Giriş
Define arama, tarihten gelen kültürel ve arkeolojik mirasın ortaya çıkarılması amacıyla yapılan bir faaliyet olmasına rağmen, bu faaliyet izinsiz bir şekilde gerçekleştirildiğinde hukuki açıdan suç teşkil etmektedir. Türkiye’de kültürel ve tabiat varlıklarının korunması, ulusal bir sorumluluk olarak kabul edilmekte ve bu alanla ilgili yasal düzenlemeler oldukça katıdır. Define arama suçu, özellikle 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu makalede, izinsiz define arama suçunun hukuki boyutları, cezai sorumlulukları ve mevzuat çerçevesinde ele alınacak yasal düzenlemeler detaylı bir şekilde incelenecektir.
1. Define Arama ve Yasal Çerçeve
Türkiye’de define arama faaliyetlerinin izinsiz bir şekilde yapılması, yalnızca kültürel değerlerin tahrip edilmesine yol açmakla kalmaz, aynı zamanda yasalara aykırı bir davranış olarak suç teşkil etmektedir. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 50. maddesi, define aramak için önceden yetkililerden alınmış bir ruhsat olması gerektiğini belirtir. İzin alınmadan yapılan kazı veya araştırmalar, suç sayılmaktadır.
Define arama faaliyetlerinin suç sayılabilmesi için bazı koşulların yerine gelmesi gerekmektedir. Öncelikle, arama yapılacak alanın kamu arazisi olması gerekir. Eğer özel mülkiyet üzerinde define arama yapılacaksa, kullanılan ekipmanların faturasız olması, bu fiilin suç sayılmasına sebep olur. Ayrıca, bu tür suçların işlenmesinde kullanılacak dedektörler veya diğer arama araçlarının usulüne uygun olması da büyük önem taşır.
2. Define Arama Suçunun Şartları
İzinsiz define arama suçu, 2863 sayılı Kanun’un 74. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, kültürel varlıkları bulma amacıyla izinsiz kazı veya sondaj yapmayı gerektiren bir faaliyet, suç olarak kabul edilir. Ancak kazının yapıldığı yerin bir sit alanı veya korunması gereken bir alan olmaması halinde, suçun cezası üçte bir oranında indirilebilir.
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU (m.74 )
Madde Metni;
Kültür varlıkları bulmak amacıyla, izinsiz olarak kazı veya sondaj yapan kişi, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Ancak, kazı veya sondajın yapıldığı yerin,
sit alanı veya bu Kanuna göre korunması gerekli başka bir yer olmaması halinde, verilecek
cezanın üçte biri indirilir.
İzinsiz olarak define araştıranlar, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ancak, bu fiillerin yurt dışına kültür varlıklarını kaçırma amacıyla veya kültür varlıklarının
korunmasında görevli kişiler tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza iki katına kadar artırılır.
Kişinin bu maddede tanımlanan suçları işlemek suretiyle bulduğu kültür varlığını
soruşturma başlamadan önce mahallî mülkî amire teslim etmesi hâlinde, mahkeme verilecek
cezada üçte ikisine kadar indirim yapabilir.
İzinsiz olarak define araştıran kişinin, hakkında kovuşturma başlayıncaya kadar,
kendisini bu fiili işlemeye gerekli cihazları temin etmek suretiyle sevk eden kişilerin
kimliklerini açıklaması ve yakalanmasını sağlaması hâlinde, mahkeme verilecek cezada
indirim yapabileceği gibi, ceza verilmesine yer olmadığına da karar verebilir.
Ayrıca, izinsiz olarak yapılan define arama, yalnızca doğal ya da tarihsel değerlerin zarar görmesine yol açmakla kalmaz, aynı zamanda bu varlıkların yasa dışı yollarla yurtdışına çıkarılmasına da zemin hazırlar. Bu durum, Türkiye’nin kültürel mirasının korunması için büyük tehlikeler oluşturmaktadır.
