1. Giriş: Konkordato Müessesesinin Tanımı, Hukuki Temelleri ve Amacı

Türk hukukunda konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlulara yönelik hukuki bir çözüm mekanizmasıdır. Temel olarak, borçlu ile alacaklılar arasında bir anlaşma sağlanarak borçların yeniden yapılandırılmasını ve borçlunun ticari hayatının devamını amaçlayan kolektif bir tasfiye prosedürü olarak tanımlanır. Bu müessese, kötü giden işler sonucunda ödeme güçlüğü çeken, ancak “iyi niyetli” borçluları koruma felsefesi üzerine inşa edilmiştir. İflasın aksine, konkordato borçlu işletmenin tasfiyesini değil, kurtarılmasını hedefler, bu sayede hem borçlunun hem de alacaklıların menfaatlerini koruyan bir çözüm sunar.

Konkordatonun yasal dayanağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 285. ila 309. maddeleri arasında detaylı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme, geçmişte uygulanan “iflasın ertelenmesi” kurumuna alternatif olarak getirilmiş olup, hem borçluları hem de alacaklıları hukuki bir koruma kalkanı altına almayı amaçlamıştır. Süreç, borçlunun dürüstlük kuralına uygun hareket etmesini, alacaklıları zarara uğratma kastı taşımamasını ve gerçekçi, uygulanabilir bir ödeme planı sunmasını zorunlu kılar. Konkordato, borçların yeniden yapılandırılmasına dair sunulan teklifin niteliğine göre çeşitli türlere ayrılır. Alacaklılara borçlarını ödemek için yeni bir vade tanınmasını içeren “vade konkordatosu”, alacaklıların alacaklarının bir kısmından feragat etmesini gerektiren “tenzilat (indirimli) konkordatosu” ve her iki durumu da barındıran “karma konkordato” bu türlerdir.

Amacı bakımından ise “adi konkordato” ve “malvarlığının terki suretiyle konkordato” şeklinde bir ayrım yapılır. Adi konkordatoda amaç borçların tasfiyesi iken, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda alacaklılara borçlunun malvarlığının tamamı veya bir kısmı üzerinde tasarruf etme yetkisi verilir ve süreç, konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu nezaretinde yürütülür.

Konkordato müessesesi, iflasın mutlak tasfiye niteliğine karşılık, borçluya “ikinci bir şans” tanıma felsefesini taşır. Bu yaklaşım, konkordatonun hukuki bir hak olmasının ötesinde, ekonomik istikrarı koruma ve ticari işletmelerin devamlılığını sağlama amacını güder. Bu, konkordatonun yalnızca borçlu için değil, aynı zamanda alacaklılar, çalışanlar ve genel olarak ekonomi için de bir değer yaratma aracı olduğunu gösterir. Ancak, bu yasal zeminde dahi, borçlunun malvarlığının terki suretiyle konkordato gibi mekanizmalarla alacaklılara doğrudan kontrol yetkisi tanınması, yasa koyucunun süreci tek taraflı bir imtiyaz olmaktan çıkarıp, karşılıklı risk yönetimi ve iş birliği temelli dinamik bir yapıya dönüştürdüğünü ortaya koymaktadır. Bu durum, borçlunun iflastan kurtulma isteği ile alacaklıların alacaklarını azami düzeyde tahsil etme beklentisi arasında hassas bir denge kurulduğunu göstermektedir.

2. Konkordato Başvuru Süreci: Şartlar, Belgeler ve Hazırlık

Konkordato sürecinin başlatılması, belirli yasal şartların yerine getirilmesine ve kapsamlı bir dosyanın hazırlanmasına bağlıdır. Bu hazırlık, sürecin geleceği açısından kritik öneme sahiptir.

2.1. Başvuru Hakkı ve Yetkili Mahkeme

Konkordato talep etme hakkı hem borçluya hem de alacaklılara aittir. Borçlu, iflasa tabi olsun veya olmasın, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında olan herkes konkordato talep edebilir. Bu hak, borçlunun iflastan kurtulabilmesi için yasal bir imkân sunar. Alacaklılar ise ancak borçlu iflasa tabi ise ve alacaklının iflas talep etme hakkı mevcut ise konkordato talep edebilir. İflasa tabi olmayan borçlular için alacaklı tarafından konkordato talebi yapılamaz. Başvuru, borçlu tacir sıfatını taşıyorsa merkezinin bulunduğu yerdeki, tacir değilse yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılır. Başvuru, davalı taraf gösterilmeksizin tek nüsha halinde hazırlanmış gerekçeli bir dilekçe ile gerçekleştirilir.

