1.Giriş

Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçu, Türk Ceza Kanunumuzun Malvarlığına Karşı Suçlar Bölümünde düzenlenmiş bulunan ve kovuşturulması Asliye Ceza Mahkemelerinin görev alanına giren bir suç tipidir. Suç, resen kovuşturulmakta olup şikayete bağlı suçlardan değildir. Her ne kadar Türk Ceza Kanununda aynı madde içerisinde düzenlenmiş bulunsalar da iki ayrı suçtan, bir başka deyişle seçimlik hareketli suçlardan oluşmaktadır. Kanun koyucu, kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere ilgili hareketi suç olarak düzenlemekle birlikte ekonomik hayatı korumayı, kişilerin suç konusu menfaatler ve malvarlığı değerleri üzerinden kazanç sağlamasını engellemeyi amaçlamaktadır.

2.Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu ve Tanımı (Madde 165)

Türk Ceza Kanununun 165. Maddesine göre “Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Madde, kişinin suça iştirak etmeksizin satacağı veya temin edeceği eşyanın ya da malvarlığı değerinin, söz konusu eşya – malvarlığının kişinin uhdesine geçmeden önce hukuka aykırı ve suç teşkil edecek şekilde temin edinilmiş olmasını cezalandırmaktadır. Fakat bu ekonomik değeri elde edecek kişinin eşyanın bu niteliğini bilerek temin etme niyeti bulunmasını gerektiren ve ancak kasten işlenebilen özgü bir suç türüdür.

Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçuna ilişkin kanunda herhangi bir nitelikli hal düzenlemesi yer almamış olup, kanun koyucu suçun basit şeklini düzenlemekle yetinmiştir.

3.Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Unsurları

Her ne kadar ilgili maddede yer almakta bulunan iki farklı suç bulunsa da aralarındaki tek fark suçu işlemiş olan kişinin suç eşyasını kabul eden veyahut alıp – satan konumunda bulunmasıdır. Dolayısıyla biz de kanun koyucu gibi ilgili maddenin unsurlarını birlikte değerlendireceğiz.

  • Maddi Unsur: Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçunun konusunu ancak ekonomik değeri olan şeyler oluşturabilir ve bu ekonomik değerlerin daha önce işlenmiş bir suçtan elde edilmiş olması gerekir. Ezcümle, temin edilen veya devredilen ekonomik değerin suç işlenerek veya suç konusunu oluşturarak elde edilmiş olması bunun sonrasında ise bu ekonomik değeri devralan kişinin söz konusu değerin suç konusu oluşturduğunu ya da suç işlenerek temin edildiğini bilmesi ve buna rağmen kabul etmesidir.
  • Fail: Bu suçun faili olabilmek için failin önceki suça iştirak etmemiş olması gerekmektedir. Önceki suçun işlenmesine katılma hali söz konusuysa Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçu değil önceki suça ilişkin (hırsızlık, dolandırıcılık, yağma vb.) müşterek fail hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
  • Eylem: Yukarıda da değindiğimiz üzere kanun koyucu ilgili suçu seçimlik hareketli olarak düzenlemiştir.

a)Suç eşyasını veya diğer malvarlığı değerini satmak: Burada dikkat edilmesi gereken husus, devir konusunun bir semene (bedel) bağlanmış olmasıdır. Dolayısıyla bu harekette bağışlamayı kabul etmek cezalandırılmaz (fakat suç eşyasını veya diğer malvarlığını kabul etmek durumunda da bağışlamayı kabul eden kişi bunu biliyor ise cezalandırılmaktadır.)

b)Suç eşyasını veya diğer malvarlığı değerini devretmek: Burada devirden kasıt, suç konusu eşyayı devreden kişinin bir bedel karşılığı beklemeksizin işlemi gerçekleştirmesidir.

c)Suç eşyasını veya diğer malvarlığı değerini satın almak: Satın alma illa bir nakdi değer karşılığında değil, takas ya da mahsup ilişkisiyle gerçekleşmiş olabileceğinden, nakdi olmayan ödemelerin de cezalandırılacağını gözden kaçırmamak gerekir.

d)Suç eşyasını veya diğer malvarlığı değerini kabul etme: Burada kabulden kasıt, önceki fail için söz konusu ekonomik değeri muhafaza altına almak değil (çünkü bu durumda iştirak hükümleri uygulama alanı bulacaktır) suç konusu eşyanın, suç işlenerek elde edildiğinin bilinmesine rağmen kişi tarafından kabul edilmesini ifade eder. Bu durumda ise eşyayı kabul eden kişi Suç Eşyasının Kabul Edilmesi suçundan cezalandırılacaktır.

