Giriş

Anayasa, orman kavramının tanımını yapmamıştır. Bu kavram, Orman Kanunu ile şekillendirilmiş ve tanımlanmıştır. Kanunun 1. maddesine göre, tabiatta kendiliğinden yetişen ya da insan emeğiyle yetiştirilen ağaç ve ağaççıklar, bulundukları topraklarıyla birlikte orman sayılmaktadır.

Orman Kanunu’na göre ormanın iki temel öğesi vardır: Birincisi, ağaç ve ağaççık topluluğu, ikincisi ise bu bitkilerin yetiştiği orman toprağıdır. Bu bağlamda, mülkiyet hukuku açısından orman, birleşik eşya niteliğinde kabul edilir (Akipek, 1977: 3). Birleşik eşyanın temel unsuru, orman toprağıdır, ağaçlar ise bu bütünün tamamlayıcı unsurlarıdır. Orman toprağı, esas unsur olduğu için, üzerindeki ağaçların herhangi bir sebeple, örneğin yangın ya da kesilme sonucu yok olması, toprağın orman vasfını kaybetmesine neden olmaz.

Orman Sayılmayan Alanlar

Orman Kanunu, belirli alanları orman kabul etmemektedir. Bu alanlar şunlardır:

  • Sazlıklar,
  • Step bitkileriyle örtülü yerler,
  • Her türlü dikenlikler,
  • Parklar,
  • Şehir ve köy mezarlıklarıyla bu bölgelerdeki eski mezarlıklarda bulunan ağaçlar,
  • Sahipli arazilerdeki ve çevre ormanlarda doğal olarak yetişmeyen ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler,
  • Orman sınırları içindeki veya bitişiğindeki, tarım arazisi olarak kullanılan, yer yer dağınık veya kümelenmiş haldeki ağaçlarla örtülü yerler,
  • Orman sınırları dışında olup, üç hektardan küçük olan sahipli arazilerdeki her türlü ağaç ve ağaççıklarla örtülü alanlar,
  • Fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri gibi meyveli ağaçlarla örtülü yerler,
  • Aşılı ve aşısız zeytinlikler ve özel kanuna göre devlete ait ormanlardan ayrılmış zeytinlikler, fıstıklıklar gibi alanlar,
  • Funda ya da makilerle örtülü, toprak muhafazası amacı taşımayan yerler.

Ormanların ve Orman Sınırı Dışına Çıkarılan Alanların Tescili

6831 sayılı Orman Kanunu’nun 11. maddesi gereği, kadastrosu tamamlanan devlet ormanları orman vasfıyla, orman sınırları dışına çıkarılan alanlar ise mevcut durumlarıyla tapuya kaydedilir. Bu işlem, en geç üç ay içinde, herhangi bir harç veya bedel alınmaksızın Hazine adına yapılır.

Ormanların Tahsisi ve Yönetimi

Ormanlar, Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilir. Orman sınırları dışına çıkarılan ancak fiilen orman özelliği taşıyan alanlar, Orman Genel Müdürlüğü tarafından tespit edilerek, talep üzerine Maliye Bakanlığına tahsis edilir. Bu yerler, Hazine adına tapuya orman vasfıyla kaydedilir.

Orman Kanunu’nun 2. maddesi, orman sınırlarının dışına çıkarılmasını düzenler. Buna göre:

  • Orman içindeki köy halkının yerleştirilmesi amacıyla, bilimsel olarak orman olarak korunmasında fayda görülmeyen alanlar, tarıma uygun hale getirilir (2/A alanları).
  • Orman niteliğini kaybetmiş ve tarıma uygun hale getirilen alanlar ise 2/B alanları olarak sınıflandırılır.

Bu araziler, devlet ya da özel mülkiyette olup, orman sınırları dışına çıkarıldığında tescil işlemi gerçekleştirilir.

Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Alanların İdaresi

Orman sınırları dışına çıkarılan alanların idaresi, 6292 sayılı Kanun ile yapılır. Bu kanuna göre, 2/A alanları Orman Genel Müdürlüğü’ne, 2/B alanları ise Maliye Bakanlığı‘na devredilir. Bu yerler, Hazine adına tescil edilmek üzere kaydedilir.

