Tereke tespit davası, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen ve ölümle birlikte ortaya çıkan miras ilişkilerinin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi amacıyla büyük önem taşıyan bir davadır. Vefat eden kişinin ardında bıraktığı taşınır ve taşınmaz malların, borçların, hakların ve alacakların eksiksiz şekilde belirlenmesini hedefleyen bu dava türü, özellikle mirasçılar arasında uyuşmazlık çıktığı durumlarda başvurulan bir hukuki yoldur. Tereke tespit davası, sadece malvarlığını belirlemekle kalmaz; aynı zamanda bu malvarlığının paylaşımına ve borçların ödenmesine zemin hazırlar.
1. Tereke Kavramı
1.1. Tereke Tanımı ve Miras Hukuku Kapsamındaki Yeri
Tereke, bir kimsenin ölümüyle birlikte kendisine ait malvarlığı değerlerinin tümünü ifade eder. Türk Medeni Kanunu’nun 599. maddesi uyarınca ölüm anında tereke, mirasçılara geçer. Bu geçişte yalnızca aktif malvarlığı değil, aynı zamanda borçlar ve yükümlülükler de yer alır. Bu yönüyle tereke, hem hakları hem de borçları içeren çift yönlü bir bütündür.
1.2. Terekeye Dahil Olan Varlıklar
Tereke kapsamına giren başlıca unsurlar şunlardır:
- Taşınmaz mallar: Arsa, bina, tarla, konut gibi tapuya kayıtlı değerler
- Taşınır mallar: Motorlu araçlar, ev eşyaları, ziynet eşyaları
- Alacak hakları: Banka hesapları, kiralardan doğan gelirler, borç verilen paralardan kaynaklanan haklar
- Borçlar ve yükümlülükler: Kredi borçları, vergi borçları, kefalet ilişkileri
- Fikri ve sınai haklar: Patent, telif, marka gibi maddi olmayan malvarlığı değerleri
1.3. Terekenin Belirlenmesi İhtiyacının Doğması
Terekenin içeriği açık ve net olmadığı, malvarlığı gizlendiği, borç-alacak dengesi tartışmalı olduğu veya mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunduğu hallerde, mahkeme kararıyla resmi tespit yapılması gerekir. Terekenin yanlış veya eksik belirlenmesi, ileride açılacak paylaşım ve tasfiye davalarını sakatlayabilir.
2. Tereke Tespit Davasının Hukuki Dayanakları
2.1. Türk Medeni Kanunu’ndaki Düzenlemeler
Tereke tespit davasının doğrudan dayanağı Türk Medeni Kanunu’dur. TMK m. 640’a göre, miras bırakanın malvarlığı üzerinde yönetim tedbirleri alınabilir. TMK m. 599’da ise terekenin bir bütün olarak mirasçılara geçeceği düzenlenmiştir. Tereke tespit davası bu geçişin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi için ön adımdır.
2.2. Borçlar Kanunu ve Diğer Yardımcı Mevzuat
Türk Borçlar Kanunu, miras bırakanın sağlığında kurulmuş sözleşmelerin ve borç ilişkilerinin nasıl devam edeceğini düzenler. Aynı şekilde, aşağıdaki mevzuatlar da tereke tespiti sürecinde uygulanabilir:
- İcra ve İflas Kanunu: Tereke borçlarının takibi
- Vergi Usul Kanunu: Veraset ve intikal vergisine esas malvarlığı bildirimi
- Tapu Kanunu: Taşınmazların tespiti ve şerhlerin kontrolü
- Noterlik Kanunu: Vasiyetnamenin açılması ve bildirim yükümlülüğü
2.3. Uyuşmazlıkların Hukuki Niteliği
Tereke tespit davası bir tespit davasıdır. Paylaştırma, tasfiye ya da mülkiyet aktarımı niteliğinde değildir. Bu nedenle bu davada verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez; sadece tespit niteliği taşır ve ileride açılacak paylaşım veya tasfiye davalarına delil oluşturur.
3. Tereke Tespit Davasının Açılma Süreci ve Mahkeme Uygulamaları
3.1. Davayı Açabilecek Kişiler
Tereke tespit davası, tereke üzerinde hak iddia eden veya hukuki menfaati olan kişilerce açılabilir. Bunlar şunlardır:
- Yasal mirasçılar (TMK m. 495 vd.)
