Madde Metni
Madde 86 – Kasten Yaralama
- Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
- Kasten yaralama suçunun;a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,e) Silahla,f) Canavarca hisle,İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.
Madde 87 – Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama
- Kasten yaralama fiili, mağdurun;a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,b) Konuşmasında sürekli zorluğa,c) Yüzünde sabit ize,d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde beş yıldan az olamaz.
- Kasten yaralama fiili, mağdurun;a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,d) Yüzünün sürekli değişikliğine,e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hâllerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hâllerde sekiz yıldan az olamaz.
- Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
- Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
1. Giriş
Türk Ceza Kanunu (TCK) bünyesinde, “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlıklı ikinci bölümde yer alan kasten yaralama suçu, kanun koyucunun bireylerin bedensel ve psikolojik bütünlüğüne verdiği önemin bir yansıması olarak TCK’nın 86. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, yalnızca fiziksel bir temasla sınırlı kalmayıp, bireyin Anayasa’nın 17. maddesiyle koruma altına alınan maddi ve manevi varlığını, dolayısıyla vücut bütünlüğünü, sağlığını ve algılama yeteneğini de kapsayacak şekilde geniş bir alana yayılmıştır. TCK 86’nın gerekçesinde belirtildiği üzere, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her türlü davranış hukuken yaralama kabul edilmektedir. Bu geniş tanım, kanun koyucunun kişisel dokunulmazlığın en üst düzeyde korunmasına yönelik iradesini ortaya koymaktadır.
Bu makale, kasten yaralama suçunun yasal çerçevesini, ceza infaz süreçlerini, hukuka uygunluk ve ceza indirim nedenlerini ve en önemlisi Yargıtay’ın istikrar kazanmış ve güncel kararları ışığında suçun pratik uygulamalarını kapsamlı bir şekilde analiz etmektedir. Rapor, TCK 86. maddenin yanı sıra, ilgili 87. ve 88. maddeleri de ele alarak konunun tüm boyutlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
2. Kasten Yaralama Suçunun Unsurları ve Şekilleri (TCK 86)
Suçun Tanımı ve Maddi Unsurları
TCK 86. maddenin birinci fıkrası, kasten yaralama suçunun oluşumu için üç farklı seçimlik hareket öngörmektedir. Bu hareketlerin birinin dahi gerçekleştirilmesi suçun temel halinin oluşması için yeterlidir. Bu seçimlik hareketler şunlardır:
- Vücuda Acı Verme: Mağdurun bedensel olarak acı duymasına neden olan her türlü eylemi ifade eder. Vücut, kişinin canlı ve yaşayan bedeni olarak anlaşılmalıdır. Bu hareket, illaki fiziksel temas yoluyla gerçekleşmek zorunda değildir. Örneğin, mağdurun gözüne yakıcı bir kimyasal madde sıkılması veya kulağını bozacak düzeyde bir sese maruz bırakılması da bu kapsamdadır.
- Sağlığın Bozulmasına Neden Olma: Failin eylemi sonucunda mağdurun mevcut sağlık durumunun kötüleşmesidir. Bu hareket, mağdurun acı çekmesi şartını aramaz. Örneğin, bir kişiye ilaç verilerek ishal olmasına neden olunması, kasten yaralama suçunu oluşturur.
- Algılama Yeteneğinin Bozulmasına Neden Olma: Mağdurun ruhsal durumunda veya anlama, düşünme ve muhakeme yeteneklerinde bozukluğa yol açan eylemlerdir. Hipnotize etme, uyuşturucu madde içirme veya korkutarak uyuyamaz hale getirme gibi eylemler bu kategoriye girer ve kişinin psikolojik bütünlüğünün korunmasını amaçlar.
Manevi Unsur (Kast)
Kasten yaralama suçu, failin mağdura zarar verme amacını bilerek ve isteyerek taşımasıyla işlenebilen bir suçtur. Failin eylemi bilinçli olarak gerçekleştirmesi gerekir; dolayısıyla kaza sonucu meydana gelen yaralanmalar bu suçun kapsamında değerlendirilmez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları, suçun olası kast ile de işlenebileceğini kabul etmektedir. Bu durumda fail, eyleminin bir yaralamaya neden olabileceğini öngörmesine rağmen bu sonucu kabullenerek hareket eder ve yine de cezai sorumluluğu doğar.
