I. GİRİŞ
1.1. Kamulaştırma Yetkisinin Anayasal Dayanağı ve Kamu Yararı Kavramı
Kamulaştırma yetkisi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası tarafından güvence altına alınan mülkiyet hakkının (Anayasa madde 35) istisnai olarak kısıtlanmasını ifade eden bir kamu hukuku işlemidir. Bu işlem, yalnızca “kamu yararı”nın gerektirdiği hallerde, kanunla yetkilendirilmiş bir idare tarafından ve taşınmaz bedeli peşin ödenmek kaydıyla gerçekleştirilebilir. Kamulaştırma, bu tanıma uygun olarak; devlet veya bir kamu tüzel kişisinin, gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazların mülkiyetini edinmesine, daimi ve müstakil üst hakkı ya da irtifak hakkı tesis etmesine imkân sağlayan yasal bir yoldur.
KGM’nin Yetki Kaynağı
Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), T.C. Devletinin kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluşu olarak, Otoyol, Devlet ve İl Yolları ağına giren karayolları güzergâhlarının inşası, güvenliği ve ilgili tesislerin yapımı için ihtiyaç duyulan taşınmazları temin etme yetkisine sahiptir. KGM’nin bu yetkisi, öncelikli olarak 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu (KK) ve KGM’nin görevlerini düzenleyen 6001 Sayılı Kanun’un 4. maddesinin (i) bendi çerçevesinde kullanılır. Kamulaştırma işlemlerinin temel amacı, karayolu projelerinin gerektirdiği altyapı ihtiyaçlarını karşılamak ve trafik güvenliğini sağlamaktır.
1.2. KGM’nin İdari Yapılanması ve Süreç Yönetimi
KGM bünyesindeki kamulaştırma işleri, genellikle Taşınmazlar Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülür. Bu birim, 2942 Sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuatlar çerçevesinde, yol güzergâhları için yapılması gereken kamulaştırma planlarını hazırlar veya hazırlatır.
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün üstlendiği projelerin doğası gereği, kamulaştırma faaliyetleri devasa bir ölçeğe sahiptir. Örneğin, 2018 yılında KGM tarafından toplamda 42,800 adet parsel ile ilgili kısmi veya tamamen kamulaştırma yapıldığı bildirilmiştir. Bu yüksek parsel sayısı, idarenin idari süreçlerini yüksek bir hız ve standartta yürütme zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Bu ölçekteki operasyonlar, aynı zamanda potansiyel dava yükünün ağırlığını işaret eder. Dolayısıyla, süreçteki herhangi bir tıkanıklık veya uzlaşmazlık, projenin tamamlanma süresini ciddi ölçüde etkileme potansiyeli taşır. Bu bağlamda, KGM için uzlaşma süreçlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi, aksi takdirde projelerin gecikeceği döngüsel bir zorunluluk yaratır.
II.OLAĞAN KAMULAŞTIRMA SÜRECİ VE İDARİ ADIMLAR (SATIN ALMA USULÜ)
KGM, karayolu projeleri için taşınmaz edinme sürecine, 2942 Sayılı Kanun’un 8. maddesinde belirtilen ve öncelikli olan satın alma usulünü uygulayarak başlamak zorundadır.
2.1. Projelendirme ve Kamu Yararı Kararının Tescili Öncesi İşlemler
Kamulaştırma süreci, hukuki adımlardan önce teknik projelendirme ile başlar. Yolun kendisinin ve yolla ilgili tesislerin inşa edileceği yerlerin projeleri, Karayolları Teknik Şartnamesi ve Karayolu Tasarım ölçütlerine göre hazırlanır ve KGM tarafından onaylanır.
Projenin onayı sonrasında kamu yararı kararı alınır. Bu kararın kesinleşmesini takiben, taşınmazın üçüncü kişilere devrinin kısıtlanması amacıyla, Tapu Müdürlüğüne başvurularak idari şerh (7. madde belirtmesi) konulur. Bu idari şerh, kamulaştırma sürecinin başladığını tescil öncesinde tapu sicilinde gösterir.
