1. Giriş

Dolandırıcılık suçu, bir kişinin, başkasını yanıltarak haksız bir kazanç sağlamasını hedefleyen bir suç türüdür. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) dolandırıcılık, temel haliyle tanımlanmış olup, belirli ağırlaştırıcı unsurların devreye girmesiyle nitelikli dolandırıcılık suçu ortaya çıkmaktadır. Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılığın daha ciddi bir biçimi olup, özellikle mağdurun zararının büyüklüğü, suçun işlendiği ortam ve kullanılan yöntemler gibi faktörlerle belirginleşir. Bu makalede, nitelikli dolandırıcılık suçunun tanımı, unsurları, cezai yaptırımları ve hukuki değerlendirmeleri üzerinde durulacaktır.

2. Nitelikli Dolandırıcılık Suçu ve Tanımı

TCK Madde 158, dolandırıcılık suçunun basit halinden daha ağır işlenmiş olan nitelikli hallerini düzenler. Dolandırıcılık, kişinin başkasını hileli bir şekilde kandırarak malvarlıklarına haksız bir şekilde el koyması eylemi olarak tanımlanır. Ancak, bu suç çeşitli özel durumlarda daha ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır. Bu nedenle TCK Madde 158, dolandırıcılığın işleniş biçimine göre cezanın nasıl artabileceğini belirler. Bu düzenleme, suçun toplumsal zararlarını göz önünde bulundurularak daha fazla caydırıcılık sağlamayı amaçlamaktadır.

TCK Madde 158’in Ayrıntılı İncelenmesi

Madde, dolandırıcılığın nitelikli halleri için düzenlemeler getirmektedir. Bu halleri sırasıyla inceleyelim:

  • a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık: Dinî duygular, insanların inançlarıyla manipülasyon yapılmasına olanak tanır. Bu tür dolandırıcılık, özellikle dini organizasyonlar ve gruplar kullanılarak mağdurları aldatma biçiminde gerçekleşir. Dinî inançlar üzerinden yapılan aldatmacalar, genellikle büyük bir güven yaratır ve mağdurun savunmasız olduğu bir durumdan faydalanılır.
  • b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık: İnsanlar zor durumda olduklarında, genellikle rasyonel düşünme yetenekleri zayıflar ve daha kolay aldatılabilirler. Özellikle ekonomik veya sağlık açısından zor bir durumda olan kişiler, bu durumdan faydalanarak dolandırılabilir.
  • c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık: Bu bent, zihinsel ya da duygusal olarak savunmasız durumda olan kişilere yönelik dolandırıcılığı kapsar. Örneğin, yaşlılar, engelli bireyler veya psikolojik sorunları olan kişiler hedef alınabilir.
  • d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Bu durumda dolandırıcılar, toplumda güven kazanmış ve saygı duyulan tüzel kişiliklerin adını kullanarak mağdurları aldatır. Bu tür dolandırıcılık, halkın güvenini sarsma potansiyeline sahip olduğu için cezası daha ağırdır.
  • e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık: Kamu kaynaklarının zarara uğratılması, hem toplumsal hem de devletin ekonomik çıkarları açısından büyük bir suçtur. Dolandırıcılığın devlet kurumlarına karşı işlenmesi, cezanın artırılmasına neden olur.
  • f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Bu bent, bilişim suçlarıyla bağlantılı olarak işlenen dolandırıcılığı kapsar. Özellikle internet üzerinden yapılan dolandırıcılık faaliyetleri, banka hesaplarının ya da kredi kartı bilgilerinin çalınması gibi durumları içerir.
  • g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık: Medyanın gücü kullanılarak yapılan dolandırıcılıklar, geniş kitlelere ulaşma potansiyeli taşıdığı için daha büyük mağduriyetlere yol açabilir. Medya aracılığıyla yayılan yanıltıcı bilgilerle yapılan dolandırıcılık da nitelikli suçlardan sayılmaktadır.
  • h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık: Bu bent, ticari hayatla ilgili dolandırıcılıkları kapsar. Özellikle şirket yöneticileri veya tacirler, şirket faaliyetleri sırasında mal ve hizmet alımlarında aldatıcı yöntemler kullanarak zarar verebilirler.
  • i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Avukat, doktor, mühendis gibi meslek sahiplerinin, meslekleri nedeniyle sahip oldukları güveni kötüye kullanarak dolandırıcılık yapması durumunda cezalar daha ağırdır. Bu, hem meslek ahlakına hem de toplumsal güvene zarar veren bir eylemdir.
  • j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık: Bankacılık sektöründe yapılan bu tür dolandırıcılık, finansal sistemin güvenliğini tehdit eder. Kredilerin haksız bir şekilde tahsis edilmesi, ekonomik düzene zarar verir.
  • k) Sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık: Sigorta dolandırıcılığı, özellikle sahte poliçeler ve sahte kazalar üzerinden yapılan dolandırıcılıklardır. Bu tür dolandırıcılıklar, sigorta şirketlerini ve dolayısıyla sigorta sistemini tehdit eder.
  • l) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık: Bu bent, özellikle kimlik sahteciliğiyle yapılan dolandırıcılıkları kapsar. Sahte kimlikler ve unvanlarla mağdurların güvenini kazanarak yapılan dolandırıcılıklar oldukça yaygındır.

3. Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları, genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Maddi Unsur: Nitelikli dolandırıcılık suçunun temel maddi unsuru, mağdurun malvarlıklarının haksız bir şekilde zedelenmesi ve sanığın buna yönelik hileli bir davranış sergilemesidir. Yani, mağdurun sahip olduğu para, mal veya haklar, hile yoluyla sanık tarafından alıkonur.
  • Manevi Unsur: Suçun manevi unsuru, dolandırıcılığın kasıtlı olarak işlenmesidir. Yani, sanığın mağduru aldatma amacı güderek hareket etmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu suçun dolaylı ya da doğrudan şekilde mağdura zarar verme amacı taşımaması da gerekir.
  • Hileli Davranış: Nitelikli dolandırıcılığın en belirgin özelliği, mağdurun zararına neden olan aldatıcı hareketlerdir. Bu hileli davranışlar, yanıltıcı bilgiler verme, sahte belgeler kullanma, güven yaratma veya başkalarını etkileme yollarını içerebilir.Dolandırıcılığın oluşabilmesi için hileli davranışların yanı sıra, bu davranışlarla mağdurun yanıltılması ve sonucunda başkasına haksız çıkar sağlanması gereklidir. Bu noktada, bir kişinin sadece yalan söylemesi ya da yanıltıcı açıklamalar yapması, dolandırıcılık suçunun hile unsuru için yeterli değildir. Yalancı açıklamalar, mağduru inceleme yapma veya denetleme eğiliminden uzaklaştıracak kadar yoğun ve etkileyici olmalıdır. Hileli davranışların dolandırıcılık suçunu oluşturabilmesi için yalnızca yalancı açıklamalar değil, aynı zamanda dışsal hareketler, davranışlar ve belki de durumun körüklenmesi gibi unsurların bir arada bulunması gerekir.
    • Gösterişli Davranış (Açık Hile): Burada, fail sahip olmadığı bir sıfat ya da imkânları göstererek mağdura yanlış bir izlenim verir. Örneğin, bir kişi kendisini sahte bir ünvanla tanıtarak mağdura güven verir ve böylece aldatır. Bu tür davranışlarda, failin gösterdiği “yalan” genellikle barizdir, ancak mağdurun güvenini kazanmak için yeterince güçlüdür.
    • Gizli Davranış (Kapalı Hile): Bu tür hileli davranışlarda ise fail, gerçek durumunu ya da sıfatını gizler. Mağdur, aslında doğruyu söylemediğini bilmeden, dolandırıcıya güvenir. Bu gizlilik, genellikle daha karmaşık ve manipülatif bir stratejidir ve mağdurun dikkatini yanlış yönlendirmeyi amaçlar.
  • Zarar: Nitelikli dolandırıcılık suçunda, mağdurun zararına neden olan hileli davranışın, belirli bir düzeyde etkili olması gereklidir. Bu zarar, maddi bir kayıp olabileceği gibi manevi zarar da olabilir.

4. Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezai Yaptırımları

Türk Ceza Kanunu’na göre, dolandırıcılık suçunun cezai yaptırımı, suçun niteliğine göre değişiklik göstermektedir.