Temel ve Basit Yaralama Halleri (TCK 86/1-2)
Kasten yaralama suçu, mağdur üzerindeki etkisinin ciddiyetine göre iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Bu ayrım, hem ceza miktarını hem de soruşturma prosedürünü doğrudan etkiler.
TCK 86/1 – Temel Hal
Yaralamanın etkisi basit bir tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek nitelikte ise suçun bu temel hali uygulanır. Bu durumdaki yaralamalar için öngörülen ceza, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Bu fıkra kapsamındaki suçlar, mağdurun şikayetine bağlı değildir ve soruşturma Cumhuriyet savcısı tarafından re’sen (kendiliğinden) başlatılır.
TCK 86/2 – Basit Hal (Basit Tıbbi Müdahale – BTM)
Eğer yaralamanın etkisi basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek kadar hafif ise, suç bu fıkra kapsamında değerlendirilir. Bu durumda fail, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suç, şikayete tabidir ve mağdurun 6 ay içinde şikayette bulunması gerekir. Şikayetten vazgeçilmesi halinde dava düşer. Suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz. Bu haldeki suçlar, aynı zamanda uzlaşma kapsamındadır. Genel bir özet olarak, temel haliyle kasten yaralama (BTM ile giderilemeyecek durumda) için ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis, şikayete tabi değildir ve uzlaşmaya tabidir. Basit haliyle kasten yaralama (BTM ile giderilebilecek durumda) için ceza 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır (kadına karşı işlenirse en az 6 ay hapis), şikayete tabidir ve uzlaşmaya tabidir. Nitelikli haller (TCK 86/3) ve ağırlaşmış haller (TCK 87) için ise cezada ciddi artırımlar uygulanır, şikayete tabi değildir ve uzlaşmaya tabi değildir.
Basit Tıbbi Müdahale (BTM) Kavramının Pratik Değerlendirmesi
“Basit tıbbi müdahale” kavramı, yasal metinde açıkça tanımlanmamış olup, uygulamada tereddütlere yol açabilmektedir. Bu kavram, mağdurun çektiği acının subjektif algısından ziyade, yaralanmanın nesnel tıbbi durumuna dayanır. Bir yaralanmanın BTM ile giderilip giderilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu’nun belirlediği objektif kriterler çerçevesinde hekimler tarafından tespit edilir. Yargıtay’ın yerleşik içtihadı, bu kavramı olaydan bağımsız tıbbi gerçeklik üzerinden değerlendirmektedir. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.01.2016 tarihli ve 2013/371 E., 2016/39 K. sayılı kararında, itiş kakış sonucunda kalp rahatsızlığı olan bir mağdurun ölümünde, ölümün travmanın eforu ve stresiyle mevcut kalp damar hastalığının aktif hale geçmesine bağlı olduğu belirtilmesine rağmen, yaralanmanın başlı başına ölümü tevlit eder nitelikte olmadığı ve BTM ile giderilebilecek ölçüde olduğu kabul edilmiştir. Bu karar, failin meydana gelen ölüm sonucundan sorumlu tutulması için eylemi ile sonuç arasında doğrudan bir illiyet bağının bulunması gerektiğini ve yaralamanın objektif niteliğinin, failin cezai sorumluluğunu belirlemede temel unsur olduğunu açıkça göstermektedir.
3. Kasten Yaralamanın Nitelikli Halleri (TCK 86/3) ve Yargısal Uygulama
TCK 86/3, kasten yaralama suçunun belirli durumlarda işlenmesi halinde cezanın artırılmasını öngörür. Bu hallerin en önemli hukuki sonuçlarından biri, suçun şikayete tabi olmaktan çıkması ve soruşturmanın re’sen yürütülmesidir. Bir olayda birden fazla nitelikli halin bir arada bulunması durumunda dahi tek bir artırım yapılır.
Özel Kişilere Karşı İşlenmesi
Suçun, üstsoya, altsoya, eşe, boşanılan eşe veya kardeşe karşı işlenmesi, aile ilişkilerinin hukuki önemi nedeniyle cezayı artırıcı bir unsur olarak kabul edilir. Yargıtay uygulamaları, bu kapsamda üvey üstsoy ve üvey altsoyun kan bağı bulunmadığı için dahil edilmediğini, ancak üvey kardeşin kapsama girdiğini kabul etmektedir. Boşanılan eş de bu kapsamdadır.
Kamu Görevlilerine Yönelik İşlenmesi
Suçun, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi veya bir kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanarak işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilir. Bu durum, devletin hizmetindekilerin görevlerinin ciddiyetini ve kamusal düzeni korumayı amaçlamaktadır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 24.06.2020 tarihli 2020/10833 E., 2020/7606 K. sayılı kararında, bir öğretmenin öğrencisine yönelik eylemi, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak silahla basit yaralama suçu kapsamında değerlendirilmiştir.
Suçun Silahla İşlenmesi (TCK 86/3-e)
Bu, kasten yaralama suçunda ceza artırımına yol açan en yaygın nitelikli hallerden biridir. TCK’nın 6. maddesindeki geniş “silah” tanımı, uygulamanın esnekliğini sağlamaktadır. Yargıtay’ın yaklaşımı, bir aracın silah olarak nitelendirilmesinde, onun üretim amacından ziyade, somut olaydaki kullanılış biçimini, mağdur üzerindeki etkisini ve yaratma potansiyelini esas almasıdır. Bu, hukukun statik bir metin olmaktan öte, olayların dinamik gerçekliğine göre şekillendiğini gösteren önemli bir yaklaşımdır. Bu yorum, beyzbol sopası ve İngiliz anahtarının yanı sıra, taş, pet şişe ve leğen gibi gündelik eşyaların dahi somut olayda silah olarak kabul edilmesini sağlamaktadır.
Suçun Canavarca Hisle İşlenmesi (TCK 86/3-f)
14.04.2020 tarihli ve 7242 sayılı kanunla eklenen bu nitelikli hal, failin eylemdeki motivasyonuna odaklanır ve ceza artırımını bir kat olarak düzenlerken, diğer nitelikli hallerde ceza yarı oranında artırılmaktadır. Bu durum, kanun koyucunun eylemin acımasız ve insanlık dışı bir hisle gerçekleştirilmesini ayrı bir ciddiyetle ele aldığını ve caydırıcılığı artırma amacını gösterir.
4. Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçları (TCK 87) ve İçtihatlar
TCK 87, failin yaralama kastıyla hareket etmesine rağmen, eylemin sonucunda kanunda özel olarak belirtilmiş daha ağır bir neticenin meydana gelmesi durumunu düzenler. Bu maddede failin ağır sonuçtan sorumlu tutulabilmesi için, eylemi ile sonuç arasında nedensellik bağının (illiyet bağı) varlığı yeterlidir; failin bu ağır sonucu bilerek ve isteyerek (kasten) gerçekleştirmesi şartı aranmaz.
TCK 87/1 ve 87/2 Hükümleri ve Yargısal Yorumlar
TCK 87’nin birinci ve ikinci fıkraları, yaralama fiilinin yol açtığı kalıcı ve ciddi sonuçlara göre cezanın kademeli olarak artırılmasını düzenler. Bu sonuçlar arasında duyu veya organ işlevinin sürekli zayıflaması/yitirilmesi, konuşma yeteneğinin kaybolması ve yüzde sabit iz gibi durumlar yer almaktadır.
Yüzde Sabit İz Kavramının Değerlendirilmesi
Yüzde sabit iz, yaralama sonucunda mağdurun görünümünde kalıcı bir değişikliğe yol açan durumdur. Yargıtay uygulamalarına göre, bir izin “sabit iz” olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar verilmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması zorunludur. Hakimler, bu tespiti yalnızca kendi görgüleriyle yapamazlar. Değerlendirme için yaralamadan sonra en az altı ay beklenmesi gerekir. En önemli hususlardan biri, izin estetik bir ameliyatla giderilebilecek olması veya zamanla iyileşmesi durumunun, izin “sabit iz” niteliğini ortadan kaldırmamasıdır. Bu yaklaşım, mağdurun maruz kaldığı zararın ciddiyetini vurgulamakta ve failin sorumluluğunu hafifletmeye yönelik girişimleri engellemektedir.
TCK 87/3: Kemik Kırılması
Kemik kırılması, TCK 87 kapsamında ağırlaştırıcı bir hal olarak düzenlenmiştir. Cezanın artırım oranı, kırığın “hayat fonksiyonlarına etkisi”ne göre belirlenir. Bu etki, Adli Tıp raporuyla hafif, orta veya ağır olarak tespit edilir ve ceza bu sınıflandırmaya göre yarısına kadar artırılır.
