Giriş

Şirket bölünmesi, şirketlerin daha verimli hale gelmek, operasyonel anlamda rahatlamak veya stratejik hedeflere ulaşmak için başvurdukları önemli bir yöntemdir. Bu süreç, bir şirketin mevcut malvarlıklarını, yükümlülüklerini ve haklarını başka bir ya da birden fazla şirkete devretmesi şeklinde gerçekleşir. Türk Ticaret Kanunu (TTK), şirket bölünmesinin hukuki çerçevesini belirlerken, bu süreçte karşılaşılan her türlü hukuki problem için çözüm önerileri sunmaktadır. Bu makalede, şirket bölünmesinin tanımı, türleri, işlem süreçleri ve önemli hukuki noktalarına değinilecektir.

Şirket Bölünmesinin Tanımı ve Hukuki Temelleri

Şirket bölünmesi, sermaye şirketleri veya kooperatifler için geçerli bir işlemdir. Şahıs şirketleri bu süreçten faydalanamaz. Şirketin malvarlığının tamamı veya bir kısmı, yeni kurulacak ya da mevcut olan bir veya birden fazla şirkete devredilerek, karşılığında bölünen şirkete ya da ortaklarına iştirak hissesi verilmesiyle gerçekleştirilen bir işlemdir. Bu süreçte, şirketin devrettiği malvarlıklarının aktarıldığı şirketler, bölünen şirketin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Şirket bölünmesinin temel amaçları arasında, şirketin büyüklüğünü yönetilebilir hale getirmek, verimli bir iş yapısı oluşturmak ve stratejik hedeflere daha hızlı ulaşmak yer alır.

Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca, şirket bölünmesi, özellikle şirket ortaklarının haklarının korunması ve alacaklılara yapılacak çağrılar açısından büyük önem taşır. TTK, bu süreci ayrıntılı şekilde düzenleyerek, şirketlerin yasal çerçevede bölünmelerini sağlar.

Bölünme Türleri ve İşleyişi

  1. Tam Bölünme (Full Division)

Bölünme, şirketin aktif ve pasifine dahil malvarlıklarının bölümlere ayrılarak tasfiyesiz bir şekilde, kısmi külli halefiyet yoluyla mevcut veya yeni kurulacak şirketlere devredilmesi olarak tanımlanabilir. Tam bölünme, bir şirketin tüm malvarlığının bölümlere ayrılarak en az iki şirkete devredilmesidir. Tam bölünme sonrasında bölünen şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını alarak yeni şirketlerde pay sahibi olurlar. Tam bölünme işleminde, devredilen malvarlığı kısmi külli halefiyetle devralan şirkete geçer, bu sebeple sermaye azaltılması gerekmez. (TTK Md. 159.1.a)

  1. Kısmi Bölünme (Partial Division)

Kısmi bölünme, şirketin tüm malvarlığının değil, belirli bir kısmının bir veya birden fazla bölüme ayrılarak başka bir şirkete devredilmesidir. Bu türde, bölünen şirketin malvarlığının devredilen kısmı, devralan şirkete geçer; ancak bölünen şirket varlığını sürdürüyor ve faaliyetine devam eder. Kısmi bölünme, külli halefiyet yoluyla ya da yavru şirket kurma şeklinde yapılabilir. (TTK Md. 159.1.b)

Bölünme Süreci Ve Gerekli Evraklar

Şirket bölünmesi, dikkatlice planlanması ve doğru prosedürlerin takip edilmesi gereken karmaşık bir hukuki süreçtir. Bu süreçte, şirketin mevcut durumunun net bir şekilde belirlenmesi, tüm finansal yükümlülüklerin ve mal varlıklarının doğru bir şekilde bölümlenmesi kritik önem taşır. Bölünme işlemine karar veren şirketlerin yönetim organları, süreç boyunca ayrıntılı bir planlama yapmalı ve bu planlama hukuki gerekliliklere uygun olmalıdır. Hem bölünen şirketin hem de devralan şirketlerin mali yapıları ve ortaklıkları üzerinde ciddi etkiler yaratacağı için, her aşama dikkatlice izlenmeli ve gerekli belgeler eksiksiz bir şekilde hazırlanmalıdır.