Orman Kanununa Göre Diğer İşlemler

Devlet Ormanlarının Yönetimi ve Devlet Ormanlarında Madencilik gibi konular da Orman Kanunu’na tabiidir. Örneğin, ormanlarda madencilik faaliyetleri yapmak için gerekli izinler Orman Genel Müdürlüğü tarafından verilir. Ayrıca, devlet ormanlarında savunma, güvenlik, enerji gibi altyapı çalışmaları yapılabilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan izin alınması gerekmektedir.

Devlet ormanları üzerinde ayrıca turizm amaçlı tesisler, arkeolojik kazılar, odun kömürü üretimi gibi faaliyetlere de belirli koşullar altında izin verilebilir. Bu tür işlemler için ormanla ilgili irtifak hakkı tesis edilmesi gerektiğinde, bu işlemler Milli Emlak Müdürlüğü tarafından yapılır.

2B Arazileri Yönünden Durum

2/B alanları, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine veya kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış ve çıkarılacak yerleri ifade eder. Bu alanlar, önceden orman niteliği taşıyan ancak Orman Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine göre orman sınırları dışına çıkarıldıkları için kısaca 2/B alanları olarak adlandırılmaktadır.

2/B taşınmazlarında iki aşamalı bir işlem gerçekleştirilir. İlk aşamada 2/B çalışması yapılır, ardından 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ek 4. maddesine göre hak sahipliği belirleme çalışmaları yürütülür.

Ek 4. maddeye göre: “6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değiştirilen 2. maddesi ve 2896 ile 3302 sayılı kanunlarla değiştirilen 2. maddenin (B) bendi uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumu ve üzerindeki muhdesatın kime ait olduğu dikkate alınarak, kadastro tutanağında belirtilip, Hazine adına tescil edilmeden önce herhangi bir ilan yapılmaksızın kadastro işlemi tamamlanır.”

Orman Sınırı Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi:

a) 1961 Anayasasında Orman Sınırı Dışına Çıkarılan Yerler

Orman sınırı dışına çıkarma ile ilgili ilk düzenleme 1961 Anayasası’nda yer almıştır. Orman sınırları dışına çıkarılan yerler üzerine yapılan ilk düzenleme 1963 yılında kabul edilen 663 sayılı Ek Orman Kanunu ile gerçekleştirilmiş, ancak bu kanun aynı yıl Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. 1961 Anayasası’nın 131. maddesinde orman sınırı dışına çıkarma işlemleriyle ilgili bir hüküm yer almamaktaydı, ancak 1970 yılında yapılan değişiklikle bu konu Anayasal bir dayanak kazanmıştır. 131. maddenin 5. fıkrasına göre, bilimsel olarak orman niteliğini yitirmiş, tarım alanlarına dönüştürülmesi kesin yarar sağlayacak yerler dışında orman sınırlarında daraltma yapılamaz. Yanan ormanların yerine yeni ormanlar yetiştirilir ve bu bölgelerde tarım ve hayvancılıkla ilgili faaliyetler yasaklanır.

b) 1982 Anayasasında Orman Sınırı Dışına Çıkarılan Yerler

1982 Anayasası da ormanların korunmasını ve alanlarının genişletilmesini öngörerek, orman sınırları dışına çıkarılma işlemleriyle ilgili önemli düzenlemelere yer vermektedir. 169. maddesi, ormanların korunması ve geliştirilmesi için gerekli önlemlerin alınacağını belirterek, orman sınırı dışına çıkarılacak alanların yalnızca orman köylülerinin kalkındırılması amacıyla kullanılabileceğine dair hükümler getirmiştir. Bu düzenleme, orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sadece orman köylülerine tahsis edilmesini sağlamaktadır.

Mülkiyet Durumu ve Değerlendirilme Şartları

Orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin Hazine adına tescil edilmesiyle birlikte, bu alanların devletin özel mülkiyetinde olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Başpınar’a göre, bu alanlar devletin özel mülkiyetinde kabul edilse de, Anayasa’nın 170. maddesi ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkındırılması Hakkında Kanun göz önüne alındığında, bu alanların özel mülkiyet olarak kabul edilmesi zordur. Anayasa Mahkemesi de orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin yalnızca orman köyleri halkına tahsis edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Bu alanlar, yalnızca orman köylülerinin kalkındırılması amacıyla değerlendirilebilir ve bu amaçla satış ya da başkasına tahsis gibi işlemler yapılamaz.

