Giriş
İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte sosyal medya, bireylerin fikirlerini paylaşmaları, haberleşmeleri ve kamuoyunu etkilemeleri bakımından önemli bir mecra haline gelmiştir. Bu alan, ifade özgürlüğünün kullanımına geniş bir zemin sunmakla birlikte, bazı kullanıcılar tarafından kötüye kullanılmakta ve özellikle kişilik haklarını ihlal eden içeriklerin yayıldığı bir zemin olarak da karşımıza çıkmaktadır. En sık karşılaşılan hukuka aykırı davranışlardan biri ise sosyal medya üzerinden hakaret suçunun işlenmesidir. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. maddesi, bireylerin onur, şeref ve saygınlıklarını koruma altına alan önemli bir düzenleme olup, gerek fiziksel ortamda gerekse sanal platformlarda gerçekleşen eylemleri aynı şekilde değerlendirmektedir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Hakaret Suçunun Tanımı ve Yasal Dayanağı
Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesini ya da doğrudan sövülmesini, hakaret suçu kapsamında düzenlemiştir. Kanun koyucu, hakaretin hangi ortamda işlendiğine değil, eylemin mağdur üzerindeki etkisine odaklanarak suçun oluşumuna ilişkin değerlendirmeyi bu esas üzerine kurmuştur. Bu nedenle sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, doğrudan ya da dolaylı olarak kişiye yönelik hakaret içeriği taşıyorsa, suçun unsurlarının varlığı kabul edilebilmektedir.
Madde Metni
MADDE 125 – (1)
Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da söven kişi, hakaret suçunu işlemiş olur.
(2)
Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, iletiyi gönderen kişi cezalandırılır.
(3)
Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından dolayı,
c) Kutsal sayılan değerlere hakaret edilmesi suretiyle,
işlenmesi hâlinde, ceza altıda bir oranında artırılır.
(4)
Fiilin alenen işlenmesi hâlinde, ceza altıda bir oranında artırılır.
(5)
Hakaret suçunun, kamu görevlisine görevinden dolayı alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için mağdurun belirlenebilir olması, isnat edilen fiil ya da sövgü ifadesinin objektif olarak küçük düşürücü nitelik taşıması ve failin kastının bulunması gerekmektedir. Sosyal medya üzerinden yapılan hakaret içerikli paylaşımlarda, hedef alınan kişinin açıkça isminin belirtilmemiş olması suçu ortadan kaldırmaz. Yargıtay kararlarında yer alan matufiyet ilkesi uyarınca, söz konusu ifadelerin mağdura yöneldiği hususunda kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bir içerik varsa, failin cezai sorumluluğu doğmaktadır.
Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçunda Ön Ödeme Kurumu
Sosyal medyadan hakaret (TCK 125) suçunda son yasal değişikliklerle birlikte ön ödeme kapsamına alınmıştır.
Ön Ödeme Konusunda Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız.
Buna göre; savcılık, şüpheliye tebligatla 10 gün içinde belirlenen tutarı ödemesini ister; talep edilirse 3 taksit yapılabilir. Ödeme yapılırsa dava açılmaz (açılmışsa düşer); bu sonuç adli sicile mahkûmiyet olarak işlemez, ancak tazminat ve içeriğin kaldırılması/erişim engeli gibi haklar ayrıdır ve saklıdır. Tutar, suçun alt sınırına göre gün sayısı × 100 TL üzerinden hesaplanır; hakarette alt sınır 3 ay olduğundan pratik örnek 90 gün × 100 TL = 9.000 TL (+ yargılama/soruşturma giderleri) olur.
Bugün itibarıyla iletiden (DM/mesaj) veya alenen işlenen bazı hâller ön ödeme kapsamındadır; 01.03.2026’dan itibaren kapsam genişleyerek basit hakaret ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret bakımından da ön ödeme imkânı doğacaktır.
