KURYELERİN İŞÇİLİK HAKLARI VE HUKUKİ DAYANAKLARI
Günümüzde e-ticaretin ve hızlı teslimat sistemlerinin gelişmesiyle birlikte kuryeler, iş dünyasının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak, iş yüklerinin artmasına rağmen birçok kurye, işçilik hakları konusunda bilgi sahibi olmadığı için çeşitli mağduriyetler yaşamaktadır. Türkiye’de kuryeler, işçi statüsünde çalışıyorlarsa 4857 sayılı İş Kanunu’na ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na tabidirler. Kuryeler, eğer işverenin emir ve talimatları altında, düzenli bir şekilde çalışıyor ve iş sözleşmesiyle istihdam ediliyorsa işçi olarak kabul edilir ve aşağıdaki haklara sahip olur.
Özellikle pandemi dönemi sonrası, GETİR, YEMEKSEPETİ, TRENDYOL gibi şirketler bünyesinde ciddi bir istihdam alanı yaratan bu meslek grubunda; iş kazaları sıklıkla görülmekte olup, kuryelere bağımsız çalışan kişiler gibi (BAĞ-KUR) sigorta yaptırılarak işverenler sorumluluktan kurtulmaya çalışmaktadır. Bu aşırı mağduriyet nedeniyle kişilerin meslek hayatı geçirecekleri kazaya kadar devam etmekte mağdur bırakılmaktadır.
Bu makale de meslek teşkilatı ve özel düzenlemeleri olmayan kuryelik mesleğinin genel hükümler çerçevesinde ki hakları izah edilmiştir.
1. KURYELERİN İŞÇİ STATÜSÜ VE ÇALIŞMA KOŞULLARI
Kuryeler, belirli bir işverene bağlı olarak, işverenin emir ve talimatları doğrultusunda çalışıyorsa işçi statüsündedir ve 4857 sayılı İş Kanunu’na tabiidir. Ancak bazı işverenler, işçilik yükümlülüklerinden kaçınmak amacıyla kuryeleri esnaf kurye ya da taşeron firma çalışanı gibi göstermeye çalışmaktadır. Bir kuryenin işçi olarak sayılabilmesi için belirli kriterler vardır. Bu kriterler arasında, kuryenin işverenin belirlediği saatler içinde çalışması, işveren tarafından sağlanan ekipmanları kullanması, işverenin emir ve talimatlarına uyması ve düzenli olarak maaş ya da prim alması gerekmektedir. Eğer bir kurye, bağımsız çalıştığını iddia etse bile bu şartları sağlıyorsa, işçi olarak kabul edilir ve dolayısıyla işçilik haklarından faydalanabilir.
2. ÜCRET VE FAZLA MESAİ HAKLARI
2.1. Ücret Alacakları
İş Kanunu’nun 32. maddesi gereğince işçiye, yaptığı iş karşılığında tam ve zamanında ödeme yapılması gerekmektedir. İşveren, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesi gereğince ücreti en geç ayda bir ödemelidir. Kuryeler için öne çıkan ücret alacakları şunlardır:
- Asgari ücretten düşük ödeme yapılamaz.
- Bankaya yatan maaş dışında elden verilen eksik ödemeler kanuna aykırıdır.
- Prim ve performans ödemeleri iş sözleşmesine uygun olarak yapılmalıdır.
- İşçi, geciken ücretleri için faiz talep edebilir.
2.2. Fazla Mesai Ücreti
İş Kanunu’nun 41. maddesi gereğince haftalık çalışma süresi 45 saati aşamaz. Aşan sürelerde işveren, işçiye fazla mesai ücreti ödemek zorundadır. Fazla mesai ücreti, normal saatlik ücretin %50 fazlası kadar olmalıdır. İşçi, fazla mesai ücretini alamazsa, iş mahkemesinde dava açarak geriye dönük 5 yıllık fazla mesai alacağını talep edebilir. Fazla mesai yapıldığına dair delil olarak WhatsApp mesajları, GPS kayıtları, iş emirleri veya tanık beyanları kullanılabilir.
