Anayasa Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraf devletlerin yükümlülükleri doğrultusunda, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlayan en yüksek yargı organıdır. Bireysel başvuru, devletin kamu gücünü kullanan kişi ve kurumlarının bireylerin temel haklarını ihlal etmesi durumunda, mağdur olan bireylerin çözüm aramak için başvurabileceği önemli bir hukuk yoludur. Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı, 2010 yılında Anayasa’ya eklenen bir madde ile tanınmış ve başvurular yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğu ek protokollerle güvence altına alınan hakların ihlali üzerine yapılabilir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurularda, başvurulan hakların ihlali ve devletlerin ihlalden doğan sorumlulukları açısından son derece önemli kararlar almıştır.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Nedir?
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, vatandaşların, Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile ek protokollerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiği iddialarıyla başvurabileceği bir yargı yoludur. Bu başvuru, temel hak ve özgürlüklerin ihlali durumunda kullanılabilecek önemli bir hukuki araçtır. Bireysel başvuru yolu, özellikle kişilerin devletin organları ya da diğer kamu otoritelerinin eylem ve işlemleri sonucu haklarının ihlal edilmesi durumunda başvurulabilir.
Bu mekanizma, vatandaşların, özellikle iç hukuk yolları tükenmişse, anayasal haklarını doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne taşımalarını sağlar. Anayasa Mahkemesi, başvurulan konuda verilen kararların Anayasaya aykırı olup olmadığını denetler ve Anayasaya aykırı bir durum tespit ederse, ilgili kararları iptal edebilir veya düzeltme talep edebilir.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Koşulları
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilmesi için belirli koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu koşullar, başvurunun geçerli olup olmadığı konusunda belirleyici rol oynar.
Temel Hakların İhlali
Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapabilmek için, başvurulan hakların hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerinde korunuyor olması gerekir. Örneğin, işkence yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı gibi temel haklar, hem Anayasa’da hem de AİHM Sözleşmesi’nde güvence altına alınmıştır. Bu tür hakların ihlali durumunda bireysel başvuru yapılabilir. Ancak, örneğin sosyal güvenlik hakkı gibi bazı haklar sadece Anayasa’da korunmakta olup AİHM Sözleşmesi’nde yer almadığı için bu tür haklar için Anayasa Mahkemesine başvuru yapılamaz.
Yargısal Yolların Tüketilmesi
Bireysel başvuru, yargı yollarının tükenmesinin ardından yapılabilir. Bu, başvurulan konuyla ilgili tüm olağan yargı yollarının tükenmiş olması gerektiği anlamına gelir. Yargısal yolların tükenmesi, yerel mahkemede verilen kararın kesinleşmesi ve başvurulan başka bir kanun yolunun bulunmaması demektir. Bu koşul, Anayasa Mahkemesi’nin, başvurulan ihlalin çözülmesi için tüm iç hukuk yollarının tükenmiş olduğunu teyit etmesini sağlar. Yargısal yolların tükenmesinden sonra, başvurucu, 30 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalıdır.
Bireysel Başvuruya Konu Edilen Olay
Bireysel başvuru yapılırken, olayın ve mağduriyetin net bir şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi, başvuruya konu olayın başvurucunun temel haklarını ihlal edip etmediğini değerlendirir. Örneğin, tutukluluk süresi, özgürlük kısıtlaması gibi durumlar, sıklıkla bireysel başvurunun konusu olmuştur.
Başvuru Formunun ve Belgelerin Doğru Olması
Başvuru yapılırken, Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Formu doğru şekilde doldurulmalıdır. Formda başvuruya konu olan olay, yaşanan yargı süreci ve ihlali oluşturan unsurlar ayrıntılı bir şekilde açıklanmalıdır. Ayrıca, başvurulan mahkeme kararlarının örnekleri, kararın kesinleştiğine dair belgeler ve başvurucunun kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanı fotokopisi gibi gerekli belgeler de başvuruya eklenmelidir. Başvuru formunun eksik ya da yanlış doldurulması, başvurunun reddedilmesine yol açabilir.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Süresi
Bireysel başvuru için belirlenen süre, başvuru sahibinin yargısal yolları tükendiğini öğrendiği tarihten itibaren başlar. Bu süre 30 gündür. Yani, başvurulan kararın kesinleştiği ya da başvurucuya tebliğ edildiği tarihten itibaren, başvurucu 30 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmak zorundadır.