2.2. Uzlaşma Girişimi ve İdari Görüşme (Satın Alma Usulü)
KGM, Kanun gereği, tespit edilen tahmini kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malikleriyle anlaşma yolunu denemek zorundadır. Bu amaçla taşınmaz sahiplerine, kamulaştırma görüşmesine davet için tebligat yapılır. Tebligatta, görüşmenin yeri, tarihi, kamulaştırmaya konu parselde yapılacak işlem miktarı ve görüşmede istenen belgeler açıkça belirtilir.
İdari görüşmeler sırasında dikkat edilmesi gereken kritik bir hukuki kısıtlama mevcuttur. İdare, bu işlemler için hiçbir şekilde aracı, iş takipçisi, avukat veya emlakçı görevlendirmez ya da yetkilendirmez. Bu kısıtlama, maliki korumayı amaçlayan bir tedbirdir. Kanun, kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının avukat veya dava vekiline ait olacağı yönünde herhangi bir kararın alınamayacağını da hükme bağlamıştır. Bu hükümler, malikin yüksek bedel vaadiyle manipüle edilmesini veya hakkından haksız kesinti yapılmasını önleyerek, idarenin süreci direkt malikle yürütmesini ve hukuki şeffaflığı sağlamasını zorunlu kılar.
2.3. Anlaşma, Trampa ve Kısmi Kamulaştırma
Eğer malikle KGM arasında anlaşma sağlanırsa, taşınmazın mülkiyeti satın alma veya trampa (takas) yoluyla KGM adına edinilmiş olur. Bu yolla edinilen taşınmaz, kaynak veya irtifak hakkı, kamulaştırma yoluyla alınmış sayılır ve bu kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz. Bu yerler, gerekli idari adımlar tamamlandıktan sonra idare adına tapu sicilinde tescil olunur.
Önemli bir prosedürel detay ise kısmi kamulaştırmadır. Eğer taşınmazın sadece bir kısmı kamulaştırılıyorsa ve arta kalan kısmın da kamulaştırılması malik tarafından isteniyorsa, malikin bu talebi, idarenin yaptığı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde İdareye yapılması gerekmektedir. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, bu süre geçtikten sonra yapılan başvurular dikkate alınmaz.
III. KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE TESCİLİ
İdari aşamada malikle anlaşma sağlanamaması veya malikin ferağ (vazgeçme) vermemesi halinde, KGM 2942 Sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca yargı yoluna gitmek ve taşınmazın bedelinin tespiti ile tescili için dava açmak zorundadır.
3.1. Bedel Tespiti ve Tescili Davasında Usul
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında görevli mahkeme, taşınmazın bedeli ne olursa olsun, taşınmaz malın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Dava açılırken KGM, daha önce 7. maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8. maddeye göre yaptırdığı tahmini bedel tespiti evrakını mahkemeye sunar. İdare, mahkemeden hem taşınmazın bedelinin tespit edilmesini hem de tespit edilen bedelin peşin ödenmesi karşılığında taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini talep eder. Mahkeme, keşif ve bilirkişi incelemesi yaparak bedeli kesinleştirir.
Ödeme ve Tescil Prosedürü
Mahkemece belirlenen bedel, mahkemenin belirlediği bankaya yatırılmak zorundadır. İdareye, bedelin yatırıldığına dair makbuzu mahkemeye ibraz etmesi için genellikle 15 günlük süre tanınır. Bedel yatırıldıktan sonra mahkeme, taşınmazın KGM adına tesciline karar verir. Tescil kararı, Tapu Müdürlüğüne bildirilir ve taşınmaz KGM adına kaydedilir.
3.2. Kamulaştırma Bedelinin Ödenmesi Esasları
- Peşin Ödeme ve İstisnalar: Kamulaştırma bedelinin ödenmesi anayasal bir ilke olup, kural olarak nakden ve peşin yapılır. Ancak, Kanun bazı büyük kamu projelerinde taksitle ödeme öngörebilir. Bu taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz ve taksitler eşit olarak ödenmelidir. Bu kuralın tek istisnası, kamulaştırılan toprağı doğrudan işleten küçük çiftçiye ait olan toprağın bedelinin her halde peşin ödenmesi zorunluluğudur.
- Faiz Yükü: Taksitlendirmelerde veya herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde, maliklerin mağduriyetini gidermek amacıyla kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu yüksek faiz yükümlülüğü, KGM’nin bütçesi üzerinde ciddi bir finansal risk ve maliyet oluşturur. Bu durum, idareyi (özellikle enflasyonist ortamlarda) hızlı ve peşin ödemeye sevk eden güçlü bir ekonomik motivasyon kaynağıdır. Ödemenin gecikmesi, projenin toplam kamulaştırma maliyetini katlayarak artırabilmektedir.