Diş Kırığı ve Kemik Kırığı Arasındaki Kritik Ayrım
Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, diş, kemik olarak kabul edilmez. Bu ayrım, hukuki pratik açısından büyük öneme sahiptir. Eğer bir yaralama sonucunda diş kırılması meydana gelirse, TCK 87/3 hükmü uygulanmaz. Diş kırılması, yaralamanın niteliğine göre genellikle TCK 86/1 kapsamında değerlendirilir ve TCK 61. madde uyarınca temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak kabul edilir.
TCK 87/4: Yaralama Sonucu Ölüm
Bir eylemin TCK 87/4 kapsamında kasten yaralama sonucunda ölüme neden olma suçu mu, yoksa TCK 81 kapsamında kasten öldürme suçu mu olduğu, hukuk pratiğindeki en karmaşık meselelerden biridir. Yargıtay, bu ayrımı yaparken failin kastını belirlemek için bir dizi objektif kriteri esas almaktadır. Bu kriterler arasında fail ile mağdur arasındaki husumetin niteliği, kullanılan aletin öldürmeye elverişliliği, darbe sayısı ve şiddeti, yaraların hayati bölgelerde olup olmadığı ve failin eylemine kendi iradesiyle mi yoksa bir engelden dolayı mı son verdiği gibi hususlar yer alır. Yargıtay bu kriterleri her somut olayın koşullarına göre değerlendirir. Örneğin, av tüfeğiyle hayati bölgeye ateş açmak, öldürme kastının varlığını gösterirken, bir tartışma sırasındaki itiş kakışın mağdurun kalp krizini tetiklemesi sonucu meydana gelen ölüm, yaralama sonucunda daha ağır bir neticenin meydana gelmesi olarak değerlendirilir. Bu, hukuki nitelemenin, dışa yansıyan hareketler ve failin iç dünyası arasındaki karmaşık etkileşime dayandığını göstermektedir.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama hallerinde ceza artırımı ve alt sınırı şu şekildedir: TCK 87/1’de duyu/organ işlevinde sürekli zayıflama, konuşmada sürekli zorluk, yüzde sabit iz, yaşamı tehlikeye sokan durum veya gebe kadında erken doğum gibi durumlarda ceza bir kat artırılır ve temel yaralama için 3 yıldan, nitelikli yaralama için 5 yıldan az olamaz. TCK 87/2’de iyileşmesi mümkün olmayan hastalık, bitkisel hayat, duyu/organ işlevinin yitirilmesi, konuşma/çocuk yapma yeteneğinin kaybı veya yüzde sürekli değişiklik gibi durumlarda ceza iki kat artırılır ve temel yaralama için 5 yıldan, nitelikli yaralama için 8 yıldan az olamaz. Vücutta kemik kırılması veya çıkığı (TCK 87/3) durumunda ceza, kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre yarısına kadar artırılır. Son olarak, yaralama sonucu ölüm (TCK 87/4) meydana gelmişse, temel yaralama için 8-12 yıl hapis, nitelikli yaralama için ise 12-18 yıl hapis cezasına hükmolunur.
5. Yaralama Suçunda Özel Görünüş Şekilleri ve Diğer Hukuki Kavramlar
TCK 88: İhmali Davranışla Kasten Yaralama
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi, faile yüklenen hukuki bir yükümlülüğü yerine getirmeyerek yaralamaya neden olması durumunda oluşur. Bu suç için öngörülen ceza, kasten yaralama cezasına göre üçte iki oranında indirilebilir. TCK 86/1 ve TCK 86/2’de olduğu gibi, ihmali davranışla işlenen yaralama suçu da uzlaşma kapsamındadır.
Hukuka Uygunluk Nedenleri
- Meşru Müdafaa: Kendisine veya bir başkasına yönelmiş haksız bir saldırıyı defetmek için işlenen eylemler hukuka uygunluk nedeni teşkil eder ve faile ceza verilmez. Ancak, savunma ile saldırı arasında orantılılık bulunması esastır. Örneğin, bir tokata bıçakla karşılık verilmesi orantısız bir savunma olarak kabul edilmektedir.