- Atanmış mirasçılar (vasiyetnameyle belirlenen kişiler)
- Alacaklılar (örneğin kredi veren banka)
- Vasiyet alacaklıları
- Tereke üzerinde işlem yapılması gereken kamu kurumları (vergi daireleri gibi)
3.2. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Bu davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Yetkili mahkeme, TMK m. 576’ya göre miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.
Eğer miras bırakanın Türkiye’de yerleşim yeri yoksa, terekeye dahil taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
3.3. Dava Dilekçesinin İçeriği
Dilekçede şu hususlara yer verilmelidir:
- Miras bırakanın açık kimlik bilgileri ve ölüm tarihi
- Davacı ile miras bırakan arasındaki hukuki ilişki
- Terekeye dahil olduğu iddia edilen malvarlığı unsurları
- Davanın neden açıldığı ve hukuki menfaatin açıklaması
- Biliniyorsa diğer mirasçıların bilgileri
3.4. Yargılama Süreci
Tereke tespit davası, tespit davalarının genel usulüne göre yürütülür:
- Dilekçenin mahkemece incelenmesi
- Tapu, banka, noter ve kamu kurumlarından resmi kayıtların celbi
- Gerekiyorsa tanık veya bilirkişi dinlenmesi
- Terekeye dahil unsurların listelenmesi
- Tespit kararının verilmesi
3.5. Kararın Niteliği
Verilen karar, tespite yöneliktir; icrai değildir. Malvarlığı paylaşımı veya mülkiyet aktarımı bu dava kapsamında yapılmaz. Ancak bu karar, ileride açılacak izale-i şüyu, miras taksim, alacak tahsili, tenkis gibi davalara ön delil teşkil eder.
4. Tereke Tespit Davasının Sonuçları ve Uygulamadaki Önemi
4.1. Malvarlığı Belirsizliğinin Giderilmesi
Tereke tespit davası sayesinde, miras bırakanın ne kadar malvarlığına ve borca sahip olduğu resmi şekilde ortaya konulur. Bu, hem mirasçılar arasında güvenin oluşmasını sağlar hem de mal kaçırma veya gizleme ihtimallerini azaltır.
4.2. Diğer Davalara Etkisi
Tespiti yapılan tereke unsurları, aşağıdaki davalarda doğrudan kullanılabilir:
- Mirasın paylaşılması davası (TMK m. 642 vd.)
- İzale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davaları
- Tenkis davaları (mirasçının saklı payının ihlali hâlinde)
- Vasiyetnamenin iptali veya tenfizi davaları
- Alacak tahsili ve terekeye haciz konulması işlemleri
4.3. Borçların ve Alacakların Tespiti
Tereke tespit davası sonucunda ortaya çıkan borç kalemleri, mirasçılar tarafından dikkate alınarak mirasın kabulü veya reddi kararı verilebilir. Aynı şekilde, miras bırakanın alacakları tespit edilerek mirasçılara kazandırılmış olur.
4.4. Uygulamada Sık Karşılaşılan Sorunlar
- Banka bilgilerinin gizliliği nedeniyle terekeye dahil hesapların tespitinde zorluklar
- Tapuda miras bırakan adına kayıtlı olmayan, ancak fiilen malik olunan malların tespiti
- Yabancı ülkelerdeki malların tespiti ve bu ülkelerde tereke işlemlerinin yürütülmesi
- Vasiyetnamenin geçerliliği veya iptali nedeniyle terekeye hangi malların dahil olduğunun belirsizliği
Sonuç ve Değerlendirme
Tereke tespit davası, miras hukukunun temel yapı taşlarından biridir. Malvarlığının belirsizliği durumunda başvurulması gereken bu dava türü, yalnızca mirasçılar arasındaki çekişmeleri önlemekle kalmaz; alacaklıların haklarını da korur.
Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, miras paylaşımının sağlıklı yapılabilmesi için terekenin eksiksiz şekilde tespiti gereklidir. Bu nedenle, her somut olayda malvarlığının karmaşıklığına ve taraflar arasındaki ilişkilere göre bu dava açılmalı, gerekirse uzman bilirkişi ve kurum görüşleriyle desteklenmelidir.