1. Ceza Yargılamasında Kanun Yolları ve Olağanüstülüğün Anlamı

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) çerçevesinde, yargılama sürecinde mahkeme kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolları iki ana kategoriye ayrılmaktadır: olağan ve olağanüstü kanun yolları. Olağan kanun yolları, henüz kesinleşmemiş kararların denetimini mümkün kılarken, olağanüstü kanun yolları, nihai hüküm haline gelmiş yani kesinleşmiş kararların belirli sebeplerle yeniden değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Olağan kanun yolları – istinaf ve temyiz – yargılamada ilk derece mahkemesinin kararını, üst derecedeki mahkemeler nezdinde denetletmeye imkân verirken; olağanüstü kanun yolları daha sınırlı ve koşula bağlı olarak işlerlik kazanan istisnai yollardır. Çünkü kesinleşmiş bir hükmün yeniden açılması, “hukuki güvenlik” ve “kesin hüküm” ilkelerinin istisnası anlamına gelmektedir.

Bu kapsamda “Yargılamanın Yenilenmesi”, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311 ila 323. maddeleri arasında düzenlenmiş, özellikle yeni delil, sahtecilik, usulsüzlük veya insan hakları ihlali gibi hallerde, maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla işletilebilen bir olağanüstü kanun yoludur. Bu kurum sayesinde, sanığın aleyhine veya lehine olacak şekilde daha önce yapılmış bir yargılamanın, belirli koşullar altında tamamen baştan gerçekleştirilmesi mümkündür.

2. Yargılamanın Yenilenmesinin Tanımı ve Mahiyeti

2.1. Yargılamanın Yenilenmesi Kurumunun Hukuki Niteliği

Ceza muhakemesi sisteminde “yargılamanın yenilenmesi”, kesinleşmiş bir mahkeme kararına karşı başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yoludur. Bu kurum, sadece belirli şartların gerçekleşmesi halinde işletilebilen istisnai bir düzeltme mekanizmasıdır. Yargılamanın yenilenmesi sayesinde, sanığın lehine veya aleyhine olacak şekilde daha önce sonuçlanmış bir ceza yargılaması yeniden başlatılabilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311 ila 323. maddeleri arasında düzenlenen bu yol; temel olarak hukuka aykırılık, hak ihlali, yeni delil veya önceden bilinmeyen bir olay gibi sebeplerle, mevcut hükmün yeniden değerlendirilmesini ve somut olay bakımından yeni bir hüküm tesis edilmesini amaçlamaktadır.

Bu kurumun dayanağı; adaletin somut olay temelinde gerçekleştirilmesi ilkesidir. Zira ceza muhakemesi sisteminde asıl hedef, sadece usule uygun bir yargılama yürütmek değil, aynı zamanda maddi gerçeğe ulaşmak ve hatalı hükümlerin varlığını ortadan kaldırmaktır.

2.2. Olağanüstü Kanun Yolu Olarak Sınıflandırılması ve Amacı

Yargılamanın yenilenmesi, kanun yolları içerisinde olağanüstü nitelikte bir başvuru yolu olarak düzenlenmiştir. Olağan kanun yolları – istinaf ve temyiz – henüz kesinleşmemiş kararların denetlenmesini sağlarken, olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümlerin belirli şartlar altında yeniden ele alınmasını sağlar.

Bu anlamda yargılamanın yenilenmesi, “kesin hüküm dokunulmazlığı” ilkesine getirilen anayasal sınırlamalardan biridir. Zira toplumda hukuki güvenliğin sağlanması adına kesinleşen mahkeme kararlarının bağlayıcılığı temel kuraldır. Ancak bu kararların ağır bir hata, sahte delil, hak ihlali ya da yeni ortaya çıkan olay nedeniyle gerçek dışı olduğu anlaşılırsa, hukuk devleti ilkesinin gereği olarak bu hükmün düzeltilebilmesi gerekir.

Bu sebeple, yargılamanın yenilenmesi:

  • Hukuk devleti ilkesinin doğal bir sonucu,
  • Adil yargılanma hakkının güvencesi,
  • Maddi gerçeğe ulaşma amacının bir parçasıdır.

2.3. Yenileme Kurumunun Özellikleri ve Sınırları

Yargılamanın yenilenmesi kurumunun kendine has bazı temel özellikleri ve sınırları bulunmaktadır. Bu özelliklerin bilinmesi, başvurunun hangi kapsamda değerlendirileceği ve nasıl işletileceği hususlarında yol göstericidir:

  • Kesinleşmiş hükme karşı başvurulur:
    Yenileme, yalnızca artık olağan yollarla değiştirilemeyen yani kesinleşmiş hükümlere karşı kullanılabilir.
  • Talep üzerine işler:
    Yargılamanın yenilenmesi re’sen (kendiliğinden) uygulanmaz. Mutlaka sanık, müdafii, yasal temsilcisi, mirasçısı ya da Adalet Bakanı tarafından talepte bulunulması gerekir.
  • Hükmü veren mahkeme yetkilidir:
    Yenileme istemini değerlendirecek ve gerekirse yeni yargılamayı yürütecek mercii, ilk hükmü veren mahkemedir. Dolayısıyla yargılamanın başka bir mahkemeye taşınması söz konusu değildir.
  • Yargılama baştan yapılır:
    Yenileme kararı verildiğinde, önceki yargılamadaki işlemler, deliller ve tanıklar yeniden değerlendirilir; gerekli görülürse her şey baştan yapılır. Hüküm, eski yargılamanın tekrarı değil, yeni bir hüküm olacaktır.
  • Başvuru sebepleri sınırlıdır:
    CMK’da yenilemeye başvuru sebepleri açıkça sayılmıştır. Bu sebepler dışında kalan durumlar, yenileme gerekçesi olamaz. Dolayısıyla bu bir takdir yolu değil, sebebe bağlı olağanüstü bir istisnadır.

2.4. Yargıtay’ın Yargılamanın Yenilenmesine Yaklaşımı

Yargıtay kararlarında da yargılamanın yenilenmesi, istisnai ve sınırlı olarak kabul edilen bir yol olarak değerlendirilmektedir. Ancak, somut olayda adaletin sağlanması amacıyla bu yolun gerektiğinde etkin bir şekilde kullanılması gerektiği vurgulanmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yargılamanın yenilenmesi kurumunun istisnai ve sınırlı olduğunu vurgulamıştır. Örneğin, 11 Mart 2014 tarihinde verilen 2012/3‑909 E., 2014/121 K. sayılı kararında şöyle denilmiştir:

“Yargılamanın yenilenmesindeki amaç, kanunda istisnai ve sınırlı olarak sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde, gerçeğin araştırılması; böylece toplumun ve sanığın menfaatinin korunması olduğundan, kesin hükme yönelik olarak ileri sürülen ve gerekli şartları taşımayan her türlü yenileme talebini dikkate alınması söz konusu olmayacaktır.”

Bu yaklaşım, yargılamanın yenilenmesini bir “istisna” olarak görse de, adaletin tecellisi için gereken durumlarda yargısal denetimin kapılarını açık tutar.

3. Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri

3.1. Genel İlkeler ve Sınırlayıcı Kriterler

Yargılamanın yenilenmesi, CMK’da istisnai hukuk yollarından biri olarak düzenlenmiştir. Ancak bu yol, doldurulamaz harfler kuralına uyar; yani yalnızca kanunla belirlenen sebeplerle mümkündür (CMK m.311–314). Dolayısıyla, mahkeme ancak bu sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, kesinleşmiş hükmü yeni baştan inceleyebilir.

Bu kapsamda, iki alt kategori mevcuttur:

  • Hükümlü lehine yenileme sebepleri (CMK m.311)
  • Hükümlü aleyhine yenileme sebepleri (CMK m.314)

Her iki grup da hükmün «kesin hükümlülüğü»ne ciddi sapmalar, maddi gerçeğin bozulması veya hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayan ihlallerle başvurulabilir. Bu sebeplerin gerçekleşmesi hâlinde yenileme, hükmün hukuki bağlayıcılığından feragat edilerek, adil ve gerçeğe uygun karar ihtiyacını karşılamaya yöneliktir.

