Giriş

Çek, ticari hayatın önemli ödeme araçlarından biri olup, özellikle iş dünyasında hızlı ve güvenli bir ödeme yöntemi olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Çekler, bir ödeme aracı olmasının yanı sıra, borç ilişkilerinin düzenlenmesinde de önemli rol oynamaktadır. Ancak, çek düzenlemelerinde yaşanan bazı sorunlar, özellikle karşılıksız çek düzenleme suçu, finansal güvenliği tehdit edebilmektedir. Karşılıksız çek düzenleme, ticaretin düzenini bozan ve ekonomik güvenliği tehlikeye atan bir suçtur. Bu makale, karşılıksız çek düzenleme suçunun hukuki boyutlarını, cezai sorumluluğu, failin sorumluluğunu ve bu suçun cezalandırılmasına ilişkin hukuki düzenlemeleri detaylı bir şekilde ele almayı amaçlamaktadır.


Çek Nedir ve Karşılıksız Çek Ne Anlama Gelir?

Çek, düzenleyenin, belirli bir meblağı muhatap bankaya ödeme talimatı verdiği bir kambiyo senedi türüdür. Çek, genellikle ticari ilişkilerde ve günlük ödeme işlemlerinde kullanılır. Çek, bir ödeme emri olup, düzenleyen kişinin (keşidecinin) banka hesabındaki bakiye ile sınırlıdır. Bu, çeki veren kişinin, bankasına verdiği ödeme emriyle, alıcıyı (lehtarı) belirli bir miktar para ile ödemeyi taahhüt etmesidir.

Ancak, eğer çeki veren kişi, banka hesabında yeterli bakiye bulundurmazsa, çeki düzenleyen kişi “karşılıksız çek” düzenlemiş olur. Yani, çeki alacaklıya ödemek için yeterli para bulunmaması durumunda, banka bu çeki geçersiz sayarak üzerine “karşılıksızdır” ibaresini ekler. Karşılıksız çek düzenleme, hem ekonomik düzeni bozan hem de mağduriyetlere neden olan bir durumdur.


Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu: Hukuki Boyutlar

Türk hukukunda, karşılıksız çek düzenleme suçu, Çek Kanunu’nda düzenlenmiştir. 5941 sayılı Çek Kanunu, bu suçun cezai yaptırımlarını belirlemekte olup, bu tür suçların önlenmesi ve çekin güvenli bir ödeme aracı olarak kullanımını temin etmeyi amaçlamaktadır. Çek Kanunu, özellikle çekle ilgili işlem yapan kişilerin yükümlülüklerini ve haklarını belirlerken, çeki düzenleyen kişinin sorumluluğuna da özel bir yer ayırmaktadır.

Karşılıksız çek düzenleme suçu, hamilin şikayeti üzerine cezalandırılabilir. Suçun işlenmesi için, çeki düzenleyen kişinin, çeki sunan kişi adına ödeme yapmakla yükümlü olduğu tutarı bankasında karşılayamaması gerekmektedir. Bu durumda, çeki geri çeviren banka, çeki düzenleyen kişiye karşı işlem yapar ve “karşılıksızdır” ibaresiyle çeki geçersiz kılar.

Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek düzenleme suçunun cezai yaptırımları oldukça ağırdır. Çek bedelinin karşılıksız kalan kısmı, suçun cezasının belirlenmesinde dikkate alınır. Suçlu, her bir çek için 1500 güne kadar adli para cezasına çarptırılabilir. Ancak, cezai yaptırım, sadece para cezasıyla sınırlı kalmayıp, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı da uygulanabilir. Bu yasağa uymayan kişiler hakkında cezai yaptırımlar uygulanmaya devam eder.


Karşılıksız Çek Düzenlemenin Faili ve Sorumluluğu

Karşılıksız çek düzenleme suçunun faili, çeki düzenleyen kişidir. Bu kişi, çek üzerinde yazılı olan meblağı ödemekle yükümlüdür. Çek Kanunu’na göre, yalnızca gerçek kişiler, bu suçu işleyebilir. Çek hesabı sahibi olan gerçek kişi, başkasına vekalet veya temsilcilik vererek çeki düzenlettiğinde bile, çekin karşılıksız çıkmasından sorumlu olmaya devam eder. Vekil veya temsilci, çeki düzenleyen kişi olarak kabul edilmez; yasal sorumluluk çek hesabı sahibine aittir. Bu da demektir ki, bir kişi vekil tayin etse de, çeki karşılıksız düzenleyen kişinin sorumluluğunda herhangi bir değişiklik olmaz.

