Hizmet tespit davası, işçi ve işveren arasındaki iş ilişkilerinin, sosyal güvenlik sistemine yansıyan boyutunu düzenleyen önemli bir davadır. Sigortalı çalışmanın tespiti ve buna bağlı olarak sigorta primlerinin hesaplanması, sigortalı bireylerin sosyal güvenlik haklarının teminat altına alınması açısından büyük önem taşımaktadır. Sigortalının çalışma süresinin tespit edilmemesi, çalışanların emeklilik, sağlık sigortası, işsizlik sigortası gibi önemli haklardan mahrum kalmalarına yol açabilir. İşte bu noktada, hizmet tespit davaları devreye girer.

Hizmet Tespit Davası Nedir?

Hizmet tespit davası, sigortalı bir kişinin çalıştığı dönemdeki sigorta kaydının yapılmaması veya eksik yapılması halinde açılan bir davadır. Bu dava ile sigortalı kişi, çalıştığı dönemin sigortalı olarak kabul edilmesini talep eder. Özellikle sigortalı olarak kaydedilmeyen veya eksik kaydedilen çalışma sürelerinin tespiti bu davanın temel amacıdır.

Sosyal güvenlik açısından önemli olan bu davada, sigortalı kişinin işyerinde çalıştığı süre, prim ödeme gün sayısı ve bu süreye ait kazançlar mahkeme kararıyla tespit edilir. İşçinin çalışma süresi, işverenin kayıtlarında yer almadığı takdirde, işçi veya mirasçıları, bu sürenin tespitini talep edebilirler.

Hizmet Tespit Davasında Görevli Mahkeme

Hizmet tespit davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre, iş mahkemelerinde açılmalıdır. Eğer iş mahkemesi bulunmayan bir yerleşim yerinde ikamet ediliyorsa, asliye hukuk mahkemelerinde de dava açılabilir. İş mahkemeleri, işçi ile işveren arasında meydana gelen tüm iş ilişkilerini düzenleyen davalara bakma yetkisine sahiptir.

Mevzuat Hükmü:

  • İş Mahkemelerinin Görevi (4857 Sayılı İş Kanunu, Madde 2): “İş mahkemeleri, işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinden doğan her türlü davaya bakmakla görevlidir.”

Hizmet Tespit Davasında Zamanaşımı Süresi

Hizmet tespit davaları, belirli bir zamanaşımı süresine tabidir. Sigortalı, sigortalı olarak kaydedilmediği veya eksik kaydedildiği döneme ilişkin tespit talebini, çalıştığı yılın sonundan itibaren beş yıl içinde açmalıdır. Sigortalı ölmüşse, mirasçıları da bu süreyi, sigortalının ölüm tarihinden itibaren 5 yıl içinde kullanabilir. Bu süre, hak düşürücü bir süre olup, geçildiğinde dava açılması mümkün değildir.

Önemli Not: Hak düşürücü süre, süresi içinde dava açılmadığı takdirde, davanın reddedilmesine neden olur.

Mevzuat Hükmü:

  • 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Madde 86/8: “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.”

Hizmet Tespit Davasında İspat

Hizmet tespit davalarında, ispat yükümlülüğü sigortalıya aittir. Ancak, Yargıtay’ın içtihatları, işçinin bu davada aciz durumda olmasını göz önünde bulundurur ve kamu düzeni ile ilgili bir dava olması nedeniyle hâkimlere re’sen araştırma yükümlülüğü getirir. Bu durum, işçilerin genellikle işverenin kayıtları ve SGK belgeleri ile karşılaştıkları zorlukları aşabilmelerini sağlar.

İşçi, davasını ispatlamak için resmi belgeler sunmak zorunda değildir. Mahkemeye tanık, işyeri sicil dosyası, ücret bordrosu, dernek ve esnaf sicil kaydı gibi her türlü delil sunulabilir. Ancak, yemin delili bu davada geçerli değildir. Yargıtay içtihatlarında, delillerin eşdeğer olması durumunda, eşdeğer delil ile ispat edilen bir durumun tanık beyanı ile çürütülemeyeceği belirtilmiştir.

Mevzuat Hükmü:

  • HMK Madde 200/2: “Taraflar, iddialarını ispatla yükümlüdür. Mahkeme, iddiaların doğruluğunu araştırarak karar verir.”
  • 5510 Sayılı Kanun, Madde 4/1-a: “Sigortalı, işe giriş bildirgesi veya prim ödeme gün sayısının tespiti için işyerinden alacağı belgelerle ispatlayabilir. Mahkeme, gerekirse tanık dinlemesine de karar verebilir.”

Hizmet Tespit Davasında Açılabilme Koşulları

Bir işçi veya mirasçısı hizmet tespit davası açabilmesi için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir:

  1. İşyerinin SGK Kapsamında Olması: Davanın açılabilmesi için, işyerinin SGK kapsamında faaliyet gösteriyor olması gerekir.
  2. Sigorta Kayıtlarının Bulunmaması: Sigortalı kişi, çalıştığı dönemde sigorta kaydı yapılmamış veya eksik yapılmış olmalıdır. SGK’ya bildirilmeyen bir sigortalı için hizmet tespit davası açılabilir.
  3. Beş Yıl İçerisinde Dava Açılması: Çalışma dönemi bitiminden itibaren 5 yıl içinde hizmet tespit davası açılmalıdır.
  4. Sigortalının Fiilen Çalışması: Davacının işyerinde fiilen çalışmış olması gerekmektedir.

Mevzuat Hükmü:

  • 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Madde 86/8: “İşveren tarafından kuruma bildirilmeyen veya çalıştıkları SGK tarafından tespit edilemeyen işçiler, çalıştıkları sürenin tespitini, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan itibaren beş yıl içinde iş mahkemesine başvurarak talep edebilirler.”