2.2. Başvuru Dosyasının İçeriği ve Yasal Zorunluluklar

Konkordato talebiyle birlikte, İcra ve İflas Kanunu’nun 286. maddesi uyarınca bir dizi zorunlu belgenin eksiksiz olarak sunulması gerekir. Bu belgeler, başvurunun değerlendirilmesi ve mahkemenin geçici mühlet kararı vermesi için temel teşkil eder. Borçlu, borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini belirten, alacaklıların alacaklarından hangi oranda feragat edeceğini ve ödemelerin yapılacağı takvimi içeren ayrıntılı bir plan olan konkordato ön projesi sunmalıdır. Bu projenin “gerçekçi, uygulanabilir ve ikna edici” olması beklenir. Şirketin finansal sağlığını gösteren belgeler; son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu ve ara bilançolar gibi mali durumu gösterir belgeler de bu dosyada yer almalıdır. Ayrıca, alacaklıların ve alacak tutarlarının tam ve detaylı bir dökümü olan alacaklı listesi sunulur. Borçlunun konkordato projesine göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren karşılaştırmalı tablo ile konkordato ön projesinin gerçekleşeceğine dair makul güvence veren bir denetim raporu da sunulması gereken belgeler arasındadır. Son olarak, başvuru harcı ve gider avansının yatırıldığına dair makbuzun dilekçeye eklenmesi zorunludur. Başvuru dosyasının sadece biçimsel olarak tam olması yeterli değildir. Mahkemenin geçici mühlet aşamasında belgelerin eksiksizliğini derhal kontrol etmesi , borçlunun bu belgeleri tam ve doğru bir şekilde hazırlamasının önemini ortaya koyar. Zira, en ufak bir eksiklik dahi sürecin daha ilk aşamada reddedilmesine neden olabilir. Bu nedenle, başvuru dosyasının profesyonel hukuki ve mali danışmanlar eşliğinde hazırlanması elzemdir. Konkordato projesinin bir “sözleşme” niteliği taşıması, borçlu tarafından sunulan planın basit bir finansal beyandan öte, alacaklıları ikna etmeye yönelik stratejik bir teklif olduğunu gösterir. Özellikle borçlunun iflası halinde elde edilecek muhtemel miktar ile konkordato projesi kapsamında elde edilecek miktarın karşılaştırılması, borçlu tarafından alacaklılara sunulan en güçlü argümandır. Bu tablo, konkordatonun, borçlunun dürüstlüğüne ve iyi niyetine dayanan, ancak aynı zamanda alacaklıların menfaatlerini ön planda tutan bir uzlaşma aracı olduğunu somutlaştırır.

3. Konkordato Sürecinin Aşamaları ve Hukuki Sonuçları

Konkordato süreci, mahkemeye yapılan başvuru ile başlayıp, mahkeme tasdiki ile sonuçlanan belirli aşamalardan oluşur. Her aşama, kendine özgü hukuki sonuçlar ve dinamikler barındırır.

3.1. Geçici Mühlet ve Hukuki Etkileri

Mahkeme, konkordato talebi üzerine, sunulan belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettiğinde, konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin incelenmesi amacıyla derhal “geçici mühlet” kararı verir. Bu karar, borçluya karşı yapılan icra takipleri gibi işlemleri askıya alan ve borçluya süratle geçici bir hukuki koruma sağlayan bir moratoryum niteliğindedir. Geçici mühletin süresi üç aydır. Mahkeme, borçlu veya komiserin talebi üzerine bu süreyi en fazla iki ay daha uzatabilir ve toplam süre beş ayı geçemez. Bu süre boyunca, mahkeme borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü her türlü tedbiri alabilir; örneğin, borçlunun belirli işlemlerini komiserin yazılı onayına tabi tutabilir. Geçici mühlet kararı, hukuki sonuçları bakımından “kesin mühletin sonuçlarını doğurur”.

