Giriş

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK), Türkiye’deki kamu görevlilerinin statüsünü, haklarını, sorumluluklarını ve disiplin esaslarını düzenleyen temel hukuk metinlerinden biridir. Bu kanun, devlet memurlarının görevlerini yerine getirirken uyması gereken etik kuralları, mesleki standartları, yönetmelikleri ve diğer yasal zorunlulukları detaylı bir şekilde belirler. Memurluk, kamu hizmetinin etkin, verimli, tarafsız ve güvenilir bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla sıkı denetimlere ve belirli kurallara tabidir. Bu kurallara aykırı hareket eden memurlara karşı, kamu düzeninin ve hizmet kalitesinin korunması amacıyla disiplin cezaları uygulanmaktadır.

DMK’nın Madde 125’i, disiplin cezalarının türlerini, bu cezaları gerektiren fiil ve halleri detaylandıran merkezi bir düzenlemedir. Bu makale, Madde 125’i derinlemesine inceleyecek, her bir disiplin cezasının gerekçelerini ve uygulama alanlarını açıklayacak; ayrıca disiplin cezalarına ilişkin itiraz süreçleri, dava yolları, yürütmenin durdurulması müessesesi ve idari yargı denetimi hakkındaki hususlara da kapsamlı bir şekilde yer verecektir.


Madde 125 – Devlet Memurlarına Verilecek Disiplin Cezaları ve Gerektiren Fiillerin Genel Çerçevesi

Devlet memurları, kamu görevini ifa ederken sadece yasalara değil, aynı zamanda kamu hizmetinin doğasından kaynaklanan etik ve mesleki yükümlülüklere de uymak zorundadırlar. Kamu görevinde kusurlu davranan, görevini ihmal eden, yetkisini kötüye kullanan veya kamuya zarar veren bir memura, fiilinin ağırlığına göre çeşitli disiplin cezaları verilebilir. Bu cezaların temel amacı, memurun davranışlarını düzelterek kamu hizmetinin kesintisiz ve düzgün bir şekilde işlemesini sağlamak, kamu idaresinde disiplinli bir çalışma ortamı oluşturmak ve nihayetinde kamuoyunun devlete olan güvenini sürdürmektir.

Madde 125’te, devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları, fiilin ağırlık derecesine göre artan bir hiyerarşi ile beş gruba ayrılmaktadır:

A) Uyarma B) Kınama C) Aylıktan Kesme D) Kademe İlerlemesinin Durdurulması E) Devlet Memurluğundan Çıkarma

Her bir ceza, memurun işlediği fiilin ciddiyetine göre belirlenir ve cezaların uygulanma usulleri ile ilgili diğer hükümler de 657 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmeliklere göre düzenlenmiştir. Aşağıda, her bir disiplin cezasının gerektirdiği fiil ve halleri, uygulamadan örneklerle ve yasal çerçevesiyle ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.


A – Uyarma Cezası ve Gerektiren Fiiller

Uyarma cezası, disiplin cezaları arasında en hafif olanıdır. Genellikle daha hafif fiiller, ilk kez işlenen hatalar veya kasıt unsuru taşımayan ihmaller için uygulanan bir cezadır. Uyarma, memura görevinde veya davranışlarında daha dikkatli olması, kurallara uyması ve yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini yazılı olarak bildiren bir uyarı niteliğindedir.

Uyarma cezasını gerektiren tipik fiil ve halleri:

  • Görev ve Belge Kullanımındaki Düzensizlikler: Memurun, kendisine verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yerine getirmekte ihmal veya kayıtsızlık göstermesi, resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında özensizlik yapması.
  • Göreve Geç Gelme veya Erken Ayrılma: Haklı bir özrü veya geçerli bir izni olmaksızın göreve geç gelmek, görevden erken ayrılmak veya kısa süreliğine de olsa görev mahallini amirinden izinsiz terk etmek.
  • Tasarruf Tedbirlerine Uymamak: Kamu kurum ve kuruluşları tarafından belirlenen tasarruf tedbirlerine veya idarenin genelge ve talimatlarına uymamak. Örneğin, gereksiz elektrik tüketimi, resmi araçların izinsiz kullanılması.
  • Devlet Memuru Vakarına Aykırı Davranışlar: Devlet memurunun, görevi sırasında veya dışında, topluma örnek olması beklenirken, kamu görevlisinin itibarını zedeleyecek, toplumsal değerlerle bağdaşmayan, vakarına yakışmayan tutum ve davranışlarda bulunması. (Örn: kılık kıyafet yönetmeliğine aykırılık, mesai saatleri dışında da olsa kamuoyunda olumsuz algı yaratacak davranışlar).
  • Usulsüz Müracaat ve Şikayet: Kurumlar arası müracaatlarda veya şikayetlerde belirlenen usul ve hiyerarşik düzene riayet etmemek.

B – Kınama Cezası ve Gerektiren Fiiller

Kınama cezası, uyarma cezasından daha ciddi hatalar ve ihmaller için verilen bir disiplin cezasıdır. Kınama, memurun görevinde veya davranışlarında kusurlu olduğunun ve bu kusurun kabul edilemez bulunduğunun kendisine yazılı olarak bildirilmesidir.

Kınama cezasını gerektiren tipik fiil ve halleri:

  • Görev İhlalleri: Verilen emir ve görevlerin eksik veya yetersiz bir şekilde, ya da belirlenen süre içinde tamamlanmaması. Resmi belge, demirbaş veya araçların korunmasında ciddi ihmal göstermek, bakımını ve temizliğini yapmamak.
  • Ailevi Bildirim Yükümlülükleri: Memurun, eşinin veya reşit olmayan çocuklarının yürüttüğü kazanç getiren sürekli faaliyetleri (ticari veya mesleki), Kanun’da belirtilen süre içinde kurumuna bildirmemesi. Bu, çıkar çatışmalarını önleme amacına hizmet eder.
  • Saygısız Davranışlar: Görev sırasında amirine veya iş arkadaşlarına karşı sözlü veya davranışsal olarak saygısız davranmak, kurum içi huzuru bozacak eylemlerde bulunmak.
  • Resmi Araç ve Gereçlerin Kötüye Kullanımı: Devlete ait resmi araç, makine, teçhizat veya diğer eşyayı izinsiz ve özel işlerde kullanmak veya bu eşyalara kasıtsız da olsa zarar vermek veya kaybetmek.
  • Kötü Muamele: İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele veya kurumda işi olan vatandaşlara karşı kötü muamelede bulunmak, hakaret etmek, kaba ve nezaketsiz davranışlar sergilemek.
  • Dışarıdan Kazanç Getirici İşler: Yasal izin olmaksızın, kazanç getiren herhangi bir işi özel olarak yapmak. (Uyarma cezasına neden olan “göreve geç gelme” fiilinin birden fazla tekrarı da kınamaya neden olabilir.)

C – Aylıktan Kesme Cezası ve Gerektiren Fiiller

Aylıktan kesme cezası, memurun brüt aylığından belirli bir oranda (%1/30 ile %1/8 arasında değişen oranlarda) kesinti yapılmasıdır. Bu ceza, genellikle kınama cezasını gerektiren fiillerden daha ciddi, ancak kademe ilerlemesinin durdurulmasını gerektiren fiillerden daha hafif olarak kabul edilen kasıtlı veya ağır ihmal içeren fiiller için uygulanır.

Aylıktan kesme cezasını gerektiren tipik fiil ve halleri:

  • Kasıtlı Görev İhlalleri: Verilen görevlerin kasıtlı olarak yapılmaması, görevle ilgili araçların kötüye kullanılması veya görevle bağdaşmayan hareketlerde bulunulması.
  • Göreve Özürsüz Gelmeme: Özürsüz olarak bir veya iki gün süreyle göreve gelmemek. (Üçüncü güne ulaşırsa kademe ilerlemesinin durdurulması gerektirebilir.)
  • Yalan Beyan: Görevle ilgili veya resmi süreçlerde yalan veya yanıltıcı beyanda bulunmak, sahte belge düzenlemek veya kullanmak.
  • Saygısızlık ve İtirazlar: Görevde amire karşı ağır derecede saygısızlık etmek veya verilen yasal ve usulüne uygun emirlere kasıtlı olarak itiraz etmek, emri yerine getirmemek.
  • Resmi Belge ve Araçlara Kasıtlı Zarar: Resmi belge, araç, gereç ve benzeri devlet malına kasıtlı olarak zarar vermek, tahrif etmek veya bunları başkalarına kullandırmak.
  • Yasaklanmış Yayınları Kuruma Sokmak: Devlet aleyhine propaganda veya bölücülük içeren yayınları görev yerine sokmak veya dağıtmak.

D – Kademe İlerlemesinin Durdurulması ve Gerektiren Fiiller

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bulunduğu derece içinde belirli bir süre boyunca (1 ila 3 yıl arasında değişen) bir üst kademeye ilerlemesinin engellenmesi anlamına gelir. Bu ceza, memurun mesleki gelişimini ve mali haklarını ciddi şekilde etkilediği için, aylıktan kesme cezasından daha ciddi fiiller için uygulanır.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren tipik fiil ve halleri:

  • Alkollü İçki Tüketimi ve Sarhoşluk: Görev yerine sarhoş gelmek, görevdeyken veya görev mahallinde alkollü içki içmek. Bu durum kamu hizmetinin ciddiyetini ve memurun itibarını zedeler.
  • Çıkar Sağlama ve Haksız Menfaat Elde Etme: Görevle ilgili olarak doğrudan veya dolaylı olarak çıkar sağlamak, hediye kabul etmek, haksız menfaat temin etmek amacıyla hareket etmek. Bu fiiller yolsuzlukla mücadele kapsamında değerlendirilir.
  • Amire Hakaret ve Aşağılayıcı Davranışlar: Amirine veya maiyetindekilere karşı hakaret etmek, tehditte bulunmak veya aşağılayıcı, onur kırıcı fiil ve hareketlerde bulunmak.
  • Siyasi Partiye Üyelik: Kanunlara aykırı olarak siyasi partiye üye olmak veya siyasi partilerin lehine/aleyhine faaliyet yürütmek.
  • Göreve Özürsüz Gelmeme: Özürsüz olarak 3 ila 9 gün süreyle göreve gelmemek. (10 gün ve fazlası memuriyetten çıkarma nedenidir.)
  • Devlete Ait Sırları İfşa: Yetkisiz olarak, gizlilik derecesi düşük olsa dahi, devlete ait bilgileri veya belgeleri açıklamak. (Çok gizli sırların ifşası memuriyetten çıkarma nedenidir.)
  • Kumar ve Şans Oyunları: Görev mahallinde veya görev başında kumar oynamak veya oynatmak.

E – Devlet Memurluğundan Çıkarma ve Gerektiren Fiiller

Devlet memurluğundan çıkarma cezası, en ağır disiplin cezasıdır ve memurun kamu görevinden tamamen uzaklaştırılmasını gerektirir. Bu ceza, memuriyet sıfatıyla bağdaşmayan, kamu hizmetini temelden sarsan ve devletin güvenini zedeleyen en ciddi disiplin suçlarını içeren fiiller için uygulanır.

Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren tipik fiil ve halleri:

  • Huzur ve Çalışma Düzenini Bozmak: Siyasi veya ideolojik amaçlarla kamu hizmetinin yürütülmesini engellemek, iş bırakma, grev veya boykot gibi yasadışı eylemlere katılmak veya katılmaya teşvik etmek.
  • Resmi Bilgilerin Sızdırılması: Devlete ait gizli veya stratejik bilgileri, devlet sırlarını yetkisiz kişilere açıklamak, casusluk faaliyetinde bulunmak veya bu tür faaliyetlere yardımcı olmak.
  • Yüz Kızartıcı Suçlar: Devlet memurluğuyla bağdaşmayan, yüz kızartıcı ve utanç verici nitelikteki suçlardan (hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, zimmet, cinsel taciz, sahtecilik vb.) hüküm giymek.
  • Terör Örgütleriyle İlişki: Herhangi bir terör örgütüne üye olmak, bu örgütlerle ilişki kurmak veya bu örgütlerin faaliyetlerini desteklemek.
  • Göreve Özürsüz Gelmeme: Özürsüz olarak bir takvim yılı içinde toplam 10 gün veya daha fazla süreyle göreve gelmemek.
  • Yetkisiz Ticaret veya Faaliyetler: Kanunen yasaklanmış olan, ticari faaliyette ısrar etmek veya kamu hizmetiyle bağdaşmayan sürekli kazanç getirici başka bir faaliyette bulunmakta ısrar etmek.
  • Amire veya Maiyete Fiili Tecavüz: Görevde amire veya maiyetindeki personele fiili saldırıda bulunmak, darp etmek.

Disiplin Cezalarına İtiraz ve Dava Süreci: Yargı Denetiminin Rolü

Disiplin cezalarına karşı itiraz ve dava süreci, devlet memurlarının yasal haklarının korunmasını ve hukuka uygunluk denetimini sağlamak amacıyla hayati bir öneme sahiptir. Bu süreçte memurların disiplin cezalarını idari ve yargısal yollarla denetletme hakları bulunmaktadır.

1. İdari İtiraz Süreci

Bir memura disiplin cezası verildiğinde, ilk aşamada idari itiraz süreci başlar. Bu, cezanın daha üst bir idari makam tarafından yeniden gözden geçirilmesini sağlar.

  • Savunma Hakkı (Madde 130): Devlet memurları, 657 sayılı Kanun’un 130. maddesi uyarınca, kendilerine disiplin cezası verilmeden önce en az yedi gün süre tanınarak yazılı savunmalarını yapma hakkına sahiptir. Bu hak, memurun adil bir şekilde değerlendirilmesi için temel bir güvencedir. Savunma yapılmadan veya yasal süresi tanınmadan verilen disiplin cezaları, hukuken sakat sayılır ve mahkeme tarafından iptal edilebilir. Memurun, verilen süre içerisinde savunma yapmaması durumunda, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır ve disiplin cezası verme süreci devam eder.
  • İtiraz Süresi ve Makamı: Disiplin cezasının memura tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde, memur cezanın verildiği bir üst disiplin amirine veya ilgili disiplin kuruluna yazılı olarak itiraz edebilir.
  • İtirazın Değerlendirilmesi: İtiraz makamı, itirazı değerlendirir ve gerekirse cezayı hafifletebilir, değiştirebilir veya tamamen iptal edebilir. İtirazın reddedilmesi halinde, memurun idari yargıya başvurma hakkı doğar. İtirazın reddi kararı veya itiraz süresi içinde herhangi bir cevap verilmemesi, idari dava açma süresinin başlangıcı kabul edilir.

2. İdari Yargı Süreci: Dava Açma Hakkı

Devlet memurları, kendilerine verilen disiplin cezalarının hukuka aykırı olduğunu düşündüklerinde, idari yargı yoluyla bu cezaların iptalini talep edebilirler. Bu süreç, adil yargılanma hakkının bir teminatıdır ve idari işlemlerin yargısal denetimini sağlar.

  • Dava Açma Süresi: Disiplin cezasına karşı idari yargıda dava açma süresi, cezanın memura tebliğ edilmesinden veya idari itirazın reddedilmesinden itibaren 60 gündür. Bu süre hak düşürücü olup, süresinde açılmayan davalar reddedilir.
  • Yetkili Mahkeme: Disiplin cezalarına ilişkin davalar, ilgili İdare Mahkemesinde açılır.
  • Davada Değerlendirilen Unsurlar: İdari mahkeme, disiplin cezasının hukuka uygunluğunu değerlendirirken aşağıdaki temel faktörleri titizlikle göz önünde bulundurur:
    • Hukuka Uygunluk: Disiplin cezasının dayanağı olan fiilin, Kanun’da belirtilen disiplin suçlarından biri olup olmadığı, cezanın yasal dayanağının bulunup bulunmadığı.
    • Yetki, Şekil, Sebep, Konu ve Amaç Yönünden Sakatlıklar: Disiplin cezasının verilmesinde yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları açısından herhangi bir hukuka aykırılık olup olmadığı. (Örn: Yetkisiz amir tarafından ceza verilmesi, savunma alınmaması gibi usul hataları)
    • Savunma Hakkının İhlali: Memurun savunma hakkının yasalara uygun bir şekilde tanınıp tanınmadığı. Savunma hakkı ihlali, cezanın iptal edilmesi için güçlü bir gerekçedir.
    • Orantılılık İlkesi: Verilen cezanın, işlenen fiil ile orantılı olup olmadığı incelenir. Küçük bir hata nedeniyle ağır bir ceza verilmişse, mahkeme bunu orantısız bularak cezayı iptal edebilir.
    • Eksik İnceleme/Araştırma: Disiplin soruşturmasının yeterince yapılmadığı, olayın tüm boyutlarının araştırılmadığı durumlarda mahkeme, cezanın iptaline karar verebilir.
    • Sübut (Kanıt) Sorunu: Disiplin fiilinin gerçekleştiğine dair yeterli ve ikna edici delilin bulunup bulunmadığı. Şüphe durumunda memur lehine karar verilmesi esastır.
  • Mahkeme Kararı: İdare mahkemesi, davayı inceledikten sonra şu kararları verebilir:
    • İptal Kararı: Mahkeme, disiplin cezasının hukuka aykırı olduğuna karar verirse, cezanın iptaline hükmeder. Bu durumda, memur aleyhine verilen ceza geçersiz sayılır ve memur lehine hukuki sonuçlar doğar.
    • Davanın Reddi Kararı: Mahkeme, disiplin cezasının hukuka uygun olduğunu ve iptal edilmesini gerektiren bir neden olmadığını belirlerse, davanın reddine karar verir ve cezanın geçerliliği devam eder.
  • Mahkeme Kararının Uygulanması: İdare mahkemesinin verdiği karar bağlayıcıdır. Mahkeme, disiplin cezasının iptaline karar verdiğinde, ilgili kurum bu kararı gecikmeksizin uygulamak zorundadır. Aksi takdirde, kararı uygulamayan idare aleyhine yasal yollara başvurulabilir.

3. Yürütmenin Durdurulması Talebi

Memur, idari yargıda dava açarken, cezanın uygulanmasıyla oluşacak zararların önüne geçmek amacıyla yürütmenin durdurulması talebinde bulunabilir.

  • Koşulları: Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
  • Önemi: Özellikle “Devlet Memurluğundan Çıkarma” gibi telafisi güç zararlar doğuracak cezalarda, yürütmenin durdurulması kararı, memurun dava sonuçlanıncaya kadar görevine devam etmesini sağlayarak büyük önem taşır.

Sonuç

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Madde 125’i, Türkiye’de kamu hizmetinin düzgün, etik ve disiplinli bir şekilde yürütülmesinin temelini oluşturur. Memurlar, kamu görevlerini ifa ederken belirli etik kurallara, sorumluluklara ve mevzuata titizlikle uymak zorundadırlar. Kamu görevini kötüye kullanmamak, devletin güvenini sarsmamak ve etik kurallara uymak, her memurun en önemli sorumlulukları arasında yer alır.

