Kanser hastaları, tedavi süreçlerinde yüksek maliyetli ilaçlara erişim sağlamak zorunda kalabilmektedir. Ancak, bazı kanser ilaçları SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) tarafından karşılanmamakta ya da yalnızca belirli endikasyonlar kapsamında ödeme yapılmaktadır. SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için hastaların hukuki yollarla haklarını arama imkânı bulunmaktadır. Bu yazıda, SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçlarına erişim süreci, başvuru yolları ve dava açma prosedürleri detaylı şekilde ele alınacaktır.

1. SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları Nelerdir?

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları, genellikle yeni nesil immünoterapi ilaçları, hedefe yönelik akıllı ilaçlar ve bazı biyoteknolojik tedavileri kapsamaktadır. Özellikle Pembrolizumab (Keytruda), Nivolumab (Opdivo), Atezolizumab (Tecentriq) gibi immünoterapi ilaçları ve Osimertinib (Tagrisso), Palbociclib (Ibrance) gibi hedefe yönelik tedaviler, SGK ödeme listesinde yer almayan ilaçlar arasında öne çıkmaktadır.

Türkiye’de, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanan kanser ilaçları, Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) yer alan ilaçlardır. SUT’ta yer almayan ilaçlar ise SGK tarafından karşılanmaz.

SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçları, genellikle yeni geliştirilen ve yüksek maliyetli olan ilaçlardır. Bu ilaçlar, immünoterapi ve akıllı ilaç adı verilen tedavi yöntemlerinde kullanılmaktadır. İmmünoterapi, vücudun bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı savaşması için uyarmayı amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Akıllı ilaçlar ise kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engelleyen ilaçlardır.

Bu ilaçlar, birçok ülkede kanser tedavisinde standart olarak kullanılmasına rağmen Türkiye’de SGK tarafından yalnızca belirli hastalık gruplarında ya da endikasyon dışı başvurular kapsamında karşılanmaktadır.

  • Keytruda (Pembrolizumab): İmmünoterapi ilacı olup, özellikle cilt kanseri, akciğer kanseri ve bazı lenfomalar için kullanılır.
  • Opdivo (Nivolumab): İmmünoterapi grubu ilaçlardan olup, melanom, akciğer kanseri ve böbrek kanserlerinde kullanılır.
  • Tecentriq (Atezolizumab): Akciğer kanseri ve mesane kanseri gibi hastalıklarda kullanılan immünoterapi ilacı.
  • Altuzan (Bevacizumab): Kolorektal kanser, akciğer kanseri ve beyin tümörlerinde kullanılan hedefe yönelik tedavi ilacı.
  • Trastuzumab (Herceptin): Meme kanseri ve mide kanseri tedavisinde kullanılan biyoteknolojik ilaç.
  • Rituximab (MabThera): Lenfoma ve bazı otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan monoklonal antikor.
  • Cetuximab (Erbitux): Baş ve boyun kanseri ile metastatik kolorektal kanser tedavisinde kullanılan monoklonal antikor.
  • Ibrutinib (Imbruvica): Bazen kanser tedavisinde “akıllı ilaç” olarak anılan Ibrutinib, özellikle kronik lenfositik lösemi (CLL) ve mantel hücreli lenfoma tedavisinde kullanılır. B lymphositlerin büyümesini engelleyerek kanser hücrelerinin yayılmasını önler. Türkiye’de SGK tarafından karşılanmamakta, ancak birçok ülkede standart tedavi olarak kabul edilmektedir.
  • Olaparib (Lynparza): Bir PARP inhibitörü olan bu ilaç, özellikle BRCA mutasyonu taşıyan over kanseri ve meme kanseri hastalarının tedavisinde kullanılır. Olaparib, kanser hücrelerinin onarım mekanizmalarını engelleyerek bu hücrelerin yok olmasını sağlar. SGK ödeme listesinde yer almamaktadır.
  • Neratinib (Nerlynx): Bu ilaç, HER2 pozitif meme kanseri tedavisinde kullanılır. Neratinib, kanser hücrelerindeki HER2 reseptörlerini inhibe ederek tümörlerin büyümesini engeller. SGK kapsamında yer almadığı için hastalar bu tedaviye erişim konusunda zorluklar yaşamaktadır.
  • Pembrolizumab (Keytruda): İmmünoterapi grubundan olan bu ilaç, melanom, akciğer kanseri, baş ve boyun kanseri, böbrek kanseri gibi birçok kanser türünde etkili bir tedavi seçeneğidir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerine karşı savaşmasını sağlar. Türkiye’de SGK tarafından bazı kanser türlerinde karşılanmakta, ancak birçok hastalık için ödeme yapılmamaktadır.
  • Atezolizumab (Tecentriq): Akciğer kanseri ve mesane kanseri gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı harekete geçirerek, kanserin büyümesini engeller. SGK ödeme listesinin dışında olan bu ilaç, dünyada birçok ülkede rutin olarak kullanılmaktadır.
  • Daratumumab (Darzalex): Bu biyoteknolojik ilaç, özellikle multipl miyelom tedavisinde kullanılır. Daratumumab, kanser hücrelerinin yüzeyindeki bir proteine bağlanarak bağışıklık sisteminin bu hücreleri yok etmesini sağlar. Türkiye’de SGK tarafından karşılanmamakta ve yüksek maliyetleri nedeniyle hastalar için erişilebilir değildir.
  • Vemurafenib (Zelboraf): Melanom tedavisinde kullanılan bu ilaç, BRAF mutasyonu taşıyan kanser hücrelerini hedef alır. Vemurafenib, kanser hücrelerinin büyümesini engeller ve sağkalımı artırır. SGK ödeme listesinde yer almadığı için hastalar tedaviye ulaşmakta zorluklar yaşamaktadır.
  • Trastuzumab Emtansine (Kadcyla): HER2 pozitif meme kanseri tedavisinde kullanılan bu ilaç, trastuzumab ve kemoterapi ilaçlarının birleşimidir. HER2 pozitif tümörlerin büyümesini engeller ve kemoterapinin etkisini artırır. SGK tarafından genellikle karşılanmamaktadır.
  • Bevacizumab (Avastin): Kolorektal kanser, akciğer kanseri, böbrek kanseri, beyin tümörleri ve bazı diğer kanser türlerinde kullanılan bu hedefe yönelik tedavi, kanser hücrelerinin beslenmesini engellemeyi amaçlar. Türkiye’de bazı koşullarda SGK tarafından karşılanmakla birlikte, genellikle belirli hasta grupları için sınırlıdır.
  • Erlotinib (Tarceva): Bu ilaç, akciğer kanseri ve pankreas kanseri tedavisinde kullanılır. Kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen hedefe yönelik tedavi ilaçlarındandır. Türkiye’de SGK tarafından ödeme yapılmamakta, ancak bazı özel tedavi seçenekleriyle temin edilebilmektedir.
  • Lapatinib (Tykerb): Meme kanseri tedavisinde kullanılan bu hedefe yönelik tedavi ilacı, HER2 pozitif kanser hücrelerinin büyümesini engeller. Lapatinib, tedaviye dirençli hastalarda etkinlik gösterebilir, ancak Türkiye’de SGK ödeme listesinde yer almamaktadır.
  • Abirateron (Zytiga): Prostat kanseri tedavisinde kullanılan bu ilaç, hormon üretimini engelleyerek kanserin büyümesini durdurur. Yüksek maliyetleri nedeniyle SGK tarafından karşılanmamaktadır, ancak gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
  • Ipilimumab (Yervoy): Melanom tedavisinde kullanılan immünoterapidir. Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerine karşı savaşmasına yardımcı olur. Türkiye’de SGK tarafından karşılanmamakta ve genellikle özel hastaneler ve kliniklerde tedavi gören hastalar için erişilebilmektedir.
  • Ruxolitinib (Jakafi): Bu ilaç, myelofibrozis gibi kan hastalıkları ve bazı lenfoma türlerinin tedavisinde kullanılır. Kan hücrelerinin üretimini düzenleyerek hastalığın seyrini iyileştirir. SGK kapsamında yer almamaktadır.
  • Acalabrutinib (Calquence): Kronik lenfositik lösemi (CLL) tedavisinde kullanılan bu ilaç, kanser hücrelerinin büyümesini durdurarak hastalığın ilerlemesini engeller. Türkiye’de SGK tarafından karşılanmamakta ve yüksek maliyeti nedeniyle hastalar için erişim zordur.

Bu ilaçlar, birçok ülkede kanser tedavisinde standart olarak kullanılmasına rağmen Türkiye’de SGK tarafından yalnızca belirli hastalık gruplarında ya da endikasyon dışı başvurular kapsamında karşılanmaktadır.

2. SGK’ya Başvuru Süreci

SGK’nın karşılamadığı ilaçlar için ilk adım, hastanın endikasyon dışı başvuru yoluyla SGK’ya ödeme talebinde bulunmasıdır. Bunun için:

  • Hastanın onkoloji uzmanı tarafından ilacın tıbbi zorunluluğunu belirten rapor hazırlanması ve ilacın reçete edilmesi
  • İlacın kullanılmasına yönelik Sağlık Bakanlığı Endikasyon Dışı Kullanım Onayı alınması,
  • Başvuru dilekçesi ve tıbbi belgelerle birlikte SGK’ya başvuru yapılması gerekmektedir.

Başvurunun reddedilmesi halinde, hasta bu karara karşı hukuki yollara başvurabilir.

3. Hukuki Başvuru Yolları

Hekim tarafından reçete edilen ilacın eczaneden ücretsiz temin edilememesi halinde, dava açmadan önce ikinci aşamaya geçilir. Bu aşamada hastalar, ilacın kullanımından önce veya kullanım sırasında, peşin olarak ödedikleri ilaç bedellerinin SGK tarafından geri ödenmesi ve tedavi sürecinde kullanılacak ilaçların masraflarının SGK tarafından karşılanması talepleriyle SGK’ya başvuruda bulunmalıdır. Başvuru, Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç Geri Ödeme Yönetmeliği ve İlaç Geri Ödeme Başvurularına İlişkin Usul ve Esaslar doğrultusunda gerçekleştirilmelidir.

Başvuru, SGK’nın ilgili birimine iletilir ve değerlendirme sürecine alınır. Yapılan incelemenin ardından, ilacın Bedeli Ödenen İlaç Listesi’nde yer almaması veya hastalığın Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) belirtilen tanılar arasında bulunmaması gibi gerekçelerle çoğunlukla başvuru reddedilmektedir. Bu red kararının ardından SGK’ya karşı dava açma aşamasına geçilir.

SGK tarafından karşılanmayan ilaç bedellerinin hastanın hakkı olarak kabul edilmesi için; ilacın tıbbi zorunluluk taşıması, SGK’ya başvuru yapılması ve immünoterapi gibi tedavilerin tıbba uygun biçimde kullanılması şartları aranır.

Bu davalarda görevli mahkeme, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesine göre İş Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise, başvurunun reddedildiği SGK şubesinin bulunduğu yer İş Mahkemesi, bulunmaması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görevlendirilmiş mahkemelerdir.

Bununla birlikte 2008 öncesi sigorta ilişkilerinde idari yargının görev alanına girmektedir.