3.2. Kesin Mühlet

Geçici mühletin sonunda, mahkeme borçluyu ve alacaklıları duruşmaya davet eder ve konkordato komiserinin raporunu dinler. Komiser, projenin başarıya ulaşma ihtimali hakkında görüşünü bildirir. Olumlu bir değerlendirme sonucunda, mahkeme borçluya bir yıla kadar uzayabilen “kesin mühlet” kararı verir. Mahkeme, gerekli görürse bu süreyi altı ay daha uzatarak toplam süreyi on sekiz aya kadar çıkarabilir. Kesin mühletin borçlu üzerindeki en önemli sonuçları şunlardır:

Takip Durması: Borçlu aleyhine yeni icra ve iflas takibi başlatılamaz, evvelce başlamış olan takipler durur ve ihtiyati haciz kararları uygulanamaz. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de bu kapsamda durur.

Faiz Durması: Konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde, kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.

Sözleşme Korunması: Borçlunun işletmesinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin tek taraflı olarak feshi engellenir.

3.3. Alacaklılar Toplantısı ve Oylama

Konkordato komiseri, atandığında bir ilan yayımlayarak alacaklıları on beş gün içinde alacaklarını kaydettirmeye davet eder. Kaydedilen alacaklar üzerinde borçlunun beyanları ve komiserin incelemeleri tamamlandıktan sonra, mahkeme bir alacaklılar toplantısı düzenler. Bu toplantıda, alacaklılar projeyi oylayarak “kabul” veya “red” beyanlarını sunarlar. Konkordato projesinin kabul edilebilmesi için yasa, belirli çoğunluk oranlarını aramaktadır (İİK m.302) :

  • Alacaklıların ve alacakların yarıdan fazlası (>½) veya,
  • Alacaklıların dörtte biri (>¼) ve alacakların üçte ikisini (>⅔) aşan bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş olması gerekir.

Bu çoğunluklar, kural olarak, projenin oy birliğiyle kabul edilmesini zorunlu kılmaz ve bağlayıcılık ilkesini tesis eder. Ancak rehinli alacaklar, İİK m.206’daki birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar (işçi alacakları gibi) ve projedeki değişikliklerden etkilenmeyen alacaklılar bu bağlayıcılık ilkesinin dışında tutulur. Konkordato sürecinde sağlanan takip durması ve faiz işlememesi gibi moratoryumlar, borçlu için yaşamsal bir “nefes alma” süresi sunarken, alacaklılar için de ciddi riskler barındırır. Süreç uzadıkça borçlunun mali durumunun daha da kötüleşmesi ve alacak tahsilatının zorlaşması ihtimali ortaya çıkabilir. Bu durum, yasa koyucunun alacaklılara verdiği hakların (komiserden bilgi alma, itiraz etme, komiserin görevden alınmasını talep etme) ne kadar önemli olduğunu gösterir. Sürecin dinamik yapısı, alacaklıların pasif bir şekilde beklemek yerine, aktif olarak süreci denetlemesini ve haklarını kullanmasını zorunlu kılar. Konkordato, borçluyu iflastan kurtarma amacı taşırken, belirli alacak gruplarını (rehinli ve birinci dereceden imtiyazlı alacaklar) bağlayıcılık ilkesinden istisna tutarak, sosyal ve ekonomik açıdan en hassas alacak gruplarının korunmasını sağlamıştır. Bu durum, hukukun, borçluya ikinci bir şans tanırken dahi, belirli alacaklı gruplarının haklarını önceliklendirdiği ve “eşitlik” ilkesinin bu gruplar için geçerli olmadığını ortaya koymaktadır.

Konkordato Süreci Zaman Çizelgesi

Konkordato süreci, belirli yasal süreleri içeren aşamalardan oluşur. Mahkeme, başvuru üzerine belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettiğinde, geçici mühlet kararı verir. Bu mühletin başlangıç süresi üç aydır ve borçlunun veya komiserin talebiyle en fazla iki ay daha uzatılabilir, böylece toplamda en fazla beş aya ulaşabilir. Bu süre içinde, alacaklılar komiserin ilanıyla on beş gün içinde alacaklarını kaydettirmeye davet edilir. Geçici mühletin bitiminde, mahkeme kesin mühlet kararı verebilir.

