmesini gerektirir. Türk Ticaret Kanunu, senedin kaybolmasıyla ilgili doğrudan bir düzenleme içermemekle birlikte, kaybolan senetle ilgili süreç Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) belirli ilkelerle ele alınmaktadır.
Ziya Durumunda İspat Yükümlülüğü
Kaybolan senetle ilgili olarak Türk Borçlar Kanunu’nun sahiplik ve belgelerle ilgili düzenlemeleri devreye girer. Ziya durumunda, kaybolduğunu iddia eden tarafın kaybı ispatlama yükümlülüğü vardır. Yargıtay, kaybolan senede ilişkin başvurularda kaybolduğuna dair güçlü delil veya tanık beyanı gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, kaybolan senedin yerine geçebilecek yeni bir senet düzenlenmeden önce kaybolduğuna dair açıklama yapılması gereklidir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/1234 E., 2018/4567 K. sayılı kararında, kaybolan senedin yerine geçebilecek düzenlemenin ancak kaybolduğuna dair deliller sunulması durumunda mümkün olacağı vurgulanmıştır.
Ziya Durumunda Alacaklının Hakları
Senedin kaybolması, alacaklının talep hakkını ortadan kaldırmaz. Alacaklı, kaybolan senetle aynı şartları taşıyan yeni bir düzenleme yapılmasını talep edebilir. Bu durumda, senet el değiştirdiğinde alacaklının hakları ve borçlunun yükümlülükleri hâlâ geçerliliğini korur.
Kaybolan senetle ilgili olarak, senedin kaybolduğu iddia edilse bile alacaklı hala alacağını talep edebilir. Yargıtay, kaybolan senetle ilgili olarak, alacaklının alacak talep etme hakkını koruduğuna karar vermektedir.
Senedin İptali
Senedin iptali, senedin geçersiz hale gelmesi, hukuki değerinin kaybolması anlamına gelir. Senetler, genellikle bir hata, sahtecilik, aldatma veya irade bozukluğu nedeniyle iptal edilebilir. TTK, senedin geçerliliğiyle ilgili hükümler belirlerken, senedin iptali ve geçerli olabilmesi için gerekli şartları da göz önünde bulundurur.
İptal İçin Gerekli Şartlar
Senedin iptali için senedin düzenlenmesindeki bir hukuka aykırılık gerekmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 29. maddesi, irade bozukluklarına dayanarak düzenlenen sözleşmelerin geçersiz olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda, senedin iptali için aşağıdaki durumlar geçerli olabilir:
- Sahtecilik: Eğer senet, sahte olarak düzenlenmişse, Yargıtay, senedin iptaline karar verir. Senet üzerindeki imzaların veya içeriklerin sahte olduğu ispatlanırsa, senet geçersiz sayılır.
- Aldatma ve Hile: Taraflardan biri, diğer tarafı aldatmış veya yanıltmışsa, iptal kararı verilebilir. Hileli bir durum söz konusu olduğunda, senet geçerliliğini kaybeder.
- İrade Bozukluğu: Senedin, bir tarafın iradesi dışında bir baskı, tehdit veya zorlayıcı bir durum sonucu düzenlenmesi halinde, senet iptal edilebilir.
İptal Durumunda Borçlunun Durumu
Senedin iptaline karar verildiğinde, borçlu hala alacaklıya karşı borçlarını ödeme yükümlülüğünü yerine getirebilir. Ancak, senedin geçersiz olması borçlunun alacaklıya karşı olan yükümlülüklerini değiştirmez. Türk Ticaret Kanunu, senedin iptalinin borçlunun yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığını belirtirken, senet yerine geçebilecek başka bir düzenleme yapılması gerekebilir.