3. HAFTA TATİLİ VE RESMİ TATİL ÜCRETLERİ
Kuryelerin hafta tatili ve resmi tatil ücretleri, işçi hakları kapsamında önemli bir yere sahiptir. İş Kanunu çerçevesinde, kuryelerin bu tatillerde çalışma durumları belirli düzenlemelere tabidir. Kuryeler, haftada en az bir gün izin kullanma hakkına sahiptir. Hafta tatilinde çalıştırılan kuryelere, bu gün için çift yevmiye ödenmesi gerekmektedir. Yani, bir kurye hafta tatilinde çalıştığında, normal ücretinin iki katı kadar ödeme almalıdır. Ayrıca, bayram ve resmi tatillerde çalıştırılan kuryelere de çift maaş ödenmesi zorunludur. Bu düzenleme, kuryelerin tatil günlerinde çalıştıklarında hak ettikleri ek ücreti güvence altına alır. Eğer bu ödemeler yapılmazsa, kuryeler haklarını korumak amacıyla iş mahkemesinde tazminat talep etme hakkına sahiptir. Kuryelerin hafta tatili ve resmi tatil ücretlerinin doğru bir şekilde ödenmesi, onların çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve haklarının korunması açısından son derece önemlidir.
4. YILLIK İZİN ÜCRETİ
Yıllık izin ücreti, işçilerin dinlenme haklarını koruyan önemli bir düzenlemedir. İş Kanunu’nun 53. maddesine göre, en az bir yıl çalışmış olan kuryeler yıllık izin hakkına sahiptir. Yıllık izin süreleri, çalışılan yıl sayısına göre değişiklik göstermektedir.
1-5 yıl arası çalışan kuryeler, yıllık 14 gün izin hakkına sahiptir. 5-15 yıl arası çalışan kuryeler için bu süre 20 güne çıkarken, 15 yıldan fazla çalışan kuryeler ise yıllık 26 gün izin kullanma hakkına sahiptir. Ayrıca, işten ayrılan kuryelere kullanmadıkları yıllık izin günleri için ücret ödenmesi gerekmektedir. Bu düzenlemeler, kuryelerin haklarının korunmasını ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlamak amacıyla önem taşımaktadır.
5. KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI
5.1. Kıdem Tazminatı
Kuryelerin kıdem tazminatı, işçilerin işten ayrıldıklarında veya iş akitlerinin sona ermesi durumunda hak ettikleri önemli bir tazminat türüdür. İş Kanunu’na göre, bir çalışanın kıdem tazminatı alabilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekmektedir.
Kıdem tazminatı, çalışanın aynı işyerinde en az bir yıl çalışmış olması durumunda talep edilebilir. İşten çıkarılma, emeklilik, işçinin kendi isteğiyle ayrılması gibi durumlarda kıdem tazminatı talep edilebilir. Ancak, işçinin kendi isteğiyle işten ayrılması durumunda tazminat alma hakkı bulunmamaktadır. Kıdem tazminatı miktarı, çalışanın işyerindeki her bir yılı için 30 günlük brüt ücreti üzerinden hesaplanır. Bu hesaplama, çalışanın işten ayrıldığı tarihteki brüt maaşına göre belirlenir.
5.2. İhbar Tazminatı
Kuryelerin ihbar tazminatı, iş sözleşmesinin feshi durumunda işçilerin haklarını koruyan önemli bir tazminat türüdür. İş Kanunu’na göre, bir işçi işten çıkarılmadan önce belirli bir süre önceden bildirim yapılması gerekmektedir. Bu süre, çalışanın işyerinde ne kadar süreyle çalıştığına bağlı olarak değişir.
- 6 aya kadar çalışanlara 2 hafta,
- 6 ay – 1,5 yıl çalışanlara 4 hafta,
- 1,5 – 3 yıl çalışanlara 6 hafta,
- 3 yıldan fazla çalışanlara 8 hafta ihbar süresi tanınmalıdır.