1.1. Lehe Yenileme Sebepleri (CMK m.311)

a) Sahte Belge Kullanımı

  • Belgenin sahte olduğu ve hükme etkili olduğu tespit edilirse, yenileme kararı verilebilir.
  • Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11 Mart 2014 tarihli, Esas 2012/909, Karar 2014/121 sayılı kararında şöyle denmiştir: “Yargılamanın yenilenmesinin şartları CMK’nın 311. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır… ancak bu delil yeni bir delil değildir.”
    Bu karar, belirli CMK maddelerinde sayılmayan orijinal içtihat ya da delil olmamasının, yenileme yolunu engelleyebileceğini belirtir. Ancak eğer belge sonradan sahte çıkarsa ve hükme etki etmişse bu hüküm ortadan kalkar.
  • Yargıtay’ın yaklaşımı net: Belgenin sahte olması + hükme etkili olması + CMK 311’de sayılan gerekçelere uygun olması şartı aranır.

b) Gerçeğe Aykırı Tanık veya Bilirkişi Beyanı

  • CMK m.311/b gereği, kasıtlı veya ihmalen gerçeğe aykırı ifade veren tanık veya bilirkişi tespit edilmeli.
  • Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2019/1623 E., 2020/1132 K. sayılı kararında şöyle vurgulamıştır: “Gerçeğe aykırı tanıklık veya bilirkişi görüşünün hükme etkide bulunduğu sabit olduğunda, yargılamanın yenilenmesi kaçınılmazdır.”
  • Bu karar, somut olayda beyanın etkisi ve sorumluluk derecesi konusunda netlik aramaktadır.

c) Hakim Kusuru

  • CMK m.311/c uyarınca, hâkimin görevini yerine getirirken ceza kovuşturmasını gerektirecek seviyede kusur işlemesi yenileme sebebi yaratır.
  • Yargıtay bu konuda “sadece disiplin suçu değil, ceza hukuku kapsamındaki fiiller” ifadesiyle sınırı belirlemiştir

d) Hukuk Kararının Kaldırılması

  • CMK m.311/d kapsamında, ceza hükmünün; dayanılan hukuk mahkemesi kararının daha sonra iptal edilmesiyle dayanağını yitirmesi durumunda yenileme yolu açılır.

e) Yeni Delil veya Olay

  • CMK m.311/e: “Yeni delil/olay ortaya konup sanığın beraatini ya da daha hafif ceza almasını gerektirecek nitelikte olmalıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11.03.2014, Esas 2012/909, Karar 2014/121 sayılı kararında vurgulanmıştır: “Delil ve olayların… ‘yeni’ olması gerekmektedir….Yeni delil ve olayların… duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette olması gerekir.”

f) AİHM Kararı ile Hak İhlalinin Tespiti

  • CMK m.311/f: Adil yargılanma ihlali AİHM tarafından kesin hükümle tespit edilirse yenileme imkânı doğar.
  • Bu konuda Yargıtay, AİHM kararlarına açıklık getirmekte ve bu kararların yenileme gerekçesi olarak kabul edilmesi gerektiğini içeriğinde barındırmaktadır

g) Anayasa Mahkemesi Kararı ile Yeniden Yargılama Zorunluluğu

Her ne kadar Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde açıkça düzenlenmemiş olsa da, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru sonucunda verdiği “hak ihlali” kararları, fiilen yargılamanın yenilenmesi sonucunu doğuran bir etkide bulunmaktadır. Özellikle adil yargılanma hakkı, gerekçeli karar hakkı, mahkemeye erişim hakkı veya bağımsız ve tarafsız mahkeme önünde yargılanma gibi temel hakların ihlali durumlarında, Anayasa Mahkemesi, kararında açıkça “yeniden yargılama yapılması” gerektiğini belirtmektedir.

Hukuki Dayanak:

  • Anayasa m.148/4: Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruda sadece hak ihlali olup olmadığını inceler.
  • AYM İçtüzüğü ve 6216 sayılı Kanun m.50: Tespit edilen hak ihlali ile yeniden yargılama yapılması gerekiyorsa, mahkemeye bu hususta yükümlülük getirir.

Bu durumda, ilgili mahkeme yeniden yargılama yapmak ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak zorundadır. Her ne kadar bu süreç CMK m.311 kapsamında doğrudan tanımlanmasa da, fiilen bir yargılamanın yenilenmesi anlamına gelir.

3.2. Hükümlünün Aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri (CMK m.314)

III.2. Hükümlünün Aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi Sebepleri (CMK m.314)

Ceza muhakemesinde aleyhe yargılamanın yenilenmesi, istisnai bir durumdur. Çünkü sanığın lehine kazanılmış haklara saygı ilkesi ve masumiyet karinesi, ceza yargılamasının temel direklerindendir. Bu nedenle CMK m.314 kapsamında yalnızca çok sınırlı ve ağır nitelikli ihlaller aleyhe yenileme gerekçesi olabilir.