Dava sürecinde hastanın vefatı durumunda, davanın konusu olan ilaç bedellerinin tedavi süresince karşılanması hakkı sona erdiğinden dava konusuz kalır. Ancak, mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve SGK tarafından ilaç bedelleri karşılanmışsa, kurumun rücu talebine karşı mirasçıların davaya devam edip etmeyecekleri mahkeme tarafından sorulmalıdır. Sadece ödenen ilaç bedellerinin iadesine ilişkin davalarda da hastanın vefatı halinde, mirasçılar davaya devam edip etmeyeceklerini mahkemeye bildirmek zorundadır.

a) İdari Dava Açma

4/c kapsamında SGK’lı olan ve memurlar ve kamu görevlileri başta olmak üzere eskiden emekli sandığına bağlı olan kişilerin davalarında İdare Mahkemeleri görevlidir.

Dava açmadan önce ilaç için bir ödeme yapıldığı takdirde bu bedelin tazminin talep edilebilmesi için alınan ilk ilaçtan itibaren 1 yıllık ve her halde 5 yıllık zamanaşımı süresi mevcuttur. İdare Mahkemesinde dava açılacak ise ilaç bedelinin ödeme tarihinden itibaren 2 ay içerisinde başvurulması ve gelen ret cevabına karşın 2 ay içerisinde dava açılması gerekmektedir.

İdari davalar, SGK’nın ret kararına karşı İdare Mahkemesi‘nde açılır. Dava dilekçesinde şu hususlara yer verilmelidir:

  • İlacın hastanın tedavisi için zorunlu olduğu,
  • Başka bir tedavi alternatifi bulunmadığı,
  • İlacın Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandığı ve tıbbi gerekliliği.

Mahkeme, hastanın mağduriyetini önlemek amacıyla Yürütmenin Durdurulması Kararı verebilir. Bu karar ile dava sonuçlanana kadar SGK’nın ilaç bedelini karşılaması sağlanabilir.

b) İş Mahkemesinde Dava Açma

Bazı durumlarda, ilacın hastanın zorunlu tedavi gideri olması nedeniyle doğrudan İş Mahkemesi‘nde SGK’ya karşı dava açılabilir. İş Mahkemesi’nde açılan davalarda, bilirkişi raporları ve tıbbi belgelerle ilacın hayati önemi vurgulanır.

4. İhtiyati Tedbir Talebi

Hastanın tedavi sürecinde ilaç temininde mağduriyet yaşamaması için ihtiyati tedbir talebinde bulunulmalıdır. Bu tedbir, yargılama süreci devam ederken hastanın ilaç temininde herhangi bir sorun yaşamasını engeller. Mahkeme, ihtiyati tedbir talebini kabul etse de bu, davayı kabul edeceği anlamına gelmez. Mahkemenin tedbir kararını verdiği tarihten itibaren, rapor süresi boyunca hastanın ödediği ilaç bedelleri geri ödenecektir.

Bu, ruhsatlı ilaçlar için geçerli olup ruhsatsız ilaçlar Türkiye Eczacılar Birliği’nden temin edilir ve SGK tarafından doğrudan Eczacılar Birliği’ne ödeme yapılır, ilaç ücretsiz sağlanır. Yargılama süreci tamamlandıktan sonra, davanın gerekçeli kararı doğrultusunda, önceki ödenen ilaç bedelleri geri ödenir. Yargılama sonunda alınacak olumlu karar ile hastanın tedavi süresince kullanacağı ilaç bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Bunun için SGK’ya bir dilekçe yazılmalı ve mahkeme kararına ek olarak kararın uygulanması sağlanmalıdır. Eğer karar aleyhe olursa, iç hukuk yolları tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılabilir ve gerekirse AİHM’e başvurulabilir.

Sonuç olarak, SGK tarafından karşılanmayan ilaç bedelinin ödenmesi, hastalar için bir hak olarak kabul edilmelidir. Bu hak; ilaç kullanım hakkı, SGK başvurusu yapılması, immünoterapinin zorunlu ve tıbben uygun kullanımı şartları sağlandığında geçerlidir.