- Yargılama Giderleri: Kamulaştırma Kanunu’na göre, bu kapsamda açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare (KGM) tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.
IV: KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİNDE DEĞERLEME ESASLARI VE KRİTİK NOKTALAR
Kamulaştırma bedelinin tespiti, 2942 Sayılı Kanun’un 11. maddesi çerçevesinde gerçekleştirilen, teknik uzmanlık gerektiren ve yargı sürecinin en çok tartışılan kısmını oluşturan aşamadır.
4.1. Değerleme Kriterleri ve Emsal Metodu
Taşınmazın değerlemesi, taraflarca bildirilen ve mahkemece re’sen celp edilen benzer nitelikteki taşınmazların satışlarının (emsal) karşılaştırılması yoluyla belirlenir. Kanunun emredici hükmü, arsa niteliğindeki taşınmaza, kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışların emsal alınarak değer biçilmesini gerektirir.
Emsal olarak alınacak satışların dört ana unsuru taşıması zorunludur:
- Serbest Satış Olması: Satış, serbest irade ile yapılmış olmalı ve tapu sicil müdürlüğünden gerçekleşmiş olmalıdır. Zorunluluk veya haciz nedeniyle yapılan satışlar geçerli emsal teşkil etmez.
- Tarih Uygunluğu: Kamulaştırma gününden önceki tarihli bir satış olmalıdır. Bu gereklilik, kamulaştırma beklentisiyle piyasada oluşabilecek spekülatif fiyat artışlarını bertaraf etmeyi amaçlar.
- Özel Amaçlı Olmama: Satış, zorunluluk veya özel bir amaca yönelik (örneğin, bir hissenin diğer hissedara satılması gibi) olmamalıdır.
- Nitelik Uyumu: Kural olarak dava konusu taşınmaz ile aynı nitelikleri haiz ve benzer yüz ölçümde olmalıdır.
Emsal taşınmazlar belirlendikten sonra, dava konusu taşınmazın emsallere göre üstün ve eksik yönleri karşılaştırılarak oransal ayarlamalar yapılır ve nihai bedel tespit edilir.
4.2. Taşınmazın Vasıf Tespiti: Arsa mı, Arazi mi?
Kamulaştırma bedelinin tespitinde kullanılan değerleme yöntemini kökten değiştiren en kritik ayrım, taşınmazın hukuken arsa mı yoksa arazi mi olduğunun tespitidir. Arsa vasfının tespiti için şu hususlar ilgili Belediye Başkanlığından sorulur :
- Taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde olup olmadığı.
- Belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı.
- Belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı.
- Etrafının meskun (yerleşik) olup olmadığı.
Standardizasyon İhtiyacı ve Bürokratik Engeller
Karayolları Genel Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) gibi ilgili idareler tarafından yapılan tespitler, uygulamada zaman zaman görüş farklılıklarına neden olabilmektedir. Bu görüş farklılıklarının giderilmesi ve kamulaştırma işlemlerinin ivme kazanması, idarenin temel hedeflerinden biridir. Değerleme kriterlerinin yargı tarafından belirlenmesine rağmen, emsal seçimi ve vasıf tespiti büyük ölçüde bilirkişinin yorumuna kalmaktadır. Bu subjektifliği azaltma ve yargılamanın öngörülebilirliğini artırma çabasıyla 6754 Sayılı Bilirkişi Kanunu yürürlüğe girmiş ve Değer Bilgi Bankası oluşturma çalışmaları başlatılmıştır. Bu adımlar, yargılamadaki belirsizliği azaltarak hem KGM’nin bütçe planlamasını kolaylaştırmayı hem de maliklerin daha hızlı ve adil tazminat almasını hedeflemektedir.