Şirket bölünmesi, şirketlerin yönetim organları tarafından titizlikle planlanması gereken bir süreçtir. Bu süreç boyunca belirli belgeler hazırlanmalı ve her aşama Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) uygun şekilde gerçekleştirilmelidir. Bölünme, şirketlerin malvarlıklarının bir kısmını veya tamamını yeni veya mevcut bir şirkete devretmeleri yoluyla gerçekleştirilebilir. Bu süreçte, çeşitli belgeler ve yasal düzenlemelere uyulması gerekmektedir. Aşağıda, bu süreci detaylı bir şekilde açıklayarak ilgili kanun maddelerine de yer vereceğiz.

1. Bölünme Sözleşmesi veya Planı

Bölünme sözleşmesi veya planı, bölünme sürecinin başlangıcını oluşturur. Bölünme sözleşmesi, Türk Ticaret Kanunu’nun m. 159/1 ve m. 160/1‘e göre hazırlanır. Şirketlerin yönetim organları tarafından imzalanarak, bölünme sürecinin çerçevesi belirlenir. Bölünme sözleşmesinde, devredilen aktif ve pasiflerin belirtilmesi, bölünme işleminin nasıl gerçekleşeceği, pay sahiplerine devredilen payların oranları ve diğer tüm hususlar açıkça yer almalıdır.

TTK Md. 159/1’e göre, tam bölünme durumunda şirketin tüm malvarlığı, bölümlere ayrılarak mevcut ya da yeni kurulan şirketlere devredilir ve bölünen şirket sona erer. Kısmi bölünme ise TTK Md. 159/2’ye göre, sadece bir kısmın devredilmesi ve bölünen şirketin faaliyetlerine devam etmesidir.

Ayrıca, bölünme sözleşmesinde, bölünen şirketin son bilançosu yer almalı ve eğer son bilançodan altı aydan fazla zaman geçmişse, ara bilanço eklenmelidir (TTK m. 167/1).

2. Bölünme Raporu

Bölünme raporu, TTK Md. 159/3’e göre, şirketin yönetim organları tarafından hazırlanması gereken bir belgedir. Bu rapor, şirketin aktif ve pasiflerinin doğru bir şekilde ayrılmasını sağlar ve bölünme işlemi sırasında şirketin mali durumuna dair bilgi sunar. Rapor, hem bölünme işleminin tüm ortaklar tarafından anlaşılmasını sağlamak hem de şirketin düzgün bir şekilde bölünmesini garanti altına almak için gereklidir. Ayrıca, bölünme raporu, bölünme işleminin yasal gerekliliklere uygun yapıldığını gösterecek önemli bir belgedir.

3. Genel Kurul Belgeleri

Bölünme işlemi, şirketin genel kurulu tarafından onaylanmalıdır. TTK m. 161/1’e göre, bölünme sözleşmesi veya planı, genel kurulun onayına sunulmalıdır. Genel kurulun karar alabilmesi için yeterli çoğunluğun sağlanması gerekmektedir. Bu belgelerde, bölünmeye katılan tüm şirketlerin kararlarının alınması ve bölünme işleminin başlatılması gerekir. Ayrıca, şirketin mevcut sermayesinin bölünme sonucu nasıl etkileneceği ve ortakların paylarının nasıl devredileceği açıklığa kavuşturulmalıdır.

4. Alacaklılara Yapılan Çağrı ve Teminat Altına Alınması

Alacaklılara yapılacak çağrı, TTK m. 174/1 ve m. 175/1’e göre, şirketlerin bölünmesi öncesinde alacaklıların haklarının korunmasını sağlamak için önemlidir. Alacaklılar, alacaklarının teminat altına alınmasını talep edebilirler ve şirketlerin bu talepleri yerine getirmesi gerekmektedir. Eğer alacaklılar, alacaklarının teminat altına alınmadığını belirlerse, bölünme işlemi gerçekleştirilemez. Ancak TTK m. 174/2‘ye göre, alacaklıların zarar görmeyeceği kanıtlanırsa bu aşama atlanabilir. Ayrıca, alacaklılar için üç ayrı ilan yapılması gerektiği belirtilmiştir (TTK m. 174/1).

5. Mali Müşavir Raporu

Bölünme sürecinin düzgün bir şekilde tamamlanabilmesi için mali müşavir raporu gerekmektedir. TTK m. 168/1’e göre, mali müşavir raporu, şirketin mali durumunun incelenmesi ve bölünme işlemine uygunluğunun değerlendirilmesi için zorunludur. Bu rapor, özellikle bölünme işleminin KOBİ statüsünde olan şirketler için önemlidir. KOBİ statüsü, mali müşavir tarafından tespit edilmeli ve raporda açıkça belirtilmelidir. Bu rapor, şirketlerin mali durumlarının doğruluğuna dair kesin bilgi sunar.