Eğer işveren, çalışana bu süreyi tanımadan işten çıkarırsa, çalışana ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür. İhbar tazminatı, çalışanın son brüt maaşı üzerinden hesaplanır ve ihbar süresi kadar bir tazminat miktarıdır. Örneğin, 4 hafta ihbar süresi olan bir çalışanın son brüt maaşı 4 haftalık maaşı kadar tazminat alması gerekir. Ayrıca, işçinin kendi isteğiyle işten ayrılması durumunda da ihbar süresine uyması gerekmektedir. Eğer işçi bu süreye uymadan işten ayrılırsa, işverene ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olabilir.
6. SİGORTA VE SGK HAKLARI
Kuryelerin Sigorta ve SGK hakları oldukça önemli olup, işverenin yasal yükümlülükleri arasında yer alır. İşveren, kuryeyi sigortalı çalıştırmak ve SGK primlerini düzenli olarak yatırmak zorundadır.
1. Zorunlu Sigorta ve SGK Primi Ödemesi
İş Kanunu’na göre, işverenler tüm işçilerini sigortalı yapmakla yükümlüdür. Bu bağlamda, kuryeler de bir işverene bağlı olarak çalıştıkları takdirde 4/A (SSK) kapsamında sigortalı işçi olarak kabul edilir. İşveren, kuryenin işe başladığı günden itibaren en geç 1 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirimde bulunmak zorundadır. Sigorta primleri, asgari ücretin altında gösterilemez ve düzenli bir şekilde SGK’ya yatırılmalıdır. İşverenin, işçinin haberi olmadan sigorta primlerini eksik yatırması veya hiç yatırmaması hukuka aykırıdır. Bu tür uygulamalar, hem işçilerin haklarını ihlal eder hem de işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini gösterir.
Kuryelerin sigortalı olması, sağlık hizmetlerinden yararlanma, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası gibi pek çok avantajı da beraberinde getirir. İşverenlerin bu yükümlülüklere uyması, hem işçilerin ekonomik güvenliğini sağlamak hem de iş yaşamındaki adaleti temin etmek için esastır.
2. Sigortasız Çalıştırılma Durumu
Bazı işverenler, maliyetlerden kaçınmak amacıyla kuryeleri sigortasız çalıştırma yoluna gidebilir. Ancak, bu durum, kuryelerin haklarını ihlal eder. Sigortasız çalıştırılan kuryelerin sahip olduğu haklar arasında şunlar yer almaktadır: Öncelikle, kurye, hizmet tespit davası açarak geriye dönük sigorta haklarını talep edebilir. Bu dava, çalışanın sigortalı olarak kabul edilmesi için yasal bir süreçtir ve geçmişteki hak kayıplarını telafi etme imkânı sunar.
Ayrıca, kurye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na veya SGK’ya şikâyette bulunarak durumu bildirebilir. Bu şikâyet, işverenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini belgelendirmeye yardımcı olabilir. Son olarak, kuryeler sigortasız çalıştırıldıkları için iş akitlerini haklı nedenle feshedebilirler. Bu durumda, kıdem tazminatı alma hakkına da sahip olurlar. Sigortasız çalışma, işçinin temel haklarını ihlal ettiğinden, bu durumdan etkilenen kuryelerin yasal yollarla haklarını aramaları son derece önemlidir.
3. İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası
Kuryeler, özellikle trafik kazaları ve zorlu çalışma koşulları nedeniyle sıkça iş kazalarına maruz kalabilirler. Bu nedenle, iş kazası ve meslek hastalığı sigortası, kuryelerin sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşır.
3.1. İş Kazası Nedir?
İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre belirli durumlarda gerçekleşir. Bu kapsamda, bir kurye iş sırasında veya iş yerinde kaza geçirirse, bu durum iş kazası olarak değerlendirilir. Ayrıca, kurye, işverenden gelen talimatla bir yere giderken trafik kazası geçirirse, bu da iş kazası sayılır. Mola sırasında işyeri sınırları içinde yaşanan kazalar da iş kazası kapsamına girer.