TCK Madde 158’in 1. fıkrasına göre, nitelikli dolandırıcılık suçunun işlenmesi durumunda verilecek ceza 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile beşbin güne kadar adli para cezasıdır. Ancak, bazı özel durumlarda (e, f, j, k, l bentlerinde) hapis cezasının alt sınırı dört yıldan az olamaz. Ayrıca, suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmamak üzere adli para cezası da uygulanır.

TCK Madde 158’in 3. fıkrasında, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenen dolandırıcılık suçlarının cezasının yarı oranında artırılacağı belirtilmiştir. Ayrıca, suç örgütü tarafından işlenen dolandırıcılık durumunda cezanın bir kat artırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durumda ayrıca TCK m.220 kapsamında ceza verilmesi de gündeme gelecektir. Bu düzenleme, suç örgütlerinin faaliyetleriyle mücadele etmek için caydırıcı bir önlem teşkil etmektedir.

5. Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Uygulamada Değerlendirilmesi

Nitelikli dolandırıcılık suçunun uygulamadaki en önemli zorluklarından biri, mağdurun aldatıldığı anı ve hilenin ne şekilde yapıldığını tespit etmektir. Dolandırıcılık suçları genellikle belgelerle ve çeşitli delillerle ispat edilmek durumundadır. Suçun mağdurları genellikle, sanıkların güven yaratma amacıyla doğru bilgilere sahip oldukları ve ardından yanlış yönlendirdikleri kişilerdir. Bu durum, özellikle finansal dolandırıcılık gibi karmaşık suçlarda daha fazla karşımıza çıkar.

Nitelikli dolandırıcılık suçunda HAGB kararı verilmesi veya hapis cezasının ertelenmesi kararı suç süresi nedeniyle mümkün değildir. Nitelikli dolandırıcılık suçu ayrıca Uzlaştırmaya tabi değildir. Ancak etkin pişmanlık uygulaması ile verilecek ceza indirilebilir.

Ayrıca, nitelikli dolandırıcılığın cezası arttırılmasına rağmen, pratikte mağdurların cezai süreçlerde yeterli koruma bulamamaları da büyük bir sorundur. Çünkü dolandırıcılığın mağdurunu tespit etmek ve zararın ne kadar olduğunu anlamak, bazen çok karmaşık olabilir.

6. Sonuç

Nitelikli dolandırıcılık, özellikle sanığın daha kapsamlı ve karmaşık yöntemlerle, mağdurun malvarlığını alıkoymaya yönelik hareket etmesi durumunda ortaya çıkan bir suçtur. Türk Ceza Kanunu, dolandırıcılığın nitelikli türleri için daha ağır cezalar öngörmekle birlikte, bu suçların toplumda neden olduğu güven kaybı ve mağdurlar üzerindeki olumsuz etkiler göz önünde bulundurulduğunda, hukuki süreçlerin daha etkin ve hızlı bir şekilde işlemesi gerektiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, nitelikli dolandırıcılıkla mücadelede hukuk sisteminin ve toplumun ortak çabalarının artırılması önemlidir.


Sıkça Sorulan Sorular

1.Dolandırıldım, paramı geri alabilir miyim?
Eğer dolandırıcılık olayı banka üzerinden gerçekleştiyse ve paranın henüz ilgili hesaba aktarımı yapılmamışsa, bankaya hemen bilgi verilerek işlemin durdurulması ve paranın üzerine bloke konulması talep edilebilir. Ancak, ticari işlemlerin hızlı ve sürekli akışı nedeniyle bankalar genellikle bu tür talepleri kabul etmemekte ve çoğu durumda anlık havale veya EFT işlemleri sebebiyle paranın geri alınması mümkün olmayabilir. Yine de, durumu bankaya bildirmek önemlidir.

Genellikle bu gibi durumlarda bankalar sorumluluk kabul etmemektedir. Ancak, dolandırıcılığın bankanın güvenlik açıkları, yapısal problemleri ya da personel hatalarından kaynaklanması halinde, bu durum gerekçe gösterilerek banka aleyhine tazminat davası açılabilir.