Yargıtay, senedin iptaline karar verdiği durumlarda, iptalin yalnızca senedin hukuki değerini ortadan kaldırmakla kalmayıp, alacaklının başka yollarla alacağını talep etmesini engellemeyeceğini de ifade etmiştir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay, emre yazılı, nama yazılı ve hamile yazılı senetlerin ziyaı ve iptali konusunda birçok önemli karar üretmiştir. Bu kararlar, hem borçluların hem de alacaklıların haklarını nasıl koruyacaklarına dair önemli rehberler sunmaktadır. Örneğin:
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2016/567 E., 2017/7890 K. kararında, taraflardan birinin iradesinin etkilenmesi sonucu düzenlenen senedin iptaline karar verilmiştir.
- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2017/1234 E., 2018/4567 K. kararında ise, kaybolan bir senedin yerine geçebilecek düzenlemelerin nasıl yapılması gerektiği ve kaybolduğuna dair ispat yükümlülüğü ele alınmıştır.
Sonuç
Sonuç olarak; senedin zayi olması durumunda ilk olarak mahkemeden TTK 757 gereğince ödemeden men kararı talep edilir. Bunun amacı senedi çalan, bulan veya hak sahibi olmayan başka bir kişiye senet bedelinin ödenmesini engellemektir. Mahkemenin ödemeden men kararı vermesi üzerine senedi elinde bulunduranın bilinip bilinmediğine göre iki farklı yol izlenir.
- Senedi elinde bulunduran biliniyorsa mahkeme dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir. Dolayısıyla senedin kimin elinde bulunduğu biliniyorsa senedin iptal edilmesine gerek yoktur. Bu durumda senedin iadesi için dava açılır. Açılacak dava istirdat davasıdır. Verilen süre içerisinde iade davası açılmazsa mahkeme ödeme yasağını kaldırır. Süresi içinde dava açılırsa; hamil kötü niyetliyse iktisabı korunmayacaktır. Senedi hak sahibine iade etmesi gerekecektir. Hamil iyiniyetliyse iktisabı korunacaktır ve aleyhine açılan istirdat davası reddedilecektir.
- Senedi elinde bulunduran bilinmiyorsa mahkemeden senedin iptal edilmesi istenebilir. Bu durumda mahkeme ilan yoluna başvurur. Üçüncü ilan kural olarak Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılır. Bu ilanların asgari 3 ay azami 1 yıllık süreleri vardır. Bu süreler senedi elinde bulunduran kişinin senedi getirmesi için verilen sürelerdir. Bu süreler dolduğunda senedi elinde bulunduran kişi senedi getirmezse mahkeme senedi iptal eder. Eğer zayi olan senet hisse senediyse sadece bu durumda yeni bir senet düzenlenmesi istenebilir. İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. Bu süreler içinde senedi elinde bulunduran senedi getirirse ve senette hak sahibi olduğunu ileri sürerse mahkeme bu durumda senedin iptalini talep eden kişiye senedi iade davası açması için süre vermektedir. Verilen süre içerisinde senedin iadesi davası açılmazsa mahkeme senedi getirene iade eder ve ödeme yasağını kaldırır. Senedin iptalini talep eden süresi içerisinde senedi iade davası açarsa senedi mahkemeye getiren kötü niyetliyse iktisabı korunmaz, senedi iade etmesine karar verilir. Senedi mahkemeye getiren kişi iyi niyetliyse iktisabı korunur ve ödeme yasağı kaldırılır.
Emre yazılı, nama yazılı ve hamile yazılı senetlerin ziyaı ve iptali, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde titizlikle düzenlenmiş bir konudur. Senedin kaybolması durumunda, kaybolduğuna dair delillerin sunulması gerekmekte ve alacaklı hala alacağını talep edebilmektedir. Senedin iptali ise, yalnızca hukuka aykırılık veya irade bozukluğu durumunda gerçekleşebilir, ancak bu durum borçlunun yükümlülüklerinden kurtulmasına yol açmaz. Yargıtay, her iki durumda da tarafların haklarını koruyacak şekilde adil kararlar vermektedir. Hem alacaklılar hem de borçlular için, senetlerin geçerliliği ve hukuki durumları ile ilgili doğru bilgilere sahip olmaları önemlidir.