Bu tanımlar, kuryelerin karşılaşabileceği riskleri ve bu riskler sonucu oluşabilecek zararları güvence altına almak amacıyla oluşturulmuştur. İş kazası durumunda, kuryeler sağlık hizmetlerinden faydalanabilir ve gerekli tazminat haklarını talep edebilirler.
3.2. İş Kazası Halinde İşverenin Sorumlulukları
İş kazası durumunda işverenin sorumlulukları oldukça önemlidir. İşveren, SGK’ya kazanın meydana geldiği tarihten itibaren en geç 3 iş günü içinde iş kazası bildiriminde bulunmak zorundadır. Ayrıca, işçinin iş kazası nedeniyle geçici iş göremezlik durumu söz konusuysa, işçiye geçici iş göremezlik ödeneği (rapor parası) sağlanmalıdır.
Eğer işçi, iş kazası sonucunda kalıcı bir sakatlık yaşarsa veya ölüm durumu gerçekleşirse, işverence sürekli iş göremezlik geliri veya ölüm aylığı bağlanması gerekmektedir. Bunların yanı sıra, işveren gerekli güvenlik önlemlerini almadıysa, işçi veya ailesi tazminat davası açma hakkına sahiptir.
3.3. İş Kazası Sonrası Kuryenin Hakları
İş kazası geçiren bir kurye, öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) iş göremezlik ödeneği alabilir. Bu ödenek, işçinin geçici olarak çalışamadığı dönemde maddi destek sağlamaktadır. Eğer iş kazası sonucu kalıcı bir sakatlık (maluliyet) oluşursa, kurye maluliyet aylığı bağlanma hakkına sahiptir. Bu aylık, çalışanın yaşam standartlarını korumasına yardımcı olur. Ayrıca, iş kazasının işverenin ihmali nedeniyle gerçekleştiği tespit edilirse, kurye maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahip olacaktır.
4. Sağlık ve Emeklilik Hakları
4.1. Genel Sağlık Sigortası (GSS) Hakları
Sigortalı çalışan bir kurye, SGK tarafından sağlanan genel sağlık sigortasından yararlanır. Bu kapsamda, kurye kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler (eş ve çocuklar) devlet hastanelerinde ve bazı özel hastanelerde sağlık hizmetlerinden faydalanabilir.
4.2. Emeklilik Hakları
Kuryelerin emekli olabilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Öncelikle, sigorta prim gün sayısının yeterli olması ve yaş şartlarının tamamlanması gerekmektedir. 4/A kapsamında çalışan kuryelerin primleri düzenli olarak yatırıldığında, ilerleyen yıllarda emeklilik hakkı elde edebilirler.
5. Eksik veya Düzensiz Prim Ödenmesi Durumunda Haklar
Bazı işverenler, kurye çalıştırmalarına rağmen prim ödemesi yapmamayı veya eksik prim yatırmayı tercih edebilirler. Bu tür durumlar, kuryelerin sosyal güvenlik haklarının ihlaline yol açmaktadır. Kuryeler, bu hak ihlalleri ile karşılaşmaları halinde çeşitli yasal yollara başvurabilirler.
Öncelikle, kurye, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) şikâyet dilekçesi vererek primlerin eksiksiz bir şekilde yatırılmasını talep edebilir. Bu işlem, işverenin yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak amacıyla önemlidir. Ayrıca, işçi, İş Mahkemesi’nde hizmet tespit davası açarak eksik yatırılan primlerin tamamlanmasını sağlayabilir. Bu dava, kuryenin geçmişteki hak kayıplarını telafi etme ve gerekli prim gün sayısına ulaşma imkânı sunar.
Son olarak, eğer kurye, sigortasız çalıştırıldığını ispat edebilirse, işveren geriye dönük primleri ödemekle yükümlü hale gelecektir. