GİRİŞ

Belediyeler, yerel yönetimlerin temel yapı taşları olarak, şehirlerin düzenli gelişimini sağlamak, kamu hizmetlerini etkin bir şekilde sunmak ve vatandaşların yaşam kalitesini artırmak gibi hayati görevler üstlenirler. Bu görevlerin yerine getirilmesi sırasında, belirli koşullar altında özel mülkiyete müdahale yetkisi olan kamulaştırma yetkisi önemli bir araç olarak karşılarına çıkar. Ancak bu yetki, keyfi kullanıma kapalı olup, sıkı hukuki prosedürlere ve mevzuata tabidir. Bu makale, belediyelerin kamulaştırma yetkisini, nedenlerini, sürecini, hukuki dayanaklarını ve maliklerin haklarını kapsamlı bir şekilde incelemektedir.


I. Belediyelerin Kamulaştırma Yapma Nedenleri ve Amaçları

Belediyelerin kamulaştırma yetkisini kullanmaları, genellikle toplumsal fayda ve şehirlerin geleceği için zorunlu hale gelen durumlarda söz konusu olur. Başlıca nedenler ve amaçlar şunlardır:

A. Kamu Hizmetlerinin Gerçekleştirilmesi

Belediyeler, vatandaşlara sunmakla yükümlü oldukları temel kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için belirli alanlara ihtiyaç duyarlar. Bu kapsamda kamulaştırma şu amaçlarla yapılabilir:

  • Park ve Yeşil Alanlar: Şehir sakinlerinin dinlenebileceği, sosyal aktivite yapabileceği ve nefes alabileceği alanların oluşturulması.
  • Yol ve Ulaşım Ağları: Trafik akışının düzenlenmesi, yeni ulaşım güzergahlarının açılması, mevcut yolların genişletilmesi ve toplu taşıma projelerinin hayata geçirilmesi.
  • Eğitim Tesisleri: Okul, kreş, kütüphane gibi eğitim kurumlarının inşası veya kapasitesinin artırılması.
  • Sağlık Tesisleri: Hastane, sağlık ocağı, poliklinik gibi sağlık hizmeti sunan yapıların kurulması.
  • Altyapı Projeleri: İçme suyu şebekesi, kanalizasyon, atık yönetimi, elektrik ve doğal gaz hatları gibi temel altyapı projelerinin gerçekleştirilmesi.

B. Şehir Planlaması ve İmar Uygulamaları

Şehirlerin plansız büyümesinin önüne geçmek, düzenli bir kentleşme sağlamak ve imar planlarına uygun bir yapılaşmayı temin etmek belediyelerin önemli görevlerindendir. Bu kapsamda kamulaştırma, aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:

  • İmar Planlarına Uygunsuz Yapıların Kaldırılması: Mevcut imar planlarına aykırı, sağlıksız veya çarpık yapılaşmanın bulunduğu alanların dönüştürülmesi ve modern şehircilik standartlarına uygun hale getirilmesi.
  • Kentsel Dönüşüm Projeleri: Deprem riski taşıyan veya ekonomik ömrünü tamamlamış yapıların bulunduğu bölgelerde, afetlere dirençli, modern ve güvenli yaşam alanları oluşturulması.
  • Yeni Yerleşim Alanlarının Oluşturulması: Artan nüfusun konut ihtiyacını karşılamak veya yeni sanayi/ticaret bölgeleri oluşturmak amacıyla planlı yerleşim alanlarının hazırlanması.

C. Afet Yönetimi ve Yeniden İmar

Doğal afetler (deprem, sel, heyelan vb.) sonrasında şehirlerin yeniden inşası ve güvenli alanların oluşturulması kritik önem taşır. Bu durumlarda belediyeler, afetzedelerin güvenli barınma ihtiyaçlarını karşılamak ve şehrin altyapısını yeniden kurmak amacıyla kamulaştırma yapabilirler.

D. Sosyal Konut ve Toplu Konut Projeleri

Düşük ve orta gelirli vatandaşların uygun fiyatlı ve yaşanabilir konutlara erişimini sağlamak amacıyla belediyeler, sosyal konut veya toplu konut projeleri için gerekli araziyi kamulaştırabilirler. Bu tür projeler, özellikle büyük şehirlerdeki konut sorununa çözüm getirme potansiyeli taşır.


