Giriş
Dijital çağın getirdiği en önemli sorunlardan biri, internet ortamında yayılan içeriklerin bireylerin kişisel haklarını ihlal etme potansiyelidir. İnternetin global yapısı, içeriklerin hızla yayılmasına neden olurken, bazen bireylerin özel hayatlarına dair bilgiler, yanlışlıklar veya olumsuz içerikler dijital ortamlarda kalıcı hale gelebilir. Bu durum, bireylerin hem özel hayatlarını hem de kişilik haklarını ihlal edebilir. Bu bağlamda, çeşitli mevzuatlar, dijital dünyada hak ihlallerinin önüne geçilmesi için hukuki çerçeveler sunmaktadır. Türkiye’deki mevzuat çerçevesinde, unutulma hakkı ve kamu yararı nedeniyle erişimin engellenmesi gibi düzenlemeler, bireylerin dijital haklarını koruma altına almak için önemli araçlar sunmaktadır.
Bu makale, Türkiye’deki mevzuat hükümleri ışığında, unutulma hakkı ve kamu yararı nedeniyle erişimin engellenmesi prosedürlerini inceleyerek, dijital dünyada kişisel hakların korunması sürecine dair hukuki bir bakış açısı sunmayı amaçlamaktadır.
Unutulma Hakkı: Kişisel Hakların Dijital Ortamda Korunması
Unutulma hakkı, bireylerin dijital ortamda yer alan ve özel hayatlarını ihlal eden içeriklerin silinmesi veya erişimlerinin engellenmesi talebinde bulunabilmesidir. Bu hak, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 2014 tarihli Google Spain SL ve Google Inc. vs Agencia Española de Protección de Datos (AEPD) ve Mario Costeja González kararına dayanmaktadır. Söz konusu kararda, bireylerin arama motorları aracılığıyla yaygınlaşan eski haber ve bilgilerin silinmesini talep edebilme hakkı tanınmıştır. Türkiye’de ise unutulma hakkı, Anayasa ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiştir.
Hukuki Dayanaklar
- Anayasa: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 20. maddesi, özel hayatın gizliliği ve korunmasına dair hükümleri içermektedir. Bu madde, her bireyin özel hayatının, aile hayatının ve konutunun dokunulmaz olduğunu belirtmekte ve kişisel verilerin korunması gerektiğini vurgulamaktadır. Anayasa’nın bu maddesi, dijital ortamda kişisel verilerin korunmasını ve özel hayatın gizliliğinin ihlalini engellemeyi amaçlayan tüm yasal düzenlemelerin temel dayanağıdır.
- 5651 Sayılı Kanun: Türkiye’de internet ortamındaki içeriklerin düzenlenmesi ve kontrol edilmesi amacıyla çıkarılan 5651 sayılı Kanun’un 9/A maddesi, özel hayatın gizliliği ihlali nedeniyle içeriklerin engellenmesini öngörmektedir. Bu düzenleme, özellikle kişisel bilgilerin ifşa edilmesi, taciz, kimlik hırsızlığı gibi durumlarla karşılaşan bireylerin başvurabileceği bir çözüm sunmaktadır.
5651 sayılı Kanun’un 9/A maddesi, internet ortamında yayılan içeriklerin özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi durumunda, doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)’na başvurulabileceğini belirtmektedir. Başvuru sonrasında, BTK Başkanı erişimin engellenmesi kararını verebilir. Ancak bu kararın geçerliliği, Sulh Ceza Hakimliği tarafından onaylanmalıdır. Bu sistem, dijital ortamda bireylerin haklarının korunmasını sağlarken, denetim mekanizmalarını da öngörmektedir.
Unutulma hakkı kapsamında başvurulabilecek bir diğer yol ise, içerik sağlayıcısına veya yer sağlayıcısına başvurudur. Eğer içerik sağlayıcı bu talebi yerine getirmezse, Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuru yapılabilir ve mahkeme, ilgili içeriğin özel hayatı ihlal edip etmediğine karar verir. 5651 sayılı Kanun’un 9/A maddesi, dijital ortamda kişilik haklarının korunması amacıyla önemli bir hukuki çerçeve sunmaktadır.
Unutulma Hakkı ve Kamu Yararı Arasındaki Denge
Unutulma hakkının uygulanmasında, kamu yararı ilkesinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Örneğin, toplumsal düzeni koruma amacı güden, kamu güvenliğini ilgilendiren bir içerik, unutulma hakkı çerçevesinde silinmemelidir. Burada, mahkeme ve idari otoritelerin, kişisel haklar ile toplumun genel yararı arasındaki dengeyi gözetmesi kritik bir öneme sahiptir.
Kamu Yararı Nedeniyle Erişimin Engellenmesi
Kamu yararı nedeniyle erişimin engellenmesi, dijital ortamda yayılan içeriklerin toplumsal düzeni veya güvenliği tehdit etmesi durumunda alınan bir tedbirdir. Türkiye’deki 5651 sayılı Kanun, toplumsal düzeni tehdit eden içeriklerin engellenmesi ve silinmesi için bir dizi düzenleme getirmiştir. Kanun, terör, çocuk istismarı, uyuşturucu madde kullanımı gibi tehlikeli içeriklerin yayılmasının engellenmesine olanak tanımaktadır.
Hukuki Dayanaklar
- 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi: Bu madde, kamu düzenini tehdit eden, toplumun güvenliğini tehlikeye atan içeriklerin engellenmesini sağlamaktadır. Erişim engellenmesi talebi, içerik sağlayıcılarının yanı sıra, Cumhuriyet savcıları tarafından da yapılabilir.
- Türk Ceza Kanunu: Türk Ceza Kanunu’nda, suç teşkil eden dijital içeriklere ilişkin hükümler de bulunmaktadır. Özellikle terör örgütü propagandası, çocuk istismarı ve nefret söylemi gibi suçlar, dijital ortamlarda ciddi tehditler oluşturmakta olup, bu tür içeriklere dair erişim engellenmesi işlemi, Sulh Ceza Hakimliği kararı ile hızlı bir şekilde yapılabilmektedir.
Kamu Yararı Nedeniyle Erişimin Engellenmesinin Uygulama Alanları
- Terörizm: Terör örgütü propagandası yapan içerikler, toplumu kamusal düzende tehdit edebilir ve kamu güvenliğine zarar verebilir. Bu nedenle, söz konusu içerikler devletin müdahalesiyle hızla engellenmektedir.
- Çocuk Cinsel İstismarı: Çocuklara yönelik cinsel istismarı içeren içeriklerin dijital ortamda yayılması, yalnızca bireylerin haklarını ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni de tehdit eder. Bu tür içerikler hakkında, 5651 sayılı Kanun’a dayanarak, sulh ceza hâkimliği tarafından engellenmesi kararı alınabilir.
- Uyuşturucu Madde Kullanımı: Uyuşturucu madde kullanımı teşvik eden içerikler, toplumu ve bireylerin sağlığını tehdit eder. Bu tür içeriklere karşı erişim engelleme kararı, adli merciler tarafından alınabilir.
- Nefret Söylemi ve Şiddet İçerikleri: Şiddet, ayrımcılık veya nefret söylemi içeren içerikler de kamu düzenini tehdit edebilir. Bu tür içeriklerin engellenmesi, toplumsal barışın korunması açısından önemlidir.
Unutulma Hakkı ve Kamu Yararı Arasındaki Hukuki Denge
Unutulma hakkı ile kamu yararı arasında bir denge kurmak, dijital ortamda bireylerin haklarının korunması için kritik öneme sahiptir. Unutulma hakkı, bireylerin kişisel verilerinin korunmasını ve özel hayatlarının güvence altına alınmasını sağlarken, kamu yararı gerektiren içeriklerin engellenmesi, toplumun düzenini ve güvenliğini koruma amacını taşır. Bu iki kavram, bazen birbiriyle çatışan alanlara girebilir. Örneğin, unutulma hakkı çerçevesinde silinmek istenen bir içerik, kamu yararı taşıyan ve toplum için kritik öneme sahip bir bilgi olabilir.
Bu noktada, mahkemeler ve idari otoriteler, kişisel hakları ve kamu yararını dengede tutarak, her iki tarafın da korunmasını sağlayacak kararlar almak zorundadır. Mahkemeler, kişisel hakların ihlali ve toplumun faydası arasında objektif bir denge kurarak, hem bireylerin haklarını hem de toplumsal düzeni güvence altına almalıdır.
Erişimin Engellenmesi Kararına İtiraz Nasıl Yapılır?
Erişimin engellenmesi, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Kanunu‘nun hükümleri doğrultusunda alınan bir karardır. Bu karar, genellikle kişisel hakların ihlali, özel hayatın gizliliğinin ihlali veya kamu güvenliğinin tehdit edilmesi gibi durumlarla ilişkilidir. Erişimin engellenmesi kararı, Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir ve içeriklerin internet ortamında yayılmasını engellemek için uygulanır.
Ancak, erişim engelleme kararına karşı itiraz hakkı bulunmaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde, bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde bir üst mahkemeye itiraz başvurusu yapılabilir. İtirazda, içeriklerin hukuki gerekçelerle yanlış bir şekilde engellendiği gösterilmeli ve somut delillerle desteklenmelidir. Hakim, yapılan itirazı değerlendirerek kararı gözden geçirir. Eğer itiraz yerinde görülürse, erişim engelleme kararı kaldırılabilir.
Sosyal Medyada İçerik Silme ve Kaldırma Süreci
YouTube, Facebook, Twitter, Instagram gibi popüler sosyal medya platformlarında içerik silme veya kaldırma talepleri, yalnızca 5651 sayılı Kanun‘un değil, aynı zamanda platformların kendi topluluk kurallarına dayanarak değerlendirilir. Bu platformlar, kullanıcıların şikayetleri doğrultusunda içeriklerin incelenmesi için özel ekipler oluşturmuşlardır.
Eğer bir kullanıcı, özel hayatını ihlal eden, nefret söylemi içeren ya da suç teşkil eden bir içerik ile karşılaşırsa, ilk olarak ilgili sosyal medya platformunun içerik bildirim sistemi üzerinden başvuru yapmalıdır. Platformun şikayet ekibi, içerik üzerindeki incelemeyi gerçekleştirir. Ancak, içerik platformlar tarafından kaldırılmadığı takdirde, Sulh Ceza Hakimliği‘ne başvuru yapılabilir. Mahkeme, başvuru yapılan içeriği değerlendirerek içeriğin kaldırılması veya erişimin engellenmesi kararını verebilir.
Bu süreç, hem bireylerin kişisel haklarının korunmasını sağlamakta hem de sosyal medya platformlarının daha güvenli hale gelmesine katkıda bulunmaktadır. İçeriklerin kaldırılması ve erişim engellenmesi kararları, hem içerik sağlayıcıları hem de kullanıcılar için önemli bir hukuki araçtır.
Arama Motorlarında İçerik Silme veya Kaldırma Talepleri
Google, Yandex, Bing gibi arama motorlarında içerik kaldırma talepleri, genellikle unutulma hakkı çerçevesinde yapılır. Unutulma hakkı, dijital ortamlarda eski ve hatalı bilgilerle karşılaşılan bireylerin, bu içeriklerin silinmesini veya bağlantılarının kaldırılmasını talep etme hakkıdır. Bu tür başvurular, 5651 sayılı Kanun çerçevesinde yapılmaktadır.
Başvuru süreci, önce ilgili arama motorunun içerik kaldırma başvuru formunun doldurulmasıyla başlar. Bu talepler genellikle, özel hayatın gizliliği, iftira, kişilik haklarının ihlali gibi gerekçelere dayandırılmaktadır. Arama motoru, başvuruyu reddederse, kullanıcı, Sulh Ceza Hakimliği‘ne başvurarak içerik bağlantısının kaldırılmasını talep edebilir. Mahkeme, başvuruyu değerlendirerek, gerekçeye uygun görürse içerik bağlantısının arama sonuçlarından kaldırılmasına karar verir. Bu süreç, dijital ortamda bireylerin haklarının korunmasına yönelik önemli bir mekanizma sağlamaktadır.
Yayından Çıkarılma ve Erişimin Engellenmesi Arasındaki Farklar
İçeriğin yayından çıkarılması ile erişimin engellenmesi arasındaki fark, içeriklerin erişilebilirliğini etkileyen yöntemlerdeki farklılıktan kaynaklanır. Yayından çıkarılma, içeriğin web sayfasının sunucusundan tamamen silinmesi anlamına gelir ve bu işlem dünya çapında geçerlidir. Yani, yayından çıkarılmış bir içerik, yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünya genelinde erişilemez hale gelir. Ayrıca, VPN kullanarak bile yayından çıkarılmış içeriklere ulaşmak mümkün değildir.
Diğer yandan, erişimin engellenmesi, yalnızca Türkiye’de geçerli bir uygulamadır. Bu durumda, içerik dünya çapında yayılmaya devam ederken, sadece Türkiye’deki kullanıcılar bu içeriğe ulaşamazlar. Bu tür kararlar genellikle, kişisel hakların ihlali, toplumsal düzenin tehdit edilmesi ya da suç teşkil eden içeriklere karşı alınmaktadır.
Erişim Engelleme Kararlarının Sona Ermesi Durumları
Erişim engelleme kararlarının sona ermesi, birkaç farklı durumda gerçekleşebilir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‘na göre, bu tür kararlar, kararı veren mahkemeye veya ilgili mercilere itiraz edilerek gözden geçirilebilir. İtiraz süresi, kararı öğrendikten sonra 7 gündür. İtiraz, doğrudan üst mahkemeye değil, kararı veren mahkemeye yapılır.
İtiraz başvurusu üzerine, karar yerinde görülürse veya uygun bulunmazsa, itiraz dosyası üç gün içinde yetkili merciye gönderilir ve ilgili merciler itirazı değerlendirdikten sonra, kararın geçerli olup olmadığına karar verirler. Eğer itirazın kabul edilmesi halinde, erişim engelleme kararı kaldırılabilir.
Ayrıca, içerik internet sitesinden kaldırıldığında, Cumhuriyet Savcılığı veya Mahkeme tarafından erişim engelleme kararı kaldırılabilir ve bu karar, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)‘na iletilir. Bu tür hukuki işlemler, dijital ortamda bireylerin haklarını ihlal eden içeriklerin kaldırılmasını ve internetin güvenli hale gelmesini sağlamak amacıyla önemlidir.
İçerik Sağlayıcılar ve Sorumlulukları
İçerik sağlayıcılar, internet ortamında kullanıcıların erişimine sundukları verileri üreten, değiştiren veya sağlayan gerçek ya da tüzel kişilerdir. 5651 sayılı Kanun’a ve ilgili uygulama yönetmeliğine göre içerik sağlayıcı, sunduğu her türlü içerikten sorumludur. İçerik sağlayıcıları, ses, görüntü, yazılım veya oyun gibi dijital içerikleri sağlayan ve bunları internet ortamında kullanıcılara ulaştıran kişiler olarak tanımlanır.
Yönetmelik, içerik sağlayıcıların sorumluluğunu iki temel alanda açıkça belirtmektedir:
- Hukuki Sorumluluk: İçerik sağlayıcı, sunduğu içeriklerin hukuka aykırı olup olmadığını denetlemekle yükümlüdür. İçeriğin hukuka aykırılığından sorumlu olabilirler, ancak bu sorumluluk, içerik sağlayıcının bağlantı sağladığı dış içerikler için geçerli değildir. Ancak, bağlantı sağladığı içeriği benimsemesi durumunda sorumluluk doğar.
- Cezai Sorumluluk: İçerik sağlayıcılar, yayınladıkları içerikler nedeniyle cezai sorumluluk taşıyabilir. Bu sorumluluk, hukuka aykırı içeriklerin yayılmasından dolayı ortaya çıkabilir. Aynı zamanda, içerik sağlayıcılar mahkemeler tarafından verilen erişim engelleme ve içerik kaldırma taleplerine de uymak zorundadır.
Yer Sağlayıcılar ve Sorumlulukları
Yer sağlayıcılar, internet üzerinde hizmet ve içerik barındıran sistemleri sağlayan ya da işleten gerçek ya da tüzel kişilerdir. Örneğin, sosyal medya platformları gibi, kullanıcıların içeriklerini barındıran web siteleri yer sağlayıcılar olarak kabul edilir.
