Giriş
Evlat edinme, bir çocuğun ya da istisnai hallerde ergin bir kişinin, biyolojik ailesinden bağımsız olarak başka bir aileye hukuki bağlarla dahil edilmesi sürecidir. Bu kurum, yalnızca teknik bir hukuk işlemi olarak değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı etkileyen, aile kurumunu güçlendiren ve korunmaya muhtaç çocukların geleceğini doğrudan ilgilendiren bir müessese olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Hukuku’nda evlat edinme, esas itibarıyla Türk Medeni Kanunu’nun dördüncü kitabında düzenlenmiştir. Buradaki düzenlemeler, çocuğun üstün yararı ilkesini merkeze almakta, hem çocuğun haklarının korunmasını hem de evlat edinen kişinin veya ailenin bu sorumluluğu taşıyabilecek nitelikte olmasını şart koşmaktadır.
Aile Hukukunda Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız.
Evlat edinme, biyolojik bağların ortadan kalkarak yeni bir hukuki ve duygusal bağ kurulmasını sağlar. Evlat edinilen çocuk, evlat edinenin ailesinin bir parçası olur; soyadı, nüfus kaydı, miras hakkı gibi tüm hukuki sonuçlar bu yeni bağa göre yeniden şekillenir. Bu yönüyle evlat edinme, yalnızca bireysel bir karar değil, devletin denetimi altında yürütülen, çocuğun hayatını baştan sona değiştiren ciddi bir süreçtir.
Evlat Edinmenin Hukuki Temelleri
Evlat edinmenin hukuki dayanakları, Türk Medeni Kanunu hükümlerinde açıkça düzenlenmiştir. Kanun koyucu, evlat edinme kurumunu düzenlerken üç temel ilkeye vurgu yapmaktadır:
- Çocuğun üstün yararı: Evlat edinme sürecinde daima çocuğun yararı ön planda tutulur. Bu ilke, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile de uyumludur.
- Ailenin uygunluğu: Evlat edinmek isteyen kişilerin ya da çiftlerin ekonomik, psikolojik, sosyal ve ahlaki açıdan bu sorumluluğu taşıyabilecek durumda olmaları zorunludur.
- Kimliğin korunması: Çocuğun kişiliği ve kimliği sağlıklı biçimde gelişmeli, biyolojik kimliği tamamen silinmemeli, evlat edinme süreci onun toplumsal bağlarını zedelememelidir.
Evlat edinme, yalnızca birey ile devlet arasındaki bir hukuki işlem değildir; aynı zamanda toplumun genel menfaatlerini ilgilendiren bir kurumdur. Bu sebeple evlat edinme kararları, sıkı denetim altında ve Aile Mahkemelerinin yargısal kararı ile verilmektedir.
Evlat Edinme Süreci
Türkiye’de evlat edinme, kanunun öngördüğü aşamalardan geçilerek tamamlanır. Bu süreç başından sonuna kadar hem idari hem de yargısal denetime tabidir.
- Başvuru Aşaması: Evlat edinmek isteyen kişi veya çiftler, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine başvurur. Başvuruda nüfus kayıt örneği, sağlık raporu, adli sicil kaydı ve ekonomik durumu gösteren belgeler sunulur.
- Değerlendirme Aşaması: Başvuru sahiplerinin psikolojik durumları, ev ortamları, çocuk yetiştirme kapasiteleri, sosyal çevreleri ve gelir düzeyleri detaylı biçimde incelenir. Bu incelemeler, sosyal hizmet uzmanları tarafından yapılan raporlarla kayıt altına alınır.
- Eğitim ve Danışmanlık: Evlat edinmeye uygun görülen adaylar, sürecin hukuki ve psikolojik yönleri hakkında bilgilendirilir. Adaylara çocuğun gelişimsel özellikleri, olası sorunlar ve çözüm yolları konusunda eğitim verilir.
- Çocuğun Yerleştirilmesi: Uygun eşleşme sağlandığında çocuk, belirli bir süre deneme niteliğinde olmak üzere evlat edinmek isteyenlerin yanına yerleştirilir. Bu süre boyunca çocuğun yeni aileye uyumu gözlemlenir.
- Mahkeme Aşaması: Uyum süreci olumlu tamamlanırsa Aile Mahkemesi’ne başvurulur. Mahkeme, evlat edinmenin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini inceler. Çocuğun üstün yararına uygunluk tespit edilirse evlat edinme kararı verilir.
- Nüfus Kaydına İşlenmesi: Evlat edinme kararı kesinleştiğinde çocuk, evlat edinenin soyadını alır ve onun nüfusuna kaydedilir. Böylece çocuk ile evlat edinen arasında tam anlamıyla yeni bir aile bağı kurulur.
Evlat Edinme Şartları
Evlat edinmenin gerçekleşebilmesi için hem evlat edinmek isteyenler hem de evlat edinilecek çocuk açısından birtakım koşulların yerine getirilmesi gerekir.
- Evlat Edinmek İsteyenler İçin:
- Tek başına ya da evli çift olarak başvuruda bulunulabilir.
- Evli çiftler için en az beş yıllık evlilik ya da her ikisinin de otuz yaşını doldurmuş olması gerekir.
- Tek başına evlat edinmek isteyen kişinin en az otuz yaşında olması zorunludur.
- Evlat edinen ile çocuk arasında en az on sekiz yaş fark bulunmalıdır.
- Evlat edinmek isteyen kişinin, çocuk bakımını üstlenmeye elverişli sosyal ve ekonomik koşullara sahip olması şarttır.
- Evlat Edinilecek Çocuk İçin:
- Genel kural olarak on iki yaşından küçük olmalıdır.
- On iki yaşından büyük çocuklarda kendi rızası aranır.
- Biyolojik ebeveynlerin rızası gerekir; ancak terk, kaybolma, ilgisizlik gibi hallerde bu şart aranmaksızın evlat edinme mümkündür.
Evlat Edinmenin Hukuki Sonuçları
Evlat edinme kararıyla birlikte taraflar arasında köklü sonuçlar doğar:
- Çocuk bakımından: Evlat edinilen çocuk, evlat edinenin soyadını alır, onun ailesine hukuken dahil olur ve mirasçısı olur. Biyolojik ailesiyle olan hukuki bağları kural olarak sona erer.
- Evlat edinen bakımından: Evlat edinen kişi, çocuğun bakım, eğitim, geçim ve gözetiminden sorumlu hale gelir. Evlat edinilen çocuk, kendi öz çocuğu gibi mirasçısı olur.
Evlat Edinmenin İptali
Evlat edinmenin iptali, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemelere dayalı olarak ortaya çıkan ve hem çocuğun üstün yararını hem de aile düzeninin korunmasını hedefleyen hukuki bir kurumdur. Evlat edinme, mahkeme kararıyla hüküm ve sonuç doğuran bir işlemdir; ancak bu kararın verilmesinde gerek usule gerekse esasa aykırılıkların bulunması halinde iptal davası gündeme gelir. Özellikle evlat edinenin yaş, evli olma, sağlık veya bakım yeterliliği gibi kanunda öngörülen şartları taşımaması, evlat edinmede gerekli olan biyolojik ana-babanın rızasının veya çocuğun yaşına göre kendi rızasının alınmaması, hile, tehdit veya baskı yoluyla iradenin sakatlanması ya da evlat edinmenin çocuğun üstün yararını zedelemesi gibi durumlar iptal nedenleri olarak karşımıza çıkar.
Bu tür davalar aile mahkemelerinde açılır ve davanın tarafları arasında evlat edinen, evlat edinilen çocuk, biyolojik anne-baba ve kamu düzeni gereği Cumhuriyet savcısı bulunabilir. Yargıtay içtihatlarında da evlat edinmenin çocuğun menfaatine açıkça aykırı olması, evlat edinenin gerekli koşulları taşımaması veya evlat edinmede usule uygun rıza alınmaması halinde evlatlık ilişkisinin iptaline karar verilmesi gerektiği defalarca vurgulanmıştır. İptal kararıyla birlikte evlatlık bağı ortadan kalkar, evlatlık ile evlat edinen arasındaki mirasçılık ilişkisi sona erer ve çocuk biyolojik ailesine bağlı soybağına geri döner. Bununla birlikte iptal kurumunun uygulanmasında, her aşamada olduğu gibi, çocuğun üstün yararının zedelenmemesi ve hukuki güvenliğin sağlanması temel ilke olarak gözetilir.
Yargıtay Kararları
Evlat edinme ile ilgili davalarda Yargıtay, çocuğun üstün yararı ilkesini merkeze alarak içtihatlar geliştirmiştir.
1. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2022/8284 E.
Somut olayda çocuğun biyolojik ailesi ağır ekonomik ve sağlık sorunları nedeniyle çocuğa bakamamış, çocuk uzun süre davacının bakımında kalmıştır. Sosyal inceleme raporlarında da ebeveynlerin yetersizliği tespit edilmiştir. Yargıtay, bu şartlar altında ana ve babanın rızasının aranmamasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, mahkemenin reddini doğru bulmayarak kararı bozmuştur.
Burada çocuğun üstün yararı, ebeveyn rızasından daha öncelikli kabul edilmiştir.
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/818 E.
Biyolojik babanın nerede olduğunun tespit edilemediği bir davada mahkeme, duruşma açmadan dosya üzerinden reddine karar vermiştir. Yargıtay, TMK m. 311 gereği bu durumda rıza aranmayabileceğini, mahkemenin esas inceleme yapması gerektiğini belirterek hükmü bozmuştur.
Yargıtay, evlat edinmenin şekli gerekçelerle reddedilemeyeceğini vurgulamıştır.
3. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, 2017/11234 E., 2018/4567 K.
Evlat edinmede yalnızca belgelerle yetinilemeyeceği, sosyal hizmet raporlarının kapsamlı ve ayrıntılı olması gerektiği belirtilmiştir. Çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarının değerlendirilmediği ve raporların yüzeysel olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Evlat edinme, şekli bir işlem değil; çocuğun geleceğini doğrudan etkileyen bir kurum olarak değerlendirilmiştir.
Sonuç
Evlat edinme, Türk Hukuku’nda yalnızca bir çocuğun aileye katılması değil, aynı zamanda tüm hukuki bağlarının yeniden şekillenmesi anlamına gelir. Bu süreçte hem idari hem de yargısal denetim en ince ayrıntısına kadar işletilir.
Evlat edinmenin iptali ise, kanuna aykırı ya da çocuğun menfaatine ters düşen durumlarda devreye girer ve evlat edinme ilişkisinin ortadan kaldırılmasını sağlar. Öte yandan, miras hukuku bakımından evlat edinilen çocuk ile evlat edinen arasında tam bir soybağı ilişkisi doğar ve çocuk, evlat edinenin öz evladı gibi mirasçı olur.
Tüm bu yönleriyle evlat edinme, çocuğun korunması, aile yapısının güçlendirilmesi ve toplumsal düzenin sağlanması açısından son derece önemli ve titizlikle yürütülmesi gereken bir hukuki kurumdur.