  • Manevi Unsur: Bu suç sadece kasten işlenebilen bir suçtur. Dolayısıyla kişinin söz konusu malın suç teşkil ettiğini bilmemesi yeterlidir. Bunu bilebilecek olması yani taksirli olması fiilin cezalandırılmasına sebebiyet vermeyecektir. Yani eşyanın suç işlenerek elde edildiğini bilmeyerek devralan – satın alan – kabul eden kişi cezalandırılmayacaktır. Bu suç kapsamında cezalandırılmanın en önemli koşulu ekonomik değer veya eşyanın suç teşkil ettiğini bilerek devir, satın alma veya kabul gerçekleştirmektir.

4.Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Cezai Yaptırımı

Suçun nitelikli hali bulunmadığından sadece basit şekline değinilecektir. Suçun basit şeklinin işlenmesi halinde “…bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”(TCK m.165)hükmü yer almaktadır.

Fail, hakkında verilecek sonuç ceza 2 yıl ve/veya daha az bir süreli hapis cezası olduğu durumlarda şartları var ise Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması hükümleri uygulama alanı bulabilmektedir.

Aynı zamanda sonuç cezanın 2 yıl ve/veya daha az olması ve failin daha önce kasten işlenmiş bir suçtan dolayı 3 aydan fazla mahkumiyetinin bulunmaması durumunda Cezanın Ertelenmesi de gündeme gelebilmektedir.

Etkin Pişmanlık uygulanacak suçlar ise Ceza Kanununun 168.maddesinde tahdidi olarak sayıldığından ve Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçu, bu sınırlamada yer almadığından Etkin Pişmanlık hükümleri bu suçta uygulanmayacaktır.

Buna ek olarak, Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçu, 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanununa göre koşullu salıverilme oranı için özel bir hüküm bulundurmamakta olduğundan bu suça ilişkin koşullu salıverilme oranına genel kural olan 1/2 uygulanacaktır. Yani suça ilişkin örneğin, 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum olan fail, 1 yıl 2 ay süreyle ceza infaz kurumunda cezasını çekmekle salıverilecek geriye kalan 1 yıl 2 ay süresinde de kendisine denetimli serbestlik hükümleri uygulanacaktır.

17 Ekim 2019 tarihli Ceza Muhakemesi Kanununun 253. Maddesinde yapılan değişiklik neticesinde ise uzlaştırma kapsamı dışında olan Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi suçu uzlaşma kapsamına alınmıştır.

5.Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun Uygulamada Değerlendirilmesi

Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçunun uygulamada en sık karşılaşılan problemleri;

  • Failin salt önceki satış bedelinden daha ucuz fiyatta alım yapmış olmasının suç eşyası olduğunu bildiğine ve kastın varlığı bakımından yorumlanmasında dayanak olarak kabul edilmesi,
  • İkinci el eşya satışı yapan işletme sahiplerinin müşterilerden alım yaptığı alışverişlerde bazı eşyaların suç unsuru taşıması üzerine mağdur olan işletme sahipleri,
  • Aile birliği içerisinde, suç işleyen bireylerden eşya ya da malvarlığı değeri kabul eden aile üyelerinin, çocuklarına yahut akrabalarına güvenerek suç işleme kastı bulunmayacağının düşüncesiyle suç konusu eşyaları kabul etmeleri üzerine ceza yargılamasına maruz kalmalarıdır.

Bu suçun varoluş amacı her ne kadar ekonomik hayatı korumak üzerine olsa da, iyi niyetli alıcı veya kabul eden kişilere fevkalade güçlükler yaratabilmektedir.

6.Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları

Sanık …’ın savunmalarında, kendisinin… Otokent içerisinde …Otomotiv isimli işyerini işlettiğini, olay günü araçlarını satmak isteyenlerin arabalarını site esnafına gezdirerek komisyon karşılığı simsarlık yapan …’nun suça konu aracı kendisine getirdiğini, aracın fiyatını sorduğunda 18.000 TL istediklerini söyleyince hemen araştırma yaptığını, emsal bir aracın piyasa değerinin ortalama 21.000-22.000 TL civarında olduğunu öğrenince aracın fiyatının neden düşük olduğunu öğrenmek için aracı servise götürdüğünü, ayrıca tramer sisteminden de sorgulayınca aracın 6 defa kaza yaptığını öğrendiğini ve fiyatının bu nedenle normal geldiğini, yaptığı pazarlık sonucu anlaşmaya varınca 16.250 TL karşılığında aracın noterden satışını aldığını, sonrasında da… plakalı olan bu aracı daha kolay satabilmek için 35 plaka olarak tescil ettirdiğini beyan etmesi, tanık olarak ifadesine başvurulan … ve aracın daha önce satılmak üzere götürüldüğü …’un sanığın bu savunmalarını doğrulaması, araç alım satımıyla uğraşan sanığın, aracı aldığı günün ertesinde trafik tescilini başka bir plakaya yaptırmasının aracın suç eşyası olduğunu bildiği anlamına gelmeyeceği, araç alım satımı yapanlar açısından aracın elden hızlıca çıkarılmaya çalışılmasının mutad bir uygulama olduğu dikkate alındığında, sanığın suça konu aracı şuç eşyası olduğunu bilerek satın aldığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği halde, sanığın atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 15. Ceza Dairesi 13.07.2017 Tarih, 2015/585E. 2017/18129K. Sayılı Kararı) 

