Türk Ceza Kanunu’nda (TCK), ceza hukukunun önemli kavramlarından biri olan zamanaşımı, suçların cezalandırılmasında ve infazında belirli bir zaman dilimi içinde işlemler yapılmasını gerektiren bir mekanizma olarak yer almaktadır. Zamanaşımı, iki ana kategoriye ayrılabilir: dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı. Her iki kavram da cezalandırma sürecinin belirli bir süreye tabi olması gerektiğini ifade eder ancak bu sürelerin başlangıcı, hesaplanışı ve sonuçları farklıdır. Bu makalede, dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımının farklı yönleri, uygulama alanları ve hukuki sonuçları ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.

Dava Zamanaşımı (TCK md. 66)

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre geçtikten sonra ceza kovuşturmasının yapılmasına imkân verilmeyen bir ceza hukuku kurumudur. Suç işlendiğinde, devletin cezalandırma hakkı zamanla sınırlıdır. Bu süre içinde dava açılmadığı veya açılan dava kanuni sürede sonuçlandırılmadığı takdirde, devletin cezalandırma hakkı sona erer. Dava zamanaşımı, suçun işlenmesinin ardından devletin ceza kovuşturmasını gerçekleştirme hakkını kullanmaktan vazgeçmesi anlamına gelir. Bu mekanizma, cezalandırma sisteminin etkinliğini sağlamak ve aynı zamanda suçla ilişkili toplumsal huzuru tesis etmek için geliştirilmiştir.

Madde Metni TCK m.66;

(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.

(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.

(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.

(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.

(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

Dava Zamanaşımı Süresinin Hesaplanması

Dava zamanaşımının süresi, her suç için kanunda belirlenen cezanın üst sınırına göre ayrı ayrı hesaplanır. TCK’nın 66. maddesinin 4. fıkrasına göre, dava zamanaşımı süresi suçun cezasının üst sınırına göre belirlenir. Örneğin, bir suçun cezası 10 yıl hapis cezası ise, dava zamanaşımı süresi 15 yıl olacaktır (TCK md. 66/1). Ancak bu hesaplama, suçun kanundaki ceza belirlemesine bağlıdır. Cezanın türü, süresi ve nitelikleri zamanaşımının süresini etkiler.

Olağan ve Uzamış Dava Zamanaşımı Süreleri

Dava zamanaşımı süresi, “olağan dava zamanaşımı” ve “uzamış dava zamanaşımı” olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan dava zamanaşımı, suçun işlenmesinin ardından belirli bir süreyi kapsar. Ancak, belirli sebeplerle zamanaşımının kesilmesi veya uzaması söz konusu olabilir. Bu durum, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri, failin yakalanamaması veya kovuşturmanın başlamaması gibi durumlarda devreye girer. Uzamış dava zamanaşımı süresi, dava zamanaşımının olağan sürelerine ek süreler eklenmesini sağlar.

TCK 66/3’te belirtilen nitelikli halleri göz önünde bulundurarak, dava zamanaşımını etkileyen durumlar şöyle sıralanabilir:

  • Suçun nitelikli halleri işlenmişse, dava zamanaşımı süresi suçun nitelikli haline göre hesaplanır.
  • Suçun işleniş şekli, failin durumu veya suçun işlenme yeri gibi faktörler dava zamanaşımını etkileyebilir.

Dava Zamanaşımının Başlangıcı

TCK 66/6’ya göre, dava zamanaşımı süresi suçun işlendiği günden itibaren işlemeye başlar. Ancak, bazı özel durumlar ve suç tiplerine göre bu başlangıç tarihi değişebilir:

  • Tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden itibaren zamanaşımı süresi başlar.
  • Teşebbüs halinde kalan suçlarda ise son hareketin yapıldığı günden itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
  • Kesintisiz suçlar (mütemadi suçlar) için suçun temadinin sona erdiği günden itibaren zamanaşımı başlar.
  • Zincirleme suçlar için son suçun işlendiği günden itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
  • Çocuklara karşı işlenen suçlarda ise, suçun işlendiği tarihten itibaren değil, mağdurun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren dava zamanaşımı süresi başlar.

Dava Zamanaşımı Süresinin İstisnaları

Bazı suçlar için dava zamanaşımı süresi işlemeyebilir. Özellikle, uluslararası suçlar veya yurt dışında işlenen bazı suçlar için dava zamanaşımı süresi uygulanmaz. Bu tür suçlar her zaman soruşturulabilir ve kovuşturulabilir.