Suçun Maddi Unsuru
Maddi unsurlar, suçun işlenebilmesi için somut olarak gerçekleşmesi gereken eylemlerdir. İzinsiz define arama suçunun maddi unsurları şunlardır:
- Kazı veya Sondaj Yapmak: Suçun temel maddi unsuru, izinsiz olarak kazı yapmak veya sondaj gerçekleştirmektir. Bu eylem, kültürel varlıkları bulmak amacıyla yapılan araştırmalar olarak tanımlanabilir. Kazı ve sondaj işlemleri, genellikle yer altı veya yer üstündeki tarihi eserleri bulmayı amaçlar.
- İzinsiz Yapmak: Bu kazı veya sondajın yasal bir ruhsat olmaksızın yapılması gerekir. Kanuna göre, define arama faaliyetlerinin yalnızca yetkilendirilmiş kişiler veya kurumlar tarafından yapılması mümkündür. İzinsiz yapılan bu faaliyetler, suç teşkil eder.
- Korunması Gereken Alanlarda Yapmak: Kazı veya sondajın yapıldığı yer, sit alanı veya bu kanuna göre korunması gerekli bir alan olmalıdır. Bu durum, izinsiz kazı ve sondajın suç olup olmadığını belirlemede önemli bir faktördür. Korunan alanlarda yapılan izinsiz kazı, daha ağır cezai sonuçlara yol açabilir.
- Yurt Dışına Kaçırma Amacıyla Yapmak: Eğer yapılan kazı veya sondaj, kültürel varlıkları yasa dışı yollarla yurtdışına kaçırma amacı taşıyorsa, bu da maddi unsurlar arasında yer alır. Bu tür bir faaliyet, suçun cezasını iki katına kadar artırabilir.
Suçun Manevi Unsuru
Manevi unsurlar, suçun işlenmesindeki kast veya taksir gibi psikolojik unsurları ifade eder. İzinsiz define arama suçunun manevi unsurları şu şekilde açıklanabilir:
- Kast (Zarar Verme Amacı): İzinsiz kazı ve sondaj yapma suçunun manevi unsuru, suçun faili tarafından gerçekleştirilmiş olan hareketin kasıtlı (kast) bir şekilde yapılmasıdır. Suçlu, kazı veya sondajı kültürel varlıkları bulma amacıyla, yani yasaların öngördüğü düzenlemelere aykırı şekilde, bilerek ve isteyerek yapar. Bu durumda failin amacı, kanunun belirlediği sınırlar dahilinde hareket etmek değil, bu sınırları ihlal etmektir.
- Kültürel Varlıklara Zarar Verme Niyeti: Manevi unsurda bir diğer önemli nokta, suçu işleyen kişinin eylemi sırasında kültürel varlıklara zarar vermeyi ya da onları yasa dışı yollarla alıkoymayı amaçlamasıdır. Bu, özellikle tarihi ve kültürel eserlerin korunmasına yönelik doğrudan bir tehdit oluşturur.
- Suçun Bilinçli Olarak İşlenmesi: Suçlu, kazı veya sondajın izinsiz olduğunu ve bunun kanunlara aykırı bir faaliyet olduğunu bilerek hareket eder. Bu bağlamda, suçun manevi unsuru, failin bu eylemi bilinçli olarak gerçekleştirmesidir.
3. Cezai Yükümlülükler ve Hukuki Sonuçlar
Define arama suçu, hem hapis cezası hem de adli para cezası ile cezalandırılabilmektedir. 2863 sayılı Kanun’un 74/2 maddesi, izinsiz define arayan kişilerin üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını belirtmektedir. Ayrıca, bu suçlar yurt dışına kültür varlıkları kaçırma amacı taşıyor ya da bu suçu, kültür varlıklarını koruma görevini üstlenmiş kişiler işliyorsa, ceza iki katına kadar artırılabilir.
Bunun dışında, mahkemeler, izinsiz define arama suçları ile ilgili olarak verilecek cezaları adli para cezasına çevirebilir. Suçlular hakkında yapılan yargılama neticesinde, şartların uygun olması durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması ya da cezaların ertelenmesi de mümkün olabilmektedir. Ancak, suçun dava zamanaşımı süresi sekiz yıl olarak belirlenmiştir.
4. Kazı ve Sondaj İzinlerinin Düzenlenmesi
2863 sayılı Kanun’un 74. maddesi, kültür varlıklarını bulma amacıyla yapılan kazı ve sondajların izinsiz yapılmasının cezai sonuçlarını açık bir şekilde belirtmektedir. İzin alınmadan yapılan kazı ve sondaj işlemleri, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Bu düzenleme, kazı ve sondaj faaliyetlerinin yalnızca yetkilendirilmiş ve uzmanlaşmış kurumlar tarafından yapılmasını sağlar.
Bununla birlikte, kazının yapıldığı yerin sit alanı veya korunması gerekli bir bölge olmaması halinde, suç cezasının üçte biri kadar indirim yapılabilir. Ancak bu indirim, yalnızca aramanın yapıldığı yerin korunması gereken bir alan olmaması durumunda geçerlidir.
5. Etkin Pişmanlık
İzinsiz define arama suçu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre cezalandırılır. Bu suçun işlenmesinin ardından, etkin pişmanlık hükümleri, suçlunun pişmanlık göstererek suçun sonuçlarını düzeltmeye yönelik adımlar atmasına dayanır. Etkin pişmanlık kapsamında, suçu işleyen kişi, işlediği suçla ilgili olarak bazı yasal düzenlemelere uyarak cezasında indirim alabilir. Define arama suçu açısından etkin pişmanlık şu şekilde işler:
- Kültür Varlıklarının Teslimi: İzinsiz olarak define arayan kişi, suçun ortaya çıkmasından önce veya soruşturma başlamadan önce bulduğu kültür varlıklarını mahallî mülkî amire (yerel yönetim yetkililerine) teslim ederse, bu durum ceza hukukunda bir indirim nedeni olarak kabul edilir. Mahkeme, suçlunun bu davranışını dikkate alarak cezada üçte iki oranına kadar bir indirim uygulayabilir. Bu, suçlunun suçtan elde ettiği kazancı devlete ve topluma geri vermesini sağlayan bir düzenlemedir.
- Suç Ortaklarının İhbarı: Suçu işleyen kişi, define araması sırasında kendisine bu fiili işlemeye yönlendiren, gerekli cihazları temin etmesine yardımcı olan kişilerin kimliklerini açıklar ve yakalanmalarını sağlar ise, mahkeme yine cezada bir indirim yapabilir. Eğer bu işbirliği sonucu suçlu, diğer suçluları yakalatmayı başarırsa, ceza verilecek durumda dahi, mahkeme cezayı düşürebilir veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verebilir.
- Zararın Telafisi: Suçu işleyen kişi, elde ettiği kültür varlıkları devletin korunmasına sunarak, topluma ve devletin kültürel mirasına verdiği zararı tazmin etmiş olur. Bu, etkin pişmanlığın önemli bir parçasıdır ve kişinin suçunun etkilerini en aza indirmeye yönelik olumlu bir adımdır.
- Ceza İndirimi: Suçlu, etkin pişmanlık gösterdiğinde, ceza miktarında indirim yapılması mümkündür. Bu indirim, belirli oranlarda yapılabilir ve mahkeme, suçlunun işbirliği yaptığı durumları, suçun büyüklüğünü ve zararları dikkate alarak karar verir.
- Ceza Verilmemesi: Bazı durumlarda, suçlunun suç ortaklarını ihbar etmesi ve suçla ilgili işbirliği yapması durumunda, mahkeme cezalandırma yerine ceza verilmesine yer olmadığına da karar verebilir.
6. Define Arama Prosedürleri
Türkiye’de define arama faaliyetleri, yasal çerçeveler içerisinde belirli prosedürlere ve yönetmeliklere dayanır. Bu yönetmelikler, hem tarihi ve kültürel varlıkların korunmasını sağlamak hem de arama faaliyetlerinin düzenli ve yasal bir şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla oluşturulmuştur. Define arama başvurusu yapacak kişi veya kurumların izlemesi gereken belirli adımlar ve gerekli belgeler bulunmaktadır. Bu prosedürlere uymak, yasal sorunların önüne geçmek için büyük önem taşır.