II. Belediyelerin Kamulaştırma Yetkisinin Hukuki Dayanağı ve İlgili Mevzuat

Belediyelerin kamulaştırma yetkisi, anayasal bir temelden beslenmekle birlikte, özel kanunlarla detaylandırılmıştır. Bu yetki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 46. maddesinde yer alan “Devlet ve kamu tüzel kişileri, kamu yararı amacıyla, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya yetkilidir” hükmünden güç alır.

Bu anayasal ilke doğrultusunda, belediyelerin kamulaştırma yetkisini düzenleyen başlıca mevzuat şunlardır:

A. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

Kamulaştırmanın temel hukuki dayanağı olan Anayasa’nın 46. maddesi, belediyeler dahil tüm kamu tüzel kişilerinin kamulaştırma yapabilmesinin temel şartlarını belirler:

  • Kamu Yararı: Kamulaştırma, zorunlu olarak bir kamu yararı amacına dayanmalıdır.
  • Gerçek Karşılık: Kamulaştırılan taşınmazın bedeli, piyasa değerini yansıtan “gerçek karşılık” olmalıdır.
  • Peşin Ödeme: Belirlenen kamulaştırma bedeli, taşınmazın mülkiyetinin kamuya geçişinden önce peşin olarak ödenmelidir.
  • Kanunla Düzenleme: Kamulaştırma bedeli ile ilgili esasların kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Bu da bizi doğrudan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na yönlendirir.

B. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu

Bu Kanun, kamulaştırma sürecinin genel usul ve esaslarını belirleyen ana düzenlemedir. Belediyeler, bu Kanun’un tüm hükümlerine titizlikle uymak zorundadır. Kanunun belediyelerle ilgili başlıca hükümleri şunlardır:

  • Madde 1 (Kamulaştırma Yetkisi): “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, bu Kanun hükümlerine göre kamulaştırmaya yetkilidir.” Bu madde, Anayasal hükmü yasal zemine taşıyarak belediyelerin de kamu tüzel kişisi olarak kamulaştırma yapabileceğini teyit eder.
  • Madde 5 (Kamu Yararı Kararı ve Onayı): Kamulaştırma sürecinin ilk ve en kritik adımı olan kamu yararı kararı, belediyeler için belediye encümeni tarafından alınır. Bu karar, ilgili vali tarafından onaylandıktan sonra kesinleşir.
  • Madde 7 (Kamulaştırma Kararı ve Tebliğ): Kamu yararı kararı kesinleştikten sonra belediye, taşınmazın tapu siciline şerh düşülmesini talep eder ve kamulaştırma kararını taşınmaz maliklerine resmi olarak tebliğ eder.
  • Madde 8 (Uzlaşma Usulü): Belediye, kamulaştırılacak taşınmazın bedelini tespit etmek üzere bir kıymet takdir komisyonu oluşturur. Bu komisyonun belirlediği değer üzerinden malike yazılı olarak uzlaşma teklifinde bulunur. Uzlaşma, kamulaştırmanın öncelikli çözüm yoludur.
  • Madde 10 (Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası): Malikle uzlaşma sağlanamaması veya malikin teklifi reddetmesi halinde, belediye, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın belediye adına tescili davası açar.
  • Madde 11 (Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Esasları): Mahkemenin veya uzlaşma komisyonunun kamulaştırma bedelini belirlerken dikkate alacağı kriterleri listeler. Bu kriterler, taşınmazın cinsi, yüzölçümü, imar durumu, üzerindeki yapılar, emsal satışlar, geliri ve diğer tüm objektif unsurları içerir. Bu madde, adil ve gerçek bir bedel belirlenmesini amaçlar.
  • Madde 27 (Acele Kamulaştırma): Belediyeler, doğrudan acele kamulaştırma kararı alamazlar. Ancak, Cumhurbaşkanlığı tarafından alınmış bir acele kamulaştırma kararı varsa ve bu karar belediyenin görev alanına giren bir proje ile ilgiliyse (örneğin doğal afet sonrası yeniden yapılanma), belediye bu hüküm doğrultusunda hızlı bir şekilde kamulaştırma işlemlerine başlayabilir. Bu durumda, bedel tespiti dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere, bedelin mahkemeye depo edilmesiyle taşınmaza hemen el konulabilir.