Bu sürenin geçici olarak uzatılabileceği durumlar da vardır. Özellikle mücbir sebepler (örneğin hastalık, doğal afet vb.) gibi durumlar söz konusu olduğunda, başvuru sahibinin mazeretinin ortadan kalkmasından itibaren 15 gün içinde başvuru yapılması gerekmektedir. Örneğin, başvurulan kararın Yargıtay tarafından verildiği ancak başvurucunun bu kararı öğrenmesinin geciktiği durumlarda, üç ay içinde başvuru yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, belirli bir prosedüre ve formata dayanır. Başvuru için Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Formu kullanılmalıdır. Formun doğru bir şekilde doldurulması ve gerekli belgelerin eksiksiz olarak sunulması gerekmektedir.
a. Başvuru Formunun Doldurulması
Başvuru formunun ilk kısmında başvurucunun kişisel bilgileri (isim, adres, kimlik numarası gibi) doğru bir şekilde yer almalıdır. Ardından, başvuruya konu olan olayın ve yargı sürecinin tarih sırasına göre özetlenmesi gerekmektedir. Başvuru formunda, başvurulan konuya dair ihlallerin net bir şekilde belirtilmesi ve Anayasa ya da AİHM Sözleşmesi’nde hangi hakların ihlal edildiği açıklanmalıdır.
b. Ek Belgeler
Başvuru formuna, başvurulan olayı destekleyen belgeler de eklenmelidir. Örneğin, yargı kararlarının örnekleri, ilgili mahkeme dosyaları ve başvurucunun kimlik bilgilerini içeren belgeler (nüfus cüzdanı fotokopisi) başvuruya eklenmelidir. Bu belgelerin aslına uygunluk onayı alınmalıdır.
c. Başvuru Yöntemleri
Başvuru formu ve belgeler, Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan teslim edilebilir veya herhangi bir adliyede nöbetçi mahkemeler aracılığıyla gönderilebilir. Başvurular ayrıca yurt dışı temsilcilikler aracılığıyla da yapılabilir. Cezaevlerinde bulunan başvurucular, cezaevi idaresinden alacakları formlar aracılığıyla başvuru yapabilirler.
d. Başvuru Harcı
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru harca tabidir. 2025 yılı için bireysel başvuru harcı 5.064,40 –TL olarak belirlenmiştir. Bu harç, başvuru ile birlikte ödenmeli ve ödendiğine dair belge başvuru dosyasına eklenmelidir.
Bireysel Başvuru Süreci
Bireysel başvuru, özellikle 2010 yılında Anayasa’ya yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilen bireylerin haklarını koruma amacı taşır. Türkiye’de bireysel başvuru hakkı, vatandaşların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmadan önce iç hukuk yollarını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmelerine olanak tanımaktadır. 6216 Sayılı Kanun, bireysel başvuru sisteminin nasıl işleyeceğini belirler ve bu başvurularla ilgili çeşitli şartları düzenler.
Bireysel Başvuru Hakkına Sahip Olanlar (Madde 46)
Bireysel başvuru, yalnızca kişisel ve güncel hak ihlali yaşayan kişiler tarafından yapılabilir. Anayasa Mahkemesi, bu başvuruları kabul etmeden önce belirli şartların yerine getirilip getirilmediğini incelemektedir. Madde 46, bireysel başvuru hakkına sahip olanları belirlerken şu kriterleri koymaktadır:
- Güncel ve Kişisel Hakkı Etkilenenler: Başvuru, ihlale yol açan işlem, eylem veya ihmaller nedeniyle kişisel ve güncel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir. Yani başvuru yapan kişinin, hak ihlali ile doğrudan bir ilgisi olmalıdır.
- Kamu Tüzel Kişilerinin Başvurusu: Kamu tüzel kişileri, bireysel başvuru hakkına sahip değildir. Ancak özel hukuk tüzel kişileri, yalnızca tüzel kişiliğe ait haklarının ihlali nedeniyle başvuru yapabilirler.
- Yabancıların Başvuru Hakkı: Sadece Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar bireysel başvuru yapamazlar. Bu kısıtlama, yalnızca Türk vatandaşlarının başvurabileceği haklar için geçerlidir.
Kabul Edilebilirlik İncelemesi (Madde 48)
Bireysel başvuruların kabul edilebilirliği, başvurunun kriterlere uygunluğunun titiz bir şekilde denetlenmesi ile sağlanır. Madde 48, kabul edilebilirlik incelemesi sürecini şu şekilde tanımlar:
- Şartların Sağlanması: Bireysel başvuru hakkında kabul edilebilirlik kararı verilebilmesi için, Madde 47‘de belirtilen şartların taşınması gerekmektedir. Başvuruda belirtilen ihlalin, başvurucunun doğrudan zarar gördüğü ve iç hukuk yollarının tükenmiş olduğu doğrulanmalıdır.
- Kabul Edilemez Başvurular: Mahkeme, başvurunun Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması açısından önem taşımadığı veya başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvuruları kabul edilemez olarak değerlendirebilir. Ayrıca, açıkça dayanaktan yoksun başvurular da reddedilebilir. Bu ret kararına karşı idari yargıya başvuruda bulunulabilir.
- Komisyonlar Tarafından İnceleme: Kabul edilebilirlik incelemesi komisyonlar tarafından yapılır. Eğer komisyonlar başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verirse, bu karar oy birliğiyle alınır. Eğer oy birliği sağlanamazsa, dosya bölümlere havale edilir.
- Kesin Karar: Kabul edilemezlik kararları kesindir ve başvuruculara tebliğ edilir.
Esas Hakkında İnceleme (Madde 49)
Kabul edilebilir başvurular, esas hakkındaki inceleme sürecine tabi tutulur. Madde 49, esas inceleme sürecini ve Anayasa Mahkemesi’nin bu süreçte izlediği adımları şu şekilde belirtmektedir:
- Başvuruların İncelenmesi: Kabul edilen başvurular, Anayasa Mahkemesi tarafından incelenir. Mahkeme, başvurulan temel hakkın ihlal edilip edilmediğine yönelik araştırma yapar.
- Tedbir Kararları: Esas inceleme sırasında, başvurucunun temel haklarının korunması için tedbirler alınabilir. Bu tedbirler, başvurucunun talebiyle veya Mahkeme tarafından resen verilebilir. Tedbire karar verilmesi halinde, esas hakkındaki kararın altı ay içinde verilmesi gerekmektedir.
- Dosya Üzerinden İnceleme: Mahkeme, başvuruyu dosya üzerinden incelemeyi tercih edebilir. Ancak gerekli görürse, duruşma da yapılabilir.
- Yeniden Yargılama ve Tazminat: Eğer ihlal, bir mahkeme kararından kaynaklanıyorsa, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verilir. Yeniden yargılama yapılması mümkün değilse, başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir.
Anayasa Mahkemesinde Değerlendirilen Hak İhlallerine Konu İlkeler
Bireysel Başvurunun Kapsamı
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınan haklar çerçevesinde yapılabilir. Bu haklar şunlardır:
1.Eşitlik İlkesi: Eşitlik ilkesi, tüm bireylerin hukuki eşitliğini garanti eder. Hiçbir kişi, ırkı, rengi, cinsiyeti, dili, dini veya diğer herhangi bir özelliği nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamaz. Eşitlik, özellikle devletin ve kamu otoritelerinin, bireyler arasında ayrım yapmama yükümlülüğünü ifade eder.
2.Yaşam Hakkı: Yaşam hakkı, her bireyin yaşama hakkına sahip olduğunu ve bu hakkın devlet tarafından korunması gerektiğini belirtir. Hiçbir şekilde bir insanın yaşamına son verilmemeli ve ölüm cezası gibi uygulamalar yasaktır.
3.Maddi ve Manevi Varlığın Korunması ve Geliştirilmesi Hakkı: Bu hak, bireylerin sahip oldukları maddi ve manevi değerlerinin korunmasını ve geliştirilmesini güvence altına alır. Bireylerin kişisel malları, itibarları ve manevi değerleri zarar görmemeli, bireyin kendini ifade etme ve kendini geliştirme özgürlüğü olmalıdır.
4.İşkence ve Kötü Muamele Yasağı: İşkence, kötü muamele ve onur kırıcı cezalar yasaktır. Hiçbir kişi, devlet veya diğer kişiler tarafından işkenceye tabi tutulamaz. Bu yasağın amacı, insan onurunun korunmasıdır.
5.Zorla Çalıştırma ve Angarya Yasağı: Hiçbir birey, zorla çalıştırılamaz veya angarya çalıştırmaya zorlanamaz. Çalışma, yalnızca rızaya dayalı olmalıdır.