Define bulunduğunda Maliye Ve Gümrük Bakanlığı tarafından bir değer hesaplatması yapılır. Eğer ki define hazineye ait bir yerde bulunmuşsa %50 si bulan kişiye, özel mülke sahip bir arazide bulunmuşsa %40 bulan kişiye, %10 ise mülk sahibine verilmektedir.
6.1. Başvuru Dilekçesi
Define arama izni almak isteyen kişi veya kurumlar, başvurularını bir dilekçe ile yapmalıdır. Dilekçede, aramanın amacı ve hedefi açık bir şekilde belirtilmelidir. Aynı zamanda, arama yapılacak yerin adresi, tapu bilgileri, tapulu ya da tapusuz olup olmadığı, yerin kime ait olduğu ve parsel, ada gibi bilgilerin ayrıntılı bir şekilde verilmesi gerekir. Dilekçeye, yapılacak olan aramanın alanını net şekilde gösteren fotoğraflar, harita ve kroki de eklenmelidir. Eğer arama özel mülkiyete ait bir alanda yapılacaksa, mülk sahibinden noterden alınmış muvafakatname eklenmesi zorunludur. Ayrıca, arama yapılacak alanın yüzölçümü 100 metrekareyi geçemez.
6.2. Define Yapılacak Yere İlişkin Belgeler
Define arama yapılacak yerin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre belirli kurallara uygun olup olmadığı incelenmelidir. Başvuru sahibinden, arama yapılacak yerle ilgili çeşitli belgeler talep edilir. Bu belgeler arasında, yerin krokisi veya haritası, fotoğraflar, mülk sahibi onayları ve çeşitli kurumların onay yazıları yer alır. Ayrıca, çevresel etki değerlendirmesi raporu da gerekli durumlarda istenebilir.
- Krokiler ve Haritalar: Arama yapılacak yerin 1/500 ölçekli krokisi veya haritası, ilgili şehircilik müdürlüğü tarafından tasdikli olmalıdır. Eğer bu yerin haritası çıkartılamıyorsa, ada, parsel ve çap numarasını gösteren vaziyet planı eklenmelidir.
- Mülkiyet İzinleri: Define aranacak alanın mülk sahibi ise, bu kişiden noterden tasdikli muvafakatname alınmalıdır.
- Çevre ve Altyapı Onayları: Define araması yapılacak yerin yer üstü ve yer altı hizmetlerine engel teşkil etmeyeceğine dair, ilgili kurumlardan alınan onay yazıları da başvuruda yer almalıdır.
- Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED): ÇED raporu, özellikle çevre üzerinde olası bir etkisi olan arama faaliyetleri için gereklidir. ÇED raporunun Ek-2 listesine uygun olarak hazırlanması gerekir.
Yurt dışına kaçırılmaya çalışılan kültür varlıkları, Türkiye’nin tarihsel mirasının korunması için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tür suçlar, çok daha ağır cezalarla sonuçlanabilir. Kültür ve tabiat varlıklarının izinsiz ticaretini yapmak, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırken, kültür varlıklarını bu Kanuna aykırı olarak yurtdışına çıkarmak, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
6.3. Define Arama Alanı ve Süresi
Yönetmelikte define araması yapılacak alanla ilgili bazı sınırlamalar da bulunmaktadır. Arama yapılacak alanın büyüklüğü 50 metrekareyi geçemez ve derinliği on metreyi aşamaz. Su altında yapılan aramalar ise kesinlikle yasaktır. Ayrıca, arama süresi de sınırlıdır. Arama faaliyetleri, en fazla 15 gün sürebilir. Bu süre içerisinde, hava muhalefeti veya doğal afetlerden dolayı çalışmalar tamamlanamazsa, valilik tarafından bir defaya mahsus olmak üzere çalışma süresi uzatılabilir.
6.4. Ruhsat Başvurusu Ve Verilmesi
Başvurunun değerlendirilmesi için, müze müdürlüğü gerekli tüm belgeleri ve bilgileri valilik makamına sunar. Valilik, başvuruyu değerlendirerek uygun bulduğu takdirde, müze müdürlüğü tarafından hazırlanan ruhsatnameyi imzalar. Define arama ruhsatı, belirli bir yıl için geçerli olup, 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, ruhsat için harç ödemesi yapılması da zorunludur.
