1. Giriş
Göçmen kaçakçılığı, uluslararası suçlar arasında en ciddi ve yaygın olarak işlenen suçlardan biridir. Son yıllarda, özellikle küresel ısınma, savaşlar, etnik çatışmalar, ekonomik eşitsizlikler ve insani krizler gibi sebeplerle göçmen hareketliliği artmış, bu durum göçmen kaçakçılığının da daha karmaşık ve yaygın hale gelmesine yol açmıştır. Göçmen kaçakçılığı suçu, sadece insanların yasa dışı yollarla bir ülkeye sokulması ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bu kişilerin kötü şartlarda çalıştırılması, istismar edilmesi, sömürülmesi ve hatta insan ticareti yapılması gibi çok daha geniş bir kapsamda incelenebilir.
Bu makalede, göçmen kaçakçılığı suçunun hukuki boyutları, Türk Ceza Kanunu’ndaki yeri, uluslararası hukuk ve sözleşmeler ile göçmen kaçakçılığına karşı alınan önlemler detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
2. Göçmen Kaçakçılığının Tanımı ve Kavramsal Çerçevesi
Göçmen kaçakçılığı, insanların yasa dışı yollarla bir ülkeye giriş yapmalarını sağlayan, bu kişilere kaçak geçiş sağlayan ve/veya onları zorla çalıştıran veya sömüren faaliyetlerin tümünü kapsayan bir suçtur. Bu suç, insan hakları ihlalleri, insan ticareti ve sömürü gibi çok daha büyük sorunları da beraberinde getirir.
Göçmen kaçakçılığı ile insan ticareti birbirine karışabilen, ancak farklı suç tipleri olarak kabul edilen iki ayrı suçtur. İnsan ticareti, bir kişinin bir diğerini ticari amaçla sömürmesi ve köleliğe benzer şartlarda çalıştırılmasıdır. Göçmen kaçakçılığı ise, yasa dışı yollarla kişilerin ülkeler arası geçişlerinin sağlanması ve genellikle buna bağlı olarak ortaya çıkan kötü muameleleri ifade eder.
Bir kişinin yasa dışı olarak başka bir ülkeye geçişini sağlamak, gizlice ve rızası dışında bir şekilde bir insanı başka bir ülkeye taşımak, ona insanlık dışı çalışma koşulları sunmak ya da bu kişileri daha sonra sömürmek, göçmen kaçakçılığı suçunun kapsamına girer.
3. Türk Hukuku’nda Göçmen Kaçakçılığı
Türk Ceza Kanunu’nda göçmen kaçakçılığına yönelik hükümler, özellikleTCK madde 79‘da düzenlenmiştir. Bu madde, göçmen kaçakçılığını tanımlar ve cezalarını belirler.
3.1. Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Tanımı (TCK m.79)
Türk Ceza Kanunu’nun 79. maddesi, göçmen kaçakçılığı suçunu şu şekilde tanımlar:
“Bir yabancının ülkeye yasa dışı yollarla girişini sağlamak, bir yabancıyı ülke içinde bir yerden başka bir yere yasa dışı yollarla taşımak ya da bir yabancının yasa dışı olarak ülkeye girişine, geçişine ya da çıkışına aracılık etmek, bu suçları işleyen kişi için cezai sorumluluk oluşturur.”
Bu madde, göçmen kaçakçılığını çok geniş bir kapsamda ele alır ve suçun işleniş biçimlerine göre farklı cezai yaptırımlar öngörür.
3.2. Suçun İşleniş Biçimleri ve Cezası
Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan; bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkân sağlayan, Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlayan kişi, 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Suçun, mağdurların; hayatı bakımından bir tehlike oluşturması, onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır (TCK m.79/2).
Göçmen kaçakçılığı suçunun, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarısına kadar, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılır (TCK m.79/3).
Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m.79/4).
Göçmen kaçakçılığı suçuna teşebbüs de suç tamamlanmış gibi cezalandırılır. (TCK m.79/1-son cümle).
3.3. Yargıtay Uygulamaları
Yargıtay, göçmen kaçakçılığı suçu ile ilgili çeşitli davalarda verdiği kararlarla, bu suçun uygulanmasında hukuki bir birliğin sağlanmasına katkıda bulunmuştur. Yargıtay’ın bu suçla ilgili uygulamaları, suçun işleniş biçimleri, faillerin sorumluluğu, cezai hükümler ve suçun ağırlaştırıcı nedenlerine ilişkin önemli içtihatlar oluşturmuştur. Aşağıda Yargıtay’ın göçmen kaçakçılığına dair verdiği bazı önemli kararlara değinilecektir.
– Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Nitelikli Hallerin Tespiti İçin Bilirkişi Raporu Alınması Gerekmektedir.