6.Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı: Her bireyin özgürlük ve güvenlik hakkı vardır. Bu hak, haksız gözaltı, tutuklama ve özgürlüğün kısıtlanması durumlarına karşı koruma sağlar. Kişinin serbestçe hareket etme hakkı vardır.
7.Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı Hakkı: Bireylerin özel hayatlarına, aile hayatlarına ve konutlarına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eder. Bu, kişilerin özel bilgileri ve aile ilişkilerinin korunmasını kapsar.
8.Haberleşme Hürriyeti: Bireylerin düşüncelerini serbestçe iletme ve iletişimde bulunma hakkıdır. Herkesin özgürce yazılı, sözlü veya görsel iletişim araçlarını kullanarak haberleşmesi yasalarla güvence altına alınmıştır.
9.Din ve Vicdan Hürriyeti: Her birey, kendi inançlarını özgürce seçme, değiştirme ve yayma hakkına sahiptir. Devletin, bireylerin dini inançları üzerinde hiçbir baskı kurmaması gerekir.
10.İfade Özgürlüğü: İfade özgürlüğü, bireylerin düşüncelerini, görüşlerini, bilgilerini ve duygularını serbestçe ifade etme hakkıdır. Bu hak, sadece sözlü değil, yazılı ve görsel ifade biçimlerini de kapsar.
11.Bilim ve Sanat Hürriyeti: Bilimsel araştırma yapma, yeni bilgiler üretme ve sanatsal eser yaratma özgürlüğünü ifade eder. Bireyler, fikirlerini ve sanat eserlerini özgürce geliştirme hakkına sahiptirler.
12.Basın Özgürlüğü: Basın özgürlüğü, haber yapma, bilgi toplama, yayma ve kamuoyunu bilgilendirme hakkını içerir. Basın, herhangi bir baskıya maruz kalmadan özgürce faaliyet gösterebilir.
13.Örgütlenme Özgürlüğü: Bu hak, bireylerin istedikleri kuruluşları, dernekleri, sendikaları kurma ve bunlara üye olma hakkına sahip olmalarını ifade eder. Devlet, bu örgütlenme özgürlüğünü engellememelidir.
14.Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı: Bireyler, toplantılar yapabilir ve görüşlerini ifade etmek amacıyla gösteri yürüyüşleri düzenleyebilirler. Bu hak, toplumsal ve siyasi düşüncelerini dile getirme özgürlüğünü sağlar.
15.Mülkiyet Hakkı: Her birey, mal edinme, kullanma, satma ve mülküne sahip olma hakkına sahiptir. Mülkiyet, devletin müdahalesine karşı korunur, ancak bazı durumlarda kamu yararı için sınırlamalar getirilebilir.
16.Adil Yargılanma Hakkı: Her birey, suçlu olmadığı kanıtlanana kadar masum kabul edilir ve suçlamalarla karşı karşıya kaldığında adil bir şekilde yargılanma hakkına sahiptir. Bu hak, hukukun üstünlüğü ilkesinin bir parçasıdır.
17.Cezai Konularda İki Dereceli Yargılanma Hakkı: Ceza davalarında, ilk derece mahkemesinin verdiği kararın, bir üst mahkeme tarafından yeniden incelenme hakkı vardır. Bu, bir kişinin cezalandırılmadan önce daha geniş bir inceleme imkanına sahip olmasını sağlar.
18.Hükmün Denetlenmesini Talep Etme Hakkı: Bir kişi, mahkeme kararının denetlenmesini talep edebilir. Bu, yargılamada bir hata veya yanlışlık varsa, düzeltilmesi için bir başvuru hakkı tanır.
19.Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi: Hiçbir kişi, işlediği suçtan dolayı geriye dönük olarak cezalandırılamaz. Ayrıca, suç ve ceza önceden belirlenmiş olmalı, bir suç ancak kanunda açıkça belirtilmişse ceza uygulanabilir.
20.Aynı Suçtan İki Kez Yargılanmama ve Cezalandırılmama Hakkı: Bir kişi, aynı suçtan dolayı tekrar yargılanamaz ve cezalandırılamaz. Bu, “ne bis in idem” ilkesine dayanır ve kişi bir suçtan dolayı yalnızca bir kez cezalandırılabilir.
21.Etkili Başvuru Hakkı: Bireyler, hak ihlalleri ile ilgili olarak yetkili mercilere başvurabilme hakkına sahiptir. Bu, hakların etkin bir şekilde korunmasını sağlar ve ihlallere karşı başvuru yollarını açık tutar.
22.Evlenme Hakkı: Her birey, uygun şartlarda evlenme ve evlilik dışı ilişkiler kurma hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin özgür iradesiyle evlilik yapmasını ve aile kurmasını teminat altına alır.
23.Eğitim Hakkı: Bireyler, kaliteli ve eşit eğitim alabilme hakkına sahiptir. Bu hak, eğitim sisteminin herkese açık olmasını ve çocukların eğitimine yönelik devletin sorumluluğunu içerir.
24.Sendika Hakkı: Çalışanlar, iş yerlerinde kendi çıkarlarını korumak amacıyla sendikalar kurabilir veya sendikalara katılabilirler. Sendika hakkı, işçilerin toplu pazarlık yapma gücünü sağlar.
25.Seçme, Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkı: Bu hak, bireylerin serbestçe seçimlere katılma, seçilme ve siyasi faaliyetlerde bulunma özgürlüğünü ifade eder. Demokratik sistemin işleyişi açısından temel bir haktır.
Makul Sürede Yargılanma Hakkı konusunda Anayasa Mahkemesine yapılan tüm başvuruların olağanüstü bir iş yükü yaratmış olması nedeniyle bu hakka ilişkin kanun yolu başvurusu silsilesine 8. Yargı Paketi kapsamında TAZMİNAT KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’nın görev ve sorumluluğuna dahil edilmiştir.
Bu haklar, bireysel başvurularla Anayasa Mahkemesi’ne taşınabilecek en temel ihlaller arasında yer alır
Bireysel Başvuruya Konu Edilemeyecek Haklar ve Durumlar
a) Anayasada Güvence Altına Alınıp da AİHS/Protokollerde Yer Almayan Temel Haklar
1982 Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) arasında, her iki belgede de güvence altına alınmayan haklar bireysel başvuruya konu edilemez. Anayasada yer alan ancak AİHS ve protokollerinde yer almayan haklar başvurulamaz. Bunlar arasında ;Çalışma ve sözleşme hürriyeti (1982 Anayasası, m.48),Kamu hizmetine girme hakkı (1982 Anayasası, m.42/5).Çalışma hakkı ve ödevi (1982 Anayasası, m.49),Çalışma şartları ve dinlenme hakkı (1982 Anayasası, m.50),Sosyal güvenlik hakkı (1982 Anayasası, m.60-61) hakları yer alır.
b) Türkiye’nin Taraf Olmadığı Ek Protokollerde Yer Alan Temel Haklar
Anayasada yer almayan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek protokollerde yer alan haklar da bireysel başvurularda geçerli değildir. Türkiye’nin henüz taraf olmadığı ek protokollerle güvence altına alınan haklar, bireysel başvurunun kapsamına dahil edilmez. Örneğin, borçtan dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılma yasağı, serbest dolaşım özgürlüğü gibi haklar, Türkiye’nin taraf olmadığı protokoller nedeniyle başvurulamaz.
c) Yasama İşlemleri, Düzenleyici İdari İşlemler, Anayasanın Yargı Denetimi Dışında Bıraktığı İşlemler
Yasama işlemleri ve düzenleyici idari işlemler, 6216 sayılı Kanun kapsamında bireysel başvuruya konu edilemez. Bu işlemler Anayasa Mahkemesi’nin denetimine girmemektedir. Yalnızca yargı kararları, Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenebilir. Bununla birlikte, idari ve yargısal işlemlerden doğan hak ihlalleri, Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmadan önce, mevcut başvuru yollarıyla tüketilmelidir.
d) Olağan Kanun Yollarında ve Genel Mahkemeler Önünde Dile Getirilmeyen İddialar
Türk hukuk sisteminde Anayasa Mahkemesi’ne başvurudan önce, olağan kanun yollarının türetilmiş olması gerektiği bir ilkeye dayanır. Bu durum, bireysel başvuru mekanizmasının “ikincillik” (subsidiarite) ilkesine uygun olmasını sağlar. İkincillik ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ihlallerinin düzeltilmesi konusunda öncelikli olarak ilgili yargı organlarına ve idari makamlara başvurulması gerektiğini öngörür. Anayasa Mahkemesi, ancak diğer başvuru yolları tükenmişse devreye girer.
Bir başvuru sırasında, daha önce olağan kanun yollarında dile getirilmemiş iddialar ve başvuruda kullanılmamış yeni belgeler Anayasa Mahkemesi’ne sunulamaz. Bu durum, başvurunun yalnızca mevcut ve ilgili yargılama süreçlerinde dile getirilmiş meseleleri değerlendirme ilkesini benimser. Anayasa Mahkemesi, sadece daha önce ilgili mahkemelerde ve başvuru yollarında yer alan iddiaları göz önünde bulundurur ve başvuru esnasında yeni bir kanıt veya iddia ortaya konulamaz.
f) Açıkça Dayanaktan Yoksun Başvurular
Anayasa Mahkemesi (AYM), 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, açıkça dayanaktan yoksun olan başvuruları kabul edilemez olarak değerlendirebilir. Bu tür başvurular, herhangi bir geçerli hukuki dayanağa veya güçlü bir temele sahip olmayan, dolayısıyla temellendirilemeyen başvurulardır. Başvurunun dayanaktan yoksun olması, başvurulan hukuki hak ihlali iddialarının, somut delil veya hukukî dayanakla desteklenmemiş olması anlamına gelir. AYM, bu tür başvuruların içeriğini incelediğinde, dayanağı olmayan talepleri kabul etmemektedir.
g)23.09.2012 Tarihinden Önce Kesinleşen Nihai İşlem ve Kararlar
6216 sayılı Kanun’un geçici madde 1/8 hükmü uyarınca, Anayasa Mahkemesi yalnızca 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceleyebilmektedir. Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru inceleme yetkisinin, 23 Eylül 2012 tarihinden önce kesinleşmiş olan işlem ve kararlara genişletilmesini engellemektedir. Dolayısıyla, bu tarihten önceki kararlar ve işlemlerle ilgili bireysel başvurular, Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmez.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda Karar Süreci
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu inceledikten sonra başvurunun kabul edilebilir olup olmadığına karar verir. Eğer başvuru, başvurulan olayın Anayasaya aykırılığını ve ihlali net bir şekilde ortaya koyuyorsa, Anayasa Mahkemesi konu hakkında karar verir. Mahkeme, kararında, ihlal durumunun giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına veya maddi ve manevi zararların tazmin edilmesine karar verebilir. Ancak, başvuru formunda tazminat talep edilmediyse, Mahkeme sadece ihlal kararını verebilir, ancak tazminat kararı veremez.
Anayasa Mahkemesi Kararları
Anayasa Mahkemesi, esas inceleme sonunda başvurucunun hakkının ihlal edilip edilmediğine karar verir ve eğer ihlal tespit edilirse, bu ihlali ortadan kaldırmak için gerekli tedbirlerin alınmasını ister. Madde 50, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını ve bu kararların bağlayıcılığını şu şekilde düzenler:
Kesin Karar: Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir ve kararlar Resmî Gazete’de yayımlanarak yasama, yürütme ve yargı organları ile idare makamlarını bağlar.
İhlal Kararı: Eğer başvurucunun hakkının ihlal edildiğine karar verilirse, Mahkeme ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmeder.
Yeniden Yargılama: Eğer ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanıyorsa, Anayasa Mahkemesi dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Yeniden yargılama yapılması mümkün olmayan durumlarda, başvurucu lehine tazminat ödenebilir.
Tazminat: Anayasa Mahkemesi, yalnızca hak ihlali tespit ettiği durumlarda, ihlali gidermek için yeniden yargılama yapılması talebinde bulunabilir. Bu aşamada, ihlali ortadan kaldırmak amacıyla, ilgili mahkemeye başvurucunun lehine karar verilmesi yönünde talimat verebilir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin, tazminat ödenmesi yönünde karar verme yetkisi yalnızca yeniden yargılama gerekmeyen durumlarla sınırlıdır. Bununla birlikte tazminat talep edilmemesi halinde Anayasa Mahkemesi re’sen tazminat ödenmesine ilişkin bir karar vermeyecektir.
Sonuç
Bireysel başvuru hakkı, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini koruma noktasında önemli bir mekanizmadır. Bu hak, devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmelerine ve bireylerin haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesine yardımcı olmaktadır. Türkiye’de Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bireysel başvurular, yargı bağımsızlığı, demokratik hukuk devleti ilkesine dayanarak temel hakların etkin bir şekilde korunmasını sağlar.