Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 226. maddesi, toplumun genel ahlaki değerlerini korumayı amaçlayan ve müstehcen içeriklerin üretimi, yayılması, satışı ve sergilenmesine yönelik suçları düzenleyen bir kanun maddesidir. Bu madde, özellikle çocukların korunması ve toplumun ar ve haya duygularının muhafazası için önemli hükümler içermektedir. Müstehcenlik, toplumsal değerler ve kültürlere göre farklılıklar gösterse de, TCK m.226 bu tür suçları ciddi bir şekilde ele almakta ve farklı durumlar için çeşitli cezai yaptırımlar öngörmektedir.
TCK m.226 – Müstehcenlik Suçları:
TCK m.226:
(1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okutan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
Avrupa Konseyi tarafından 23 Kasım 2001 tarihinde imzaya sunulan ve Türkiye tarafından 10 Kasım 2010’da imzalanarak, 22 Nisan 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren 6533 Sayılı Kanun ile onaylanan “Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi”nin “Çocuk Pornografisi İle İlgili Suçlar” başlıklı 9. maddesine göre:
- Çocuk pornografisi üretmek, bir bilgisayar sistemi üzerinden bu tür içerikleri dağıtmak amacıyla yapılacak faaliyetler suç sayılacaktır.
- Bilgisayar sistemi üzerinden çocuk pornografisini sunmak veya erişilebilir hale getirmek de suç teşkil edecektir.
- Bilgisayar sistemi aracılığıyla çocuk pornografisi dağıtımı veya iletimi yapmak suç sayılacaktır.
- Kişinin kendisi veya başkası için bilgisayar sistemi üzerinden çocuk pornografisi temin etmesi, bu tür içerikleri bir bilgisayar sisteminde veya veri depolama aygıtında bulundurması da suç kapsamına girecektir.
Müstehcenlik Suçu Şartları
Çocuklara yönelik müstehcen davranışlar veya iletişim, gerek sözlü gerekse yazılı olsun, suç teşkil etmektedir. Bu tür suçlar, çocukların uygunsuz içeriklerle karşılaşmasına sebep olan eylemleri de kapsamaktadır. Çocuklara uygunsuz video, fotoğraf, görüntü veya yazılı içeriklerin gösterilmesiyle müstehcenlik suçu oluşabilir. Ayrıca, bu tür içerikler arasında müstehcen yazılar, sesler veya sözler de yer alabilir. Özellikle bu içeriklerin basın yolu ile yayımlanması, cezai yaptırımın artmasına yol açabilir.
Müstehcenlik Suçunun Konusu
Bir ürünün müstehcenlik suçuna konu olabilmesi için, öncelikle bu ürünün cinsel dürtüleri uyandırmayı hedeflemesi gerekir. Ürün, insanı bir nesne gibi göstermeli ve cinsellik ön plana çıkmalıdır. Cinsel eylemler, estetik olmayan, saygısız, kaba, kışkırtıcı veya saldırgan bir şekilde ifade edilmelidir. Örneğin, şiddet kullanarak, hayvanlarla ya da ölü bedenle yapılan cinsel eylemleri içeren yazılar, sesler ve görüntüler bu suçun kapsamına girmektedir.
Müstehcenlik Suçu Türleri
TCK m.226 ve gerekçesini dikkate aldığımızda, müstehcenlik suçu iki ana kategoriye ayrılabilir: genel müstehcenlik suçu ve özel müstehcenlik suçu. Genel müstehcenlik suçu, çocuklardan uzak tutulması gereken müstehcen içeriklerin yetişkinlere yönelik olması durumunda söz konusu olmaktadır. Aşağıdaki durumlar, genel müstehcenlik suçunun farklı şekillerini göstermektedir:
- Müstehcen ürünlerin çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde sergilenmesi.
- Müstehcen içerikli ürünlerin, içeriği belirgin şekilde belli edilerek satılması veya kiraya verilmesi.
- Müstehcen ürünlerin, sadece belirli yerlerde değil, farklı alanlarda satışa sunulması ya da kiralanması.
- Müstehcen ürünlerin bedelsiz olarak dağıtılması veya ücretsiz bir şekilde verilmesi.
- Müstehcen ürünlerin reklamının yapılması.
- Müstehcen görüntü, yazı veya sözlerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması ya da yayımlanmasına aracılık edilmesi.