Tablo: Kamulaştırma Bedelinin Tespitinde Emsal Karşılaştırma Esasları
Kriter | Detaylı Açıklama | Hukuki Önemi |
Satış Türü | Serbest irade ile yapılmış olmalı ve Tapu Sicil Müdürlüğü’nden tescil edilmelidir. | Haciz, zorunluluk veya özel ilişkiden doğan düşük/yüksek fiyatlı satışların emsal alınmasını engeller. |
Zamanlama | Kamulaştırma ilan gününden önceki tarihte gerçekleşmiş olmalıdır. | Kamulaştırma kararından sonra oluşan spekülatif değer değişimlerinin dikkate alınmasını önler. |
Vasıf Tespiti | İmar durumu, meskun alan ve belediye hizmetlerinden yararlanma durumu incelenerek Arsa/Arazi ayrımı yapılır. | Değerleme metodunun (Emsal, Gelir, Maliyet) doğru seçilmesi için hayati öneme sahiptir. |
Kıyaslama | Bilirkişi heyeti, taşınmazların üstün ve eksik yönlerini belirleyerek oransal ayarlama yapar. | Objektif ve adil bir değerin tespiti için bilimsel gerekçelendirme sağlar. |
V: ACELE KAMULAŞTIRMA (27. MADDE) VE GEÇİCİ EL KOYMA PROSEDÜRÜ
Acele kamulaştırma, karayolu projelerinin yurt savunması veya olağanüstü aciliyet gerektiren durumlarda ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiği zamanlarda KGM’ye hız sağlayan istisnai bir kamulaştırma usulüdür.
5.1. Acele Kamulaştırma Şartları
Bu istisnai usul, 2942 Sayılı Kanun’un 27. maddesinde düzenlenen sınırlı hallerde uygulanabilir :
- 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasını gerektiren haller.
- Yurt savunmasının gerektirdiği haller.
- Cumhurbaşkanlığı Kararı ile kamulaştırmanın acelelik unsuru taşıdığının tespit edildiği haller.
Acelelik kararı verilirken, olağanüstü koşulların gerçekleştiği ve acele yapılmasının kamunun üstün yararına hizmet ettiği, aksi takdirde kamunun zarar göreceği titizlikle ortaya konulmalıdır. Bu yetkinin kullanımı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ile sıkı bir hukuki denetime tabidir. Bu denetim, idarenin keyfi müdahalelerini önlemek ve mülkiyet hakkı ihlalini engellemek için, kararın rasyonel ve ölçülü bir şekilde gerekçelendirilmesi zorunluluğunu KGM’ye yükler.
5.2. Acele Kamulaştırmada Usul ve Hukuki Etkisi
Acele kamulaştırma, olağan usulün aksine, mülkiyetin hemen tescilini sağlamaz. Bu usul, sadece idareye projeye başlaması için geçici olarak taşınmaza el koyma yetkisi verir.
- Geçici El Koyma: İdare (KGM), acele el koyma kararı alınması için ilgili Asliye Hukuk Mahkemesine başvurur. Mahkeme, dosyayı inceleyerek yedi gün içinde kıymet takdirini yaptırır ve el koyma kararını verir.
- El Koyma Bedeli: İdare, mahkemece takdir edilen bedeli (el koyma bedeli) yatırıp, ödeme yaptığına dair dekontu mahkemeye sunarak taşınmaza girer. Önemle belirtilmelidir ki, bu bedel taşınmazın gerçek kamulaştırma bedeli olmayıp, sadece el koyma bedelidir.
- Mülkiyetin Tescili: Acele el koyma kararı ile birlikte tescil kararı verilemez; mahkemece bu aşamada tescil ile ilgili herhangi bir sonuç doğmayacaktır. İdare, el koyma bedelinin yatırılmasından sonra, asıl kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescil davasını (Kanun’un 10. maddesine göre) açmak zorundadır. Kesinleşen bu bedel ile önceden ödenen el koyma bedeli arasında ortaya çıkacak fark daha sonra mahsuplaşılır.