Yenileme ancak aşağıda sayılan üç hukuki sebeple mümkündür ve bu haller dışında, beraat etmiş ya da daha hafif ceza almış bir kişi hakkında yeniden dava açılamaz.

3.1. Aleyhe Yenileme Sebepleri ve Yargı Kararları

a) Sanığın Lehine Olarak Hükme Etkili Bir Belgenin Sahte Olduğunun Anlaşılması (CMK m.314/a)

Bu hüküm, duruşmada sanığın lehine sunulmuş ve doğrudan hükmü etkilemiş bir belgenin daha sonra sahte olduğunun sabit hale gelmesi halinde uygulanır.

Belgenin sanığın beraatına veya daha az ceza almasına neden olacak derecede etkili olması gerekir. Sahtelik, yalnızca içerik itibariyle değil, teknik olarak da tespit edilmeli (örneğin bilirkişi raporuyla).Belge sahte olsa bile hükme etkili değilse bu madde kapsamında yenileme kabul edilmez.

b) Hükme Katılan Hakimlerden Birinin, Sanık Lehine Kusurlu Şekilde Görevini Kötüye Kullanması (CMK m.314/b)

Bu bent, sanığın lehine sonuç doğuran kararda görev almış bir hâkimin, göreviyle bağdaşmayan ve ceza hukuku anlamında suç oluşturan bir fiili nedeniyle mahkemenin kararının hukuken sakatlanması durumunda uygulanır.

Hâkimin davranışı yalnızca etik bir hata veya mesleki ihmal değil, cezai sorumluluk doğuran bir eylem olmalıdır (örneğin rüşvet, tarafgirlik, kasıtlı delil gizleme).Bu kusur nedeniyle sanık lehine karar verilmişse, kamu düzeni ağır biçimde ihlal edilmiş sayılır.

c) Sanığın Beraatten Sonra Hâkim Önünde Güvenilir Nitelikte Suçu İtiraf Etmesi (CMK m.314/c)

Bu hüküm, sanığın beraat ettikten sonra aynı suça ilişkin olarak hâkim huzurunda açık, doğrudan ve güvenilir bir ikrarda bulunması hâlinde devreye girer.

İtirafın mutlaka resmi yargılama makamı huzurunda yapılmış olması şarttır. Sosyal medya paylaşımları, savcılık ifadeleri veya üçüncü kişilere anlatılan beyanlar bu kapsama girmez.


4. Yargılamanın Yenilenmesi Talebinde Ne Zaman Bulunulmalıdır?

4.1. Lehe Yenileme Başvurularında Süre (CMK m.311)

Hükümlü lehine yapılan yargılamanın yenilenmesi başvurularında herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. Sebep her ne zaman ortaya çıkarsa çıksın, hükümlü veya yakınları bu kanun yoluna başvurabilir.
Bu süre sınırsızlığı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının ve adil yargılanma hakkının korunmasının bir gereğidir.

4.2. Aleyhe Yenileme Başvurularında Süre (CMK m.314)

Hükümlü aleyhine yapılan yenileme başvuruları, ilgili suçun dava zamanaşımı süresi içinde yapılmalıdır.Bu durumda, yenileme başvurusunun suçun işlendiği tarihten itibaren bu süreler dolmadan yapılması gerekir. Süre hesabında Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesi esas alınır. TCK 66 hakkında detaylı bilgi için bu linke tıklayınız.


5. Yargılamanın Yenilenmesi İstemi Hükmün İnfazına Ne Etkide Bulunur?

5.1. Kural: Yenileme Talebi İnfazı Durdurmaz

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılmış olması, tek başına hükmün infazını durdurmaz. Başvuru yapıldığı anda, önceki hüküm hâlen geçerli olduğundan, infaz makamları bu hükmü yerine getirmekle yükümlüdür.

Bu durum, mahkemeye yapılan başvurunun otomatik olarak cezayı ertelemeyeceğini ifade eder.

5.2. İstisna: Mahkeme Takdiriyle İnfazın Ertelenmesi veya Durdurulması

Ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesi uyarınca, yenileme talebine bakan mahkeme, somut olayın koşullarına göre aşağıdaki kararlardan birini verebilir:

  • Henüz başlanmamış infazın ertelenmesine,
  • Devam eden infazın durdurulmasına.