Kesin mühletin başlangıç süresi bir yıldır ve mahkemenin kararıyla en fazla altı ay daha uzatılarak toplamda on sekiz aya kadar çıkabilir. Bu süreçte, alacaklılar kurulu kararlara itiraz edebilir veya temyiz yoluna başvurabilir. Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararına karşı da on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

4. Konkordatonun Tasdiki, Reddi ve Feshi

Konkordato sürecinin son ve en önemli aşaması, projenin mahkeme tarafından tasdik edilmesidir. Bu aşama, alacaklıların çoğunluk onayıyla kabul edilen projenin hukuken geçerlilik kazanmasını sağlar.

4.1. Konkordatonun Tasdiki Şartları

Mahkeme, konkordato projesini tasdik etmeden önce bir dizi şartın yerine getirilip getirilmediğini denetler. Bu denetim, projenin yalnızca şekli değil, aynı zamanda maddi şartlara da uygun olup olmadığını belirlemek için kritik öneme sahiptir.

  • Yasal Çoğunluk: Konkordato projesi, İİK m.302’de belirtilen yasal çoğunluklarla alacaklılar tarafından kabul edilmiş olmalıdır.
  • Dürüstlük ve Uygulanabilirlik: Borçlunun, süreç boyunca “iyi niyet” ile hareket etmesi ve projenin “gerçekçi” ve “uygulanabilir” olması gerekir.
  • Alacaklı Menfaati: Konkordato projesi kapsamında alacaklılara önerilen miktarın, borçlunun iflası halinde elde edecekleri miktardan daha yüksek olması gereklidir.
  • Komiserin Olumlu Raporu: Atanan komiserin, projenin tasdikinin uygun olduğuna dair gerekçeli raporunu mahkemeye sunması gerekir.

Bu şartların yerine getirilmesi halinde, mahkeme konkordato projesinin tasdikine karar verir.

4.2. Tasdik Kararının Hukuki Sonuçları

Mahkeme tarafından verilen tasdik kararı, kural olarak rehinsiz tüm alacaklılar için bağlayıcı hale gelir. Kararda, alacaklıların hangi oranda alacaklarından feragat ettiği ve borçlunun borçlarını hangi takvimde ödeyeceği açıkça belirtilir. Tasdik kararının kesinleşmesi üzerine, eğer borçlu hakkında iflas kararı varsa, bu karar kaldırılarak borçlu ticari faaliyetlerine devam eder.

Ayrıca, konkordato projesi dışında herhangi bir alacaklıya daha fazla ödeme veya avantaj vaat edilmesi halinde, bu vaatler hükümsüz sayılır. Konkordato, alacaklıların oy çokluğuyla kabul edilmiş bir anlaşma olsa da, mahkemenin sıkı yargısal denetimi bu anlaşmanın suiistimal edilmesini engeller. Mahkeme, projeyi sadece çoğunluk oylarına göre değil, aynı zamanda projenin “dürüstlük” ve “uygulanabilirlik” gibi maddi şartlara uygun olup olmadığına göre de değerlendirir. Bu durum, hukukun çoğunluğun iradesini dahi koruma altına aldığını ve konkordatonun “çoğunluk diktatörlüğü”ne dönüşmesini engellediğini gösterir.

4.3. Konkordato Talebinin Reddi ve Feshi

Konkordato her zaman tasdikle sonuçlanmaz. Mahkeme, projenin yasal şartları sağlamadığını veya alacaklı menfaatlerini koruyamayacağını tespit ederse talebi reddeder. Konkordato talebinin reddi, borçlu iflasa tabi ise, mahkemenin iflasına karar vermesiyle sonuçlanabilir. Konkordatonun tasdikinden sonra, borçlunun anlaşma koşullarına uymaması halinde süreç sonlandırılabilir. Bu duruma “fesih” denir. Konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı, konkordatoyu kendi hakkında feshettirebilir. Ayrıca, borçlunun konkordatoyu suistimal ettiğinin ortaya çıkması durumunda, her alacaklı konkordatonun tamamen feshini talep edebilir.

Bu durum, konkordato müessesesinin bir “ikinci şans” sunma amacından saparak, borçlunun iflası erteleme veya varlıklarını kaçırma aracı olarak kullanılabileceği riskini doğurur. Bu risk, alacaklıların süreci sürekli denetlemesi ve hukuki yollara başvurma yetkilerini aktif olarak kullanması gerektiğini gösterir.