Yer sağlayıcıların sorumluluğu, özellikle hukuka aykırı içeriklerin yayından kaldırılmasıyla ilgilidir. 5651 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer sağlayıcılar için belirli yükümlülükler yer alır. Eğer yer sağlayıcı, kullanıcıların yüklediği içeriklerin hukuka aykırı olduğuna dair bir başvuru alırsa, içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Eğer yer sağlayıcı, bu yükümlülüğüne uymayarak hukuka aykırı içerikleri yayında tutarsa, ağır cezai sorumluluk altına girebilir. Bu tür ihlaller için yer sağlayıcılara 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesi mümkün olabilir.
Erişim Sağlayıcılar ve Sorumlulukları
Erişim sağlayıcılar, internet kullanıcılarının internet ortamına erişimini sağlayan işletmelerdir. Türk Telekom, Vodafone ve Turkcell gibi firmalar, erişim sağlayıcılar arasında yer alır. Erişim sağlayıcıların, kullanıcılarının eriştiği içeriklerin içeriğini denetleme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak, 5651 sayılı Kanun’a göre, erişim sağlayıcılar, bir içeriğin hukuka aykırı olduğuna dair bir bildirim alırlarsa, bu içeriğe erişimi engellemekle yükümlüdürler.
Erişim sağlayıcıların, kullanıcıların yüklediği içerikler konusunda herhangi bir denetim yapma sorumluluğu yoktur. Ancak, hukuka aykırı içeriklerle ilgili, Başkanlık tarafından yapılan bildirimlere hızlı bir şekilde yanıt vererek, erişimi engelleme yükümlülüğü taşırlar.
Toplu Kullanım Sağlayıcıları ve Sorumlulukları
Toplu kullanım sağlayıcıları, internet erişimini belirli bir süre zarfında ve belli bir yerde sağlayan işletmelerdir. Bu tip sağlayıcılar genellikle internet kafeler veya diğer benzeri işletmelerdir. 5651 sayılı Kanun, toplu kullanım sağlayıcılarını da sorumlu tutar, ancak sorumluluklarının kapsamı, ticari olup olmamalarına göre değişir.
Ticari Amaçla Çalışan Toplu Kullanım Sağlayıcıları:
Ticari amaçla faaliyet gösteren toplu kullanım sağlayıcılarının, yerel mülki amirden izin alması gerekir. Ayrıca, bu işletmelerin, internet kullanımına dair denetim ve düzenlemelere uymaları beklenir. İzin belgesi almak ve denetim kurallarına uymak bu tür işletmeler için zorunludur.
Diğer Toplu Kullanım Sağlayıcıları:
Ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcıları da, suç içeren içeriklerin erişiminin engellenmesi ve erişim kayıtlarının tutulması konularında sorumluluk taşırlar.
Toplu kullanım sağlayıcılarının, çocukları ve aileyi korumaya yönelik tedbirler alması, suçların önlenmesi ve suçluların tespiti konularında da sorumlulukları vardır. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen toplu kullanım sağlayıcıları, belirli idari yaptırımlarla karşılaşabilirler. Örneğin, ihlalin niteliğine göre, 30 bin TL’ye kadar idari para cezası verilebilir veya ticari faaliyetlerine 3 güne kadar ara verilmesi sağlanabilir.
Sonuç
İnternet ortamında işlenen suçlarla mücadele etmek ve kişisel hakları korumak amacıyla, Türkiye’de 5651 sayılı Kanun kapsamında erişim engellemeleri ve içerik kaldırma kararları uygulanmaktadır. Bu kararlara karşı itiraz etmek mümkündür ve itiraz süreci, hukuki temellere dayalı bir inceleme sürecini gerektirir. İnternet aktörlerinin her birinin, içeriklerinin yayından kaldırılması ve erişim engellenmesi konularında belirli yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu düzenlemeler, dijital ortamda kullanıcı haklarını korumak ve interneti daha güvenli bir alan haline getirmek adına büyük bir önem taşımaktadır.