Sosyal Medya Bağlamında Hakaretin Yapısal Özellikleri
Sosyal medya ortamı, kullanıcıların çoğu zaman sahte profillerle veya takma isimlerle içerik paylaşmalarına imkân tanıdığı için suçun failinin tespiti geleneksel ortamlara kıyasla daha zor hale gelebilmektedir. Ancak bu durum, yapılan eylemin suç teşkil etmediği anlamına gelmemektedir. Sosyal medya platformları, kullanıcı hareketlerini tarih, saat ve IP adresi gibi dijital izlerle kaydetmekte, bu kayıtlar ceza soruşturmasında ve kovuşturmasında dijital delil olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca, paylaşımların çok kısa sürede geniş kitlelere ulaşabilmesi, hakaret suçunun aleni olarak işlenmesine neden olmakta, bu da cezanın artırılmasını gerektiren bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Aleniyet, TCK m.125/4 uyarınca failin cezasını artıran bir nitelikli haldir.
Sosyal medya, bireylerin eleştiri sınırlarını aşarak küçük düşürücü, aşağılayıcı ya da iftira niteliğinde içerikler üretmelerine uygun bir zemin oluşturduğunda, bu paylaşımlar mağdurlar üzerinde ciddi psikolojik ve sosyal zararlara yol açabilmektedir. Bu durum, hem bireysel hukuk ihlallerine hem de toplumsal düzeyde nefret söylemlerine ve toplumsal kutuplaşmaya zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle sosyal medyada hakaret suçu, sıradan bir hakaret vakası olarak değil, dijital çağın koşullarında yeniden değerlendirilmesi gereken bir olgu olarak ele alınmalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nda Sosyal Medyada Hakaret Suçunun Cezai Yaptırımları
TCK’nın 125. maddesi uyarınca hakaret suçu, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmaktadır. Suçun alenen işlenmesi durumunda ceza artırılmakta, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmişse ise nitelikli hal kapsamında değerlendirilmektedir. Aynı şekilde, dini, siyasi, etnik aidiyet gibi kutsal değerlere yönelik yapılan hakaretlerde de ceza artırımı söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda, sosyal medya paylaşımlarının içeriği, yöneldiği kişi veya grup ve paylaşımın mahremiyet derecesi ceza tayininde belirleyici olmaktadır.
TCK’nın 129. maddesi ise hakaretin haksız bir fiile tepki olarak veya karşılıklı şekilde gerçekleşmesi durumunda cezasızlık veya cezada indirim hükümleri içermektedir. Sosyal medyada karşılıklı atışmalar, sataşmalar ve provoke edici yorumlar bu kapsamda değerlendirilebilir. Yargılama sürecinde mahkemeler, taraflar arasındaki önceki diyalogları da dikkate almakta, hakaretin sebep-sonuç ilişkisi içinde gelişip gelişmediğini değerlendirmektedir.
Sosyal Medyada Hakaret Suçuna İlişkin Deliller ve Kanıt Niteliği
Sosyal medyada işlenen hakaret suçlarının ispatı çoğu zaman dijital delillerle mümkündür. Ekran görüntüleri, paylaşımların URL bağlantıları, paylaşım tarihi ve saati gibi veriler delil olarak kullanılabilir. Ancak bu tür delillerin mahkemeye sunulmadan önce noter onaylı olarak alınması veya bilirkişi incelemesiyle teyit edilmesi, delilin geçerliliği bakımından önem taşır. Adli bilişim uzmanları tarafından hazırlanan raporlar, failin kimliğini belirleme, paylaşımın kaynağını doğrulama ve içeriğin değişip değişmediğini tespit etme açısından kritik rol oynamaktadır.
Savunma Stratejileri ve Hukuki Değerlendirmeler
Sanık bakımından sosyal medya ortamında gerçekleşen hakaret suçlarına karşı yapılacak savunmalarda bazı hususların ayrıntılı şekilde ele alınması gerekmektedir. Öncelikle suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşup oluşmadığı titizlikle incelenmelidir. Mağdurun kimliğinin belirli olmaması, sözlerin bağlamından koparılarak değerlendirilmesi ya da isnat edilen ifadelerin eleştiri sınırları içerisinde kalması durumunda suçun unsurlarının oluşmadığı ileri sürülebilir.