5. Süreçteki Temel Paydaşların Hak ve Yükümlülükleri

Konkordato süreci, borçlu, alacaklı ve konkordato komiseri gibi temel paydaşların belirli hak ve yükümlülükleri çerçevesinde işler.

5.1. Borçlunun Hakları ve Yükümlülükleri

  • Hakları: Borçlu, bu süreçte borçlarını yeniden yapılandırma teklifi sunma , haciz ve icra takiplerine karşı korunma ve komiser gözetiminde ticari faaliyetlerini sürdürme hakkına sahiptir.
  • Yükümlülükleri: Borçlu, mali durumunu tam ve gerçeğe uygun beyan etmek , tüm alacaklılara eşit muamele yapmak , komiser ve mahkeme ile işbirliği yapmak ve malvarlığını korumakla yükümlüdür. Komiserin izni olmadan taşınmaz ve işletme tesisatını devredemez, rehin tesis edemez.

5.2. Alacaklıların Hakları ve Yükümlülükleri

  • Hakları: Alacaklılar, konkordato talep edebilme , alacaklarını kaydettirme , alacaklılar kurulunda yer alarak komisere tavsiyelerde bulunma , projeye itiraz etme , oylamaya katılma ve borçlunun iyi niyetli olmadığı durumlarda konkordatonun feshini isteme hakkına sahiptir.

5.3. Konkordato Komiseri ve Alacaklılar Kurulu

  • Komiserin Görevleri: Mahkeme tarafından atanan konkordato komiseri, sürecin yönetiminden ve denetiminden sorumludur. Borçlunun faaliyetlerine nezaret eder , projenin tamamlanmasına katkıda bulunur , mahkemeye ara raporlar sunar ve alacaklılar kurulunu düzenli aralıklarla bilgilendirir.
  • Alacaklılar Kurulunun Yetkileri: Komiserin faaliyetlerine nezaret eden ve denetleyen alacaklılar kurulu, komisere tavsiyelerde bulunabilir ve faaliyetlerini yeterli bulmadığı komiserin değiştirilmesini mahkemeden talep edebilir.

5.4. İşçi Alacaklarının Durumu

İşçi alacakları (ücret, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı vb.) İİK m.206 uyarınca “birinci sırada imtiyazlı alacak” olarak kabul edilir. Bu imtiyaz, iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğan alacaklarla sınırlıdır. Konkordato mühleti boyunca işçi alacaklarına ilişkin yeni takip başlatılamasa da , işçiler alacaklarının varlığını tespit ettirmek amacıyla iş mahkemelerinde dava açabilirler. Ayrıca, konkordato ilanı kesinleşmişse, son üç aya ait ödenmeyen ücretleri için İŞKUR üzerinden Ücret Garanti Fonu’na başvurabilirler. Bu öncelikli konum, konkordato sürecinde dahi işçilerin haklarının korunmasını sağlar.

6.Konkordato Süreci ve İflasın Karşılaştırmalı Analizi

Konkordato ve iflas, benzer durumlarda uygulanan ancak sonuçları ve hedefleri birbirinden tamamen farklı olan iki hukuki süreçtir. İflas, kanunlarımızda tacir statüsündeki bir borçlunun borçlarını ödeyememesi hali olarak tanımlanırken, konkordato işleri bozulan ve ödeme güçlüğü çeken iyi niyetli borçluları koruma amacı güden bir kavramdır.

En temel fark, iflasın amacının borçlunun malvarlığını tasfiye ederek alacaklılara dağıtmak olması, konkordatonun ise borçlunun ticari hayatını devam ettirme ve borçları yeniden yapılandırma amacı taşımasıdır. Bu nedenle, konkordato ile borçlu yasal koruma altında faaliyetlerine devam ederken , iflasta ticari faaliyetler sona erer ve mallar iflas idaresi tarafından yönetilir. Alacaklılar açısından bakıldığında, konkordato, borçlarının bir kısmını veya tamamını tahsil etme imkânı sunarken , iflasta ancak tasfiyeden kalan kısım için tahsilat söz konusu olabilir.