Eğer çeki bir sermaye şirketi adına düzenleyen kişi varsa, şirketin yönetim organı da bu suçtan sorumlu tutulabilir. Şirketin yetkilileri, şirket adına düzenledikleri çekin karşılıksız çıkması durumunda cezai sorumluluk taşır. Ayrıca, tüzel kişi adına düzenlenen çeklerde, ticaret siciline kaydedilen şirket yetkilileri de sorumlu olur.


Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu İçin Şartlar

Karşılıksız çek suçunun oluşabilmesi için üç temel şart gereklidir:

  1. Çekin zamanında ibraz edilmesi: Çek, hamil tarafından belirtilen süre içinde bankaya ibraz edilmelidir. Çek, geçerli bir ödeme aracı olarak sadece bu koşulda kabul edilir.
  2. Çek bedelinin karşılanamaması: Çeki düzenleyen kişinin bankasında yeterli bakiye bulunmadığında, çek karşılıksız sayılır. Bu durum, çeki geçersiz kılar ve suç oluşmuş olur.
  3. Lehtarın şikayet etmesi: Karşılıksız çek düzenleme suçunun cezai sonuçları için lehtarın (çeki elinde bulunduran kişi) şikayetçi olması gerekmektedir. Şikayet, suçun işlenmesini takip eden süreler içinde yapılmalıdır.

Bu üç şartın bir arada bulunması, suçun meydana gelmesini sağlar ve hukuki işlem başlatılabilir.


Karşılıksız Çek Suçunda Şikâyet Süresi ve Usul

Çek Kanunu, karşılıksız çek düzenlemesi suçuna ilişkin şikayet süresini belirlemiştir. Şikayet, suçun öğrenildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılmalıdır ve her durumda bu süre bir yılı aşamaz. Bu süre, zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü bir süredir; yani şikayet süresi geçtikten sonra, mağdur kişi şikayet hakkını kaybeder.

Şikayet hakkı yalnızca çeki bankaya ibraz eden kişiye aittir. Çeki elinde bulunduran diğer cirantaların (çek devreden kişilerin) şikayet hakkı bulunmamaktadır. Bu durum, Yargıtay’ın içtihatlarıyla da açıklığa kavrayan bir konudur.


Çek Kanunu’nun 5. Maddesinde, karşılıksız çek düzenleme suçunun cezai sonuçları ve şikayet usulüne dair hükümler açıkça düzenlenmiştir. Bu madde, suçun dava sürecinin hangi mahkemelerde görüleceğine dair net bir açıklama getirmektedir. Kanun, “Bu suçtan dolayı açılacak davalar icra mahkemelerinde görülür” diyerek, karşılıksız çek düzenleme suçunun çözümüne ilişkin yargılama sürecinin icra mahkemelerinde gerçekleştirileceğini belirtmiştir. Bu düzenleme, karşılıksız çek düzenlemesinin cezai bir suç olarak ele alınması ve suçlunun cezalandırılması için gerekli yargı sürecinin nasıl işleyeceğini belirler.

Buna göre, mağdur durumdaki kişi (hamil) karşılıksız çek nedeniyle şikayette bulunmak isterse, başvurusu icra mahkemelerine yapılır. İcra Ceza Mahkemesi, bu tür davaların görüldüğü özel mahkeme türüdür. Çek Kanunu’na göre bu tür suçlarla ilgili davalarda en yetkili merci, doğrudan icra mahkemeleri olup, herhangi bir ceza davası işlemi yapılacaksa, bu da aynı mahkemelerde yürütülür.

Yetkili Mahkeme

Çek ile ilgili suçların yargılaması için belirlenen yetkili mahkeme, bazı faktörlere bağlı olarak değişir. İcra mahkemeleri genellikle yetkili olsa da, bazı durumlarda başka mahkemeler de devreye girebilir. İlgili yetkili mahkemeyi belirlerken göz önünde bulundurulacak başlıca faktörler şunlardır:

  1. Çekin İbraz Edildiği Yer: Çek, hamil tarafından bankaya ibraz edileceği zaman, çeki sunan kişinin hangi bölgede işlem yaptığını belirlemek, yargı yetkisini etkileyen bir unsurdur. Eğer çek, farklı bir şehirdeki banka şubesine ibraz edildiyse, o yerin mahkemesi yetkili olacaktır.
  2. Düzenleyenin Çek Hesabının Bulunduğu Banka Şubesi: Çeki düzenleyen kişinin bankasında açtığı çek hesabının bulunduğu şube, bir diğer yetkili mahkeme konusudur. Çek hesabı hangi şehirdeki bankada açılmışsa, o şehirdeki mahkeme de yetkili olabilir.
  3. Hesap Sahibinin Yerleşim Yeri: Çek hesabı sahibi olan kişinin ikametgah adresi de, davanın görüleceği mahkeme konusunda etkilidir. Hesap sahibi, hangi şehirde ikamet ediyorsa, o şehrin mahkemesi de yetkili olabilmektedir.
  4. Hamilin Yerleşim Yeri: Çeki elinde bulunduran ve bankaya ibraz eden kişi de, şikayetçi olan kişi olduğundan, hamlinin ikametgahı da bir yetki unsuru olarak değerlendirilebilir. Hamilin hangi şehirde yerleşik olduğu da mahkemeye başvuru yapılırken göz önünde bulundurulabilir.

Bu unsurlar, yargılamanın hangi mahkemede yapılacağı konusunda belirleyici faktörlerdir. Çekle ilgili suçların hangi mahkemede görüleceği, başvurulan yerin fiziksel konumuna ve tarafların yerleşim yerlerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek suçu ile ilgili yargı süreci başladığında, bu unsurların hepsi dikkate alınır.


Karşılıksız Çek Düzenlemesinin Sonuçları

Çek karşılıksız çıktığında, bu durum çeşitli hukuki ve finansal sonuçlar doğurur. Banka, çekin karşılıksız olduğuna kanaat getirdiğinde, üzerine “karşılıksızdır” ibaresi ekleyerek çeki geçersiz hale getirir. Bu işlem, çeki düzenleyen kişiye karşı yapılan bir tür cezai uygulama olarak kabul edilir. Bu noktada, çeki düzenleyen kişi, yasal sorumluluklarını yerine getirmediği için, banka tarafından da çeşitli yaptırımlara tabi tutulur.

Tazminat Talebi: Hamil, karşılıksız çıkan çeki elinde bulunduruyor ve ödeme yapılmadığı takdirde bir zarar uğramışsa, bu zararın tazminini talep edebilir. Çek Kanunu’na göre, hamilin, keşideciye karşı %10 tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu tazminat, çekin karşılıksız olmasından dolayı uğranan maddi zararın belirli bir yüzdesi olarak hesaplanır.

Banka Yükümlülükleri: Banka da, karşılıksız çek düzenleme nedeniyle mağdur olan kişiye karşı yasal sorumluluk taşır. Banka, yasal bir garanti kapsamında belirlenen bir miktarı hamiline ödemekle yükümlüdür. Bu yasal garanti tutarı, bankaların çekteki ödeme yükümlülüğünü ve güvenceyi sağlaması açısından belirlenmiş bir tutardır ve bankanın sorumluluğunu yerine getirmesi beklenir. Banka, çeki geçersiz kılmakla birlikte, bu tür bir durumda hamilin mağduriyetini önlemek amacıyla belirli bir miktarı ödemek zorundadır. 2025 yılı için bu tutar 12.650 – TL’dir.


Karşılıksız Çıkan Çeklerde Bankanın Kanuni Zorunluluk Olarak Ödeme Yapma Durumu (2025 Yılı İçin Düzenleme)

Karşılıksız çıkan çeklerde, bankalar hiçbir ödeme yapmaksızın işlemi sonlandırmamaktadır. Her yıl Ocak ayında, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, bankaların karşılıksız çıkan çeklerde hamile yapacakları ödemeyi belirleyen bir tebliğ yayımlar. Bu düzenlemeler, banka ve çek hamili arasındaki hak ve yükümlülükleri netleştirmek amacıyla yapılır.

2025 yılı için, Merkez Bankası tarafından yayımlanan ve 2025 yılının ilk ayında yürürlüğe giren tebliğde, bankaların karşılıksız çeklerde ödeme yapma yükümlülüğü için belirlenen sınır 12.650 TL olarak belirlenmiştir. Bu rakam, 2024 yılına kıyasla artmış olup, çekin bedeline göre yapılacak ödemelerin kapsamını çizmektedir.

Tamamen Karşılıksız Çeklerde Ödeme Durumu:

Tamamen karşılıksız çıkan çeklerde, banka şu şekilde ödeme yapma yükümlülüğüne sahiptir:

  • Eğer çek bedeli 12.650 TL ve üzerinde ise, banka, 12.650 TL ödeme yapacaktır.
  • Eğer çek bedeli 12.650 TL’den aşağı ise, çek bedelinin tamamı banka tarafından hamile ödenecektir.

Kısmen Karşılıksız Çeklerde Ödeme Durumu:

Kısmen karşılıksız çıkan çeklerde ise ödeme durumu şu şekilde gerçekleşir:

  • Çek bedeli 12.650 TL ve altında ise, kısmen karşılıksız olan tutar 12.650 TL’ye tamamlanacak şekilde ödeme yapılacaktır.
  • Çek bedeli 12.650 TL’nin üstünde ise, banka, çek bedelini aşmamak koşuluyla 12.650 TL ödeme yapacaktır.

Bu düzenlemeler, bankaların karşılıksız çıkan çeklerle ilgili olarak hamili koruyan bir ödeme yükümlülüğünü yerine getirmelerini sağlar. Hem çek hamili açısından mağduriyetin önüne geçilir, hem de bankalar belirlenen sınırlar dahilinde yasal sorumluluklarını yerine getirirler. Bu tür ödeme zorunlulukları, bankacılık sistemine olan güveni artıran ve ticaretin düzenli işlemesine yardımcı olan önemli bir mekanizmadır.


Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu ve Yaptırımları

Karşılıksız çek düzenleme suçu, çekin ödenmemesi durumunda, faili üzerinde ciddi hukuki sonuçlar doğuracak bir suçtur. Bu suçla ilgili olarak, suçun failine uygulanabilecek çeşitli yaptırımlar mevcuttur. Bu yaptırımlar arasında adli para cezaları, çek hesabı açma yasağı, çek düzenleme yasağı, hapis cezaları ve bankaya çek yapraklarının iade edilmesi gibi çeşitli tedbirler yer almaktadır. Aşağıda, karşılıksız çek düzenleme suçunun cezaî yaptırımları detaylı şekilde ele alınacaktır.

Adli Para Cezası

Çek Kanunu’nun 5. maddesinin 1. fıkrasının c bendi, karşılıksız çek düzenlemenin sonucunda faile 1500 güne kadar adli para cezası uygulanabileceğini belirtmektedir. Bu ceza, doğrudan çek bedelinin karşılıksız kalan kısmından bağımsız olarak, failin cezai sorumluluğunu ortaya koyan bir yaptırımdır. Adli para cezası, yalnızca bir miktar para ödeme zorunluluğu getirmekle kalmaz, aynı zamanda failin mali durumu göz önünde bulundurularak ödeme şartlarının düzenlenmesini de sağlar.

Bu ceza, tek seferde ödenebileceği gibi, taksitler halinde de ödenebilir. Takside bağlanan ödemeler, en fazla 4 ay süresince yapılabilecek şekilde düzenlenmiştir. Ancak, eğer para cezası ödenmezse, ödenmeyen tutar hapis cezasına çevrilecektir. Bu durumda, uzlaşma, ön ödeme veya HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) gibi seçenekler uygulanamayacaktır. Bu da demektir ki, failin ödemeyi yapmaması durumunda ceza daha ağır bir şekilde sonuçlanabilir.

Çek Hesabı Açma ve Çek Düzenleme Yasağı

Yine aynı maddeye dayalı olarak, mahkeme çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağı koyma yetkisine sahiptir. Bu tür bir yasak, daha önce başka bir suçu işlemiş olan bir kişi hakkında da uygulanabilir ve ceza davası sonucunda bu yasak daha da belirginleşebilir. Eğer kişi hakkında böyle bir yasak zaten uygulanıyorsa, mahkeme bu yasağın devamına karar verebilir. Öte yandan, failin suçtan beraat etmesi ya da ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gibi durumlarda, yasaklar da ortadan kalkacaktır. Çek bedelinin temerrüt faizi ile birlikte karardan önce ya da sonra ödenmemesi durumunda ise kişinin, mahkûm olduğu cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını istemesi gereklidir.

Hapis Cezası

Karşılıksız çek düzenleme suçunun cezası doğrudan hapis cezası değildir. Hapis cezası, yalnızca adli para cezasının ödenmemesi durumunda devreye girer. Ayrıca, çek düzenleme yasağı bulunan bir kişi, buna rağmen çek düzenlerse, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Bu düzenleme, çek düzenleme ve ödeme yükümlülüklerini ihlal edenlerin cezaî sorumluluklarını ağırlaştıran bir nitelik taşır.

Şikâyetten Vazgeçme ve Etkin Pişmanlık

Karşılıksız çek düzenleme suçu, şikâyete bağlı bir suçtur. Ancak bu durum, suçun faili hakkında kesinleşen bir hüküm olması halinde bile değişebilir. Şikâyetten vazgeçme durumu, Yargıtay’ın kararlarıyla da belirli kurallara bağlanmıştır. Çek Kanunu’nun 6. maddesinin 2. fıkrasına göre, şikâyetten vazgeçme hâlinde mahkeme, bu vazgeçmeyi dikkate alarak davanın düşmesine ya da mahkûmiyet hükmünün tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verebilir. Ayrıca, çek bedelinin yasal temerrüt faiziyle birlikte ödenmesi durumunda etkin pişmanlık hükümleri devreye girer ve fail, daha hafif bir cezai işlemle karşılaşabilir.

Zamanaşımı ve Davaların Süresi

Karşılıksız çek düzenleme suçunun zaman aşımı süreleri, İcra ve İflas Kanunu yerine, Türk Ceza Kanunu’na göre belirlenir. Ceza zamanaşımı, Türk Ceza Kanunu’nun 68/1-e maddesine göre 10 yıl, dava zamanaşımı ise 66/1-e maddesine göre 8 yıl olarak belirlenmiştir. Bu durumda, şikâyetle başlatılan davaların 8 yıl içinde sonuçlanmaması halinde, dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilebilir. Ancak, dava süreci sırasında herhangi bir hukuki engel bulunmuyor ve dava süresi içinde bir aksilik yaşanmazsa, zaman aşımı süresi sonunda davanın sonuçlanması gerekir.

Zamanaşımı sürelerinin sona ermesi, cezanın kesinleşmesi ve davanın düşmesi ile sonuçlanır. Bu da, failin cezai sorumluluktan kurtulmasına sebep olabilir. Ancak, zaman aşımının sadece cezaî ve dava işlemleri ile ilgili olduğunu unutmamak gerekir. Zamanaşımı süresi sona ermeden dava açılması durumunda, bir sonraki aşama için gerekli olan prosedürler takip edilmelidir.

Sonuç

Karşılıksız çek düzenleme suçu, ticaretin ve finansal işlemlerin güvenliği açısından büyük bir önem taşır. Bu suçun cezai yaptırımları, hem çek sahiplerini koruyacak şekilde hem de ticari ilişkilerde adaletin sağlanmasına yönelik düzenlenmiştir. Bankaların yükümlülükleri ve mahkemelerin verebileceği cezalar, hem çekle ilgili mağduriyetleri önlemek hem de suç işleyen kişilere uygun bir ceza verilmesini sağlamak amacıyla dikkatlice belirlenmiştir. Çek Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuatlar, bu tür suçların önlenmesi ve mağdurların korunması adına hayati öneme sahiptir.