Maddenin Fıkralarının Değerlendirilmesi
Birinci Fıkra (TCK m.226/1)
Birinci fıkra, müstehcen içerikli materyallerin çocuklara sunulmasını suç olarak kabul eder. Bu, çocuklara müstehcen ürünlerin verilmesi, gösterilmesi, okutulması veya dinletilmesi gibi hareketleri kapsar. Ayrıca, çocukların girebileceği yerlerde veya alenen müstehcen içeriklerin sergilenmesi de suç teşkil etmektedir. Çocukların korunması, bu fıkra ile güvence altına alınmış ve toplumun genel ahlakını ihlal eden hareketler cezalandırılmaktadır.
- Ceza: Altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası.
- Amaç: Çocukları zararlı içeriklerden korumak, ahlaki değerlere zarar veren hareketlerin önüne geçmek.
İkinci Fıkra (TCK m.226/2)
İkinci fıkra, müstehcen içerikli materyallerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması veya yayımlanmasına aracılık edilmesini suç olarak düzenler. Bu, basın ve medya organları aracılığıyla toplumda yayılmasına yol açabilecek müstehcen içeriklerin toplumun genel ahlakını zedelemesi nedeniyle cezalandırılmaktadır. Medyanın yaygın etkisi göz önünde bulundurulduğunda, bu tür eylemler toplumsal düzeni tehdit edebilir.
- Ceza: Altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası.
- Amaç: Toplumda müstehcen içeriklerin yayılmasını engellemek ve basının sorumlu bir şekilde hareket etmesini sağlamak.
Üçüncü Fıkra (TCK m.226/3)
Üçüncü fıkra, çocukların kullanıldığı müstehcen içeriklerin üretimiyle ilgilidir. Bu tür ürünlerin üretimi, çocukların istismarı anlamına gelir ve ciddi suçlardan biridir. Çocukları içeren müstehcen materyallerin üretimi, çoğaltılması, satılması, depolanması veya başkalarına sunulması, toplumda büyük bir ahlaki tehlike yaratır. Bu nedenle, çocukları kullanarak müstehcen ürünler üreten ve bu ürünleri satan kişiler, ağır cezalara çarptırılmaktadır.
- Ceza: Beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası.
- Amaç: Çocukları cinsel içeriklere alet etmekten korumak ve çocukları mağdur etmeyi amaçlayan suçları engellemek.
Dördüncü Fıkra (TCK m.226/4)
Dördüncü fıkra, şiddet kullanılarak yapılan cinsel davranışları içeren materyallerin üretimini ve yayılmasını cezalandırır. Ayrıca, hayvanlarla veya ölü bedenlerle yapılan cinsel eylemleri içeren materyaller de bu kapsama girer. Toplumun moral değerlerine zarar veren ve şiddeti teşvik edebilecek bu tür içeriklerin yayılması, ciddi bir suç olarak tanımlanır.
- Ceza: Bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası.
- Amaç: Şiddeti ve ahlaka aykırı davranışları teşvik eden içeriklerin yayılmasını engellemek.
Beşinci Fıkra (TCK m.226/5)
Beşinci fıkra, üçüncü ve dördüncü fıkralarda belirtilen müstehcen içeriklerin basın ve yayın yoluyla yayımlanmasını veya çocukların görmesini sağlayan eylemleri cezalandırır. Çocukların bu tür zararlı içeriklerle karşılaşmasını engellemek amacıyla, medya ve yayın organları üzerindeki denetim artırılmaktadır.
- Ceza: Altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası.
- Amaç: Çocukları zararlı içeriklerden korumak ve medyanın sorumlu yayıncılığını teşvik etmek.
Altıncı Fıkra (TCK m.226/6)
Altıncı fıkra, tüzel kişilere yönelik düzenlemeleri içermektedir. Eğer tüzel kişiler müstehcenlik suçlarına karışmışsa, buna özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilecektir. Bu, tüzel kişiliklerin suç işlemeleri durumunda cezai yaptırımların yanı sıra, onların faaliyetlerini kısıtlayan güvenlik tedbirlerinin alınmasını sağlar.
- Amaç: Tüzel kişiliklerin kötüye kullanımlarını engellemek ve toplumsal düzeni korumak.
Yedinci Fıkra (TCK m.226/7)
Yedinci fıkra, bilimsel ve sanatsal eserler için bir istisna getirmektedir. Bilimsel ve sanatsal eserler, toplumun genel ahlaki değerlerine aykırı olsa da, özellikle çocuklara erişimin engellenmesi kaydıyla, müstehcenlik suçuna girmez. Bu istisna, sanat ve bilim özgürlüğünü koruma amacı taşımaktadır.
