Bu hesaplama robotu, nafaka veren ve nafaka alacak kişinin aylık net gelirleri ile nafaka alacak kişinin temel yaşam giderlerini (beslenme, barınma, ulaşım gibi) dikkate alarak, Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuatlar doğrultusunda yoksulluk nafakası miktarının objektif, şeffaf ve hesaplanabilir şekilde belirlenmesini amaçlamaktadır.

Dinamik minimum nafaka tutarları ve maksimum ödeme sınırları çerçevesinde, tarafların maddi durumları gözetilerek, adil ve sürdürülebilir bir nafaka tutarının ortaya konması sağlanmaktadır. Böylece, hem nafaka alacak kişinin temel ihtiyaçlarının karşılanması hem de nafaka verenin ödeme gücünün koruyacak uygulamaya yönelik bir hesaplama aracıdır.

Yoksulluk Nafakası Hesaplama

Yoksulluk Nafakası Hesaplama

Türk Medeni Kanunu’nda nafaka, eşler, boşanma veya ayrılık hâllerinde birbirlerine, çocuklarına ve diğer aile bireylerine karşı belirli bir maddi destek sağlama yükümlülüğü olarak tanımlanır. Ancak, Türk hukuk sisteminde standart, kesin ve sabit bir nafaka hesaplama yöntemi bulunmamaktadır. Nafaka miktarı, mahkemelerin takdir yetkisine bağlı olarak, tarafların maddi durumları, ihtiyaçları ve yaşam koşulları dikkate alınarak belirlenir.

Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, nafaka yükümlülüğünün miktarının belirlenmesinde “tarafların kusur durumları, gelirleri, geçim koşulları ve malvarlıkları” gibi somut olguların göz önünde bulundurulması gerektiğini hükme bağlamıştır. Bu nedenle mahkemeler, genellikle taraflardan mali belgeler, gelir ve gider tabloları talep ederek, nafaka miktarını ihtiyaç ve ödeme gücü dengesine göre belirler. Bu değerlendirme sırasında, nafaka alacaklının barınma, beslenme, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi temel ihtiyaçları ile nafaka verenin ödeme gücü ve diğer yükümlülükleri dikkate alınır.

Mahkemece belirlenen nafaka miktarı, değişen ekonomik koşullar, tarafların maddi durumlarındaki değişiklikler veya diğer olağanüstü haller sebebiyle artırılabilir veya azaltılabilir. Bu esneklik, nafaka uygulamasının hem alacaklı hem de borçlu açısından adil olmasını sağlamak içindir. Bu nedenle, standart bir hesaplama yöntemi olmaması mahkemelerin somut olaylara göre daha uygun karar vermesine olanak tanır.

Sonuç olarak, Türk hukukunda nafaka hesaplaması kesin bir formüle bağlanmamış olup, tarafların somut ekonomik ve sosyal durumları esas alınarak mahkeme tarafından takdir edilir. Bu yaklaşım, nafaka hakkının bireysel koşullara göre esnek ve adil biçimde düzenlenmesini mümkün kılar. Nafaka ödemesi ile ilgili yaşanabilecek uyuşmazlıklarda uzman bir avukattan hukuki destek alınması, tarafların hak ve yükümlülüklerinin doğru şekilde belirlenmesi açısından önem taşımaktadır.