Hak Düşürücü Sürenin İstisnaları

Hizmet tespit davalarındaki hak düşürücü süre mutlak bir nitelik taşımamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarında yer alan bazı istisnalar ile bu süreler esnetilebilir.

  1. Müfettiş Raporu veya Tahkikat Raporu: Eğer müfettişler tarafından bir durum tespit tutanağı veya tahkikat raporu hazırlanmışsa, bu durumun doğruluğu kabul edilir ve hak düşürücü süre işlemez.
  2. Asgari İşçilik İncelemesi ve İcra Takibi: Asgari işçilik incelemesi sonucunda işverenin sigorta primleri, SGK tarafından tahsil edilmişse, bu durum da zamanaşımını engelleyebilir.
  3. İşverenin Ücret Bordrosunda Sigorta Primi Kesmesi, Ancak Yatırmaması: İşveren, sigortalıdan sigorta primi kesmiş ancak SGK’ya yatırmamışsa, bu durumda da hizmet tespit davası açılabilir.
  4. Sigortalının Memurluğa Geçişi: Sigortalının memurluğa geçişi halinde, çalıştığı süre sigorta başlangıcı olarak kabul edilir ve hak düşürücü süre geçerli olmayabilir.
  5. İşe Giriş Bildirgesinin Verilmesi, Bordro ve Primlerin Yatırılmaması: İşe giriş bildirgesi zamanında verilmiş, ancak primler yatırılmamışsa, sigortalının hizmet süresi tespit edilmemiş sayılabilir.
  6. Kesin Hüküm Taşıyan Yargı Kararları: İşçiye ait alacaklar ile ilgili olarak kesinleşmiş bir yargı kararı varsa (örneğin kıdem tazminatı, ücret alacağı gibi), bu durum da hak düşürücü süreyi geçersiz kılabilir.

Mevzuat Hükmü:

  • Yargıtay İçtihatları: Yargıtay, belirli durumlarda (müfettiş raporu, asgari işçilik incelemesi gibi) hak düşürücü süreyi geçerli kabul etmemektedir.

Hizmet Tespit Davasını Kim Açabilir?

Hizmet tespit davası, işçinin kendisi tarafından veya işçi ölmüşse mirasçıları tarafından açılabilir. Eğer sigortalı kişi hayatta ise, bu dava, çalıştığı dönemin sonundan itibaren beş yıl içinde açılmalıdır. Sigortalı ölmüşse, dava açma hakkı, sigortalının ölüm tarihinden itibaren başlar ve mirasçılar bu hakkı kullanabilir.

Mevzuat Hükmü:

  • 5510 Sayılı Kanun, Madde 86/8: “Sigortalının ölümü halinde, mirasçıları, sigortalının ölüm tarihinden itibaren 5 yıl içinde hizmet tespit davası açabilirler.”

EYT Nedir?

EYT, “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” olarak bilinen ve özellikle son yıllarda Türkiye’de gündemdeki en önemli sosyal güvenlik meselelerinden biridir. EYT, sigortalı çalışanların prim ödeme süresini doldurmuş olmalarına rağmen, emekli olabilmek için yaş şartını yerine getirmedikleri için emekli olamamalarını ifade eden bir durumdur. Türkiye’de emeklilik için belirli bir yaşın doldurulması gerekmektedir. Ancak, geçmişte emeklilik yaşı ile ilgili yapılan düzenlemeler, bazı çalışanların prim ödeme gün sayısını tamamlamış olmalarına rağmen yaş nedeniyle emekli olamamalarına sebep olmuştur. 1999 yılında çıkarılan 4447 sayılı kanunla, emeklilik yaşı kademeli olarak artırılmıştır ve bu durum, özellikle eski düzenlemelere göre emeklilik hakkı kazanmış ancak yaş nedeniyle emekli olamayan çalışanları mağdur etmiştir.

Bu mağduriyetin giderilmesi amacıyla 2022 yılında yapılan düzenlemeler ile EYT’li çalışanların emekli olabilmesi için prim ödeme süresi ve sigortalılık gün sayısı şartlarının yerine getirilmesi halinde yaş koşulundan muaf tutulmaları sağlanmıştır. Bu düzenleme ile EYT’lilerin emeklilik hakkı elde etmesi amaçlanmıştır.

EYT Düzenlemeleri ve Hizmet Tespit Davaları

EYT, sigortalı çalışanların emekli olabilmesi için prim ödeme süresi gibi temel şartları yerine getirmeleri gerektiğini ifade etmektedir. Ancak emeklilik yaşı artırıldığında ve sigortalılık süresi dolduğunda, yaşa takılan çalışanlar bu düzenleme kapsamında mağduriyet yaşamaktadırlar. Emeklilik yaşını doldurmuş olan, ancak prim gün sayısı veya sigortalılık süresi eksik olduğu için emekli olamayan kişilerin haklarının tespit edilmesi ve tamamlanması için “hizmet tespit davaları” önemli bir araçtır. Bu davalar, sigortalıların, SGK kayıtlarında eksik olan veya hatalı bildirilen çalışma sürelerinin ve prim gün sayılarının doğru bir şekilde tespit edilmesi için açılır.


Sonuç

Hizmet tespit davası, işçilerin sosyal güvenlik haklarını teminat altına almak ve sigorta primlerinin doğru şekilde ödenmesini sağlamak adına kritik bir öneme sahiptir. Sigortalı kişinin çalıştığı sürenin tespit edilmesi, yalnızca emeklilik sürecini değil, aynı zamanda işçi sağlığı ve güvenliği gibi diğer sosyal güvenlik haklarının da garanti altına alınmasına olanak sağlar. Yargıtay’ın içtihatları, bu davaların işçilerin lehine olacak şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.