Tablo: Acele Kamulaştırma ve Olağan Kamulaştırma Usullerinin Karşılaştırılması
Kriter | Olağan Kamulaştırma (Md. 8-10) | Acele Kamulaştırma (Md. 27) |
Başlangıç Amacı | Bedel tespiti, tescil ve mülkiyetin devri. | Geçici el koyma ve projenin ivedilikle başlatılması. |
Mülkiyet Devri (Tescil) | Yargılama ve bedelin kesinleşmesi sonrasında gerçekleşir. | Bu aşamada tescil kararı verilmez; tescil, müteakip 10. madde davası sonucunda olur. |
Belirlenen Bedel | Kesin ve nihai kamulaştırma bedelidir. | Sadece geçici el koyma bedelidir. |
Yargılama Süresi | Uzundur (Keşif, bilirkişi raporu, tebligat süreleri). | Çok hızlıdır (Mahkeme 7 gün içinde ilk kıymet takdirini yapar). |
VI: MÜLKİYET DIŞINDAKİ HAKLARA ETKİ VE ÖZEL HUKUKİ HALLER
Kamulaştırma işlemi, yalnızca mülkiyet hakkını değil, taşınmaz üzerindeki diğer ayni veya kişisel hakları da etkileyen karmaşık sonuçlar doğurur.
6.1. İrtifak Hakkı Tesis Edilmesi
Karayolları projelerinde her zaman taşınmazın mülkiyetinin tamamına ihtiyaç duyulmayabilir. Kamulaştırma Kanunu’nun 4. maddesi, kamulaştırma amacının yeterli olması halinde, taşınmazın mülkiyetinin edinilmesi yerine, taşınmazın belirli bir kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynağı üzerinde irtifak hakkı kurulmasına imkan tanır. KGM, bu yolla, tam mülkiyeti edinmeksizin karayolu gerekliliklerini karşılayabilir.
6.2. Sınırlı Ayni Hakların Akıbeti
Kamulaştırmaya konu taşınmaz üzerinde rehin, intifa veya oturma hakkı gibi sınırlı ayni haklar bulunabilir. Kamulaştırma işlemi bu sınırlı ayni hakları sona erdirir. Ancak hukuki olarak, hak sahibinin kamulaştırma sürecine dahil olması ve hakkının karşılığı olan bedeli talep edebilmesi gerekir.
- Rehin Hakları: Taşınmaz rehni (ipotek), alacaklının alacağını teminat altına alan ayni bir haktır. Kamulaştırma gerçekleştiğinde, taşınmazın mülkiyeti sona erdiğinden, rehin hakkı kamulaştırma bedeli üzerinde devam eder. Yani, kamulaştırma bedeli öncelikle rehin alacaklısına ödenir.
- İntifa ve Oturma Hakları: İntifa hakkı tam yararlanma imkânı verirken, oturma hakkı konut olarak faydalanma yetkisi verir. Bu haklar kamulaştırmayla sona erer ve ilgili hak sahipleri bedel tespit ve tescil davasında muhatap alınarak, haklarının bedelini talep etme imkanına sahip olmalıdır.
6.3. Kamulaştırmasız El Atma ve Hukuki Gelişmeler
Kamulaştırmasız el atma, KGM’nin yasal prosedürleri tamamlamadan, bir idari işlem veya fiili eylemle özel mülkiyete müdahale etmesi durumudur. Kamulaştırma Kanununun bu konuyu düzenleyen 38. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından 2003 yılında iptal edilmesi hukuki bir boşluk yaratmıştır. Bu boşluk, 2010 yılında 5999 sayılı Kanun ile Kamulaştırma Kanunu’na eklenen geçici maddelerle (“kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmin” başlığı altında) kapatılmaya çalışılmıştır. Bu geçici düzenlemeler, fiili el koyma mağdurlarına idareyle uzlaşma yoluna gitme imkanı sunmuştur.
VII: MALİKLERİN HUKUKİ KORUNMASI VE BAŞVURU YOLLARI
Kamulaştırma sürecinde mülkiyet hakkı kısıtlanan maliklerin, idari kararlara ve yargısal bedel tespitlerine karşı başvurabileceği çeşitli hukuki koruma mekanizmaları mevcuttur.
7.1. İdari Yargı Yolu: Kamulaştırma İşlemlerinin İptali
Kamulaştırma sürecinin ilk ve en temel adımı olan kamu yararı kararı, idari bir işlem olduğu için idari yargı denetimine tabidir. Malik, bu kararın veya diğer idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle İdare Mahkemelerinde iptal davası açabilir. İptal davası açma süresi, kararın malike tebliğinden itibaren 60 gündür.
Yargı kararları, idarenin kamu yararı kararını alırken ölçülülük ilkesine uymasını şart koşar. Danıştay içtihatları ve Anayasa Mahkemesi kararları, idarenin müdahalesinin mülkiyet hakkı ihlaline yol açmaması için genel ilkelerin varlığını dikkate alması gerektiğini belirtmiştir.