Bu karar tamamen mahkemenin takdirindedir. Mahkeme, eğer başvurunun ciddiyeti, başvuru gerekçesinin kuvveti veya haksız infaz riski gibi unsurlar mevcutsa, infazın durdurulmasına hükmedebilir.

5.3. Uygulamada Dikkat Edilen Kriterler

  • Delilin veya gerekçenin kuvvetli olması,
  • AİHM veya AYM kararı bulunması,
  • Sanığın yaş, sağlık veya sosyal durumu,
  • Cezanın infazına başlandığı tarihte yenileme sebebinin ortaya çıkmış olması.

Bu durumlarda mahkemeler, telafisi güç zararların doğmaması adına infazı durdurma yetkisini kullanmaktadır.


6. Yargılamanın Yenilenmesi Kararı Verilmesi Üzerine Yapılacak İşlemler

6.1. Yeniden Yargılamanın Başlatılması

Yargılamanın yenilenmesi talebi mahkemece kabul edildiğinde, önceki karar artık mutlak etki doğurmaz. Bu aşamadan itibaren, yargılama baştan itibaren yeniden yapılır. Ancak bu süreç, eski dosyanın tekrarı değil; önceki delillerin de göz önüne alındığı bağımsız bir yargılamadır.

Mahkeme şu işlemleri yapar:

  • Sanığın yeniden sorgusu alınır,
  • Tanıklar yeniden dinlenebilir,
  • Gerekirse bilirkişi raporu alınır,
  • Yeni deliller sunulabilir,
  • Tüm deliller birlikte değerlendirilerek yeni bir hüküm kurulur.

6.2. Yeni Hükmün Önceki Hükümle Olan İlişkisi

  • Lehe yenileme durumunda: Yeni verilecek ceza, önceki cezadan daha ağır olamaz.
    (Reformatio in pejus yasağı uygulanır.)
  • Aleyhe yenileme durumunda: Yeni verilecek ceza, önceki cezadan daha ağır olabilir.
    (Çünkü kazanılmış hak ilkesi burada işlemez.)

Mahkeme, önceki hükmü dikkate almakla birlikte, ön yargısız biçimde yeni bir değerlendirme yapar.

6.3. Sonuç Hükmü ve Yargılamanın Kapanışı

Yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkeme:

  • Sanığın beraatine,
  • Daha hafif bir cezaya,
  • Aynı cezanın yeniden verilmesine veya
  • Daha ağır bir cezaya (eğer aleyhe yenileme ise) karar verebilir.

Yeni hüküm, olağan kanun yollarına (istinaf/temyiz) açıktır ve kesinleştiğinde önceki hüküm hükümsüz kalır.


7. Yargılamanın Yenilenmesi Talebinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Yargılamanın yenilenmesi, istisnai ve teknik özellikleri olan bir olağanüstü kanun yoludur. Bu nedenle başvurunun kabul edilmesi, yalnızca maddede sayılan sebeplerin varlığıyla değil, aynı zamanda usulüne uygun ve dikkatli bir şekilde hazırlanmış dilekçeyle mümkündür. Aşağıdaki hususlar, hem dilekçe hazırlayan vekiller hem de yargılamayı yürüten mahkemeler açısından kritik öneme sahiptir:

7.1. Talep CMK m.311 veya m.314’e Dayandırılmalı ve Sebep Açıkça Gösterilmeli

Yenileme talebi sunulurken, dilekçede hangi kanun maddesine dayanıldığı net biçimde belirtilmelidir. Sanığın lehine başvuru yapılacaksa CMK m.311, aleyhine ise m.314’ten hangisinin hangi bendine istinaden başvuru yapıldığı açıklanmalıdır.


“CMK 311/1-e maddesi uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan yeni bir delil nedeniyle yargılamanın yenilenmesini talep ediyoruz.”

Delilin “yeni” sayılabilmesi için, daha önce mahkemeye sunulmamış, yargılamada tartışılmamış ve hükmü etkileyecek güçte olması gerekir.

7.2. Talep, Kararı Veren Mahkemeye Sunulmalı

CMK m.318’e göre, yenileme istemi mutlaka kararı veren mahkemeye sunulmalıdır. Yanlış mahkemeye başvuru, talebin reddiyle sonuçlanabilir. Dilekçenin ilgili mahkeme kalemine teslim edilmesi ve gerekirse UYAP üzerinden elektronik imzalı gönderilmesi mümkündür.