5237 sayılı TCK’nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun oluşması için önceden işlenmiş bir suçun olması, failin önceden işlenen suça iştirak etmemiş olması ve önceki suçun işlenmesine katılmamış olan failin aldığı eşyanın veya diğer mal varlığı değerinin suç eşyası veya mal varlığı değeri olduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Önceki suçun nerede, ne zaman ve ne şekilde işlendiği, failin kim olduğunu bilmesi zorunlu değildir. Madde kapsamında işlenen suçlarda çoğu zaman failin kastının ne olduğu açık bir şekilde anlaşılamamaktadır. Bu durumlarda suçun işleniş şekline göre, her somut olay kendi içerisinde değerlendirilerek failin kastının belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 11.04.2017 Tarih, 2014/32101 E.  2017/4104 K. Sayılı Kararı)

Sanığın aşamalarda atılı suçu kabul etmediği, haklarında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararı verilen diğer sanıklar O. A., O. Y.’ i önceden tanıdığına dair dosyada delil bulunmadığı, suça konu koltuk takımlarını diğer sanıkların kendisine mobilya mağazalarını kapattıklarına dair beyanda bulundukları için 2. el eşya satıyor olması sebebiyle 1.800 TL bedelle satın almış olduğu belirttiği olayda; sanığın İtfaiye meydanı olarak tabir edilen yerde esnaf olduğu, suça konu eşyaların sıfır olması sebebiyle sanığın eşyaları satın almış olduğu fiyat ile arasında fahiş oranda fark bulunduğu, 5237 sayılı TCK’nın 165. maddesinin gerekçesinde sanığa atılı suç eşyasının satın alınması suçunun olası kast ile de işlenebilmesinin mümkün olduğunun belirtilmiş olması karşısında; sanığın anılan eylemi 5237 sayılı TCK’nın 21/2. maddesi uyarınca olası kast ile işleyip işlemediğinin karar yerinde tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi… (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 24.05.2017 Tarih, 2016/18020 E. 2017/6003 K. Sayılı Kararı)

Suça konu bir adet mutfak tüpünün satılması sırasında ruhsat, kimlik belgesi ve benzeri belge istenmesi gibi özel bir işlem gerekmediği, satış değerinin tüpün dolu veya boş olmasına göre 80 veya 18 TL olduğu, sanığın savunmasında suça konu tüpün hırsızlık konusu mal olduğunu bilmediğini baştan itibaren beyan ettiği, kullanılmış tüpün sanık tarafından 50 TL karşılığında satın alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olmadığı da göz önüne alındığında sanığa atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında anılan suçtan beraati yerine yetersiz gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi… (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 13.03.2019 Tarih, 2018/10907 E. 2019/3754 K. Sayılı Kararı)

Sanığın aşamalarda suça konu bilgisayarı, hakkında düşme kararı verilen hırsızlık suçunun sanığından 280 TL’ye çalıntı olduğunu bilmeden satın aldığını savunması ve bu savunmanın aksine delil elde olunamaması karşısında manevi unsuru oluşmayan müsnet suçtan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi…” (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 25.06.2019 Tarih, 2019/87 E. 2019/11077 K Sayılı Kararı)

Sanık M.’ nin telefon alım satım işi ile uğraştığı, rayiç bedeli 400 TL olan söz konusu telefonu 300 TL’den sanık B.’ den IMEI numarasını sorgulayıp ve sanık B.’ nin kimlik fotokopisi ile satın aldığının anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı TCK’nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 09.02.2021 Tarih, 2020/15951 E. 2021/1995 K Sayılı Kararı)

7.Sonuç                                                                                  

Günümüz hayatında malvarlığına yönelik suçların artması ve buna bağlı olarak suç konusu eşyaların kullanılması sebebiyle Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçu özellikle toplumsal yaşamda daha sık rastlanır hale gelmektedir.  Yargılama sürecinde sanıkların kasti ya da taksirli hareket edip etmediği hususunda yeterli delil bulunamayıp araştırma yapılamadığından, kişiler gereksiz yargılamalarla yüzleşip maddi – manevi olarak zarar görebilmektedir. Her ne kadar suçun varoluşu ile ekonomik hayatın korunması sağlanıp, vatandaşların suç konusu eşyalar üzerinden kazanç sağlamamasını sağlayarak ahlaki dengenin korunması sağlansa da büyük çoğunlukla kişilere alışveriş yaparken gereğinden fazla araştırma yükümlülüğü yükleyebilmekte, günlük hayatı zorlaştırabilmektedir.

Stj. Av. Mustafa DUĞRAL