5. Bilirkişi İncelemesi

Hukuki süreçlerde bilirkişi raporu, davaların seyrini önemli ölçüde etkileyebilecek, uzmanlık gerektiren bir unsurdur. Mahkeme, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları daha objektif bir şekilde değerlendirebilmek için genellikle bilirkişilerden görüş alır. Özellikle tıbbi davalarda, mahkeme tıbbi uzman bilirkişilerden, tedavi sürecinde kullanılan ilaçların tıbbi gerekliliği hakkında rapor talep eder. Bu rapor, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilir, çünkü bilirkişi raporu mahkemeye, tıbbi olayların ne şekilde gerçekleştiğine ve hangi tedavi yöntemlerinin doğru olduğuna dair teknik bilgi sağlar.

Bilirkişi raporu, genellikle davanın kazanılma olasılığını artıran kritik bir unsurdur. Davanın güçlü bir bilimsel dayanağa sahip olması, mahkemenin doğru bir karar verme sürecini hızlandırır ve adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun içerdiği tıbbi bilgiler, olayın gerçekliğini ortaya koyan ve tarafların haklarını savunan bir belge olarak işlev görür.

Yargıtay’ın son içtihatlarına göre, bilirkişi raporunun etkisi daha da büyümüştür. Yargıtay, özellikle tıbbi uygulamalar ve tedavi gerekliliği konusunda verilen bilirkişi raporlarına büyük bir önem atfetmekte, bu raporları kararlarının dayanağı olarak kullanmaktadır. İçtihatlarda, bilirkişi raporunun hukuki süreçte nasıl bir etki yarattığına dair net ve belirleyici açıklamalar bulunmaktadır. Ayrıca, bilirkişinin uzmanlık alanındaki bilgi ve tecrübeleri, mahkemenin kararının doğruluğu için kritik bir faktör haline gelir. Bu nedenle, tıbbi alanda davalar söz konusu olduğunda, bilirkişi raporunun kalitesi ve güvenilirliği, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilecek önemli bir kriterdir.

Bilirkişilerin bağımsız ve objektif bir şekilde rapor sunmaları, hukuki sürecin sağlıklı işleyebilmesi açısından son derece önemlidir. Mahkemeler, bilirkişilerin verdiği raporları dikkate alarak, hem adil kararlar vermeye çalışır hem de davaların doğru bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.

6. Dava Süreci Ne Kadar Sürer?

İdari davalar ortalama 6-12 ay sürmektedir. İş mahkemeleri ise ortalama 2- 3 sene sürmektedir. Ancak, yürütmenin durdurulması ya da ihtiyati tedbir kararı alınması halinde hasta, dava süresince ilaca erişim sağlayabilir.

7. Masraflar ve Avukatlık Ücretleri

Kanser hastaları için açılan davalarda, sağlık hizmetlerinin temin edilmesinde yaşanan zorluklar veya SGK’nın tedavi masraflarını karşılamaması gibi durumlar sıklıkla hukuki süreci başlatma gerekliliğini doğurur. Bu tür davalar, genellikle hastaların tedaviye erişim konusunda karşılaştıkları engelleri aşmak için açılır. Kanser hastalarının tedavi sürecinde yaşadıkları zorluklar, bazen ilaçların temin edilememesi, hastalığın ilerlemesi ya da tedaviye dair gereksinimlerin karşılanamaması gibi sebeplerle hukuki yollara başvurmayı gerekli kılabilir. Bu tür davalarda, davanın sonucunun hastaların hayat kalitesini ve tedavi süreçlerini doğrudan etkileyebilmesi nedeniyle, davanın kazanılması durumunda çeşitli ekonomik kolaylıklar sağlanmaktadır.