7.3. Dilekçede Başvurucunun Hukuki Statüsü Netleştirilmeli

Başvuru, hükümlü dışında:

  • Ölen hükümlünün eşi, altsoyu, üstsoyu veya kardeşleri tarafından;
  • Bu kişiler yoksa Adalet Bakanı tarafından da yapılabilir (CMK m.313).

Bu nedenle dilekçede, başvurucunun hükümlüyle olan yakınlığı veya vekâlet yetkisi açıkça gösterilmelidir.

7.4. Yenileme Gerekçesi Yalnızca Kanunda Sayılı Sebeplerle Sınırlı Olmalı

CMK m.311 ve m.314, numerus clausus (kapalı sayı) sistemiyle düzenlenmiştir. Bu sebepler dışında ileri sürülen “vicdani kanaat”, “hâkimin sert tavrı”, “sonucun adaletsiz olduğu hissi” gibi gerekçelerle yapılan başvurular reddedilir.

Yanlış Örnek: “Mahkeme adil davranmadı, cezayı fazla verdi” gibi ifadeler gerekçe oluşturmaz.

7.5. Deliller Somutlaştırılmalı ve Dilekçeye Eklenmeli

Delil gösterilmeden yalnızca “şüphe” üzerinden başvuru yapılamaz. Dilekçede somut olarak:

  • Hangi belge, tanık ya da olayın yeni olduğu,
  • Ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı,
  • Hangi hükmü nasıl etkilediği
  • Gerekirse uyuşmazlıkla ilgili özel bilirkişi raporları ve uzman mütalaaları alınarak
    açıklanmalı; varsa ilgili belge de ek yapılmalıdır.

7.6. Sürelere Dikkat Edilmeli

  • Lehe başvurular süresizdir.
  • Aleyhe başvurular, suçun dava zamanaşımı süresi içinde yapılmalıdır (TCK m.66).
  • AİHM kararlarına dayanılarak yapılan başvurular ise kararın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde yapılmalıdır (AYM kararlarına göre içtihat niteliği kazanmıştır).

Süreyi kaçırmak, dilekçenin şekli olarak reddedilmesine sebep olur.

7.7. İnfazın Durdurulması İsteniyorsa Dilekçede Açıkça Talep Edilmeli

Yenileme talebi, otomatik olarak infazı durdurmaz (CMK m.318). Eğer hükümlü halen cezaevindeyse ve haksız infaz riski varsa:

Dilekçede şu ibare yer almalıdır:

“Müvekkilin haksız infaza uğramaması için, yenileme talebi sonuçlanıncaya kadar infazın durdurulmasına karar verilmesini arz ederiz.”

Bu açık talep olmazsa mahkeme infaza devam edebilir.

7.8. Yargılama Sürecinde Tüm Deliller Sunulmalı, Eksik Bilgi Reddedilme Sebebidir

Yenileme davası kabul edilirse, mahkeme yargılamayı yeniden başlatır. Bu noktada tarafların önceki beyan ve delillere ek olarak yenileme sebebine dair tüm verileri eksiksiz sunmaları gerekir. Aksi hâlde delilin “yeni” olup olmadığı değerlendirmesi yapılamaz.

7.9. Mahkeme Reddederse 7 Gün İçinde İtiraz Hakkı Vardır

Mahkeme talebi reddederse, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz hakkı vardır. Bu itirazı inceleyecek olan merci, genellikle mahkemenin bağlı bulunduğu ağır ceza mahkemesidir. Bu süreçte yeni delil sunulması mümkün değildir; sadece mevcut başvurunun hukuka uygunluğu değerlendirilir.

7.10. Yargılamanın Yenilenmesi Bir Temyiz Gibi Görülmemeli

Yenileme kurumu, temyiz veya istinaf gibi kararın yanlış olduğunu ileri sürmek için değil; ağır hukuka aykırılıkların veya yeni maddi gerçeklerin ortaya çıkması halinde başvurulması gereken özel bir yoldur.

Mahkemeler, sırf sonucun adaletsiz görüldüğü veya cezanın fazla bulunduğu durumlarda değil, yeni ve güçlü bir sebep gösterildiğinde yenileme kararı verir.