2/B Alanlarının Satışı

2012 yılında kabul edilen 6292 sayılı Kanun, 2/B alanlarının satışını düzenlemektedir. Bu kanun kapsamında, 2/B alanları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tasarrufuna geçer ve tapu kütüklerinde gerekli değişiklikler yapılır. 2/B alanlarının satışı, 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği ile detaylandırılmıştır.

2/B arazilerinin devri mümkündür, ancak bunun için devredecek kişinin hak sahibi olması gerekmektedir. 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’ne göre, 2/B kullanıcılarının hak sahibi olabilmesi için şu şartlar aranmaktadır:

a) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 3402 sayılı Kanun hükümleri uyarınca düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulan tapu kütüklerinde isimlerinin yer alması ve bu kişilerin 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi olduklarının belirtilmesi,

b) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde başvuru yapılması ve Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra hak sahipliği tespit edileceklerin, kadastro tutanaklarının kesinleştiği veya güncelleme listelerinin tescil edildiği tarihten itibaren sekiz ay içinde İdareye başvurması,

c) İdare tarafından tebliğ edilen satış bedelinin, itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilmesi gerekmektedir.

2/B Hak Sahipliği Nasıl Devredilir?

6292 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 10. fıkrasına göre, hak sahibi olunmasında kanuni ve akdi halefiyet geçerlidir. Yani, hak sahibi kişinin mirasçıları veya taşınmazı satın alan kişiler de hak sahibi olabilmektedir.

Kanuni halefiyet, hak sahibinin vefat etmesi durumunda, mirasçılara miras hisseleri oranında satış yapılmasını ifade eder. Mirasçılar arasında anlaşmazlık durumunda, bir mirasçının diğerine muvafakat vermesi mümkündür.

Akdi halefiyet ise, taşınmazın kullanıcılarından satın alan kişilerin hak sahibi olmasıdır. Kanun yürürlüğe girdikten sonra, satın alıcılar noter tarafından düzenlenen muvafakatname ile haklarını devralabilirler. 6. maddenin 10. fıkrasına göre, hak sahibinin veya mirasçılarının, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noter tarafından düzenlenecek muvafakatname vermeleri durumunda akdi halefiyet hükümleri geçerlidir.

2/B Noter Satışı Nedir?

6292 sayılı Kanun ve 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği’ne göre, kadastro tutanaklarında veya güncelleme listelerinde kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi olarak kayıtlı kişiler, haklarını Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noterde düzenlenecek muvafakatname ile devredebilirler. Bu işlem, “2/B noter satışı” olarak adlandırılır. Kullanıcılar ve/veya muhdesat sahipleri, İdareye başvurduktan sonra haklarını noter aracılığıyla akdi haleflere devredebilirler.

Sonuç

2/B arazileri, orman sınırları dışına çıkarılan ve Hazine adına tescil edilen alanlardır. Bu alanlar, devletin özel mülkiyetinde olmamakla birlikte, sadece orman köylüsünün kalkındırılması amacıyla değerlendirilebilir. 2/B arazilerinin devri için hak sahipliğinin belirlenmesi, başvuru süresi ve satış bedelinin kabulü gerekmektedir. Hak sahipliği, kanuni ve akdi halefiyet ile devredilebilir ve bu devrin noter satışına ilişkin düzenlemeler, 6292 sayılı Kanun ve ilgili tebliğlere dayanır.


