1. Giriş

Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan ve bir kişinin fiziksel veya ruhsal sağlığına zarar verme amacı güdülen suçlardan biridir. Bu suç, toplumsal barışın korunması, bireylerin güvenliğinin sağlanması ve vücut dokunulmazlığının korunması açısından büyük öneme sahiptir. Kasten yaralama, suçun faili tarafından, mağdurun vücut bütünlüğüne zarar vermek amacıyla gerçekleştirilen bir eylemi ifade eder. Bu suçun cezai sorumluluğu, fiilin niteliğine, mağdurun uğradığı zarara ve failin kastına göre değişiklik gösterebilir.

2. Kasten Yaralama Suçunun Tanımı ve Hukuki Çerçevesi

Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde kasten yaralama suçu düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, bir kişinin vücut bütünlüğüne veya sağlığına zarar vermek amacıyla hareket edilmesi durumunda kasten yaralama suçu işlenmiş olur. Kasten yaralama suçu, yalnızca fiziksel zararlarla sınırlı olmayıp, ruhsal yaralama (psikolojik travma) gibi durumları da kapsayabilir.

TCK Madde 86 – Kasten Yaralama Madde Metni

(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/3 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.

(3) Kasten yaralama suçunun;a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silahla,

f) (Ek:14/4/2020-7242/11 md.) Canavarca hisle,

İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.

Maddenin 3. bendinde bulunan özellikle sıklıkla karşılaşılan kadına karşı şiddet fiillerinde mağdurun şikayeti geri alınsa dahi kamu davası devam edecektir.

Bu maddeden anlaşılacağı üzere, kasten yaralama suçunun birden fazla fail tarafından işlenmesi ve mağdurun hayatını tehlikeye sokan eylemler söz konusu olduğunda, cezai sorumluluk artmaktadır.

3. Kasten Yaralama Suçunun Unsurları

Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için, bazı unsurların varlığı gereklidir. Bu unsurlar:

  • Failin Kastı (Amacı): Failin, mağdura zarar vermek amacıyla hareket etmesi gerekir. Burada “kast” terimi, failin zarar verme amacını bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği eylemi ifade eder. Fail, mağdurun vücut bütünlüğüne zarar vermek için fiilini bilinçli olarak gerçekleştirir.
  • Mağdurun Zarar Görmesi: Kasten yaralama suçunun faili, mağdurun vücut bütünlüğüne ya da sağlığına zarar vermelidir. Zararın büyüklüğü, suçun işlenip işlenmediği konusunda belirleyici olabilir. Genel olarak bu zarar hastaneden alınan kati bir raporlar yahut Adli Tıp Kurumundan alınacak bir rapor ile ispatlanmaktadır.
  • Zararın Ciddi Olması Durumu: Yaralamanın boyutu cezanın niteliğine göre de değişmektedir. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek eylemler şikayete tabi olup; mağdurun şikayetini geri alması halinde dosya ile ilgili soruşturma aşamasında KYOK, kovuşturma aşamasında düşme kararı verilir. Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyen yaralama fiillerinde ise suç şikayete tabi değildir.
  • Basit Tıbbi Müdahale: Bir yaralanma veya sağlık sorununun, genellikle bir sağlık profesyoneli olmadan, basit yöntemlerle ve kısa sürede giderilmesi veya hafifletilmesi anlamına gelir. Bu müdahaleler, acil durumlarda ilk yardım olarak veya günlük hayatta karşılaşılan küçük sağlık sorunlarında uygulanabilir.