6.5. Define Arama Faaliyetlerinin Sınırları ve Yükümlülükler
Define arama ruhsatı alındığında, belirli yükümlülükler ve sınırlamalar da vardır:
- Tek Seferde Arama İzni: Aynı kişi ya da kurum, aynı dönemde yalnızca bir yerde define arama izni alabilir. Ayrıca, daha önce arama yapılmış bir alan için yeni bir başvuru yapılamaz. Define arama izni başkalarına devredilemez.
- Çevre Güvenliği: Arama faaliyetlerine ara verilmesi durumunda, çevre sakinlerinin can ve mal güvenliği sağlanmalıdır. Define arayıcıları, bu süreçte doğabilecek tüm zararları karşılamaktan sorumludur.
- Arama Alanı Değişikliği: Define araması yapılacak alan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre koruma altındaki bir alan olmamalıdır. Aksi takdirde, arama yapılamaz.
7. Yargıtay Kararları
Yargıtay. 12. CD., 2015/1688 E., 2016/4838 K.
“… İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan devriye görevi esnasında,… ilçesi, …mahallesinde bulunan … Mezarlığında sanıklar … ve … ile haklarında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı temyiz incelemesine gelmeyen … ve …’ın kazma, kürek gibi suç aletleriyle, izinsiz kazı yaptıkları esnada kolluk görevlilerince yakalandıkları, sanıkların verdikleri ifadelerinde, mezarlıkta altın gömülü olduğunu duymaları nedeniyle kazı yapmaya karar verdiklerini ve kazı esnasında da yakalandıklarını ikrar ettikleri, olay yerinde yapılan incelemede, 1 metre çapında ve 1,5 metre derinliğinde kazının yapılmış olduğunun tespit edildiği, tüm dosya kapsamından sanıkların kültür varlığı bulabilmek amacıyla, fikir ve eylem birliği ile izinsiz kazı yaptıkları ve eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay yerinde yapılan keşiften sonra arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen 22/01/2014 tarihli raporda; kazı mahallinde, 2863 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilecek korunması gerekli taşınır veya taşınmaz kültür varlığına rastlanmadığının ve kazı yerinin sit alanı ilan edilmiş bir bölge içerisinde de yer almadığının belirtilmesi karşısında, sanıklar hakkında aynı Kanunun 74/1-1. cümlesine göre tayin edilen temel cezadan, 74/1-2. cümlesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…bozmayı gerekirmiştir.”
Yargıtay 12. CD., 2016/10684 E., 2017/7131 K.
“Kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı fiilinin gerçekleştirildiği 98 parselin, …kararı ile, tescilli kaya mezarı dışında herhangi bir korunması gerekli kültür varlığına rastlanmadığından, kaya mezarının korunma alanının 99 parsel ile sınırlı şekilde belirlendiği, yine aynı dosyada bulunan Koruma Bölge Kurulu müdürlüğünün 21/05/2015 tarihli cevabi yazısında, Yazıtlı Kaya korunma alanını gösterir karar eki koordinat listeli onaylı kroki ile kaçak kazının yapıldığı noktayı gösterir kroki çakıştırıldığında, kaçak kazı yerinin, korunma alanı sınırları dışında kaldığı sonucuna varılacağının belirtildiği, incelenen dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları ile de, kazı yapılan alanın, 2863 sayılı Kanun kapsamına girmediğinin tespit edildiği anlaşılmakla; sanıklar hakkında anılan Kanunun 74/1-1. cümlesi uyarınca teşdiden tayin edilen temel cezada, 74/1-2. cümlesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin, hatalı
değerlendirme ile sanıklara fazla ceza tayini…bozmayı gerekirmiştir.”
Yargıtay 12.CD., 2016/5175 E, 2017/493 K.
Davaya konu yerde arkeolog ve üniversitelerin sanat tarihi bölümlerinde görevli öğretim üyelerinin de yer aldığı tarafsız bilirkişi heyeti marifetiyle keşif yapılarak, kazı yapılan yerin sit alanı ya da 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında kaldığının tespiti halinde anılan Kanunun 74/1. maddesi gereğince temel ceza tayin edilmesi; sit alanında ya da 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında bir yer olmadığının belirlenmesi durumunda ise, 74/1-2. cümle gereğince temel cezada indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile temel cezada indirim yapılması…bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 12. CD., 2015/10714 E., 2017/ 888 K.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde düzenlenen “iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” tedbiri uygulanarak elde edilen delillerin, maddi yan delillerle desteklenmesinde zorunluluk bulunduğu, Yarg. Ceza Genel Kurulu’nun 10/12/1990 tarih, 1990/6-257 Esas, 1990/335 Karar ve 09/11/2010 tarih, 2010/8-134 Esas, 2010/217 Karar sayılı ilamlarında da vurgulandığı üzere, tek başına suçun nitelendirilmesine ilişkin yeterli bilgiyi içermeyen iletişimin tespiti tutanakları dışında delil elde edilememesi halinde, suçun sübuta erdiğinin kabul olunamayacağı, diğer yandan, mahkeme huzurundaki ikrarın dahi yan delillerle desteklenmediği sürece kesin kanıt olarak değerlendirilemeyeceği muhakkak iken, iletişim kayıtlarındaki ikrarın, suçun işlendiği hususunda tek başına delil olamayacağının evleviyetle kabulü gerektiği, bu bakımdan, “iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” tedbiri ile ulaşılan soyut
verilerin yanı sıra, somut ve maddi delillerin varlığı halinde suçun sübut bulduğu; aksi takdirde, mahkumiyet hükmünün dayanağı olan kesin ve açık bir ispattan söz edilemeyeceğinden, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği suçun sübuta ermediği sonucuna varılacağı; Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; 21/07/2013 tarihli iddianame ile sanıklar hakkında, “kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı yapma” suçunu işledikleri iddia edilerek, 2863 sayılı Kanunun 74/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle dava açıldığı, bununla birlikte, 14/02/2013 tarihinde ele geçirilen 1 adet
mermer adak steli ve 1 adet bronz sikkenin dava konusu edilmediği anlaşılmakla; öncelikle, bahse konu varlıkların ele geçirildiği 14/02/2013 tarihli olay ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulup, dava açılması halinde incelenen dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi, daha sonra, sanıkların Bayramiç ilçesinde nerede, ne zaman, kim ya da kimlerle kazı yaptıklarının, kazı yapılan yer
veya yerlerin sit alanı ya da 2863 sayılı Kanuna göre korunması gerekli başka bir yer olup olmadığının somut şekilde belirlenmesi, yukarıda sözü edilen 1 adet mermer adak steli ve 1 adet bronz sikke üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, korunması gerekli kültür varlığı olup olmadıklarının saptanması, Çanakkale
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/648 sayılı soruşturma dosyası kapsamında, 5271 sayılı CMK’nın 135 ve 140. maddeleri uyarınca verilen tüm kararların dosya içerisine alınması, toplanan delillerin, sözü edilen kanun maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak kanaate göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, “ileri teknoloji dedektörler kullanmak suretiyle tarihi yerleşim yerlerinde arkeolojik eser bulabilmek için kazı yaptıkları” şeklindeki soyut ve yetersiz gerekçe ile “kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı yapma” suçundan sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi…bozmayı gerektirmiştir.”
Sonuç
Define arama suçları, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma amacına zarar veren ciddi bir tehdittir. Bu nedenle, izinsiz yapılan define aramalarına karşı hukuki düzenlemeler oldukça sıkıdır. Kültürel varlıkların korunması ve suçların önlenmesi için etkin pişmanlık, suçluların işbirliği yaparak zararları telafi etmeleri yönünde önemli bir teşvik aracıdır. Etkin pişmanlık, suçlulara ceza indirimi veya cezasızlık gibi avantajlar sağlar, ancak bu avantajların yalnızca suçlunun gösterdiği pişmanlık ve işbirliği doğrultusunda verilmesi gerekir. Türkiye’deki yasal düzenlemeler, kültürel mirasın korunmasına büyük önem verirken, aynı zamanda suçluları da adil bir şekilde cezalandırmayı amaçlamaktadır.