C. 5393 Sayılı Belediye Kanunu

Bu Kanun, belediyelerin genel görev, yetki ve sorumluluklarını düzenler ve kamulaştırma yetkisini bu genel çerçevede ele alır:

  • Madde 14 (Belediyenin Görev ve Sorumlulukları): Belediyelerin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere yol, su, kanalizasyon, toplu taşıma, park ve yeşil alanlar, kültür ve sanat tesisleri, spor alanları, imar hizmetleri gibi birçok görevi vardır. Belediyelerin kamulaştırma yetkisi, bu maddede sayılan görevleri yerine getirebilmek için bir araç olarak kullanılır.
  • Madde 18 (Belediye Meclisinin Görev ve Yetkileri): Belediyenin stratejik planını, bütçesini, imar planlarını onaylamak gibi önemli görevlerinin yanı sıra, “taşınmaz mal alımına, satımına, trampa edilmesine ve tahsisine karar vermek” de belediye meclisinin yetkisindedir. Kamulaştırma kararı doğrudan encümen tarafından alınsa da, belediye meclisi, kamulaştırmaya konu olan büyük ölçekli projelerin (örneğin yeni bir imar planı veya kentsel dönüşüm alanı) onaylanması yoluyla kamulaştırma süreçlerinin temelini atmış olur.
  • Madde 34 (Belediye Encümeninin Görev ve Yetkileri): Belediye encümeninin görevleri arasında, “taşınmaz mal kamulaştırma kararı almak” açıkça belirtilmiştir. Bu madde, Kamulaştırma Kanunu’nun 5. maddesiyle uyumlu olarak, kamulaştırma kararını alma yetkisinin doğrudan belediye encümeninde olduğunu netleştirir.

D. 3194 Sayılı İmar Kanunu

İmar Kanunu, şehir planlaması ve yapılaşma esaslarını düzenler. Belediyelerin imar planları çerçevesinde yaptığı kamulaştırmalar bu Kanun ile de yakından ilişkilidir.

  • Madde 10 (İmar Planlarının Uygulanması): “Yapıların ve arazi kullanımının plânlama esasları ile imar programları, bu Kanun hükümlerine göre hazırlanır ve uygulanır.” Belediyelerin kamulaştırma yapma nedenlerinden biri olan imar planlarının uygulanması ve bu planlar doğrultusunda yeni alanların yaratılması veya mevcut yapıların dönüştürülmesi bu kanun kapsamında gerçekleşir. Bir imar planında yol, park veya kamusal alan olarak ayrılan bir taşınmazın kamulaştırılması, İmar Kanunu’nun uygulanması amacıyla yapılır.

III. Kamulaştırma Süreci: Adım Adım İşleyiş

Kamulaştırma süreci, maliklerin haklarının korunmasını ve hukuka uygunluğun sağlanmasını temin eden belirli aşamalardan oluşur. Bu aşamalar titizlikle takip edilmelidir:

A. Kamu Yararı Kararı ve Onayı

  1. İhtiyacın Belirlenmesi: Kamulaştırmaya konu olacak taşınmaza duyulan ihtiyaç, ilgili belediye birimleri tarafından (örneğin İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, Fen İşleri Müdürlüğü) tespit edilir ve gerekçelendirilir.
  2. Encümen Kararı: Belediye encümeni, kamulaştırmanın kamu yararı taşıdığına dair detaylı bir karar alır. Bu karar, kamulaştırma amacını, yerini ve gerekçesini açıkça belirtmelidir.
  3. Valilik Onayı: Belediye encümeni tarafından alınan kamu yararı kararı, vali tarafından onaylandıktan sonra kesinleşir.