5. Kasten Yaralama Suçunun Türleri

Kasten yaralama suçları, yaralama şekline göre farklı türlere ayrılabilir:

  • Fiziksel Yaralama: En yaygın kasten yaralama türüdür ve mağdurun bedensel sağlığına zarar verilmesiyle gerçekleşir. Bu tür yaralamalar, kesici aletler, delici aletler, vurma, tekmeleme gibi eylemlerle yapılabilir.
  • Ruhsal Yaralama: Kasten yaralama sadece bedensel zararlarla sınırlı olmayıp, mağdurun psikolojik olarak zarar görmesi de mümkündür. Örneğin, tehdit veya psikolojik baskı ile yapılan eylemler ruhsal yaralama oluşturabilir. Ancak, bu tür yaralamalar daha çok hukuki belirsizlik taşıyabilir ve pratikte daha az cezalandırılabilir.
  • Cebir ve Tehdit Kullanarak Yaralama: Zarar verme amacıyla fiziksel şiddet kullanılması, mağdura tehdit edilmesi, korkutulması da kasten yaralama suçunun bir biçimi olarak kabul edilebilir. Bu tür suçlar, şiddet olaylarını daha karmaşık hale getirebilir.

6. Kasten Yaralama Suçunun Hüküm ve Sonuçları

Kasten yaralama suçunun sonucunda mağdurun uğradığı zarar, failin cezai sorumluluğunu etkiler. Bunun yanında, mağdurun talebi doğrultusunda tazminat davaları da açılabilir. Ayrıca, failin sabıka kaydında kasten yaralama suçunun yer alması, sonraki suçlarda daha ağır cezaların uygulanmasına neden olabilir.

Bir kişi hakkında kasten yaralama suçu işlediği iddiasıyla dava açıldığında, yargılama süreci, failin suç işleyip işlemediği, mağdurun yaralarının derecesi ve mağdurun beyanları gibi unsurlar dikkate alınarak sonlandırılır. Yargı organları, failin cezalandırılması sırasında, suçun işlendiği koşullar, failin geçmişi ve mağdurun durumu gibi faktörleri göz önünde bulundurur.

4. Yargı Kararları ve Uygulama

Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca verilen yargı kararları, suçun işleniş şekline, failin kastına ve mağdurun durumuna göre farklılık gösterebilir. Kasten yaralama suçuna ilişkin çeşitli yargı kararları, hem suçun işleniş biçimlerinin değerlendirilmesi hem de nitelikli hâllerin cezalandırılması açısından önemli ipuçları sunmaktadır.

a) Yargıtay 1. Ceza Dairesi,2022/11042 E.

Dava, kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarına ilişkindir.

Mahkemece katılana karşı mala zarar verme suçu yönünden doğrudan verilen adli para cezası ile cezalandırılmalarına dair hükümlerin 5271 Sayılı Kanun’un 272/3-a maddesi uyarınca kesin olduğu halde katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek yeniden hükümler tesis edilmesi hatalıdır.

Kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin 5271 Sayılı Kanun’un 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmeden yeniden hükümler kurulması isabetsizdir.

Mala zarar verme suçundan 5237 Sayılı Kanun’un 62/1 maddesinde belirtilen takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasına karar verildiğine halde, kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerde uygulanmayarak hükümler arasında çelişkiye neden olunması, doğru değildir.

Eğlence mekanının çıkışında katılan ile sanıklar arasında otopark ücretinin ödenmesi konusunda başlayan tartışma sonrasında sanıkların katılanı yaraladıkları ve aracına zarar verdikleri olayda; katılanın beyanlarında otopark ücreti nedeniyle tartışma sonrasında araçla uzaklaşmaya çalışması üzerine sanıkların darp ettiklerini beyan ettiği, sanıkların beyanlarında ise tartışma sırasında katılanın hakaret ettiğini, devamında silah gösterdiğini, sonrasında ise kendilerine saldırmaya çalıştığını beyan etmeleri karşısında, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tam olarak tespit edilemediği belirlenmekle, sanıklar lehine 5237 Sayılı Kanun’un 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

b) Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2022/15476 E.

