1.Giriş
Yağma suçu, Türk Ceza Kanununun Kişilere Karşı Suçlar Bölümünde yer almakta olup 148. Maddede düzenlenmiştir. Kovuşturulması resen yürütülen suçlardan olup yargılama yapılabilmesi için mağdurun şikayeti aranmaz. Yağma suçu, halk arasında hırsızlık anlamına benzer şekilde kullanılsa da, daha ağır cezayı gerektiren bir suç olmakla birlikte hırsızlığı da kapsayan cebir veya tehdit unsurunun bulunduğu bileşik bir suç tipidir.
2.Yağma Suçu ve Tanımı (Madde 148)
Türk Ceza Kanununun 148. Maddesinin 1. Fıkrasına göre “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Bu hüküm yağma suçunun temel halini açıklamaktadır. Yağma suçu hırsızlık suçundan farklı olarak tehdit veya cebir içerir olduğundan hırsızlık suçundan farklılaşmaktadır. Fail tarafından uygulanacak cebir veyahut tehdidin mağdurun sadece kendisine yöneltilmesi şart değildir. Dolayısıyla mağdurun kendisine yöneltilebileceği gibi aile, arkadaş ya da eşine de yöneltilmiş olabilir. Burada mağdurun kişi ile olan yakınlığı değerlendirilirken sadece kan bağı veya evlilik birliği aranmayacak mağdur ile üçüncü kişinin günlük ve sosyal yaşantılarındaki yakınlığı göz önünde bulundurulacaktır.
Türk Ceza Kanununun148. Maddesinin 2. Fıkrasına göre “Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.” Bu fıkrada yer alan hüküm ise yağma suçunun bir çeşidi olan uygulamadaki adıyla senet yağmasıdır. Bu suçun işlenişi, sadece kişiye kuvvet ve tehdit altında var olmayan bir borç ilişkisini gösterir senet meydana getirmek değil aynı zamanda hukuk dünyasında var olmuş, senede veya kıymetli evraka bağlanmış bir borç ilişkisini ilgili belgeyi hükümsüz kıldıracak bir işlem yapmak (borcun ödendiğinin senede işlenmesi, tahsil fişi alınması vb.) da aynı zamanda cezalandırılmaktadır.
Yine aynı maddenin 3. Yani son fıkrası ise “Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.” Bu maddenin son fıkrasında ise yağma suçunun bir unsuru olan cebir, normal haliyle kişiye kuvvet uygulanması iken fiilin nitelendirilmesi genişletilmiş olup, failin mağduru herhangi bir ilaç, kimyasal madde, alkol ya da fiziki etkisiz hale getiricilerle (biber gazı, elektro şok tabancası, kelepçe, ip vb.) mağduru kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesinin de cebir sayıldığını ve yağma suçuna vücut vereceğini hüküm altına almıştır.
3.Yağma Suçunun Unsurları
Yağma suçu bileşik bir suç tipi olduğundan unsurlarının incelenmesi ve doğru şekilde anlaşılması önem taşımaktadır.
- Maddi Unsur: Yağma suçunun konusunu “mal” oluşturur. 148. Maddede “bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya” ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla mal dışında kalan şeylerin yağma suçunun konusu olamayacağı açıktır.
Bir şeyin mal olarak kabul edilebilmesi için gerekli şartlar vardır;
- Malvarlığı Haklarının Konusunu Oluşturması
- Bir Ekonomik Değere Sahip Olması
- Fiziki Bir Yapıya Sahip Olması gerekmektedir.
Bu tanımlamaya ek olarak ifade edilmelidir ki bileşik suç hükmü gereği hırsızlık, yağma suçunun bir unsuru olduğundan dolayı yağma suçunun konusunu sadece taşınabilir mallar oluşturur.
- Fail: Bu suçun faili herkes olabilmektedir. Dolayısıyla failin mağdur ile arasındaki bağlantı yahut ilişki önem taşımaz.
- Eylem: Yukarıda da ayrıntılı şekilde değinildiği üzere yağma suçu birden fazla eylemin bir araya gelmesiyle meydana gelmektedir. Bu sebeple suçu meydana getiren eylemlerin ayrıca incelenmesi gerekir.
1)Tehdit Etmek veya Cebir Kullanmak
-Mağdurun tehdit edilmesi veya mağdura yönelik cebirde bulunulması, yağmaya konu edilen malın alınmasında araç olarak kullanıldığı sebebiyle yağma suçunu hırsızlık suçundan farklılaştıran unsurdur. Mağdurun şahsına veya yakınına yöneltilmiş olan cebir veya tehdit, mağduru malın teslimine ya da malın alınmasını engelleyememeye mecbur kılmak zorundadır. Failde böyle bir etki yaratmaya tehdit veya cebir sonunda malın teslimi gerçekleşse bile yağma suçunu oluşturmayacaktır.
