1. Giriş

Sosyal güvenlik sistemi, bireylerin yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri sosyal ve ekonomik risklere karşı koruma sağlayan anayasal bir güvencedir. Bu sistem, özellikle çalışan bireylerin ve ailelerinin gelir kaybı yaşadıkları durumlarda, asgari hayat standardını sürdürebilmelerini amaçlar. Sigortalının hastalanması, sakatlanması, iş göremez hale gelmesi ve en nihayetinde vefat etmesi gibi durumlar, sistemin temel koruma alanları arasındadır.

Bu kapsamda, sigortalının vefatı halinde geride kalan eşi, çocukları ve bazı durumlarda anne ve babası için gelir desteği sağlamak adına “ölüm aylığı” ya da daha yaygın bilinen haliyle “dul ve yetim aylığı” uygulaması bulunmaktadır. Bu aylık, hem ekonomik hem de sosyal anlamda kaybın etkilerini azaltmayı hedefler.


2. Yasal Dayanak ve Temel Koşullar

Ölüm aylığı ve yetim aylığı uygulamasının temel yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’dur. Bu kanunun 34. ve 35. maddeleri, ölüm aylığına hak kazanma şartlarını ve kimlerin bu aylıktan faydalanabileceğini detaylı olarak düzenlemektedir.

5510 sayılı Kanun Madde 34: “Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla, ölmüş olmaları halinde, geride kalan eşine, çocuklarına, ana ve babasına bu Kanunda belirtilen şartlarla aylık bağlanır.”

5510 sayılı Kanun Madde 35: “Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için;

  • a) En az 1800 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
  • b) 4üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olan sigortalılar için, 5 yıl sigortalı olması ve toplam 900 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
  • c) Sigortalının ölümü sigortalılığı nedeniyle iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meydana gelmişse, prim gün sayısı aranmaksızın,

gereklidir.”

Bu hükümler ışığında, ölüm aylığından yararlanabilmek için sigortalının belli bir süre ve miktarda prim ödemiş olması ya da iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiş olması gerekir. 4/a (SSK) kapsamındaki sigortalılar için 5 yıllık sigortalılık süresi ve en az 900 gün prim şartı uygulanmaktadır. Bu şartları sağlamayanlar adına ise, toptan ödeme ya da cenaze yardımı gibi alternatif sosyal güvenlik destekleri gündeme gelebilir.

Prim gün hesaplamaları ile ilgili hizmet tespit davaları için bu makaleye ulaşabilirsiniz.


3. Kimler Hak Sahibi Olabilir?

5510 sayılı Kanun’un 34. ve 35. maddeleri uyarınca, sigortalının vefatı hâlinde belirli şartlar altında bazı yakınlarına ölüm (dul ve yetim) aylığı bağlanmaktadır. Bu kişilerin kimler olabileceği ve hangi koşullarda bu haklardan yararlanabileceği mevzuatta ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Eş: Sigortalının vefat tarihinde yasal olarak evli bulunan eşi, ölüm aylığına hak kazanır. Aylık, evlilik bağı devam eden eşe bağlanır ve eş yeniden evlenene kadar devam eder. Yeniden evlilik hâlinde ölüm aylığı kesilir. Ancak bazı durumlarda eşin ikinci evliliği kısa süreli olup fiilen evlilik birlikteliği kurulmaması halinde, yargı kararıyla ölüm aylığının yeniden bağlanması mümkündür.

Çocuklar:

  • Kız çocukları, evlenmedikleri sürece yaş sınırlaması olmadan ölüm aylığına hak kazanabilirler. Bununla birlikte, kamu kurumunda çalışmaları veya SGK kapsamında kendi sigortalılıkları nedeniyle gelir veya aylık almaya başlamaları hâlinde bu hak sona erer.
  • Erkek çocukları ise belirli yaş ve eğitim koşullarına bağlı olarak ölüm aylığı alabilir:
    • Genel olarak 18 yaşına kadar,
    • Lise ve dengi öğrenim görmeleri durumunda 20 yaşına kadar,
    • Yükseköğrenim (üniversite) görmeleri hâlinde ise 25 yaşına kadar hak sahibidirler. Ayrıca erkek çocukların da sigortalı bir işte çalışmaya başlaması veya kendi sigortalılığından ötürü gelir ya da aylık alması halinde hak sona erer.

Anne ve Baba: Sigortalının anne ve babası da, belirli şartlar altında ölüm aylığına hak kazanabilir:

  • 65 yaşın altındaki anne ve babanın hak kazanabilmesi için, başka gelirlerinin olmaması ve sosyal güvenlik desteklerinden yararlanmıyor olmaları gerekir. Bu durumda gelir testine tabi tutulurlar.
  • 65 yaşını doldurmuş olan anne ve babaya ise gelir testi yapılmaksızın, eğer geride başka hak sahibi yoksa doğrudan aylık bağlanabilir.

Özetle; eş, çocuk ve anne-baba sıfatıyla hak sahipliği için hem akrabalık bağı hem de ekonomik ve medeni durum şartları mevzuata uygun şekilde değerlendirilir.


4. Aylık Bağlanma Oranları

Ölüm aylığının hak sahiplerine hangi oranlarla bağlanacağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 34. maddesi ve ilgili yönetmeliklerle belirlenmiştir. Bu oranlar, vefat eden sigortalının geride bıraktığı kişilerin sayısı ve statüsüne göre değişiklik göstermektedir. Hak sahiplerinin sayısı arttıkça her birine düşen oran değişmekte, toplam aylık %100’ü aşamayacak şekilde dağıtılmaktadır.

Aylık bağlanma oranları genel itibariyle aşağıdaki şekildedir:

  • Sadece dul eş varsa: Sigortalının aylığının %75’i dul eşe bağlanır.
  • Dul eş ve bir çocuk varsa: Eşe %50, çocuğa %30 oranında aylık bağlanır.
  • Dul eş ve iki çocuk varsa: Eşe %50, çocuklara ise toplamda %50 oranında aylık bağlanır. Her bir çocuk için %25 değil; çocuklara ayrılan %50’lik oran, çocuk sayısına bölünür. Dolayısıyla her bir çocuk için %25 oran uygulanabilir, ancak çocuk sayısı arttığında her biri için eşit dağıtılır.
  • Sadece çocuklar varsa:
    • Bir çocuk için: %50,
    • İki çocuk için: %50 + %50 = %100, ancak bu durum toplam %100’ü aşamayacağı için SGK tarafından dengeleyici bir oran uygulanır. Genellikle iki çocuk varsa her birine %50 bağlanır.
    • Üç ve daha fazla çocuk varsa: Aylık %100’ü geçmeyecek şekilde eşit olarak paylaşılır. Örneğin üç çocuk varsa her biri %33,33 oranında alır.
  • Anne ve baba hak sahibi olduğunda ve başka bir hak sahibi yoksa, gelir testi sonucu uygun bulunan her birine %25 oranında aylık bağlanır. Ancak toplam aylık yine %100’ü aşamaz.

Not: Aylıkların toplam oranı hiçbir koşulda %100’ü aşamaz. Bu nedenle birden fazla hak sahibi olduğunda oranlar SGK tarafından hisseleri nispetinde yeniden ayarlanır. Ayrıca, hak sahiplerinden birinin aylığı kesildiğinde veya hakkı sona erdiğinde, bu kişiye ait oran diğer hak sahiplerine paylaştırılır.

Sigortalının vefatı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meydana gelmişse, gelir bağlama oranları malullük/yaşlılık sigortası kapsamındakilere göre farklılık gösterebilir. Bu durumda, sürekli iş göremezlik geliri de hak sahiplerine oransal olarak intikal ettirilir.

Ayrıca, hak sahiplerinin başka sosyal güvenlik kurumlarından aylık veya gelir alıp almadıkları da oranların belirlenmesinde etkili olabilir. SGK, çakışan ödemelerde kısmi kesinti uygulayabilir ya da kişilere tercih hakkı sunabilir.

Hak SahibiOran
Eş (tek başına)%75
Eş + 1 çocukEş %50, çocuk %30
Eş + 2 çocukEş %50, çocuklar toplamda %50
2 çocuk (tek başına)Her biri %50 veya eşit paylaşım
Anne/BabaKendi hisse oranlarında %25’e kadar

5. Başvuru Süreci ve Gerekli Belgeler

Ölüm aylığına hak kazanan kişilerin, bu haktan yararlanabilmeleri için belirli bir başvuru sürecini tamamlamaları gerekmektedir. Başvuru süreci, ilgili kişilerin SGK’ya gerekli belgelerle birlikte müracaat etmeleriyle başlar. Başvuru, hem fiziki olarak SGK il ve ilçe müdürlüklerine yapılabilir hem de e-Devlet sistemi üzerinden elektronik ortamda gerçekleştirilebilir.

Başvuru İçin Gerekli Belgeler:

  1. Sigortalının ölüm belgesi (nüfus müdürlüğünden alınabilir),
  2. Vukuatlı nüfus kayıt örneği (hak sahiplerini gösteren belge),
  3. Hak sahibinin kimlik fotokopisi,
  4. Öğrenci belgesi (yükseköğrenim gören erkek çocuklar için),
  5. Boşanma kararı (kız çocukları için gerekli olabilir),
  6. Anne ve baba için gelir belgesi (özellikle 65 yaş altı ise),
  7. Gerekirse veraset ilamı,
  8. Banka hesap bilgilerini içeren belge.

Başvuru Süreci:

  • Başvuru, ölüm tarihinden itibaren en kısa sürede yapılmalıdır. SGK, başvurunun yapıldığı tarihi değil, ölümün gerçekleştiği tarihi baz alarak aylık bağlamaktadır.
  • Başvuru tamamlandıktan sonra SGK ilgili birimleri tarafından değerlendirme yapılır. Değerlendirme süresi genellikle 1 ila 3 ay arasında değişebilir.
  • Eksik evrak bulunması hâlinde başvuru sahibine bildirimde bulunularak tamamlanması talep edilir.
  • Onay süreci tamamlandıktan sonra ölüm aylığı hak sahibinin hesabına düzenli olarak yatırılmaya başlanır.

SGK’nın dijitalleşme adımları sayesinde, e-Devlet üzerinden yapılan başvurular hem zaman kazandırmakta hem de işlemleri kolaylaştırmaktadır. Başvuru süreci boyunca başvuru sahiplerinin, SGK il müdürlüklerinden veya ALO 170 hattından bilgi alması mümkündür.


6. SGK’nın Aylık Bağlamaması Durumu ve Yargı Yolu

Bazı durumlarda, hak sahipleri gerekli başvuruları ve belgeleri eksiksiz şekilde SGK’ya sunmuş olsalar dahi ölüm aylığı bağlanmamakta veya başvuru reddedilmektedir. Bu durumda idari başvuru yolları ve yargısal süreç devreye girmektedir. Ölüm aylığına hak kazandığını düşünen kişiler, SGK’nın olumsuz işlemine karşı doğrudan yargı yoluna başvurabilirler. SGK nezdinde zorunlu idari itiraz süreci bulunmamakta olup, kişi isterse önce SGK’ya yazılı başvuru yaparak talebin yeniden değerlendirilmesini isteyebilir, isterse doğrudan dava yoluna gidebilir.

SGK’nın Aylık Bağlamamasına Neden Olabilecek Başlıca Durumlar:

  1. Gerekli prim gün sayısının doldurulmaması (örneğin: 900 gün veya 1800 gün şartı),
  2. Başvuru belgelerinde eksiklik veya çelişki,
  3. Hak sahipliği şartlarının mevzuata göre sağlanmaması (evlilik, yaş, gelir durumu vs.),
  4. Öğrenci belgelerinin geç sunulması veya geçersizliği,
  5. Başvurunun usule aykırı veya süre dışında yapılması.

Yargı Yolu ve Süreç:

  • SGK tarafından ölüm aylığı bağlanmaması halinde, doğrudan iş mahkemesinde dava açılabilir.
  • 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi uyarınca, sosyal güvenlikten doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme iş mahkemesidir.
  • Dava açma süresi, SGK’nın yazılı ret kararının tebliğinden itibaren 30 gündür.
  • Eğer yazılı ret kararı tebliğ edilmemişse veya SGK açık bir işlem tesis etmemişse, bu durumda zımni ret oluştuğu kabul edilir ve idari yargılama ilkelerine göre kişi makul bir süre içinde dava açmalıdır.
  • “Makul süre” kavramı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndan ve yüksek yargı içtihatlarından kaynaklanmaktadır. Her somut olayın özelliğine göre değişmekle birlikte, ortalama 60 gün cevapsız kalınması halinde zımni ret oluştuğu kabul edilir.

Yargı Sürecinde Hakimin Değerlendirdiği Hususlar:

  • Sigortalının hizmet süresi ve prim günü,
  • Ölümün gerçekleşme şekli ve tarihi,
  • Hak sahiplerinin statüsü (eş, çocuk, anne-baba),
  • Belge eksiklikleri veya SGK’nın değerlendirme gerekçeleri,
  • Mevzuatın yorumlanması (örneğin: evlilik bağı fiilen sona ermişse aylık bağlanıp bağlanmayacağı gibi).