Orman, 2/A – 2/B Alanları ve Hak Sahipliği | SSS

Orman, 2/A – 2/B Alanları ve Hak Sahipliği – SSS

Orman; ağaç/ağaççık topluluğu ile bunların yetiştiği orman toprağından oluşan birleşik eşya kabul edilir. Esas unsur topraktır. Yangın veya kesimle ağaçlar yok olsa bile, toprak orman niteliğini kendiliğinden kaybetmez.
Sazlıklar, step ve dikenlikler, parklar, şehir/köy mezarlıklarındaki ağaçlar, çevre ormanlarda doğal yetişmeyen türlerle kaplı sahipli araziler, orman sınırı dışındaki üç hektardan küçük ağaçlıklar, zeytinlik-fıstıklık gibi özel kanunlu alanlar ve toprak muhafaza amacı taşımayan funda/makilikler orman sayılmaz.
Orman Kanunu m.11’e göre, kadastrosu tamamlanan devlet ormanları orman vasfıyla; orman sınırı dışına çıkarılan yerler mevcut haliyle Hazine adına, harç ve bedel alınmadan, en geç 3 ay içinde tescil edilir.
  • 2/A: Orman içi köy halkının yerleştirilmesi amacıyla, bilimsel olarak orman olarak korunmasında yarar görülmeyen yerlerin tarıma/yerleşime uygun hale getirilmesi.
  • 2/B: Orman niteliğini kaybetmiş yerler (kanun şartları ile) orman sınırı dışına çıkarılır ve Hazine adına tescil edilir.
2/A’nın idaresi ağırlıkla OGM’de; 2/B’nin idaresi ve satış süreçleri Maliye/Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği idaresindedir (6292 sayılı Kanun).
6292 sayılı Kanun ve 345 sayılı Tebliğ’e göre hak sahibi; 31.12.2011’den önce kullanıcı ve/veya muhdesat sahibi olduğu kadastro/güncelleme kayıtlarıyla görülen, süresinde başvurup satış bedelini kabul eden kişidir. Mirasçılar (kanuni halef) ve noter muvafakatlı alıcılar (akdî halef) da hak sahibi olabilir.
Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde başvuru; sonradan hak sahipliği tespit edileceklerde kadastro/güncellemenin kesinleşmesinden itibaren 8 ay içinde başvuru gerekir. Süre kaçırılırsa satış hakkı kaybedilebilir.
Kullanıcı/muhdesat sahibi sıfatı, Kanun yürürlüğe girdikten sonra düzenlenecek noter muvafakatnamesi ile alıcıya devredilebilir (akdî halefiyet). İdarede dosya açılmış olmalı; hak, İdareye başvuru ve muvafakatname ile yeni kişiye geçirilir.
Satış bedeli, mevzuat ve değerleme esaslarına göre İdarece belirlenir; tebliğ olunan bedelin itirazsız kabulü hak sahipliği şartlarındandır. İtiraz edilirse satış süreci durabilir veya hak düşebilir. Ödeme şartları tebliğde gösterilir.
Parsel bilgisi ile tapu/kadastro müdürlükleri, Orman Kadastro Komisyonu kararları, e-Devlet entegrasyonlu paftalar ve ilgili idarelerden alınacak yazılarla kontrol edilir. Belediyedeki plan-pafta uyumu da ayrıca incelenmelidir.
Anayasa m.169 ve m.170 ile ilgili kanunlar, bu yerlerin orman köylüsünün kalkındırılması amacıyla değerlendirilmesini öngörür. 2/B satışları, kanunun çizdiği hak sahipliği ve idari usullerle sınırlıdır; genel serbest satış rejimi uygulanmaz.
Mümkün olabilir; ancak OGM izni, gerekli durumlarda Çevre/Orman Bakanlığı onayı, kamusal izinler ve irtifak hakkı tesisleri gerekir. İrtifak ve kullanım bedelleri, süre ve denetim şartları mevzuatla sıkı şekilde sınırlandırılmıştır.
Önce teknik belge/pafta/kadastro tutanaklarını toplayın. İlgili komisyon kararlarına karşı süresinde itiraz/dava yolları vardır. İdari ve yargısal süreçler süreye bağlıdır; uzman teknik rapor (orman müh., harita müh.) ve hukuki danışmanlık önerilir.
2/B tescili tek başına imar hakkı doğurmaz. Yapılaşma yerel imar planlarına, mevzuata, koruma/çevre hükümlerine ve ruhsat şartlarına bağlıdır. Önce plan-durumunu belediyeden yazılı teyit edin.