Bu nedenlerle kapkaç fiili mağdur üzerinde zorlama etkisi yaratmadığı sürece yağma suçundan ceza verilemez. Ancak hırsızlık suçundan ceza verilmesi mümkündür.
2)Malın Teslimi veya Alınması
-Yağma suçunun oluşması için failin yalnızca mağdura veya yakınlarına yönelik cebir-tehdit uygulaması yeterli olmayıp, bu tehdit veya cebir fiilinin mağduru hem kendisini savunamayacak duruma getirmesi hem de fiillerin sonunda söz konusu malın tesliminin veya alınmasının gerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu sebepten dolayı eğer kişinin mağdura yönelik gerçekleştirdiği cebir veya tehdit malın alınmasına yeterli gelmez ya da herhangi bir sebepten ötürü teslimi gerçekleştiremez ise kişi yağma suçundan ceza almayacak teşebbüs aşamasında kaldığından yağma suçuna teşebbüs söz konusu olacaktır.
4.Yağma Suçunun Daha Fazla Cezayı Gerektiren Halleri (Madde 149)
Yağma suçunun çok sayıda nitelikli hali bulunmaktadır bunlar;
- Suçun silahla işlenmesi
- Failin kendisini tanınmayacak hale sokmasıyla işlenmesi
- Birden fazla kişinin birlikte yağma suçunu işlemesi
- Yol kesmek vasıtasıyla ya da mağdurun işyerinde veya konutunda işlenmesi
- Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı bu suçun işlenmesi (Burada kendisini savunamayacak kişiden çıkarılacak anlam, suçun mağdurun fiziksel bir sakatlığı, hastalığı ya da engeli olabileceği gibi ruhsal anlamda hassas olması ya da psikiyatrik hasta olması da olabilmektedir)
- Mevcut veya mevcut olduğu kabul edilen örgütlerin korkutucu güçlerinden yararlanılarak (Örneğin failin mağdurdan teslim alırken “Ben XXX örgütünün üyesiyim bu eşyayı mala vermezsen seni ve çocuklarını öldürürüz.” demesi bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilecektir.
- Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla işlenmesi (Bu nitelikli halden ceza verilebilmesi için yağma suretiyle malı teslim alan failin söz konusu malın örgüte yarar sağlamış olup olmadığı değerlendirilmemelidir. Örneğin mağdurun arabasını yağma suretiyle alan fail, bunu örgüte yarar sağlamak amacıyla yapmış olsa fakat sonradan bu aracı örgüte teslim etmese bile bu nitelikli halin oluştuğu açıktır. Çünkü burada cezayı ağırlaştıran hal örgüte yarar sağlanması değil failin örgüte yarar sağlamak amacıyla bu suçu işlemesidir.
- Suçun gece vaktinde işlenmesi Burada önem yaratan husus gece vakti kavramından ne anlaşılması gerektiğidir. Şöyle ki gece vakti Ceza Kanununda belirli saatlere hasredilmiş değildir. Ceza Kanununun 6. Maddesine Göre gece vakti “Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi” anlamına gelir. Dolayısıyla bu ağırlaştırıcı halin uygulanabilmesi için suçun işlendiği saat değil güneşin ne zaman battığı önem taşır. Çünkü güneş yılın farklı mevsim ve zamanlarında farklı saatlerde batmakta olduğundan suçun işlendiği günün detaylı raporu incelenmelidir. Suçun salt saat 19:00 veya 20:00’da işlenmesi yılın farklı zamanlarında bu saatlerde karanlık olmadığından bu ağırlaştırıcı halin uygulanması anlamına gelememelidir.
- Yağma suçunun ağırlaştırıcı hali olmamakla birlikte eğer mağdura uygulanan cebir kişiyi yaralar nitelikte olursa ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.
5.Yağma Suçunun Daha Az Cezayı Gerektiren Halleri (Madde 150)
- Maddenin 1. Fıkrasına göre fail tarafından cebir veya tehdidin mağdura bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla gerçekleştirilmesi halinde yağma suçundan ceza verilmeyip tehdit veya kasten yaralama suçundan ceza verilecektir. Örneğin kendisine 100.000 TL borçlu olan kişiyi tehdit etmek veya dövmek suretiyle alacağını tahsil eden kişinin alacağı ceza yağma suçu olmayıp durum ve koşullar farklılık gösterebilmekle birlikte tehdit ve/veya kasten yaralama suçu olacaktır. Bu halin gerçekleşmesi halinde kasten yaralama ve tehdit suçlarının cezası yağma suçundan çok daha az olduğundan failin alacağı sonuç ceza yüksek miktarda azalabilmektedir.