Sanığın tüm aşamalarda katılanla birbirlerinin telefonunu kıskançlık sebebiyle incelemek için aldıklarını, katılanın sanığın arkadaşlarınla sosyal medya konuşmalarını görmesi üzerine sanığın telefonunu yere atarak kırdığını, sanığın o esnada katılanın kendisinin cep telefonunu da kırmaması için vermediğini, vermek istediğindeyse katılanın kaçarak bağırıp çağırdığını, katılanın cep telefonunun kendisinde bu sebeple kaldığını beyan ettiği, katılanın soruşturma ve kovuşturma aşamasında sanığın telefonu zorla aldığını beyan ettiği, kovuşturma aşamasındaki beyanında, kendisi ile konuşabilmek amacıyla telefonunu aldığını, Mahkemece sanığın katılanın elindeki telefonu neden aldığının katılana sorulması üzerine katılanın merak ettikleri için arayan arkadaşlarıyla konuşmaması için telefonu açtığı sırada sanığın elinden telefonu aldığını beyan etmesi ve yine faydalanmak, çalmak, mülk edinmek amacıyla mı telefonu aldığı sorusuna “sadece onu dinlemem için yaptı galiba” cevabını vermesi, sanığın katılanın cep telefonu elinde olduğu sırada katılanın babasının defalarca katılanı cep telefonundan aradığı, sanığın meşgule attığı, katılanın arkadaşı tanık İ.’yi aradığı, sanıkla konuştukları düşünüldüğünde geçen süre zarfında cep telefonu katılanın hakimiyet alanından çıkıp sanığın hakimiyet alanındayken cep telefonunu alıp uzaklaşmaması birlikte değerlendirildiğinde; katılanla konuşmak ve kendisini dinlemesini sağlamak için cep telefonunu aldığı anlaşılan sanığın, mal edinmek veya faydalanmak kastıyla hareket etmediği ve bunun aksini gösterir delil de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın eylemin, katılana yönelik basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilmeden delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

c) Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2022/15075 E.

Sanık Hakkında Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükmün Temyiz İncelemesinde;

Beyin Cerrahi Polikliniğinin adli kati raporunda; şahsın olay anında hayati tehlike geçirdiğinin raporlandığı görülmekle, Adli Tıp Kurumu’nun tek hekim raporunun sonuç kısmında yaralamasının, kişinin yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile GİDERİLEMEYECEK nitelikte olduğunun yazılı olması karşısında katılan hakkında verilen adli raporların çelişkili olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığının anlaşılması karşısında, katılanın tüm tedavi evrakları, raporları, film ve grafileri ile birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesine sevk edilerek, yaralanmasının niteliği hususunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. ve 87. maddelerinde belirtilen tüm ölçütleri, kapsayacak şekilde kesin raporu aldırıldıktan ve sanığın hüküm verildiği celse de hüküm okunduktan sonra mağdura yönelik “senin ananı sinkaf edeceğim, seni öldüreceğim oğlum” şekilde sözler söylediği de tutanağa geçirtilerek suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği de dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz rapora itibar edilerek eksik araştırma ile hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.

5. Sonuç ve Değerlendirme

Kasten yaralama suçunun hukuki ve yargısal değerlendirilmesi, suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar ve mağdurun durumu gibi birçok faktöre dayanmaktadır. Türk Ceza Kanunu, kasten yaralama suçunun hem basit hem de nitelikli hallerini düzenleyerek, suçun tehlikesini ve mağdur üzerindeki etkisini göz önünde bulundurur. Nitelikli kasten yaralama suçlarında ceza artırılır ve mağdurun sağlığı üzerindeki kalıcı etkiler dikkate alınarak fail daha ağır cezalandırılır.

Yargı kararları, bu suçun uygulamada nasıl değerlendirildiğini ve mahkemelerin suçun niteliğine göre ceza verirken hangi unsurları göz önünde bulundurduklarını gösterir. Her bir karar, suçun işleniş şekline, mağdurun durumuna ve failin kastına göre farklılık gösterir ve yargı organları bu faktörleri dikkate alarak adil bir sonuca ulaşmaya çalışır.