- Amaç: Sanat ve bilimsel araştırmaların özgürlüğünü korumak.
Müstehcenlik Suçu ve Erişim Engelleme
Müstehcenlik suçları, dijital dünyada da hızla yayılabilen içerikler haline gelmiştir. İnternet ortamında yayılan müstehcen içeriklerin, özellikle çocukların ve toplumun ahlaki değerlerinin korunması adına ciddi tehditler oluşturduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu tür içeriklerin engellenmesi önem kazanmaktadır. Türkiye’de, internet ortamında yayılan müstehcen içeriklerle ilgili olarak erişim engelleme uygulamaları, belirli hukuki düzenlemelere dayanmaktadır. Bu bağlamda, 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” önemli bir rol oynamaktadır.
5651 Sayılı Kanun ve Erişim Engelleme
5651 sayılı Kanun’un 8. maddesi, internet ortamında yayımlanan ve müstehcenlik suçunu oluşturduğuna dair yeterli şüphe bulunan içeriklere karşı erişimin engellenmesi kararının verilmesini düzenler. Bu karar, müstehcen içeriklerin toplum üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek, çocukları korumak ve genel ahlaka zarar vermemek amacıyla alınır.
Erişimin engellenmesi, kural olarak yargı organları tarafından verilen bir karardır. Yargı organları, bir içeriğin müstehcenlik suçu oluşturup oluşturmadığı konusunda karar verir. Soruşturma aşamasında, şüpheli bir durumda erişimin engellenmesine karar vermek için Sulh Ceza Hakimi devreye girer. Kovuşturma aşamasında ise, erişimin engellenmesi kararı mahkeme tarafından alınır. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Cumhuriyet savcısı da soruşturma aşamasında erişimin engellenmesine karar verebilir.
İdari Yolla Erişim Engelleme
Müstehcenlik suçlarının dijital ortamda daha hızlı bir şekilde yayılabilmesi ve bu tür içeriklerin erişilmesi nedeniyle yaşanacak zararların önüne geçilmesi adına, yargı yoluyla erişim engelleme kararının alınması genellikle gerekmektedir. Ancak müstehcenlik suçu ile ilgili bazı istisnalar da bulunmaktadır. İstisna olarak, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) gibi idari bir kurum, yargı kararı olmadan da erişimi engelleyebilir.
Böylece, idari yolla erişim engellenmesi, müstehcen içeriklerin hızla yayılmasını engellemek amacıyla daha hızlı bir çözüm sunmaktadır. Yeterli şüphe bulunduğu takdirde, TİB kendiliğinden, bir yargı kararı gerektirmeksizin, müstehcen içeriklerin yayılmasını durdurabilir.
Müstehcenlik Suçu ve Dijital Ortamda Yasal Düzenlemeler
Dijital ortamda müstehcenlik suçu, geleneksel suçların bir uzantısı gibi düşünülse de, hızla yayılan dijital içeriklerin toplum üzerinde oluşturabileceği zararın boyutu göz önüne alındığında, farklı bir düzenleme ihtiyacı doğmuştur. 5651 sayılı Kanun’un bu maddeyle ilgili düzenlemeleri, müstehcen içeriklerin yayılmasının engellenmesinin yanı sıra, suçların işlenmesinin önüne geçilmesine yönelik olarak da oldukça önemlidir. Müstehcenlik suçuna dair gerekli düzenlemeler yapılırken, hem yargı hem de idari organların etkin bir şekilde rol alması sağlanmaktadır.
Sonuç
TCK m.226 ve 5651 sayılı Kanun, müstehcenlik suçlarıyla mücadelede önemli düzenlemeler sunmaktadır. TCK m.226, müstehcen içeriklerin üretimi, yayılması ve çocuklara sunulması gibi durumları suç sayarken, ağır cezalar öngörerek toplumsal ahlaka zarar veren hareketlere karşı caydırıcılık sağlar. 5651 sayılı Kanun ise internet ortamındaki müstehcen içeriklerin erişimini engellemek için hem yargı hem de idari organlara yetkiler tanımaktadır. Bu düzenlemeler, toplumun moral değerlerinin korunmasına, çocukların zararlı içeriklerden korunmasına ve genel ahlakın muhafaza edilmesine yönelik etkin bir hukuki çerçeve sunmaktadır.