Göçmenlerin soruşturma aşamasında tespit olunan beyanları ile olay yeri tespit ve görgü tutanağı içeriğinde göçmenlerin onur kırıcı bir muameleye maruz bırakıldığına dair bir anlatımın ve tespitin bulunmaması, sanığın duruşmadaki “…aracın arkasına üç tarafı çevrili sedir şeklinde oturma yerleri yaptırdım.” şeklindeki savunması, dosya içerisindeki araca ait fotoğraflardan aracın arka ve iç kısımlarının fiziki durumunun anlaşılamaması karşısında; sanık tarafından suçta kullanılan aracın taşıma kapasitesi ve elverişliliği, göçmenlerin yolculuk süreleri ve göçmen sayısı gibi hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun’un 79. maddesinin ikinci fıkrasının ( b ) bendinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması, dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2024/937 E. Ve 2024/1332 K. Sayılı İlamı)
– Sadece Göçmen Kaçakçılığı Fiilinin Gerçekleştiği Vasıtada Bulunmak Ceza Verilmesine Yeterli Değildir.
Somut olayımızda her iki sanığın teknede bulunmak dışında atılı suça iştirak ettiklerine dair hiçbir delil yoktur. Göçmenleri yurtdışına götürecek kişi olan tekne kaptanı açık bir şekilde her iki sanığı göçmenlerden haberdar olmadıklarını, hiçbir maddi menfaat elde etmediklerini bildirerek tüm aşamalarda sanık savunmalarını doğrulayan beyanda bulunmuştur. İfadesine başvurulan göçmenler de yine sanıkların kendileriyle hiç karşılaşmadıklarını beyan ederek sanık savunmalarını doğrulamışlardır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/24593 E. Ve 2023/19743 K. Sayılı İlamı)
– Göçmenlerin Kaçakçılık Fiili Şüphelisini Tespit Etmemesi Halinde Suç Oluşmayacaktır.
Sanıklar hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan kamu davası açılmıştır. Sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi ve aracı günlük kullanım amacı ile diğer sanığa verdiğini belirtmesi, sahibi olduğu aracın yurtdışına çıkartılmasına dair sanık tarafından verilmiş bir vekaletin olmaması, göçmenlerin beyanında ve diğer sanıkların savunmalarında sanığın olaya iştirak ettiğine dair anlatımlarının bulunmaması karşısında; sanığın kendisine ait olan aracın göçmen kaçakçılığında kullanılacağına yönelik bilgi veya rızasının bulunduğuna veya atılı suça iştirak ettiğine dair cezalandırmaya yeterli kesin ve somut delil elde edilemediğinden beraatine karar verilmesi yerine yetersiz gerekçeyle mahkûmiyet hükmü kurulması nedeni ile karar hukuka aykırı bulunmuştur. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/16970 E. ve 2023/20733 K. Sayılı İlamı)
– Geçici Koruma Statüsündeki Kişilerin Yurda Girişlerinde Suç Oluşmayacaktır.
Suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “geçici koruma” başlıklı 91. maddesinde; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22.10.2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliğinde “geçici koruma”; “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma” şeklinde tanımlanmıştır.
5237 Sayılı Kanun’un 79. maddesinde, göçmen kaçakçılığı suçunun, bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkeye sokulması, bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkede kalmasına imkan sağlanması veya bir Türk veya yabancının yasal olmayan yollardan yurt dışına çıkmasına imkan sağlanması, biçimindeki seçimlik hareketlerden biriyle işlenebileceği düzenlenmiştir. Buna göre, yasal olmayan yollardan ülkeye giren bir yabancının, ülkede kalmasına imkân sağlanması durumunda anılan Kanun maddesine göre, göçmen kaçakçılığı suçu şeklen oluşacak ise de, ülkelerindeki iç savaştan kaçarak yasal olmayan yollarla ülkeye giriş yapan ve mevzuat düzenlemeleriyle geçici koruma statüsüne hak kazanan Suriyeli göçmenlerin, ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı suçun unsurları oluşmayacaktır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/17355 E. Ve 2023/17699 K. Sayılı İlamı)
4. Uluslararası Hukukta Göçmen Kaçakçılığı
Göçmen kaçakçılığı yalnızca ulusal hukukla sınırlı kalmamakta, uluslararası düzenlemeler de bu konuda önemli bir yer tutmaktadır. Birçok uluslararası sözleşme ve anlaşma, göçmen kaçakçılığı ile mücadeleye yöneliktir.
Akaryakıt/Petrol Kaçakçılığı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
4.1. Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri
Birleşmiş Milletler (BM), göçmen kaçakçılığına karşı çeşitli uluslararası düzenlemeler yapmıştır. 2000 yılında imzalanan BM Göçmen Kaçakçılığına Karşı Sözleşme (Palermo Sözleşmesi), göçmen kaçakçılığını önlemeyi ve suçlulara karşı etkin yaptırımlar uygulamayı amaçlamaktadır.
Bu sözleşme, devletlerin sınırları aşan suçlarla mücadele etmeleri, suçluları yakalamaları ve yargılamaları için bir dizi öneri ve tavsiye sunmaktadır. Ayrıca, göçmen kaçakçılığı mağdurlarına yardım edilmesi gerektiği de vurgulanmıştır.
4.2. Avrupa Birliği Hukuku
Avrupa Birliği (AB), göçmen kaçakçılığıyla mücadele konusunda özel düzenlemelere sahiptir. Avrupa Konseyi’nin 2002/629/JHA Karar numaralı kararında, üye ülkelerin, göçmen kaçakçılığıyla mücadele etmeleri için çeşitli önlemler alması gerektiği belirtilmiştir. AB, göçmen kaçakçılığıyla mücadelede, sınır güvenliğini artırmayı, yasadışı geçişleri engellemeyi ve suçluları cezalandırmayı hedeflemektedir.
5. Sonuç
Göçmen kaçakçılığı, uluslararası düzeyde olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir sorun teşkil etmektedir. Göçmenlerin yasa dışı yollarla bir ülkeden diğerine taşınması, büyük bir insan hakları ihlali oluşturmakta ve kaçakçılıkla mücadele konusunda ciddi hukuki ve pratik zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) göçmen kaçakçılığına ilişkin açık düzenlemeler bulunmakla birlikte, bu suçla ilgili olarak yargı organlarının nasıl bir uygulama sergilediği de oldukça önemlidir. Bu bağlamda, Yargıtay’ın göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin içtihatları, hukukun gelişimi ve suçun etkin bir şekilde cezalandırılması açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Göçmen kaçakçılığı, ciddi bir suç olup, hem ulusal hem de uluslararası hukukun sıkı denetimine tabidir. Yargıtay, göçmen kaçakçılığı ile ilgili verdiği kararlarla, suçun uygulanmasına dair önemli içtihatlar oluşturmuş ve bu suçla mücadelede hukuki bir birliğin sağlanmasına katkı sağlamıştır. Göçmen kaçakçılığı suçunun, zaman zaman insan ticaretine dönüşmesi gibi daha karmaşık halleri de Yargıtay’ın kararları ile farklılaştırılmıştır. Bu bağlamda, Yargıtay’ın içtihatları, Türk Ceza Kanunu’nun etkin uygulanmasına ve cezaların doğru şekilde verilmesine yardımcı olmaktadır.
Göçmen Kaçakçılığı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Göçmen kaçakçılığı nedir? +
Kişilerin yasa dışı yollarla bir ülkeye giriş veya çıkışını sağlamak, bu kişileri taşımak ya da barındırmak suretiyle gerçekleştirilen suçtur. TCK m.79 kapsamındadır.
Göçmen kaçakçılığı ile insan ticareti arasındaki fark nedir? +
İnsan ticareti sömürü/zorla çalıştırma amacı taşır; göçmen kaçakçılığı ise menfaat karşılığı yasa dışı geçiş sağlamaktır. Farklı suç tipleridir.
Göçmen kaçakçılığı suçunun cezası nedir? +
TCK m.79’a göre 5–8 yıl hapis ve 1000–10.000 gün adlî para cezası; nitelikli hallerde artırım uygulanır.
Yakalanan göçmenlere ne olur? +
Uluslararası/Geçici koruma uygunluğu Göç İdaresi’nce değerlendirilir; uygun değilse sınır dışı işlemleri başlatılır.
Sınır dışı (deport) süreci nasıl işler? +
Yakalama sonrası Göç İdaresi tarafından sınır dışı kararı verilebilir ve tebliğ edilir. Yabancının yargı yoluna başvurma hakkı vardır; süreçte idari gözetim merkezinde tutulması mümkündür. Karar kesinleşirse çıkış ve taşıma işlemleri yapılır.
Suçta kullanılan araçlara ne olur? +
Suçta kullanılan araç/tekne taşıt hakkında müsadere uygulanabilir.
Teşebbüs de cezalandırılır mı? +
Evet, TCK m.79 uyarınca teşebbüs tamamlanmış suç gibi yaptırıma tabidir.
İhbar edene ödül var mı? +
Özel bir ödül düzenlemesi yok; ihbarcı bilgileri gizli tutulabilir.
Uluslararası hukukta nasıl düzenlenmiştir? +
BM Palermo Sözleşmesi ve AB düzenlemeleri; önleme, kovuşturma ve mağdur korunmasına ilişkin yükümlülükler getirir.
Tüzel kişi sorumluluğu var mı? +
Evet; tüzel kişi faaliyeti çerçevesinde işlenirse güvenlik tedbirlerine hükmolunur (TCK m.79/4).