Yargıtay ve Danıştay Kararları :

  • Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 2019/3246 E., 2020/5172 K.: “Somut olayda, davacının talebinin SGK tarafından zımnen reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, SGK tarafından hizmet süresi yeterli görülmeyerek aylık bağlanmayan murisinin sigortalılığının tespiti ve kendisine dul aylığı bağlanması istemiyle iş mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece, davalının savunması ve dosya kapsamı dikkate alınarak, sigortalının prim günlerinin tespiti ve ölüm koşullarının sağlanıp sağlanmadığı ayrıntılı şekilde değerlendirilerek karar verilmelidir.”
  • Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 2016/11720 E., 2017/13419 K.: “Sosyal güvenlik hakkı, Anayasa ile güvence altına alınmış temel bir haktır. SGK’nın, dul ve yetim aylığı taleplerinde mevzuatı dar ve biçimsel şekilde yorumlaması, bu hakkın özüne aykırılık teşkil eder. Somut olayda mahkeme, sadece biçimsel evrak eksikliklerine dayanarak karar vermemeli; sosyal güvenlik hakkının özüyle bağdaşıp bağdaşmadığını denetlemelidir.”
  • Danıştay 13. Daire, 2014/3997 E., 2017/2341 K.: “Davalı idarenin, davacının başvurusuna karşı açık bir ret işlemi tesis etmemesi, idarenin 60 gün içinde işlem tesis etmemesi halinde zımni ret sürecini başlatır. Bu durumda, davacının başvuru tarihinden itibaren makul sürede dava açması gerekir. Aksi halde dava süre yönünden reddedilecektir.”

Sonuç Olarak:

SGK’nın ölüm aylığı talebini reddetmesi hâlinde, hak sahiplerinin mağduriyet yaşamamaları adına dava haklarını zaman aşımına uğratmadan kullanmaları büyük önem taşır. Sosyal güvenlik hukukunda yargı süreçleri teknik detaylar içerdiğinden, bu konuda uzman bir avukattan destek alınması hukuki sürecin sağlıklı yönetilmesi açısından faydalı olacaktır.


Sıkça Sorulan Sorular – SGK Ölüm ve Yetim Aylığı

Ölüm aylığı, vefat eden sigortalının geride kalan hak sahiplerine (eş, çocuk, anne-baba) bağlanan sürekli sosyal güvenlik ödeneğidir.

Dul eş, belirli şartları sağlayan çocuklar (kız çocuk, erkek çocuk), anne ve baba; mevzuatta belirtilen koşullarla ölüm aylığı alabilir.

4/a (SSK) kapsamındakiler için 900 gün prim ve 5 yıl sigortalılık ya da doğrudan 1800 gün prim aranır.

Hayır. Hak sahiplerinin SGK’ya başvuru yapması gerekir. Aksi halde aylık bağlanmaz.

E-Devlet sistemi üzerinden veya doğrudan SGK il/ilçe müdürlüklerine başvuru yapılabilir.

İş mahkemesine 30 gün içinde dava açabilirsiniz. Yazılı red yoksa, zımni ret kabul edilerek makul sürede dava açılmalıdır.

Evet. SGK açık bir işlem yapmazsa, 60 gün sessizlik sonrası zımni ret oluşur. Bu durumda dava açma hakkı doğar.

Evlenmedikleri ve sigortalı çalışmadıkları sürece yaş sınırı olmaksızın aylık alabilirler.

18 yaşına kadar, lise eğitimi varsa 20 yaşına, üniversite eğitimi varsa 25 yaşına kadar bağlanır.

Hayır. Boşanan eş ölüm aylığı alamaz. Ancak bazı durumlarda fiili birlikteliğe dayalı özel durumlar mahkemece değerlendirilir.

65 yaş üstü olmak veya gelir testine göre sosyal güvencesiz olmak gerekir. Başka hak sahibi yoksa daha kolay bağlanır.

Başvuru tarihinden sonraki ilk ödeme dönemi esas alınır. Geriye dönük olarak ölüm tarihinden itibaren bağlanır.

Eksik inceleme veya yanlış uygulama varsa, iş mahkemesinde dava açarak iptal ve yeniden değerlendirme talep edilebilir.

Evet. Yeniden evlenen eşin ölüm aylığı kesilir. Evliliğin sona ermesi halinde yeniden başvuru yapılabilir.

Evet. Gerekli şartlar sağlanıyorsa ölüm aylığına ek olarak cenaze yardımı da ödenebilir.