3. Dava Zamanaşımı ve Ceza Zamanaşımı Arasındaki Farklar

  • Dava zamanaşımı suçun işlenmesinin ardından başlar ve devletin cezalandırma hakkını kaybetmesine yol açar.
  • Ceza zamanaşımı ise mahkûmiyet kararının kesinleşmesinin ardından başlar ve infaz hakkının sona ermesine yol açar.

Özellikle, dava zamanaşımı süresi suçun işlendiği günden itibaren işlemeye başlarken, ceza zamanaşımı süresi mahkûmiyet kararının kesinleşmesinden sonra işlemeye başlar.

Dava Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

TCK md. 66/1’de belirtilen “olağan dava zamanaşımı süreleri” şu şekildedir:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlar için 30 yıl,
  • Müebbet hapis cezası gerektiren suçlar için 25 yıl,
  • 20 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlar için 20 yıl,
  • 5 yıldan fazla, 20 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlar için 15 yıl,
  • 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezası gerektiren suçlar için 8 yıl.

Bu süreler, failin yaşı ve suçun niteliği gibi faktörlere göre değişebilir. Çocuklar için daha kısa zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.

Çocuklar İçin Dava Zamanaşımı Süreleri

TCK md. 66/2, çocuklar için dava zamanaşımı sürelerini şu şekilde belirler:

  • 12-15 yaş arasındaki çocuklar için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda 15 yıl,
  • 15-18 yaş arasındaki çocuklar için aynı suçlar için zamanaşımı süresi 20 yıl olarak belirlenmiştir.

Dava Zamanaşımı Süresinin Kesilmesi (TCK md. 67)

Dava zamanaşımı süresi, adli makamların bazı işlemleri nedeniyle kesilebilir. Bu durumda, işlemin yapıldığı günden itibaren zamanaşımı süresi sıfırlanır ve yeniden işlemeye başlar. Bu kesilme, zamanaşımının toplam süresine yeni bir başlangıç oluşturur. Ayrıca, dava zamanaşımı süresi kesildiğinde, ilgili suç için kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısı kadar uzama olabilir (TCK md. 67/4).

Dava Zamanaşımının Kesilme Nedenleri

Türk Ceza Kanunu’nun 67. maddesi, dava zamanaşımını kesen sebepleri sınırlı bir şekilde belirlemiştir. Bu nedenler şunlardır:

  • İfade Alma İşlemi: Savcılık tarafından alınan ifadeler dava zamanaşımını keser, ancak kolluk tarafından alınan ifadeler kesmez. Ayrıca, savcılığın ek ifadeleri de zamanaşımını kesmez.
  • Sorguya Çekilme İşlemi: Şüpheli veya sanıkların hakim veya mahkeme tarafından sorguya çekilmesi dava zamanaşımını keser. Örneğin, tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen kişinin sorgusu veya sanığın mahkemede ilk defa beyanının alınması, zamanaşımının kesilmesine yol açar. Ancak savcının aldığı ek ifadeler veya daha önce yapılan sorgular, zamanaşımını kesmez.
  • Tutuklama Kararı Verilmesi: Şüpheli veya sanıklardan herhangi biri hakkında tutuklama kararı verilmesi, dava zamanaşımını kesen bir başka sebeptir. Tutuklama kararı, ister sanığın yüze karşı verilmiş olsun isterse yokluğunda verilmiş olsun, zamanaşımını keser.
  • Suç ile İlgili İddianame Düzenlenmesi: Savcılık tarafından suçla ilgili düzenlenen iddianame de dava zamanaşımını kesen bir işlemdir.
  • Mahkemenin Mahkumiyet Kararı Vermesi: Ceza mahkemesinin sanık hakkında mahkumiyet kararı vermesi de dava zamanaşımını keser. Ancak beraat kararı veya davanın reddi gibi kararlar zamanaşımını kesmez.
  • Direnme Kararı: İstinaf mahkemesinin bozma kararına karşı yerel mahkeme tarafından verilen direnme kararı da dava zamanaşımını keser.

Zamanaşımının Kesilmesi ve Uzamış Dava Zamanaşımı Süresi

Dava zamanaşımının kesilmesi durumunda, zamanaşımı süresi yeniden başlar ve uzamış zamanaşımı süresi uygulanır. Uzamış zamanaşımı süresi, kesilme sonrasında hesaplanan yeni süre olup, olağan zamanaşımı süresinin en fazla yarısı kadar uzar.