6. Sermaye Azaltımı ve Artırımı

Bölünme işlemi sırasında sermaye azaltımı ve artırımı da yapılabilir. TTK m. 163/1‘e göre, şirket bölünmesi sonucu sermaye azaltımı yapılması gerekirse, bunun yasal prosedürlere uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi gereklidir. Kısmi bölünme durumunda sermaye azaltımı ile birlikte sermaye artırımı yapılabilir, ancak bunun için genel kurulun onayı gerekmektedir. Sermaye artırımı, bölünme süreciyle eş zamanlı olarak yapılabilir. Ayrıca, TTK m. 164‘e göre, sermaye azaltımı işlemi tamamlanmadan önce, alacaklılara belirli bir süre tanınarak teminat talep etme hakları sağlanmalıdır.

7. Ticaret Sicili ve İlan Yükümlülükleri

Bölünme işlemi tamamlandıktan sonra, bölünme sözleşmesinin ve raporunun ticaret siciline tescil edilmesi gerekir. TTK m. 180/1’e göre, bölünme işlemi tescil edilmeden geçerli sayılmaz. Ayrıca, TTK m. 171/1’e göre, ticaret sicil gazetesinde ilan edilerek kamuya duyurulmalıdır. Bu ilan, bölünme işleminin tamamlandığını ve tüm paydaşların bilgilendirildiğini gösterir.

Bölünme Türlerine Göre Ortaklık Haklarının Korunması

Şirket bölünmesinde, ortakların haklarının korunması önemlidir. Eğer bölünmeye katılan şirketlerde, bölünen şirketin ortaklarına mevcut payları oranında pay tahsisi yapılırsa, bu işlem simetrik bölünme olarak kabul edilir. Simetrik bölünmede, bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerde tahsis edilen payları, bölünen şirkette sahip oldukları mevcut payları oranında edinirler. Ancak, pay tahsisinde farklılık varsa, bu durum asimetrik bölünme anlamına gelir. Asimetrik bölünmede, bölünen şirkette mevcut payları oranından farklı pay tahsis edilen ortaklar, diğer şirketlerde yapılacak artışlarla pay dengesini sağlamalıdır.

Sermaye Paylarına Göre Bölünme

Bölünme, sermaye paylarının bölen şirkette aynen muhafaza edilip edilmemesine göre simetrik bölünme ve asimetrik bölünme olarak iki şekilde gerçekleşebilir.

  1. Simetrik Bölünme

Simetrik bölünme, bölünen şirketin ortaklarına, bölünen şirketin devralan şirketlerdeki payları ile mevcut pay oranlarına uygun şekilde pay tahsis edilmesi işlemidir. Başka bir deyişle, bölünen şirketin ortakları, sahip oldukları pay oranlarıyla paralel olarak, devralan şirketlerin paylarına sahip olurlar. Bu durumda, mevcut sermaye payları oranları korunarak pay tahsisi yapılır ve böylece bölünme sırasında, bölünen şirketin ortaklarının şirket içindeki etkisi değişmeden devam eder.

Simetrik bölünme, hem tam bölünme hem de kısmi bölünme türlerinde uygulanabilir. Tam bölünme, şirketin tüm malvarlığının, aktif ve pasifleriyle birlikte diğer bir veya daha fazla şirkete devredilmesiyle gerçekleşirken, simetrik bölünme, bölünen şirketin mevcut pay sahiplerinin, devralan şirketlerin yeni paylarını mevcut oranlarıyla almasını sağlar. Bu tür bölünme, şirketin pay yapısının ve ortakların haklarının korunması açısından daha basit bir yöntem olarak kabul edilir çünkü bölünen şirketin ortakları, orantılı pay tahsisi ile şirketlerinin bölünmesinden doğrudan etkilenmezler.

