Yapı Kooperatiflerinde Ortaklık Payı ve Tasfiye Süreci
Giriş
Yapı kooperatifleri, kişilerin ekonomik olarak bir araya gelerek konut, iş yeri, sosyal tesis gibi yapılar inşa etmeyi ve bu yapıları ortaklarına tahsis etmeyi amaçlayan tüzel kişilerdir. Türk Hukuku’nda, kooperatifler 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamında düzenlenmiş olup, yapı kooperatifleri de bu genel hükümlere tabidir. Ayrıca, yapı kooperatiflerine ilişkin uygulamalarda Medeni Kanun, Türk Ticaret Kanunu ve ilgili diğer yasal düzenlemeler de dikkate alınır.
Bu makalede, yapı kooperatiflerinin hukuki niteliği, ortaklık payı kavramı ve tasfiye süreci detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
1. Yapı Kooperatiflerinin Hukuki Niteliği ve Özellikleri
1.1. Hukuki Tanım ve Amacı
Yapı kooperatifleri, ortaklarının barınma veya işyeri gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş, tüzel kişilik ve sınırlı sorumluluk esasına dayalı kuruluşlardır. Bu kooperatiflerin temel amacı, üyelerinin ekonomik katkılarıyla inşaat projelerini hayata geçirerek, ortaklarına maliyet avantajı sağlamaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/14-5 E. 2023/848 K. 20.9.2023 tarihli ilamında “Özellikle belirli gelir grubuna mensup bulunan insanların konut veya işyeri edinme gibi ihtiyaçlarına tek başlarına çabalayarak ulaşabilmeleri çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere 1163 Sayılı Kanun kapsamında yapı kooperatifleri kurulmaktadır. Yapı kooperatiflerinin amacı da ortakların belirli ekonomik yararlarını, karşılıklı yardım dayanışma ve iyi niyet kuralları içerisinde sağlama ve konutu veya işyeri bulunmayan ortaklara bir konut veya işyeri yapmaktan ibarettir.” Diyerek yapı kooperatiflerini tanımlamıştır.
1.2. Tüzel Kişilik ve Kuruluş
Yapı kooperatifleri, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yanı sıra Türk Ticaret Kanunu’nun bazı hükümlerine tabidir. Kooperatifin tüzel kişilik kazanması için en az yedi kurucu ortağın bir araya gelerek hazırladığı ana sözleşmenin Ticaret Siciline tescil ve ilan edilmesi gereklidir.
1.3. Değişir Ortaklı ve Sermayeli Yapı
Kooperatiflerde ortak sayısı ve sermaye miktarı, kuruluş sırasında belirlenmekle birlikte değişkenlik gösterebilir. Yeni ortakların kabulü ve mevcut ortakların ayrılmasıyla bu sayılar artıp azalabilir. Yapı kooperatifleri genellikle sınırlı bir süreyle faaliyet gösterir; bu süre, yapıların tamamlanıp ortaklara tahsis edilmesiyle sona erer.
2. Ortaklık Payı ve Hukuki Rejim
2.1. Ortaklık Payının Hukuki Niteliği
Kooperatiflerde ortaklık payı, ortakların sermaye katkısını ifade eder ve kooperatifin varlıklarında bir hakka sahip olunmasını sağlar. Ancak bu pay, hisse senetleri gibi serbestçe devredilemez ve devri belirli şartlara bağlanmıştır.
2.2. Ortaklık Payının Devri
Kooperatiflerde ortaklık payının devri, Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine tabidir. Devir işleminin geçerli olabilmesi için şu şartlar gereklidir:
– Yönetim Kurulu Onayı: Pay devri, yönetim kurulunun onayı ile geçerli olur. Yönetim kurulu, devralan kişinin kooperatifin amaç ve faaliyetlerine uygun olup olmadığını değerlendirir.
– Yazılı Sözleşme: Devir işlemi yazılı bir sözleşme ile gerçekleştirilir.
– Ortaklar Defteri Kayıtları: Devir tamamlandıktan sonra, devralan kişi ortaklar defterine kaydedilir.
2.3. Ortaklık Hak ve Yükümlülükleri
Ortaklık payını devralan kişi, devredenin tüm hak ve yükümlülüklerini üstlenir. Bu durum, ortaklık payı devirlerinin yalnızca ekonomik bir işlem olmadığını, aynı zamanda kooperatif ile devralan kişi arasında bir hukuki bağın oluştuğunu gösterir.
3. Tasfiye Süreci
3.1. Tasfiyenin Tanımı ve Gerekliliği
Tasfiye, yapı kooperatifinin faaliyet amacının gerçekleşmesi (örneğin yapıların tamamlanıp ortaklara tahsis edilmesi) veya kooperatifin feshedilmesi halinde malvarlığının dağıtımı ve ortaklık ilişkilerinin sona erdirilmesi sürecidir. Tasfiye süreci, hem 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda hem de Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/14-5 E. 2023/848 K. 20.9.2023 tarihli ilamında “Kooperatif tarafından yaptırılan ve inşası süresince mülkiyeti kooperatif tüzel kişiliğine ait bulunan konut veya işyerlerinin inşasının tamamlanmasının ardından mülkiyetinin kooperatif ortaklarına aktarılarak her bir ortağın kendisine düşen konut veya işyerinin mülkiyetini kazanması ferdileşme ( ferdi mülkiyete geçiş ) olarak adlandırılmaktadır. Başka bir deyişle ferdileşme, tapu kütüğünde kooperatif adına kayıtlı bulunan taşınmazın ( konut veya işyerinin ) mülkiyetinin, ortaklara devredilerek tapusunun verilmesini ifade etmektedir.
