Giriş
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Türkiye’de su kaynaklarını yönetme, sulama projeleri geliştirme, baraj ve hidroelektrik santral projelerini hayata geçirme ve taşkın koruma gibi alanlarda kritik bir rol üstlenen kamu kurumudur. Bu tür devasa projelerin gerçekleşmesi sırasında ise sıklıkla özel mülklerin kamulaştırılması gündeme gelir. Kamulaştırma, devletin kamu yararı için özel mülkiyeti malikinin rızası olmadan bedeli karşılığında devralması anlamına gelir. Bu uygulama, kamu hizmetlerinin ve altyapı projelerinin gecikmeden hayata geçirilmesinin vazgeçilmez bir aracıdır.
Sadece DSİ değil; ASKİ, İSKİ, İZSU gibi belediyelere bağlı su ve kanalizasyon idareleri de su projelerinde kamulaştırma yetkisine sahiptir. Özellikle baraj, gölet, sulama, taşkın koruma ve içme suyu projelerinde kamulaştırma kaçınılmaz bir süreçtir.
Kamulaştırma bedeline itiraz için buraya tıklayabilirsiniz.
Kamulaştırmanın Hukuki Çerçevesi
Türkiye’de kamulaştırma işlemleri, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve ek mevzuat çerçevesinde yürütülmektedir. Kanun, kamulaştırmanın nasıl yapılacağını, taşınmaz malikinin haklarını, bedel tespitinin usulünü ve itiraz yollarını ayrıntılı biçimde düzenler.
Kamulaştırmanın temel hukuki ilkeleri:
- Kamulaştırma yalnızca kamu yararı amacıyla yapılır.
- Kamulaştırma bedeli, taşınmazın rayiç (piyasa) değeri esas alınarak hesaplanır.
- Taşınmaz malikine bedel ödenmeden tapu devri gerçekleştirilemez.
- Malikin bedel tespiti ve kamulaştırma işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
DSİ Kamulaştırma Süreci Nasıl İşler?
1. Proje Planlama ve İhtiyaç Analizi
DSİ veya diğer su idareleri, bir proje planlandığında öncelikle hangi alanlarda kamulaştırma gerekeceğini tespit eder. Baraj, HES, sulama hattı, taşkın koruma bölgesi gibi projelerin sınırları belirlenir.
2. Taşınmaz Maliklerine Bildirim
Kamulaştırılacak taşınmaz sahiplerine resmi bildirim yapılır. Malikler, taşınmazlarının kamulaştırılacağı, bedelin ne olacağı ve hakları hakkında bilgilendirilir.
3. Rayiç Değer Tespiti
Taşınmazın değeri, konumu, büyüklüğü, imar durumu, kullanım şekli gibi unsurlar dikkate alınarak ekspertiz raporu ile belirlenir. Eğer taşınmazda yapı, tarım alanı veya başka kıymetli unsurlar varsa, bunlar da ayrıca hesaplanır.
Kamulaştırma Bedeli Tespiti İçin Tıklayınız.
4. Bedelin Maliklere Ödenmesi
Belirlenen kamulaştırma bedeli, taşınmaz malikine ödenir. Bazen ek ödemeler (zeyilname) de gündeme gelebilir.
5. Uzlaşma ve İtiraz Yolları
Malik, bedeli kabul etmeyebilir. Bu durumda idareyle uzlaşma görüşmeleri yapılabilir veya doğrudan mahkemeye başvurulabilir. Kamulaştırma davalarında sulh (uzlaşma) veya yargı kararı yoluyla bedel kesinleşir.
6. Tapu Devri ve Sonrası
Bedel ödendikten sonra taşınmazın tapu kaydı kamu kurumu adına tescil edilir. Eski malik ise aldığı bedelle yeni bir taşınmaz alabilir ya da başka şekilde değerlendirebilir.
DSİ Kamulaştırmalarında Sıkça Karşılaşılan Projeler ve Alanlar
- Baraj ve HES Projeleri:
- Atatürk Barajı: Fırat Nehri üzerinde yapılan bu projede, büyük alanlarda kamulaştırma yapılarak köyler ve tarım arazileri kamunun kullanımına alınmıştır.
- Keban Barajı: Benzer şekilde bölgedeki birçok taşınmaz için kamulaştırma gerçekleştirilmiştir.
- Sulama Projeleri:
- Çukurova Sulama Projesi: Sulama kanallarının inşası için çok geniş alanlarda kamulaştırma yapılmıştır.
- Taşkın Koruma ve Altyapı:
- İstanbul Boğazı ve Afşin-Elbistan gibi bölgelerde, taşkın riski olan alanlarda kamulaştırma ile altyapı projeleri hayata geçirilmiştir.
DSİ Kamulaştırması ve Yargıtay Kararları
Kamulaştırma işlemleri, çoğu zaman mülk sahipleri tarafından mahkemeye taşınır. DSİ ve benzeri kurumların kamulaştırmalarında, Yargıtay kararları uygulamada önemli yol gösterici olur.