B. Kamulaştırma Kararının Verilmesi ve Tapuya Şerh

Kamu yararı kararı kesinleştikten sonra, belediye encümeni veya ilgili yetkili organ, taşınmazın kamulaştırılmasına yönelik kamulaştırma kararını alır. Bu kararda taşınmazın ada/parsel bilgileri ve kamulaştırma amacı net bir şekilde belirtilir. Ardından, tapu müdürlüğüne başvurularak, taşınmazın tapu kaydına “kamulaştırılacak taşınmazdır” şerhi düşülür. Bu şerh, taşınmaz üzerinde malikin tasarruf yetkisini kısıtlar ve üçüncü kişilerin iyi niyet iddialarını engeller.

C. Kıymet Takdir Komisyonunun Kurulması ve Taşınmazın Değerinin Belirlenmesi

  1. Kıymet Takdir Komisyonu: Belediye, kamulaştırılacak taşınmazın piyasa değerini belirlemek üzere bağımsız ve objektif bir kıymet takdir komisyonu oluşturur. Bu komisyon genellikle alanında uzman bilirkişilerden (gayrimenkul değerleme uzmanları, şehir plancıları, inşaat mühendisleri vb.) oluşur.
  2. Bilirkişi Raporu: Komisyon, Kamulaştırma Kanunu’nun 11. maddesindeki esaslara göre taşınmazın konumu, yüzölçümü, imar durumu, üzerindeki yapılar, emsal taşınmazların satış değerleri, kira gelirleri, arsa niteliği, yapı maliyeti gibi birçok faktörü göz önünde bulundurarak detaylı bir değerleme raporu hazırlar.

D. Uzlaşma Süreci (Satın Alma Usulü)

  1. Uzlaşma Teklifi: Belediye, belirlenen bu değer üzerinden taşınmaz malikine yazılı ve resmi tebligatla uzlaşma teklifinde bulunur. Teklifte, belirlenen bedel ve uzlaşma görüşmesi için bir tarih ve yer belirtilir.
  2. Müzakere: Malik, uzlaşma teklifini kabul ederse, belediye ile malik arasında bir uzlaşma görüşmesi yapılır. Bu görüşmede, kamulaştırma bedeli ve diğer koşullar karşılıklı olarak müzakere edilebilir.
  3. Uzlaşma Tutanağı: Anlaşma sağlanması halinde, uzlaşma tutanağı düzenlenir ve imzalanır. Bu tutanakta kamulaştırma bedeli, ödeme şekli ve taşınmazın devri ile ilgili tüm detaylar yer alır.
  4. Taşınmazın Devri ve Ödeme: Uzlaşma sağlanması halinde, belirlenen bedel malike peşin ve nakit olarak ödenir. Ödemenin ardından taşınmazın tapu devri belediye adına gerçekleştirilir.

Kamulaştırma işlemlerinde uzlaşma süreci ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.

E. Dava Yoluyla Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası)

  1. Uzlaşma Sağlanamaması: Malik ile belediye arasında uzlaşma sağlanamaması, malikin uzlaşma teklifini reddetmesi veya süresi içinde yanıt vermemesi halinde, belediye kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili davası açar.
  2. Mahkeme Süreci: Dava, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde görülür. Mahkeme, dosyayı inceleyerek yeniden bağımsız bilirkişi incelemesi yaptırır ve taşınmazın kamulaştırma tarihindeki rayiç (gerçek) bedelini tespit eder.
  3. Bedelin Ödenmesi ve Tescil: Mahkeme tarafından belirlenen bedel, mahkemenin belirlediği süre içinde malik adına açılan banka hesabına peşin ve nakit olarak yatırılır. Bedelin yatırılmasıyla birlikte mahkeme, taşınmazın belediye adına tesciline karar verir ve tapu müdürlüğüne tescil yazısı gönderir. Bu aşamada, malikin bedele itiraz etse bile taşınmazın mülkiyeti belediyeye geçer.

IV. Kamulaştırmada Maliklerin Hakları ve Hukuki Güvenceler

Kamulaştırma sürecinde mülkiyet hakkının özüne dokunulduğu için, maliklerin hakları anayasal ve yasal güvence altındadır. Bu haklar titizlikle korunmalı ve gözetilmelidir:

A. Bilgilendirme Hakkı

Malikler, kamulaştırma kararının alınmasından itibaren, kamulaştırma süreci, amaçları, bedel tespiti yöntemleri ve itiraz yolları hakkında eksiksiz ve anlaşılır bir şekilde bilgilendirilmelidir. Tebligatlar yasal süreler içerisinde ve usulüne uygun yapılmalıdır.