- Aynı maddenin 2. Fıkrasına göre ise yağma suçu ekonomik değeri az ise verilecek ceza 1/3 ve 1/2 arasında indirilecektir. Fakat burada ekonomik değerin azlığı sabit koşullara göre değil fail ve mağdurun ekonomik durumları birlikte değerlendirilerek karar verilecektir. Örneğin çok zengin bir kişinin takım elbisesini yağma suretiyle alan fail ile, sokakta yaşayan ekonomik durumu kötü olan bir kişinin elbisesini çalan failin aynı cezayı alması mümkün değildir.
6.Yağma Suçunun Cezai Yaptırımı
Yağma suçunun basit halinde Fail, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yağma suçunun cezayı ağırlaştıran halinde Fail, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yağma suçunun cezayı hafifleten halinde Faile verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.
7.Yağma Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları
Mahkemenin gerekçesinde bahsettiği tapelerin başka suçlarla ilgili konuşmalar içerdiği, bu konuşmalardan sanık …’ün suç örgütü yöneticisi olduğu anlaşılsa da; somut olayda mağdur …’a yönelik nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma; mağdur … …’a yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçlarında, sanık …’ün örgüt üyeleri olan temyiz dışı hükümlüler …, Resul … ve …’a emir ya da talimatı bulunduğuna dair dosyada her türlü şüpheden uzak somut delil bulunmadığı, temyiz dışı hükümlüler …, Resul … ve …’ın da savunmalarında bu suçları örgüt faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin ikrarda bulunmadıklarının anlaşılması karşısında; sanık … hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 220/5 maddesi delaletiyle cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, 26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/5735 E. 2023/15732 K.)
Olay 8’deki; sanık….’nin, sanık ….’nın lideri olduğu suç örgütü adına, katılan …’dan tehdit ve cebirle para istediği, neticesinde de katılan …’ın, kolluktaki iddiasına göre 240 TL, telefon görüşme kayıtlarına göre ise, 100 TL parayı sanık …’a verdiğinin anlaşılması karşısında; yağma suçunun tamamlanmış olduğu gözetilmeksizin, kalkışma aşamasında kaldığından bahisle sanıkların cezalarından 5237 sayılı TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca indirim uygulanması, karşı temyiz olmadığından, Olay 9’daki sanıklar …, … ve …’in, katılan …’a yönelik eylemi, ………./…,.. Beldesi’ndeki… Pansiyon isimli işyerinin havuzuna ait soyunma odasında bulunan dolap içindeki pantolonun sağ arka cebindeki parayı çalarak gerçekleştirdiklerinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi ile ceza tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde 142/1-e maddesi ile hüküm kurulması, sonuca etkili bulunmadığından; Bozma nedeni yapılmamıştır.(Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/8188 E. 2015/40734 K.
Yağma suçunun oluşabilmesi için, suça konu malın, elinde bulunduran kişiden cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle alınması veya mağdurun malı … ya da malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınması gerekir. Dolayısıyla yağma suçunda mağdur, cebir veya tehdit kullanılması ve bunun sonucunda malın alınması, teslimi ya da malın alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılmaktadır. Cebir veya tehdit bir kimseyi malını teslim etmeye veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak için yapılmalıdır. Cebir veya tehdidin bu amaçla ve bu şekilde yapılması, yağma suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suçlardan ayırmaktadır. Öğreti ve yargısal kararlarda benimsendiği üzere; malın taşınabilir olması, mal sahibinin rızasının bulunmaması, malın alınması ve faydalanma kastının varlığı gibi hususlar yönünden hırsızlık suçuna benzeyen yağma suçu, failin malı almak veya zilyedinin malın alınmasına … göstermesini sağlamak bakımından cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi nedeniyle hırsızlık suçundan ayrılmaktadır. Failin mağdura yönelttiği cebir veya tehdidi, kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla bir malı … veya alınmasına karşı koymamaya zorlamak amacıyla gerçekleştirmiş olması gerekir. Cebir veya tehdit ile malın alınması veya verilmesi arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır. Yağma suçunun oluşabilmesi için, baştan itibaren yağma amacıyla hareket eden failin, eylemin başında veya ortasında cebir veya tehdit kullanmasının önemi bulunmamaktadır. Önemli olan cebir veya tehdidi kullanmasıdır. Ancak bazı durumlarda fail, aslında hırsızlık amacıyla harekete geçmesine karşın daha sonraki bir aşamada cebir veya tehdit kullanmaktadır. Bu durumda eylemin hangi suçu oluşturacağı hususunda tereddüt yaşanmaktadır. Yağma suçu bir kişinin malını cebir veya tehdit kullanarak almak suretiyle oluştuğundan, unsurları itibarıyla hem zilyetliğe hem de kişinin hürriyetine yönelik bir suçtur. Ancak burada kişi hürriyetine yönelen saldırı, mal aleyhine işlenen suçun gerçekleştirilmesi bakımından bir araç niteliğinde bulunduğundan, bu suç sonuç itibariyle “mal aleyhine” işlenen bir suçtur. Hırsızlık suçu da yağma gibi mala karşı işlenen suçlardandır. Ancak hırsızlık suçunda taşınır mal, sahibinin rızası ve hatta çoğu zaman haberi olmaksızın bulunduğu yerden alındığı halde, yağma suçunda fail mağdura karşı cebir veya tehdit kullanarak malı bulunduğu yerden almaktadır. Bu nedenle hırsızlık suçunda korunan hukuki yarar, zilyetlik hakları iken, yağmada zilyetlik haklarının yanında, aynı zamanda kişi özgürlüğü de korunmaktadır. Hırsızlık amacıyla malın alınmasından ve mağdurun bu eşya üzerindeki hâkimiyetinin sona ermesinden sonra gerçekleşen cebir veya tehdit, hırsızlık suçunun yanında kasten yaralama veya tehdit suçunu da oluşturacaktır. Yağma suçu, hırsızlığın zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilme halidir. Cebir veya tehdit, ”yaşam …, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı …” şeklindeki hukuki değerlere yönelik olmalıdır. Yağma icrai kuvvetle işlenebilen bir suç tipidir. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişinin malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamasına elverişli olması gerekir. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/13377 E. 2024/11531 K.)