- Haksız Tahrik: Mağdurun haksız bir fiilinin failde yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisiyle suç işlemesidir. Yargıtay, haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için tahriki oluşturan eylemin mağdurdan gelmesini şart koşar. Bu durumda failin cezasında dörtte birden dörtte üçe kadar indirim yapılabilir.
- Mağdurun Rızası: Yaralama fiiline gösterilen rıza, bir hukuka uygunluk nedeni olabilir. Ancak bu rıza sınırsız değildir. Özellikle şikayete bağlı olmayan ve ağır sonuçlar doğuran yaralama hallerinde (örneğin silahla yaralamada), mağdurun rızası geçersizdir.
Uzlaşma ve Şikayet Prosedürleri
Kasten yaralama suçunun yargısal süreci, suçun niteliğine göre farklılıklar gösterir. TCK 86/2 kapsamındaki basit yaralama suçu şikayete bağlı iken, TCK 86/1’deki temel yaralama, TCK 86/3’teki nitelikli yaralama ve TCK 87’deki ağırlaşmış yaralama suçları şikayetten bağımsız olarak re’sen soruşturulur.
Ceza ve Hukuki Süreç
Kasten yaralama suçuna ilişkin davalara Asliye Ceza Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Bu suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. TCK 86/3-e’de düzenlenen silahla yaralama suçu ile TCK 87’deki neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/3. maddesi uyarınca “katalog suçlar” içerisinde yer alır. Bu suçlarda, kaçma şüphesi veya delilleri karartma tehlikesi varsa, savcılık gözaltı, sulh ceza hakimliği ise tutuklama kararı verebilir.
6. Sonuç
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nda katı ve detaylı bir şekilde düzenlenmiş ve Yargıtay’ın zengin içtihatlarıyla yorumlanarak uygulanmaktadır. Bu raporun bulguları, yasal metnin kuru tanımının ötesinde, yargı pratiğinin somut olaya göre nasıl dinamik bir şekilde yorumlandığını ve hukukta niteleme aşamasının ne kadar hayati olduğunu ortaya koymaktadır.
Özellikle “silah” ve “yüzde sabit iz” gibi kavramların geniş yorumu ve TCK 81’deki kasten öldürme kastı ile TCK 87’deki yaralama kastının ayırt edilmesine yönelik çok katmanlı kriterler, bu alanın derinlemesine bilgi ve uzmanlık gerektirdiğini kanıtlamaktadır. Hukuk profesyonelleri için, bir eylemin doğru hukuki vasfını belirlemek, delilleri analiz etmek ve yargısal süreçleri yönetmek, ancak Yargıtay’ın güncel ve istikrar kazanmış içtihatlarının kapsamlı bir şekilde anlaşılmasıyla mümkün olacaktır.
Kasten Yaralama Suçu (TCK m.86-87) – Sıkça Sorulan Sorular
TCK m.86’ya göre, bir kişinin başkasının vücuduna acı vermesi, sağlığını veya algılama yeteneğini bozması “kasten yaralama” suçunu oluşturur. Ceza, olayın niteliğine göre 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası olabilir.
Eğer yaralama hafifse ve basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebiliyorsa, ceza 4 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Ancak suç kadına karşı işlenirse alt sınır en az 6 aydır.
Suçun üstsoya, altsoya, eşe, boşanılan eşe, kardeşe, kamu görevlisine karşı, silahla veya canavarca hisle işlenmesi hâlinde ceza artırılır. Bu hallerde şikayet şartı aranmaz ve ceza yarı oranında, canavarca hisle işlenirse bir kat artırılır.
TCK m.87’ye göre, yaralama sonucunda mağdurun organ kaybı, yüzünde sabit iz, yaşamını tehlikeye sokan durum, erken doğum veya ölüm gibi ağır sonuçlar meydana gelirse ceza katlanarak artar. Örneğin ölüm halinde ceza 8–18 yıl hapis olabilir.
Basit yaralama şikayete tabidir ve mağdurun 6 ay içinde şikayet hakkını kullanması gerekir. Ağır ve nitelikli hallerde ise şikayet aranmadan savcılık tarafından re’sen soruşturma açılır. Dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.
Kasten yaralama suçuna Asliye Ceza Mahkemeleri bakar. Ancak nitelikli ve neticesi ağırlaşmış hallerde katalog suç kapsamında tutuklama da gündeme gelebilir.