B. İtiraz Hakkı ve Yargı Yolu

  1. İdari Yargıda İptal Davası: Malikler, kamulaştırma işlemine karşı, özellikle kamulaştırmanın kamu yararına aykırı olduğu, usulüne uygun yapılmadığı veya hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idari yargıda (idare mahkemelerinde) iptal davası açma hakkına sahiptirler. Bu dava, kamulaştırma kararının tebliğinden itibaren yasal süreler içinde (genellikle 60 gün) açılmalıdır.
  2. Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Davasına İtiraz: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında, mahkemenin belirlediği bedele veya bilirkişi raporuna karşı temyiz veya istinaf kanun yollarına başvurarak itiraz hakları vardır. Yargılama sürecinde delil sunma, tanık dinletme ve hukuki savunma yapma imkanına sahiptirler. Detaylı bilgi için tıklayınız.

C. Adil ve Gerçek Karşılık Hakkı (Rayiç Bedel)

En temel haklardan biri olan adil bedel hakkı, maliklerin taşınmazlarının piyasa değerine en yakın bedeli almasını güvence altına alır. Kamulaştırma Kanunu, “gerçek karşılık” ilkesini benimsemiştir. Bu bedel, taşınmazın kamulaştırma tarihindeki objektif değerini yansıtır.

D. Geri Alma Hakkı (Kamulaştırmadan Vazgeçme veya Kamu Yararı Ortadan Kalkması)

Kamulaştırılan taşınmaz, kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılmaz veya kamu yararı ortadan kalkarsa, maliklerin geri alma hakkı bulunabilir. Bu hak, Kamulaştırma Kanunu’nda belirli şartlara bağlanmıştır (Madde 23). Genellikle kamulaştırma amacının beş yıl içinde gerçekleşmemesi veya amacından vazgeçilmesi durumunda gündeme gelir. Bu hakkın kullanılması da belirli hukuki prosedürlere tabidir.

E. Mülkiyet Hakkının Güvencesi

Kamulaştırma, Anayasa ile güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilen istisnai bir sınırlamadır. Bu nedenle, kamulaştırma işlemlerinin hukuka uygun, şeffaf ve maliklerin haklarını koruyacak şekilde yürütülmesi esastır.


V. Önemli Noktalar ve Hukuki Danışmanlık İhtiyacı

  • Kamu Yararı Olmazsa Kamulaştırma Yapılamaz: Kamulaştırmanın temel dayanağı kamu yararıdır. Kamu yararı ilkesine aykırı yapılan kamulaştırmalar hukuka aykırı olup, yargı yoluyla iptal edilebilir.
  • Yasal Süreçlere Titizlikle Uyulmalı: Kamulaştırma süreci, sıkı yasal prosedürlere tabidir. Bu prosedürlerin her aşamasında hukuka uygunluk esastır. Usulüne uygun yapılmayan işlemler, kamulaştırma işleminin iptaline yol açabilir. Özellikle tebligat süreleri ve dava açma süreleri hayati önem taşır.
  • Maliklerin Haklarının Korunması Önceliklidir: Kamulaştırma, özel mülkiyet hakkına doğrudan bir müdahale anlamına geldiğinden, maliklerin bilgilendirme, itiraz ve adil bedel alma hakları mutlak surette korunmalıdır.
  • Profesyonel Hukuki Destek Alın: Kamulaştırma, oldukça karmaşık ve teknik bir hukuki süreçtir. İçinde barındırdığı yasal süreler, değerleme yöntemleri ve dava süreçleri nedeniyle, bir taşınmazı kamulaştırılacak olan kişilerin veya kamulaştırma yapmak isteyen belediyelerin mutlaka konuya hâkim, tecrübeli bir kamulaştırma avukatından profesyonel hukuki destek almaları büyük önem taşır. Örneğin, İzmir’de kamulaştırma veya acele kamulaştırma süreçleri ile ilgili bir sorun yaşayan kişilerin, haklarını tam olarak koruyabilmek ve süreci doğru yönetebilmek adına bir avukata danışmaları, hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından hayati rol oynar. Bir avukat, yasal süreçleri takip etmenize, haklarınızı savunmanıza ve adil bir sonuca ulaşmanıza yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, belediyeler, kamu hizmetlerini yerine getirmek ve şehir planlamasını gerçekleştirmek amacıyla belirli koşullar altında kamulaştırma yetkisine sahiptir. Ancak bu yetki, anayasal ve yasal düzenlemelerle sıkı kurallara bağlanmıştır. Kamulaştırma sürecinde yasal düzenlemeler ve maliklerin hakları titizlikle gözetilmelidir. Aksi takdirde, kamulaştırma işlemi hukuka aykırı hale gelebilir ve yargısal süreçlerle karşılaşabilir.


Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.46 ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kamulaştırmanın temel çerçevesini belirler. Belediyeler 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre kamu hizmetleri için kamulaştırma yapabilir.

Belediye encümeni kamu yararı kararını alır; karar valilik onayıyla kesinleşir. Ardından süreç Kamulaştırma Kanunu’na göre yürütülür.

3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca, planlarda yol/park vb. kamu alanı ayrılan taşınmazlar için kamulaştırma veya plan kararlarının uygulanması gündeme gelir; plan kararları değerleme ve kısıtların tespitinde dikkate alınır.

Taşınmaz kaydına kamulaştırma şerhi işlenebilir. Bu şerh, üçüncü kişilerin iyi niyet iddialarına karşı kamulaştırma sürecini görünür kılar.

2942 sayılı Kanun m.11’e göre emsal satışlar, imar durumu, konum, yüzölçümü, üzerindeki yapılar/muhdesatlar, tarımsal gelir ve diğer objektif kriterler esas alınır.

Evet, öncelikli yoldur. Belediye belirlenen bedel üzerinden yazılı uzlaşma teklifi yapar; anlaşma sağlanırsa bedel peşin ödenir ve tapu devri yapılır.

Taşınmazın bulunduğu yerde Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılır (KK m.10). Mahkeme bilirkişi incelemesiyle rayiç bedeli belirler.

Doğrudan belediye kararıyla değil; 2942 m.27 kapsamında Cumhurbaşkanı kararıyla mümkündür. Karar sonrası bedel tevdi edilip taşınmaza ivedilikle el konulabilir; esas bedel davası ayrıca yürür.

Bedel peşin ve nakit ödenir; dava yolunda mahkemece belirlenen tutar malikin hesabına yatırıldıktan sonra tescil yapılır.

İdari yargıda işleme karşı iptal davası; adli yargıda bedel tespiti davasında bilirkişi raporuna itiraz, ek rapor talebi ve istinaf/temyiz yolları kullanılabilir.

Evet. Mülkiyeti malike ait ve hukuken korunabilir muhdesatlar m.11’deki ilkelere göre değerlenerek kamulaştırma bedeline eklenebilir.

Tebligatlar hissedarlara yapılır; bedel payları oranında ayrı ayrı tevdi edilir. Tespit davasına tüm maliklerin dahil edilmesi gerekir.

Kamulaştırmada usul ve bedel güvenceleri uygulanır. Kamulaştırmasız el atmada idare usule uymadan fiilen el atar; malik tazminat/geri verme talep edebilir.

Kamulaştırılan taşınmaz amacına uygun kullanılmaz veya kamu yararı ortadan kalkarsa kanundaki şartlar dâhilinde malike geri alma imkânı doğabilir.

Belediye, 5393 ve ilgili özel kanunlar çerçevesinde riskli alanların dönüştürülmesi, sosyal/ toplu konut ve ulaşım-altyapı yatırımları için kamulaştırma yapabilir.

Kamulaştırma teknik ve süreli bir süreçtir. Hak kaybı yaşamamak, adil bedeli sağlamak ve usul hatalarını önlemek için uzman kamulaştırma avukatından destek alınması önemlidir.