Ayrıca, dolandırıcılık suçu, etkin pişmanlık hükümlerinin geçerli olduğu suçlar arasında yer alır. Bu nedenle suçlular, zararlarını iade ederek daha az ceza almayı hedefleyebilirler. Hızlı bir başvuru ve suçluların en kısa sürede yakalanması bu süreçte oldukça kritik bir öneme sahiptir.

2. Dolandırıldım, banka parayı geri verir mi?

Dolandırıcılığa uğrayan kişiler, bankada hala gönderilmemiş paralarını geri alabilirler. Ancak, EFT ya da havale yoluyla gönderilen parayı geri almak, olayın özel durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Zarar farklı yollarla telafi edilebilir.

Banka, şüpheli hareketler tespit ettiğinde hesapta blokaj uygulayarak işlemi durdurabilir. Böyle bir durumda, banka ile iletişime geçerek işlemin iptalini talep etmelisiniz. Bankalar, dolandırıcılık şüphesiyle ilgili resmi yazı talep edebilir. Bu yazı, savcılık tarafından bankaya gönderildiğinde, banka hesaptaki blokeyi kaldırarak işlemi iptal edebilir.

Ayrıca, dolandırıcılara karşı alacak davası açmak veya icra takibi başlatmak gerekir. Bu sayede dolandırıcılardan geri alınan para mümkün olabilir.

3. Hesaba para yatırdım dolandırıldığımı ispat edebilir miyim?

Dolandırıcılık, bir kişinin yanıltıcı davranışlarıyla mağdurun veya başkasının zararına kendine fayda sağlaması durumudur. Bu suçun oluşabilmesi için haksız bir kazanç elde edilmesi şarttır. Hırsızlıkla farklı olarak, dolandırıcılıkta mağdurun, failin aldatıcı hareketlerine dayalı olarak verdiği rıza söz konusudur.

Dolandırıcılık suçunda en önemli nokta, hileli hareketlerin kanıtlanmasıdır. Aksi takdirde, durum sadece bir borç-alacak ilişkisi olarak hukuki bir anlaşmazlık olarak değerlendirilebilir.

Son zamanlarda, dolandırıcılar kendilerini polis, savcı, hâkim veya avukat olarak tanıtıp pek çok kişiyi mağdur etmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, kamu görevlileri, hiçbir vatandaştan telefonla para istemez. Bu kural, avukatlar için de geçerlidir.

Dolandırıcılık nedeniyle şikâyetçi olmanız, hakkınızda başlatılacak icra takibi ya da açılacak davaları durdurmaz. Bu nedenle, icra takibini ya da davayı ayrıca takip etmeniz gerekecektir.

4. FAST ile dolandırıldım ne yapmalıyım?

Hafta içi ya da hafta sonu fark etmeksizin, FAST ile yapılan para transferlerinin geri alınması mümkün değildir. FAST sistemi, 7 gün 24 saat aktif olarak çalışan bir ödeme sistemidir ve transfer tamamlanır tamamlanmaz, para alıcının hesabına hemen geçer. Yani, FAST işlemleri için iptal ya da geri alma gibi bir seçenek bulunmaz. Ancak, şüpheli bir işlem tespit edilirse ve banka işlemi durdurmuşsa, hemen Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak, işlemin iptali talep edilebilir.

Sosyal medya üzerinde yapılan dolandırıcılıkların çoğu, piyasa fiyatlarının çok altında sunulan akıllı telefonlar veya elektronik cihazlar gibi ürünlerle ilgili reklamlardır. Bu tür reklamlara karşı dikkatli olunmalıdır, çünkü büyük ihtimalle dolandırıcılık amacı taşımaktadır.

Bu tarz sitelerden alışveriş yapmaktan kaçınılması tavsiye edilir, çünkü burada karşılaşılan riskler, elde edilecek kazançtan çok daha fazla olabilir. Ancak, eğer dolandırıldığınızı fark ettiyseniz, yani ürün gelmediyse ya da aldığınız ürün hiç beklediğiniz gibi değilse ve satıcıdan paranızı geri alamıyorsanız, ceza davaları veya açılacak bir hukuk/icra davası ile kaybedilen miktar geri alınabilir.