Öte yandan ferdileşme, yapı kooperatifleri bakımından ayrıca bir dağılma sebebi teşkil etmektedir. 1163 Sayılı Kanun’un 81/2 maddesi gereğince yapı kooperatifleri, ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır; ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde ana sözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi hâlinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. Buna göre yapı kooperatiflerinde ferdileşme aynı zamanda kooperatifin tasfiye sürecine girerek tüzel kişiliğinin sona ermesine yol açmaktadır.
Ferdileşme öncesinde konut veya işyerlerinin tamamlanması ve bedellerinin tespit edilmesinin ardından her bir konutun hangi ortağa ait olacağının belirlenmesi gerekir. 1163 Sayılı Kanun’da konut veya işyerlerinin ortaklara hangi kurallara göre dağıtılacağı hususunda özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Uygulamada ise konut veya işyerlerinin dağıtımı, kooperatif ana sözleşmesinde belirtilmek şartıyla, ortakların veya temsilcilerinin katılımıyla noter huzurunda yapılacak bir kura çekimi sonucunda ya da konut veya işyerlerinin değişik tip ve gruplar hâlinde yapılması söz konusu ise ortakların tercihlerine göre yapılmaktadır.” Diyerek kooperatiflerde ferdileşme sürecinden bahsetmiştir.
3.2. Tasfiyeye Başlama ve Tasfiye Memurları
Yapı kooperatiflerinde tasfiye süreci, genel kurul kararı ile başlar. Genel kurul, tasfiye memurlarını seçer. Tasfiye memurları, kooperatifin borçlarını ödemek, alacaklarını tahsil etmek ve kooperatifin malvarlığını tasfiye etmekle yükümlüdür.
– Tasfiye memurlarının atanması ve yetkileri ana sözleşmede belirtilmiş olabilir.
– Tasfiye sürecinde, memurlar genel kurula ve gerektiğinde mahkemelere karşı sorumludur.
3.3. Tasfiye Sürecindeki İşlemler
Tasfiye işlemleri sırasında aşağıdaki adımlar takip edilir:
-Kooperatifin Borçlarının Ödenmesi: Tasfiye memurları, kooperatifin mevcut borçlarını tespit eder ve ödemelerini gerçekleştirir.
– Alacakların Tahsili: Kooperatifin diğer kişilerden olan alacakları tahsil edilir.
– Kalan Malvarlığının Dağıtımı: Kooperatifin borçları ödendikten sonra kalan malvarlığı, ortaklık payları oranında ortaklara dağıtılır. Ancak, ana sözleşmede başka bir düzenleme varsa, bu hükümlere uyulması gerekir.
3.4. Tasfiye Sürecindeki Hukuki Sorunlar
Tasfiye sürecinde ortaya çıkabilecek bazı hukuki sorunlar şunlardır:
– Borçların Ödenmemesi: Kooperatifin borçları ödenmeden tasfiyeye devam edilmesi durumunda, tasfiye memurları hukuki sorumluluk altına girebilir.
– Ortakların Hak Talepleri: Ortaklar, tasfiye sonucunda hak ettikleri payları alabilmek için tasfiye memurlarına veya mahkemelere başvurabilir.
3.5. Tasfiyenin Sona Ermesi ve Tescil
Tasfiye işlemleri tamamlandıktan sonra, bu durum Ticaret Siciline tescil ve ilan edilir. Tescille birlikte kooperatif tüzel kişiliği sona erer.
Sonuç
Yapı kooperatifleri, kişilerin ekonomik dayanışma ve ortaklık ilkesiyle barınma ve işyeri gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturulan önemli tüzel kişiliklerdir. Ortaklık payı devri ve tasfiye süreci, kooperatiflerin hukuki rejimi içerisinde titizlikle düzenlenmiş ve belirli prosedürlere bağlanmıştır.
Özellikle yapı kooperatiflerinde ortaklık payı devri, hem ekonomik bir işlem hem de kooperatifin faaliyetleri açısından kritik bir süreçtir. Aynı şekilde, tasfiye sürecinin hukuka uygun şekilde yürütülmesi, hem kooperatifin diğer kişilerle olan ilişkilerinin düzenlenmesi hem de ortakların haklarının korunması açısından önem arz eder.
Yapı kooperatiflerinin hukuki düzenlemelerine uygun olarak işlemlerini yürütmesi, tarafların hak kaybına uğramasını önlerken, bu tüzel kişiliklerin ekonomik ve sosyal işlevlerini etkin bir şekilde yerine getirmelerini sağlar.
Stj. Av. Busenur KAPLAN