Yargıtay’ın Kamulaştırma Konusundaki Temel Yaklaşımları
- Kamu yararı ilkesinin önceliği
- Bedelin rayiç değer üzerinden belirlenmesi
- Usule uygunluk ve hak ihlallerinin denetimi
- Malik haklarının korunması
Yargıtay Kararları
1. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2017/1887 E. 2018/2764 K.
“Kamulaştırma bedelinin taşınmazın rayiç değeri esas alınarak belirlenmesi gereklidir. Davada, taşınmazın gerçek değerinin altında bir bedel belirlenmiş olması nedeniyle mahkemece yeni bir değer tespiti yapılması gerekmiştir. Yargıtay, kamulaştırma bedelinin eksik tespiti halinde, taşınmaz malikinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen değerleme kriterlerine eksiksiz uyulması gerektiği belirtilmiştir.”
2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2019/3209 E. 2020/2192 K.
“Kamulaştırma bedeli sadece taşınmazın arsa değeri değil, aynı zamanda taşınmazın kullanım şekli, tarımsal gelir potansiyeli ve taşınmazdan elde edilebilecek ekonomik faydalar da dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Somut olayda, tarım arazisi olarak kullanılan taşınmaz için gelir getirici özelliklerin dikkate alınmaması hukuka aykırı bulunmuştur.”
3. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2018/3113 E. 2019/523 K.
“Kamulaştırma sırasında idarece önerilen bedelin malik tarafından kabul edilmemesi halinde, mahkemece bedel yeniden belirlenmelidir. Ayrıca, kamulaştırma bedelinin gecikmeksizin ödenmesi ve maliklerin mağdur edilmemesi gerektiği, kamu hizmetinin de aksamamasına dikkat edilerek denge gözetilmelidir.”
4. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2015/457 E. 2016/2834 K.
“Kamulaştırma işlemi sırasında taşınmaz sahibinin taşınmazını tahliye etmesi için yeterli süre tanınmaması, mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Maliklere uygun süre tanınarak tahliye işleminin yapılması, adil süreç ilkeleri bakımından zorunludur.”
5. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 2013/5053 E. 2014/6116 K.
“Kamulaştırma bedelinin düşük tespitine malik tarafından yapılan itirazlar değerlendirilmiş, taşınmazın gerçek piyasa değeriyle orantılı bir bedel belirlenmemesi hukuka aykırı bulunmuştur. Kamulaştırma bedelinin adil ve güncel piyasa koşullarına göre tespiti gerektiği vurgulanmıştır.”
Yargıtay Kararlarının Uygulamadaki Rolü
Yargıtay, kamulaştırma ile ilgili davalarda gerek mülkiyet hakkının korunması gerekse kamu yararının gerçekleştirilmesi arasında adil ve orantılı bir denge kurulmasına büyük önem vermektedir. Bu bağlamda, Anayasa’nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile kamulaştırmayı düzenleyen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde değerlendirmelerde bulunan Yargıtay, hem taşınmaz maliklerinin hak arama özgürlüğünü hem de kamulaştırma sürecinde kamu idaresinin hukuka uygun biçimde hareket etme yükümlülüğünü dikkate alarak kararlarını şekillendirmektedir.
Yüksek Mahkeme, özellikle kamulaştırma bedelinin objektif, güncel ve bilimsel verilere dayalı olarak belirlenmesini, taşınmazın gerçek değerinin dikkate alınarak malike ödenmesini ve bu süreçte maliklerin adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesini temel ilkeler arasında görmektedir. Bu nedenle, kamulaştırma işlemlerinde usule ilişkin eksiklikler, bedel tespitinde hatalı hesaplamalar, bilirkişi raporlarının yetersizliği gibi durumlar Yargıtay tarafından titizlikle denetlenmekte; gerekli görüldüğünde yerel mahkeme kararları bozulmakta ve sürecin hukuka uygun şekilde yürütülmesi sağlanmaktadır.
Yargıtay’ın bu alanda vermiş olduğu kararlar, yalnızca somut olayda değil, ileride açılacak benzer nitelikteki davalar bakımından da içtihat niteliği taşımakta ve uygulamada yol gösterici olmaktadır. Böylelikle hem idarenin keyfî uygulamaları sınırlandırılmakta hem de mülkiyet hakkı gibi temel bir hakkın ihlal edilmesinin önüne geçilmektedir. Maliklerin, kamulaştırma sürecinde karşılaştıkları hukuka aykırılıkları yargı yoluyla dile getirme hakları; adil, güncel ve gerçek değere ulaşma imkânları Yargıtay içtihatları ile güvence altına alınmakta; hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik sağlanmaktadır.
Sonuç
Devlet Su İşleri tarafından yürütülen kamulaştırma işlemleri, gerek mevzuat gerekse Yargıtay kararları ışığında şekillenmekte; kamu yararı ve malik haklarının dengesi gözetilmektedir. Sürecin hızlı, adil ve şeffaf yürütülmesi; hem kamu projelerinin gecikmemesi hem de vatandaşların mağdur olmaması için büyük önem taşımaktadır.