Eğer kanser hastası olan bir kişi, sağlık sigortası veya SGK kapsamında hakkını alamıyorsa ve bu hakkı talep etmek için mahkemeye başvurmuşsa, davanın kazanılması halinde SGK, hem avukatlık ücretlerini hem de mahkeme masraflarını karşılamaktadır. Bu durum, hastaların maddi yükümlülüklerini hafifletirken, aynı zamanda hukuki süreci daha verimli bir şekilde yürütebilmelerini sağlar. Avukatlık ücreti, dava sürecindeki en büyük masraflardan biridir ve davanın kazanılması halinde SGK tarafından karşılanması, hastaların hukuki mücadeleye girmelerini daha erişilebilir hale getirir. Mahkeme masrafları da dava süreciyle doğrudan ilgili olan bir başka mali yükü oluşturur ve bu masrafların SGK tarafından karşılanması, hastaların adalet arayışındaki mali engelleri ortadan kaldırır.

Adli Yardım ve Dava Masraflarından Muafiyet
Kanser hastalarının tedaviye erişim konusunda yaşadıkları zorluklar, maddi durumu yetersiz olan bireyler için ek bir engel oluşturabilir. Bu bağlamda, dava sürecinde Adli Yardım talebinde bulunmak da önemli bir seçenektir. Adli Yardım, maddi durumu yetersiz olan ve dava açma hakkını kullanamayan kişilere, devletin sağladığı hukuki destekle dava sürecini yürütme imkanı sunar. Bu talep, dava sürecinde tüm masraflardan muafiyet sağlayarak hastaların hem maddi hem de psikolojik olarak rahatlamasına olanak tanır.

Adli Yardım, dava açmanın maliyetinden endişe duyan hastalar için bir güvence sunar. Kanser gibi uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklarla mücadele eden bireyler, yalnızca tedavi süreçlerine odaklanmak isterken, hukuki mücadelenin getirdiği ekonomik yükle de karşılaşabilirler. Adli Yardım, bu kişilere avukatlık hizmeti sunar ve mahkeme masraflarından muafiyet sağlar, böylece hastaların dava açmak için gerekli olan maddi imkânlara sahip olmalarını garanti eder. Adli Yardım talebi, mahkeme başvurusu esnasında ilgili kuruma yapılabilir ve başvurunun kabul edilmesi durumunda dava süreci, maddi açıdan hastanın yükünü hafifleterek daha erişilebilir hale gelir.

8. Sonuç

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları, özellikle kanser hastalarının yaşam hakkını doğrudan etkileyen, hayati önem taşıyan tedavi yöntemleridir. Kanser, birçok hastalık gibi, tedavi edilmediği takdirde hızla ilerleyebilen ve ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Ancak, tıbbi ilerlemeler ve yenilikçi tedavi yöntemlerinin geliştirilmesiyle birlikte, kanserin tedavisi için daha etkili ilaçlar ve tedavi seçenekleri ortaya çıkmıştır. Bu ilaçlar, immünoterapiler, hedefe yönelik tedavi yöntemleri ve biyoteknolojik ilaçlar gibi ileri düzey tedavi yöntemlerini içermektedir. Ancak bu ilaçlar genellikle yüksek maliyetli olmakta ve SGK tarafından karşılanmamaktadır. SGK’nın ödeme listesinde yer almayan bu ilaçlar, birçok kanser hastası için hayati önem taşırken, tedaviye erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmasına neden olabilmektedir.

Hukuki Yollarla Erişim Sağlanması
SGK tarafından karşılanmayan kanser ilaçlarının temini, hastalar için büyük bir zorluk yaratabilir. Ancak bu noktada, hastalar hukuki yollara başvurarak devletin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesini talep edebilirler. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların SGK tarafından karşılanması gerektiğini savunmak ve hastanın tedaviye erişimini sağlamak amacıyla dava açmak, hukuki açıdan önemli bir adımdır. Kanser hastaları, özellikle ilaçların yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli olduğu durumlarda, tedaviye erişim konusunda yaşadıkları bu zorlukları aşmak için yargı yoluna başvurabilirler. Hukuki süreç, devletin ve SGK’nın sorumluluğunu belirleyerek, ilaçların hastaya sağlanmasını talep etme imkanı tanır. Bu dava sürecinde hastalar, haklarını savunarak tedaviye devam edebileceklerdir.