7. Sonuç ve Değerlendirme

Konkordato, Türk hukuk sisteminde borçluya ticari faaliyetlerini sürdürme, alacaklılara ise alacaklarını azami oranda ve belirli bir güvence altında tahsil etme fırsatı sunan kompleks bir hukuki mekanizmadır. Sürecin başarısı, birçok faktöre bağlıdır. Gerçekçi ve uygulanabilir bir projenin hazırlanması, borçlunun süreç boyunca sergileyeceği iyi niyet ve şeffaflık, ve atanan komiserin yetkinliği ve denetimi bu faktörlerin başında gelir. Konkordato süreci, borçluya tanıdığı takip durması ve faiz işlememesi gibi moratoryumlarla “nefes alma” süresi sunarken, alacaklıların alacak tahsilatında karşılaştığı riskler arasında hassas bir denge kurar. Bu denge, yasal denetim mekanizmaları ve alacaklıların aktif katılımıyla korunur. Sürecin sonunda konkordatonun tasdik edilmesiyle borçlunun ticari hayatı kurtarılırken , reddi veya feshi durumunda iflas kaçınılmaz hale gelebilir. Bu nedenle, konkordato başvurusu sadece bir borç yapılandırma girişimi değil, aynı zamanda işletmenin geleceği için stratejik bir karar niteliğindedir.


Konkordato SSS – Minar Hukuk
Konkordato Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi bulunan borçluların, alacaklılarla anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmasını sağlayan hukuki bir mekanizmadır. Amaç, iflas yerine borçlunun ticari hayatını devam ettirmektir.
Konkordato talebi hem borçlu hem de alacaklı tarafından yapılabilir. Ancak alacaklı, yalnızca borçlu iflasa tabi ise bu başvuruyu yapabilir. İflasa tabi olmayan borçlular için konkordato talebi sadece borçlu tarafından ileri sürülebilir.
Başvuruda konkordato ön projesi, borçluya ait bilanço ve mali tablolar, alacaklı listesi, karşılaştırmalı tablo ve bağımsız denetim raporu gibi belgeler sunulmalıdır. Ayrıca başvuru harcı ve gider avansı da yatırılmalıdır.
Geçici mühlet, mahkemenin başvuru üzerine verdiği ve 3 ila 5 ay sürebilen geçici korumadır. Kesin mühlet ise konkordatonun uygulanabilir bulunması halinde verilen 1 yıllık (en fazla 18 aya kadar uzatılabilen) yasal koruma süresidir.
Mahkeme, konkordato projesinin yasal çoğunlukla kabul edilmesini, borçlunun dürüst davranmasını, projenin uygulanabilir olmasını ve alacaklılara iflasa göre daha fazla menfaat sağlamasını şart koşar. Komiserin olumlu raporu da gereklidir.
İşçi alacakları, İİK m.206 uyarınca imtiyazlıdır. Mühlet içinde takip yapılamaz ancak işçiler alacaklarını tespit için dava açabilir. Ayrıca Ücret Garanti Fonu sayesinde son üç aya ait ödenmeyen ücretlerini talep edebilirler.
Alacaklılar toplantısı, komiserin çağrısıyla yapılır. Projenin kabulü için alacaklıların yarıdan fazlası ve alacakların yarıdan fazlası ya da alacaklıların dörtte biri ile alacakların üçte ikisi oranında çoğunluk aranır.
Borçlunun konkordato projesine uymaması veya alacaklıları zarara uğratacak hileli davranışlarda bulunması halinde konkordato feshedilebilir. Bu durumda borçlu iflasa tabi ise mahkeme iflasına karar verir.
Mahkeme konkordato projesini reddederse, borçlu iflasa tabi ise doğrudan iflasına karar verilebilir. İflasa tabi olmayan borçlu için konkordato süreci sona erer ve koruma kalkar.
Borçlu, mahkemenin veya komiserin onayı olmadan taşınmazlarını devredemez, rehin tesis edemez veya işletme tesisatını satamaz. Malvarlığının korunması esastır.
Rehinli alacaklılar kural olarak konkordatoya tabi değildir. Ancak rehinle temin edilmemiş kısım için konkordatoya dahil olabilirler. Bu durum, alacaklının hem rehin hakkını hem de konkordatodaki alacağını korur.
Konkordato kararına karşı istinaf ve temyiz yoluna başvurulabilir. Borçlu veya alacaklı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinafa gidebilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı yine 10 gün içinde temyiz mümkündür.