Örneğin, bir suçun işlendiği tarihte zamanaşımı süresi 8 yıl iken, bir yıl sonra savcılığın şüpheliden ifade alması işlemiyle zamanaşımı kesilmişse, zamanaşımı süresi yeniden başlar ve bu süreye ek olarak 8 yılın yarısı kadar bir uzama eklenir. Böylece zamanaşımı süresi toplamda 12 yıl olabilir.


Dava Zamanaşımının Hesaplanması

Dava zamanaşımının kesilmesi durumunda, sürenin hesaplanması önemlidir. TCK md. 67/4’e göre, dava zamanaşımının kesilmesiyle birlikte yeni bir sürecin başlatıldığı unutulmamalıdır. Bu kesilme işlemleri tek bir sebep ile değil, birden fazla sebeple de gerçekleşebilir. Her kesilme, bağımsız olarak zamanaşımını keser ve en son kesme işlemi sonrası zamanaşımı sıfırlanarak yeniden işlemeye başlar.

Örneğin, 01.01.2016 tarihinde işlenmiş bir resmi evrakta sahtecilik suçu ile ilgili dava zamanaşımı süresi 8 yıl olmasına rağmen, bir yıl sonra 01.01.2017’de ifadenin alınması, dava zamanaşımını keser. Daha sonra, 01.06.2017 tarihinde iddianame düzenlenmesi ve 01.12.2017’de sanığın yakalanıp sorguya çekilmesi işlemleriyle dava zamanaşımı kesilmeye devam eder. Sonunda, mahkeme tarafından 01.01.2018’de mahkumiyet kararı verilmesiyle dava zamanaşımı süresi tekrar başlar.


Uzamış Dava Zamanaşımı Süresi

Dava zamanaşımının kesilmesi sonucunda, uzamış zamanaşımı süresi uygulanır. Bu süre, olağan zamanaşımı süresinin yarısı kadar artmış olur. Uzamış dava zamanaşımı süreleri, suçun türüne ve failin yaşı gibi faktörlere bağlı olarak değişir.

Uzamış Zamanaşımı Süresi: Örnekler

TCK 67/4 uyarınca, uzamış zamanaşımı süreleri, failin yaşı ve suçun türüne göre değişir. Aşağıda, uzamış dava zamanaşımı sürelerine dair bazı örnekler verilmiştir:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlar:
    • 18 yaşını doldurmuş kişiler için: 45 yıl,
    • 15-18 yaş arasında olanlar için: 30 yıl,
    • 12-15 yaş arasında olanlar için: 22 yıl 6 ay.
  • Müebbet hapis cezası gerektiren suçlar:
    • 18 yaşını doldurmuş kişiler için: 37 yıl 6 ay,
    • 15-18 yaş arasında olanlar için: 25 yıl,
    • 12-15 yaş arasında olanlar için: 18 yıl 9 ay.
  • 20 yıldan aşağı hapis cezası gerektiren suçlar:
    • 18 yaşını doldurmuş kişiler için: 30 yıl,
    • 15-18 yaş arasında olanlar için: 20 yıl,
    • 12-15 yaş arasında olanlar için: 15 yıl.
  • 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar:
    • 18 yaşını doldurmuş kişiler için: 22 yıl 6 ay,
    • 15-18 yaş arasında olanlar için: 15 yıl,
    • 12-15 yaş arasında olanlar için: 11 yıl 3 ay.
  • 5 yıldan az hapis cezası veya adli para cezası gerektiren suçlar:
    • 18 yaşını doldurmuş kişiler için: 12 yıl,
    • 15-18 yaş arasında olanlar için: 8 yıl,
    • 12-15 yaş arasında olanlar için: 6 yıl.

Uzamış Zamanaşımı Süresi ve Düşme Kararı

Bir dava zamanaşımının kesilmesi ve uzaması durumunda, düşme kararının verilmesi için uzamış zamanaşımı süresinin tamamlanması gerekir. Uzamış zamanaşımı süresi, olağan zamanaşımı süresi ile kesilme nedeni sonrasında eklenen süreyi kapsar.

Örneğin, resmi evrakta sahtecilik suçunda dava zamanaşımının kesilmesi sonrasında toplam 10 yıl geçmesiyle uzamış zamanaşımı süresi tamamlanır ve dava zamanaşımına uğrar.


Dava Zamanaşımı Sürelerinin Durması

Dava zamanaşımının durması, belirli hukuki engeller nedeniyle zamanaşımı süresinin işlememesi halidir. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) dava zamanaşımının durmasıyla ilgili düzenlemeler, TCK Md. 67‘de yer almaktadır. Dava zamanaşımının durmasının çeşitli sebepleri vardır ve bu sebeplerin her biri, belirli koşullar altında zamanaşımının işlememesi için hukuki engel teşkil eder. Durma süresi boyunca, ceza davası devam etmez, ancak engel ortadan kalktığında zamanaşımı süresi tekrar işlemeye başlar.

1. İzin Şartı

Bazı suçlarda, dava açılabilmesi için belirli bir merciden izin alınması gerekmektedir. Bu tür suçlarda, zamanaşımı süresi, izin talebinin yapıldığı tarihten itibaren durur ve izin alındıktan sonra yeniden işlemeye başlar.

  • Örnek: Cumhurbaşkanına hakaret suçu (TCK 299), belirli kamu görevlileriyle ilgili suçlar (hakimler, savcılar, avukatlar, noterler) gibi suçlar için kovuşturma izni gerekmektedir. İzin alınması gerektiğinde, zamanaşımı, izin başvurusu yapıldığı tarihte durur. İzin verildiği takdirde, zamanaşımı süresi yeniden başlar.

2. Karar Şartı

Bazı suçlarda, kovuşturma yapılabilmesi için ilgili mercilerden bir karar alınması gereklidir. Bu tür durumlarda, karar alınana kadar zamanaşımı süresi durur.

  • Örnek: Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dair TBMM kararı (Anayasa Md. 83), kamu görevlilerinin işlediği suçlarda ilgili mercilerden soruşturma izni (4483 sayılı Kanun) alınması gibi durumlar bu kategoriye girer. Karar alındığında, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar.

3. Bekletici Mesele

Eğer bir suçla ilgili yargılama sırasında, başka bir mercinin vereceği karar bekleniyorsa, bu durum bekletici mesele olarak kabul edilir. Bu gibi hallerde, dava zamanaşımı süresi durur.

  • Örnek: Ceza mahkemesinin Anayasa Mahkemesi’ne bir kanun maddesinin iptali için başvurması halinde, Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar beklenir. Bu durumda, davanın devam etmesi bekletici meseleye bağlanır ve zamanaşımı durur. Ancak, yalnızca hukuki niteliği itibariyle bekletici mesele sayılan bir durumun varlığı önemlidir. Hakimin, gereksiz yere ya da kovuşturmayla ilgisi olmayan durumlarda bekletici mesele kararı alması zamanaşımını durdurmaz.

4. Kaçaklık Kararı

Hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan kişinin kaçak durumuna düşmesi, dava zamanaşımını durduran bir diğer nedendir. Kaçaklık kararı alındığında, dava zamanaşımı süresi durur ve bu karar kaldırıldığında zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar.

  • Örnek: Bir kişi, kovuşturma sürecinden kaçmak amacıyla saklanırsa, kaçaklık kararı alınabilir. Bu durumda, zamanaşımı süresi durur ve kişi tekrar bulunup yargılanmaya başlanana kadar işlememeye devam eder.

Yargılamanın Yenilenmesi ve Dava Zamanaşımı

Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş bir hüküm üzerine yeniden yargılama yapılması durumudur. Yargılamanın yenilenmesi, belli şartlar altında mümkündür ve bu durumda zamanaşımı süresi yeniden başlar.

  • TCK Madde 66/5 uyarınca, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmesi ile fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Bu süre, yeni suç vasfı dikkate alınarak yeniden belirlenir.
  • Örnek: 01.01.2011 tarihinde kesinleşen bir dava ile ilgili olarak 01.07.2022 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilirse, 01.07.2022’den itibaren zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.

Sonuç

Ceza hukuku açısından dava zamanaşımı, suçluların cezalandırılabilmesi için belirli bir süreyi sınırlayan önemli bir müessesedir. Bu süre, suçun türüne göre değişirken, zamanaşımını kesen ve durduran haller de hukuk sisteminin işlerliğini sağlamak adına büyük önem taşır. Zamanaşımının etkisi, suçların cezalandırılabilirliğini ve hukuk sisteminin düzenli işleyişini sağlamak için belirli denetim mekanizmaları oluşturur.