7.2. Kamulaştırılan Malın Geri Alınması Hakkı
Kamulaştırılan malın geri alınması hakkı, Kanun’un 22. maddesi ile düzenlenmiş olup, idare üzerinde projeyi belirli sürede gerçekleştirme yönünde hukuki baskı oluşturur. Bu hak, şu durumlarda gündeme gelir :
- Kamulaştırma sebebi ortadan kalkmış olmalıdır.
- Kamu yararı için belirlenen amaç, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde gerçekleştirilememiş olmalıdır.
Hak Düşürücü Sürelerin Karmaşıklığı
Geri alma hakkının kullanılabilmesi için maliklerin çok kesin sürelere uyması gerekmektedir. Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü süre başlar. Bu 5 yıllık bekleme süresinin dolması akabinde, malın geri alınmasına dair dava 1 yıl içerisinde açılmalıdır. Bu süreler kaçırıldığı takdirde dava açma hakkı düşmektedir.
Özellikle KGM’nin gerçekleştirdiği gibi birden fazla parseli kapsayan büyük projelerde, yargı kararları, 5 yıllık sürenin başlangıcı olarak tüm parsellerin kamulaştırma bedelinin kesinleştiği en son parselin kesinleşme tarihinin esas alınmasını gerektirmiştir. Bu yorum, projenin tamamlanma tarihi baz alınmadığı için malik lehine bir koruma sağlamakta, ancak KGM için süreç takibini karmaşıklaştırmaktadır.
Tablo: Kamulaştırma Sürecinde Maliklerin Hukuki Başvuru Hakları ve Süreleri
Hukuki Başvuru Yolu | Dayanak | Açıklama | Hak Düşürücü Süre |
Kamulaştırma İşleminin İptali Davası | İYUK | Kamu yararı kararı gibi idari işlemlere karşı İdari Yargı’da açılır. | İşlemin tebliğinden itibaren 60 gün. |
Kısmi Kamulaştırmada Geri Kalanın İstenmesi | KK Md. 12 | Malik tarafından, arta kalan kısmın da kamulaştırılması talebi. | Tebliğ tarihinden itibaren 30 gün. |
Kamulaştırılan Malın Geri Alınması (İade) | KK Md. 22 | Kamulaştırma amacının 5 yıl içinde gerçekleşmemesi. | Bedelin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl + 1 yıllık dava açma süresi. |
VIII: SONUÇ
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kamulaştırma yetkisi, Türkiye’nin karayolu altyapısının inşası ve güvenliğinin sağlanması açısından merkezi bir öneme sahiptir. KGM, bu yetkiyi kullanırken Kamulaştırma Kanunu ve Anayasa’nın çizdiği çerçeve içinde hareket etmek zorundadır; bu çerçeve mülkiyet hakkının korunması ve kamu yararının üstünlüğü arasındaki hassas dengeyi yansıtır.
KGM’nin idari yetkileri, projelendirme aşamasından başlayıp idari şerh koymaya ve malikle uzlaşmaya kadar uzanan güçlü süreçleri içerir. Ancak, mülkiyetin nihai olarak idareye geçirilmesi ve bedelin kesin tespiti yetkisi, tamamen yargı organlarına aittir. Özellikle acele kamulaştırma (Md. 27), projenin hızlı başlamasına imkan verse de, sadece geçici el koyma yetkisi tanır ve mülkiyetin tescili için daha sonra olağan yargısal sürecin (Md. 10 davası) tamamlanmasını zorunlu kılar. Bu durum, idari hızı artırırken hukuki ve mali bürokrasiyi tamamen ortadan kaldırmaz, sadece erteler.
Mali disiplin açısından, kamulaştırma bedellerinin gecikmesi durumunda uygulanan en yüksek kamu faizi oranı, KGM’yi uzlaşma süreçlerini hızlandırmaya ve yargı kararlarını geciktirmeksizin yerine getirmeye ekonomik olarak zorlamaktadır.