Mağdure…’in emniyette 21.06.2006 tarihli ifadesinde özetle, akrabaları olan sanık …’in kendisinden zorla alt yüzüğünü ve 240-TL parasını aldığını, daha sonra sanığı yüzüğü bir kuyumcuya sattığını öğrendiklerini, 140-TL karşılığında yüzüğün geri satın alındığını beyan ettiği, Mağdure mahkemede ise, sanığın kendisinden para almadığını, yüzüğü ise olaydan sonra oğlu Kadir’in kuyumcudan alıp getirdiğini, beyan ettiği, Mağdurenin oğlu olan tanık…..’in, Cumhuriyet Savcılığıdaki ifadesinde, olaydan sonra evlerinin bahçesinde kuyumcuya ait yırtılmış bir kartvizit bulduğunu, bu kuyumcuya giderek yüzüğü sorduğunu, kuyumcu ….’ün yüzüğü sanıktan 130-TL ye satın aldığını söylediğini, kendisinin de 140-TL verip yüzüğü geri aldığını, Tanık mahkemede ise olaydan sonra sanığı kuyumcunun önünde bulduklarını burada sanığın yüzüğü geri iade ettiğini, yüzüğü kuyumcudan geri almadığını, savcılıktaki beyanlarını doğru olmadığını beyan ettiği, Kuyumcu… ise aşamalarda değişmeyen beyanında, sanığın dükkanına gelerek altın yüzük satmak istediği, tedirgin ve telaşlı bir hali olduğu için satın almadığını, dükkanın önünde bir bayan ve bir erkek şahsın gelerek sanıkla tartışıp yüzüğü istedikleri, bayanın annesinin yüzüğü diyerek sanıktan yüzüğü aldığını ifade ettiği görülmektedir.
Bu ifadeler çerçevesinde;
1- Yağma eyleminin etrafı duvarla çevrili evin avlusunda gerçekleştiği anlaşıldığından; suç tarihi itibariyle olayın gerçekleştiği yerin konutun eklentisi niteliğine sahip olduğu, 6545 sayılı Yasanın 64. maddesi ile yapılan değişiklik öncesi 5237 sayılı TCK’nın 149. maddesinin 1.fıkrasının (d) bendinde yer alan mevcut düzenlemede, “Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde” ibaresine yer verilip ayrıca “eklentiden” bahsedilmemesi nedeniyle, sanığın eylemine uyan 148. madde yerine, suçun nitelikli hali olan 149/1. maddesinin (d) bendi ile de uygulama yapılarak fazla ceza tayin edilmesi,
2- Tanıklar ve mağdurenin beyanlarındaki çelişkiler giderilerek, suça konu altın yüzüğün sanıktan ne şekilde geri alındığı, sanığın bu konudaki iradesinin etkin pişmanlık niteliğine sahip olup olmadığı, duraksamaya yer verilmeyecek şekilde tespit edilmeden; eksik soruşturmayla yetinilip, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
3- Uygulamaya göre de, TCK’nın 53.maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, bu hususun yeniden değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık… savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/31069 E. 2016/5644 K.)
7.Sonuç
Yağma suçu cebir-tehdit içerdiğinden ve meydana geliş itibariyle hırsızlık suçuna benzerlikler gösteren bir suç tipi olduğundan uygulamada ayırt edilebilmesi güç olabilmektedir. Genellikle kamuoyu tarafından tefeci olarak adlandırılan kişilerce örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ve sık karşılaşılan suçlardan biridir.
Stj. Av. Mustafa DUĞRAL