Simetrik bölünme aynı zamanda yeni kurulacak bir şirkete bölünme ya da mevcut bir şirkete bölünme şeklinde de uygulanabilir. Yeni kurulacak bir şirkete bölünme yapılması durumunda, bölünen şirketin tüm mal varlığı, belirlenen oranlar doğrultusunda yeni kurulan şirkete devredilir. Bu durumda, bölünen şirketin ortaklarına, yeni kurulan şirketin payları mevcut pay oranlarına göre dağıtılır. Mevcut bir şirkete bölünme yapılması durumunda ise, devralan şirketin mevcut pay yapısına göre, bölünen şirketin ortaklarına yeni şirketin payları tahsis edilir.

Simetrik bölünme, genellikle daha az karmaşık ve daha az riskli bir süreç olarak görülür çünkü bölünen şirketin ortaklarının sahip oldukları pay oranları aynen korunur ve payların devralan şirketlerdeki karşılıkları belirli bir oranda dağıtılır. Bu da ortakların haklarını koruyarak, sürecin taraflar açısından daha anlaşılır ve kabul edilebilir olmasını sağlar.

  1. Asimetrik Bölünme

Asimetrik bölünme, simetrik bölünmeden farklı olarak, bölünen şirketin ortaklarına devralan şirketlerde, mevcut pay oranlarından farklı oranlarda pay tahsis edilmesi işlemidir. Bu tür bölünme, özellikle şirketlerin daha stratejik bir yeniden yapılandırma gerçekleştirdiği durumlarda tercih edilebilir. Asimetrik bölünme ile, bir şirketin bölünmesi sonucu, devralan şirketlerin bazı ortakları, bölünen şirketteki mevcut pay oranlarından daha fazla pay alabilirken, bazı ortaklar ise daha az pay alabilirler.

Asimetrik bölünme, tam bölünme ve kısmi bölünme türlerinde de geçerli olabilir ve her iki durumda da devralan şirketlerin payları, bölünen şirketin mevcut ortaklarının pay oranlarından farklı bir şekilde dağıtılabilir. Bu tür bir bölünme, genellikle şirketin yeniden yapılandırılması ve pay sahipliği yapısının değiştirilmesi amacıyla yapılır. Örneğin, şirketlerin belirli bir stratejik hedefe ulaşmak için ya da mali yapılarını optimize etmek için asimetrik bölünme yoluna gitmeleri mümkündür.

Asimetrik bölünme, daha karmaşık bir süreçtir çünkü pay tahsisinin orantısız bir şekilde yapılması, taraflar arasında anlaşmazlıklara neden olabilir. Birçok durumda, asimetrik bölünme ile bazı ortaklar daha büyük paylara sahip olurken, diğer ortakların payları düşebilir. Bu durum, bölünme işlemine katılan ortaklar arasında eşitsizliğe yol açabileceğinden, bu tür bir bölünme yapılmadan önce pay sahiplerinin rızası ve onayı alınmalıdır. Ayrıca, asimetrik bölünme sırasında, pay tahsis oranlarının belirlenmesi oldukça dikkatlice yapılmalı ve tüm paydaşların çıkarlarını koruyacak şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.

Asimetrik bölünme, özellikle şirket birleşmeleri ve daha büyük stratejik yeniden yapılanmalar gibi durumlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu tür bölünme, daha esnek bir yapıya sahip olup, şirketlerin farklı iş kollarında daha fazla etkili olmasını sağlayacak şekilde pay ve kontrol yapısını değiştirmeyi amaçlar. Ancak bu süreç, daha dikkatli bir planlama ve risk analizi gerektirir, çünkü payların orantısız bir şekilde dağıtılması, şirketteki ortaklar arasındaki güç dengelerini değiştirebilir.

Sonuç

Şirket bölünmesi, özellikle büyük ve karmaşık şirketler için stratejik bir yöntemdir. Bölünme sürecinde, şirketlerin ve ortaklarının haklarının korunması, alacaklıların bilgilendirilmesi ve borçların doğru bir şekilde dağıtılması büyük önem taşır. Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde yapılan düzenlemeler, bu sürecin doğru şekilde işlemesini sağlar. Şirket bölünmesi, karmaşık ve detaylı bir süreç olduğundan, uzman bir ekip ile takip edilmesi gerekir. Bu ekibin, hukukçular, mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerden oluşması, sürecin hatasız bir şekilde tamamlanmasını sağlayacaktır. Bu tür işlemler, özellikle taşınmaz malvarlığı devri ve KDV istisnaları gibi özel durumlarda sıklıkla tercih edilmektedir. Bu yüzden, bölünme işlemi yapan şirketlerin hukuki ve mali danışmanlık alması oldukça önemlidir.