DMK’nın belirlediği disiplin cezaları ve bu cezaları gerektiren fiiller, kamu hizmetinin kalitesini ve kamuoyunun devlete olan inancını koruma amacını taşır. Ancak, bu cezaların uygulanmasında adalet, şeffaflık ve hukuka uygunluk esas alınmalıdır. Memurlara tanınan savunma hakkı, idari itiraz ve idari yargıda dava açma hakkı gibi güvenceler, disiplin uygulamalarının keyfiliğini önleyerek hukukun üstünlüğünü temin eder.

Disiplin cezalarına ilişkin tüm süreçler, memurun haklarını korurken aynı zamanda kamu yararının da gözetilmesini sağlamalıdır. Bu nedenle, hem disiplin amirlerinin ve kurullarının titiz bir çalışma yürütmesi hem de memurların haklarını bilerek ve yasal yollara başvurarak takip etmeleri büyük önem taşımaktadır. Kamu yönetiminde disiplinin sağlanması, sadece cezalandırma aracı değil, aynı zamanda motivasyonu artıran ve hizmet kalitesini yükselten bir unsur olarak da görülmelidir.


657 DMK Madde 125 – Disiplin Cezaları | Sıkça Sorulan Sorular

Devlet memurlarına verilecek disiplin cezalarının türlerini ve bu cezaları gerektiren fiil ve halleri, genel esaslarıyla Madde 125 düzenler.

Artan ağırlık sırasıyla: Uyarma, Kınama, Aylıktan Kesme, Kademe İlerlemesinin Durdurulması ve Devlet Memurluğundan Çıkarma.

Hafif nitelikteki kusur ve ihmallerde; göreve geç gelme/erken ayrılma, belge ve araçların korunmasında özensizlik, usule aykırı müracaat gibi fiillerde uygulanır.

Daha ciddi kusurlar için verilir: verilen emrin eksik/yanlış yerine getirilmesi, resmi eşyayı uygunsuz kullanma, kurum içi saygısız davranışlar, bildirim yükümlülüklerine uymama vb.

Memurun brüt aylığından kanunda öngörülen oranlarda kesinti yapılmasıdır. Kasıt içeren görev ihlali, özürsüz göreve gelmeme (kısa süre), yalan/yanıltıcı beyan gibi fiiller bu gruptadır.

Uyarma-kınamadan daha ağır fiillerde; örn. görevde/mahallinde alkollü olmak, haksız menfaat sağlamak, ağır saygısızlık, siyasi faaliyet, özürsüz uzun süreli devamsızlık gibi hallerde uygulanır.

Kamu hizmetiyle bağdaşmayan en ağır fiiller: devlet sırlarının ifşası, terör örgütleriyle ilişki, yüz kızartıcı suçlardan mahkûmiyet, uzun süreli devamsızlık, amire/maiyete fiili saldırı vb.

DMK m.130 uyarınca, ceza verilmeden önce memura yazılı savunma için süre tanınır. Savunma alınmadan verilen cezalar usul yönünden sakatlanmış sayılabilir.

Ceza tebliğinden itibaren süresinde üst disiplin amirine/kuruluna itiraz edilebilir. Sonrasında 60 günlük dava süresi içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

İptal davasıyla birlikte; açık hukuka aykırılık ve uygulanması hâlinde telafisi güç/İmkânsız zarar şartları birlikte mevcutsa mahkemeden talep edilebilir.

Yetki-şekil-sebep-konu-amaç unsurları, hukuki dayanak, savunma hakkı, orantılılık, yeterli inceleme ve sübut (kanıt) yönlerinden işlem denetlenir.

Kamu hizmetinin düzenli, tarafsız ve güvenilir yürütülmesini sağlamak; caydırıcılık ve ıslahı gözeterek çalışma düzenini korumaktır.