5. Telefon ile dolandırıldım ne yapmalıyım?

Telefonla dolandırıldığınızda yapmanız gereken ilk şey, durumu netleştirip tüm kanıtları toplamak olmalıdır. Konuşmanın tarihi, saati, dolandırıcının kimlik bilgileri ve yapılan yazışmalar gibi verileri kaydedin. Eğer para transferi veya banka işlemi söz konusuysa, hemen bankanızla iletişime geçip işlem durdurulmasını talep edin. Ardından, en yakın polis karakoluna veya Cumhuriyet Başsavcılığı‘na suç duyurusunda bulunarak dolandırıcılıkla ilgili resmi başvurunuzu yapın.

Ayrıca, dolandırıcılık yapan telefon numarasını veya uygulamayı ilgili platforma bildirerek şikayet edin. Eğer kimlik bilgileriniz çalındıysa, kimlik hırsızlığına karşı önlem alarak kredi raporunuzu kontrol edin ve gerekli güvenlik hizmetlerini kullanın. Hukuki destek almak için bir avukata başvurabilir, böylece yasal süreci daha sağlam bir şekilde yürütebilirsiniz. Son olarak, kişisel bilgilerinizi korumak için telefon güvenlik ayarlarınızı gözden geçirip, gerektiğinde numaranızı değiştirerek bir daha dolandırıcıların sizi hedef almasını engelleyebilirsiniz.

6. Avukatlar (Hukuk Büroları) Telefon ile arayıp para isterler mi?

Hayır, avukatlar telefonla arayarak para istemezler. Avukatlar, ödeme taleplerini genellikle yazılı olarak veya yasal yollarla (örneğin, mahkeme kararı, ödeme emri vb.) iletirler. Eğer bir kişi kendisini avukat olarak tanıtarak telefonla sizden para talep ediyorsa, büyük ihtimalle dolandırıcılıkla karşı karşıyasınız. Bu durumda, hemen durumu yetkililere bildirmeniz ve şüpheli numarayı ilgili platformlara bildirmeniz önemlidir. Avukatlar, müşterilerine hukuki hizmet sağlarken, ödeme taleplerini doğru prosedürler ve yasal yollarla yaparlar.

7. Eskort, Pornografik sitelere üye olduğum söylenip para istenir mi?

Hayır, bir kişi eskort sitelerine üye olduğunda, üyelik ya da site kullanımı nedeniyle kimse para talep etmez. Eğer birileri, eskort sitelerine üye olduğunuz gerekçesiyle sizden para talep ediyorsa, bu durum büyük ihtimalle dolandırıcılıkla ilgilidir. Böyle bir durumda, dolandırıcılık yapıldığına dair şüpheleriniz varsa hemen yetkililere başvurmanız önemlidir. Ayrıca, üyelik sözleşmeleri veya hizmet şartlarını dikkatlice inceleyerek, hizmet sağlayıcıların gerçekten yasal olup olmadığını ve nasıl ödeme yapmanız gerektiğini öğrenmek önemlidir. Bu tür durumlar için, telefonla veya internet üzerinden yapılan tehditkar ve şüpheli para taleplerine karşı dikkatli olmalı, güvenliğiniz için gerekli önlemleri almalısınız.

8. Dolandırıcılar tarafından tehdit ediliyorum ne yapmalıyım?

Eğer dolandırıcılar sizi tehdit ediyorsa, hemen durumu polise bildirmeniz gerekmektedir. Tehditleri kaydedip, telefon görüşmeleri veya mesajlar gibi kanıtları toplayarak yetkililere teslim edin. Kişisel bilgilerinizi ve banka hesap bilgilerinizi koruyun, şifrelerinizi değiştirin ve kimlik hırsızlığını engellemek için gerekli önlemleri alın.

Ayrıca, telefon numaranızı değiştirerek ya da engelleme yaparak dolandırıcıların size ulaşmasını engelleyebilirsiniz. Sosyal medya hesaplarınızın güvenliğini sağlamak için gizlilik ayarlarını gözden geçirin ve bankanızla iletişime geçerek şüpheli finansal işlemleri bildirin. Durum ciddi boyuta ulaşırsa, bir avukattan hukuki yardım alarak dava süreci hakkında bilgi alabilirsiniz. Tehditler karşısında yalnız kalmamak ve güvenliğinizi sağlamak için her zaman adım atın.