Sanık, sözlerinin kamu yararına yönelik eleştiri niteliğinde olduğunu savunabilir. Anayasa’nın 26. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi, ifade özgürlüğünü teminat altına almış olup, bu kapsamda yapılan ve kişisel saldırı niteliği taşımayan yorumlar, ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir. Ayrıca mizah, ironi ya da hiciv yoluyla yapılan paylaşımlar da hakaret suçunun unsurlarını taşımıyor olabilir. Yine sanığın mağdur tarafından tahrik edildiği ya da daha önce benzer şekilde hakarete uğradığı yönündeki savunmalar, TCK m.129 kapsamında değerlendirilerek cezasızlık sonucuna dahi ulaşabilir.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Esas No: 2020/25973 E. — Karar No: 2020/18538 K. — Tarih: 07.12.2020
“… müştekinin de içerisinde bulunduğu bir cenaze törenine ait fotoğrafın sosyal medyada paylaşıldığı, şüpheliye ait hesapla bu fotoğrafa ‘Adi şerefsiz…’ yorumunun yazıldığı, dosya kapsamına göre bahse konu ifadelerin duraksamaya yol açmayacak bir şekilde müştekinin şahsına yönelik olduğunun anlaşılamaması ve dolayısıyla matufiyet şartının gerçekleşmediği”
Yargıtay 18. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4274 E. — Karar No: 2015/3760 K. — Tarih: 01.07.2015
“Katılanın … müdür olarak görev yaptığı okulun kantin görevlisi olan sanığın … yaptığı gönderinin altına ‘bizim müdür o Ç…’ şeklinde hakaret içerikli sözler yazması … bu sözlerin katılanın şahsına yönelik bulunduğu anlaşılmıştır. Mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş olsa da sözlerin muhatabının kim olduğu açık olduğundan matufiyet şartının gerçekleştiği”
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Esas No: 2020/25973 E. — Karar No: 2020/18538 K. — Tarih: 07.12.2020
“Duraksamaya yol açmayan şekilde müştekinin şahsına yönelik olduğunun anlaşılamaması ve matufiyet şartının gerçekleşmemesi” nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır
Yargıtay 18. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12396 E.
“Mağdurun gıyabında teyzesine ait telefona hakaret içerikli mesaj göndermek, failin iletme kastıyla hareket etmemesi nedeniyle iletme suçunu oluşturmaz”
Mağdurun Başvurabileceği Hukuki Yollar
Sosyal medya üzerinden hakarete uğrayan kişiler, altı ay içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak soruşturma başlatılmasını talep edebilir. Ayrıca mağdur, Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca manevi tazminat davası açma hakkına da sahiptir. Bu süreçte mağdurun delillerini usulüne uygun toplaması ve uzman bir avukattan hukuki yardım alması, sürecin sağlıklı yürütülmesi bakımından önemlidir. Özellikle anonim hesaplardan gelen hakaretlerde, failin tespiti için savcılık aracılığıyla BTK veya ilgili sosyal medya platformuna başvuru yapılması gerekir.
Hakaret Suçlarında Erişim Engeli
çeriğin hızlı biçimde durdurulması için öncelikle, paylaşımın yapıldığı sosyal ağın kendi bildirim/şikâyet kanalı üzerinden başvuru yapılır. Başvuruda, hakaret içeren paylaşımın tekil URL’si, ekran görüntüsü, tarih-saat bilgisi ve kullanıcı adı açıkça belirtilmeli; ihlalin kişilik hakkına saldırı niteliği taşıdığı, hedefin siz olduğunuz, ifadenin bağlamı ve aleniyet derecesi (herkese açık, takipçilere açık, DM vb.) net şekilde anlatılmalıdır. Talep, yalnızca ilgili içeriğin kaldırılmasıyla sınırlı kalmayıp, gerekiyorsa aynı hesapta yer alan benzer/klon paylaşımların da kaldırılmasını kapsayacak biçimde formüle edilebilir. Platformun olumsuz yanıt vermesi, kısmi kaldırma yapması veya hiç cevap vermemesi hâlinde yargısal korumaya geçilir.
Bu aşamada sulh ceza hâkimliğine dilekçe ile başvurularak içeriğin çıkarılması veya URL bazlı erişimin engellenmesi talep edilir. Dilekçede, tüm linkler tek tek sıralanmalı; ekran görüntülerinde paylaşımın görüldüğü arayüz, tarih-saat ve kullanıcı bilgileri yer almalı; hakaretin somut ifadeleri, paylaşımların yayılma etkisi (beğeni/yorum/retweet, alıntı, mention) ve aciliyet kısaca açıklanmalıdır. Yabancı platform söz konusuysa, Türkiye temsilciliğine tebligat yapılabilmesi ve kararın hızlı icrası için temsilci bilgileri de belirtilmelidir. Başvuru UYAP üzerinden yapılabilir ve hâkimlik uygulamada çoğu dosyayı evrak üzerinden ve ivedilikle karara bağlar. Karar; platforma ve erişim sağlayıcılara elektronik ortamda iletilir, hızlı biçimde uygulanır. İçeriğin kaldırılmasına/engellenmesine rağmen aynı kişi veya üçüncü kişilerce yeni linkler üretilirse, mevcut kararın kapsamının genişletilmesi veya tamamlayıcı karar talep edilerek yeni URL’ler de sürece dâhil edilir. Böylece, ilk müdahaleden sonuç alınamadığı veya içerik farklı bağlantılarla yeniden dolaşıma sokulduğu durumlarda bile, kesintisiz koruma sağlanmış olur.
Sonuç
Sosyal medya, bireylerin sesini duyurabildiği demokratik bir alan olmakla birlikte, kötü niyetli kullanımların en sık görüldüğü mecralardan biri haline gelmiştir. Sosyal medyada hakaret suçu, bireyin onurunu, şerefini ve saygınlığını zedeleyen bir fiil olarak hem ceza hukukunun hem de özel hukukun koruması altındadır. TCK m.125 ve m.129 hükümleri çerçevesinde değerlendirilen bu suç tipi, dijital delillerin niteliği, failin kastı, mağdurun durumu ve paylaşımın içeriği gibi çok yönlü değerlendirmeler gerektirmektedir.
Bu bağlamda hem mağdurların haklarını ararken bilinçli hareket etmeleri, hem de sanıkların savunmalarını hak ve özgürlükler temelinde inşa etmeleri önem arz etmektedir. Sosyal medyada hakaret suçu ile ilgili davalarda uzman hukukçulardan destek alınması, hukuki sürecin başarıyla yürütülmesi için kritik öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, dijital dünyada işlenen her eylem gerçek dünyada sonuç doğurur.
Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçu – Sıkça Sorulan Sorular
TCK m.125’e göre bir kişiye onur, şeref veya saygınlığını rencide edebilecek nitelikte fiil/olgu isnadı ya da sövme hakaret suçunu oluşturur. Sosyal medya paylaşımları da bu kapsamdadır.
Mağdurun belirlenebilir olması, ifadelerin objektif olarak küçük düşürücü nitelikte bulunması ve failin kastı aranır. İsim geçmese bile matufiyet varsa suç oluşur.
TCK m.125 uyarınca 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülür. Alenen veya kamu görevlisine karşı işlenirse ceza artırılır.
Ekran görüntüleri, paylaşım URL’leri, tarih-saat ve IP kayıtları. Noter onayıyla tespit veya bilirkişi raporu delilin ispat gücünü artırır.
Mağdur, fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmalıdır.
İfadelerin eleştiri sınırında kalması, ifade özgürlüğü (AY m.26/AİHS m.10), mizah/ironi, bağlam, tahrik veya karşılıklı hakaret (TCK m.129) gibi hususlar ileri sürülebil