Yürütmenin Durdurulması ve İhtiyati Tedbir Kararları
Kanser tedavisinde ilaçların erişilememesi, tedavi sürecinin aksamasına ve hastalığın ilerlemesine yol açabilir. Bu nedenle, hastalar hukuki yollara başvurduğunda, mahkeme tarafından verilen yürütmenin durdurulması ve ihtiyati tedbir kararları, dava sürecinde tedaviye devam edebilme imkanı sunar. Yürütmenin durdurulması, SGK’nın tedaviye ilişkin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi için mahkeme tarafından verilen bir karardır. Bu karar, dava süresi devam ederken, hastaların ilaçlara ulaşabilmesini sağlar ve tedavi sürecinin kesintiye uğramasını engeller. İhtiyati tedbir ise, tedaviye ilişkin acil bir ihtiyaç doğduğunda, mahkemenin hastanın sağlığını koruyacak şekilde tedavi masraflarının karşılanması için geçici bir düzenleme yapmasıdır. Bu tür tedbir kararları, hastaların tedaviye devam etmelerini sağlar ve hastaların hayati bir tedavi ilaçlarına erişiminde gecikme yaşanmasını engeller.

Bu kararlar, dava süreci uzun sürebileceği için hastaların tedavi sürecinde kayıplar yaşamamaları adına kritik bir öneme sahiptir. Yürütmenin durdurulması ve ihtiyati tedbir kararları sayesinde, dava süresi boyunca hastalar, tedavilerine devam edebilir ve ilaçlara ulaşabilirler. Bu durum, hastaların yaşam kalitelerinin korunmasına ve tedaviye devam etmelerine yardımcı olur. Dava sonucunda ilaçların temin edilmesi kararı çıkarsa, bu kararın hemen uygulanabilmesi, hastaların tedavi süreçlerinde kesinti yaşamamalarını sağlar.

Hukuki Hakların Bilinçli Kullanılması ve Uzman Avukat Desteği
Kanser hastalarının hukuki haklarını bilinçli şekilde kullanmaları, adaletin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Hukuki süreç, karmaşık ve teknik bir yol olabilir. Bu nedenle, hastaların kendi başlarına bu süreci sağlıklı bir şekilde yürütebilmeleri her zaman mümkün olmayabilir. Dava sürecinde atılacak her adım, hastanın tedaviye erişiminde kritik bir rol oynar. Bu bağlamda, uzman bir avukat desteği almak, hastaların hak kaybı yaşamamaları ve en doğru hukuki yola başvurmaları açısından çok önemlidir. Uzman avukatlar, sağlık hukuku ve SGK mevzuatı konusunda derinlemesine bilgiye sahip olup, hastaların ihtiyaçlarına en uygun çözüm yollarını belirleyebilirler.

Avukatlar, dava sürecinin her aşamasında hastayı bilgilendirir, hangi adımların atılması gerektiğini açıklar ve mahkeme aşamalarında etkili bir şekilde temsil eder. Ayrıca, SGK’nın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak amacıyla gerekli tüm yasal işlemleri başlatır. Uzman avukat desteği sayesinde, hastaların hakları daha etkin bir şekilde savunulabilir ve doğru kararlar alınması sağlanır. Hukuki sürecin başından itibaren profesyonel bir destek almak, dava sürecinin daha hızlı ve doğru ilerlemesine yardımcı olur.

Sonuç Olarak
SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları, hastaların yaşamlarını sürdürebilmeleri ve sağlıklı bir şekilde tedavi süreçlerine devam edebilmeleri için kritik öneme sahiptir. Bu ilaçlar, hayati bir tedavi gerektiren ve hastanın sağkalımını doğrudan etkil