Gelecek perspektifinde, Karayolları Genel Müdürlüğü ve ilgili tapu kadastro birimleri, uygulamadaki görüş farklılıklarını gidermeye yönelik adımlar atmaktadır. 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve bir Değer Bilgi Bankası oluşturulması çabaları , kamulaştırma bedellerindeki tutarsızlıkları ve bilirkişi raporlarındaki subjektifliği azaltarak, hem KGM’nin bütçe planlamasını öngörülebilir hale getirmeyi hem de maliklere sağlanan adil tazminat sürecini hızlandırmayı amaçlayan kritik hukuki ve idari gelişmelerdir. Bu standardizasyon çabaları, KGM’nin büyük ölçekli altyapı projelerini daha etkin ve hukuki riskleri daha düşük bir şekilde yürütmesine katkı sağlayacaktır.
KGM Kamulaştırma — Sıkça Sorulan Sorular
2942 sayılı Kanun, Anayasa m.35-46 ve 6001 sayılı Kanun çerçevesinde vatandaş odaklı açıklamalar
KGM; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu ve 6001 sayılı Kanun m.4/i uyarınca otoyol, devlet ve il yolları için gerekli taşınmazları kamulaştırabilir. Şart: kamu yararı ve bedelin kanuna uygun ödenmesi.
Projenin zorunlu olduğuna ilişkin idari karardır. Kanunda sayılan mercilerce alınır; KGM projelerinde ilgili onay mercileri tarafından tesis edilir ve tapuya idari şerh (m.7 belirtmesi) konulmasına dayanak olur.
Evet. KGM önce satın alma usulünü (m.8) dener: malik davet edilir, tahmini bedel üzerinden uzlaşma aranır. Anlaşma olursa satış/trampa ile tescil yapılır ve sonradan bedel davası açılamaz.
Hayır. Kanun, aracı ve vekâletle bedel aktarımı gibi uygulamaları yasaklar; görüşmeler doğrudan malik ile yürütülür. Amaç şeffaflık ve malikin korunmasıdır.
Evet. Tebligat tarihinden itibaren 30 gün içinde idareye başvurmanız gerekir (hak düşürücü süre). Süre geçerse talep dikkate alınmaz.
KGM, taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası (m.10) açar. Mahkeme keşif/bilirkişi ile kesin bedeli belirler; bedel yatırılınca taşınmaz KGM adına tescil edilir.
Kural peşin ödemedir. Büyük projelerde kanuni sınırlar içinde taksit uygulanabilir (azami 5 yıl, eşit taksit). Küçük çiftçiye ait doğrudan işletilen tarım arazisinde bedel her hâlükârda peşin ödenir.
Kanun, malik lehine kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranını öngörür. Bu sebeple KGM için gecikme ciddi mali risk doğurur.
Arsa/ arazi ayrımı, imar ve yerleşiklik durumu; emsal serbest satışlar (tapu üzerinden, özel amaçsız, uygun tarihte), konum ve objektif nitelikler dikkate alınır. Üstün/eksik yönlere göre oranlama yapılarak gerçek karşılık bulunur.
Evet. Amaç tam mülkiyet gerektirmiyorsa irtifak hakkı kurulabilir (m.4). Bu durumda sınırlı ayni haklar bedel üzerinde değerlendirilir.
Kamulaştırma ile bu haklar taşınmazdan kalkar; hak sahiplerinin alacağı kamulaştırma bedeli üzerinde öncelikle korunur. İlgililer davada taraf yapılmalıdır.
İstisnai durumlarda mahkemenin 7 gün içinde kıymet takdiri yaparak geçici el koyma kararı vermesidir. Bu aşama tescil doğurmaz; sonradan m.10 davası açılıp kesin bedel belirlenir.
El koymadan sonra makul sürede (uygulamada ~6 ay) tescil/bedel davası açılmalıdır. Aksi, kamulaştırmasız el atma iddialarına yol açabilir; malik bedel/tazminat davası açabilir.
Kamu yararı gibi idari işlemlere karşı 60 gün içinde iptal davası; acelelik kararlarına karşı Resmî Gazete yayımından 30 gün (ivedi usul) içinde başvuru gerekir.
Evet. Amaç 5 yıl içinde gerçekleşmezse, bedelin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl dolunca 1 yıl içinde geri alma davası açılabilir (m.22). Çok parselde en son kesinleşen parsel tarihi dikkate alınabilir.
© Minar Hukuk ve Danışmanlık — Bilgilendirme amaçlıdır; somut olayınız için profesyonel destek alınız.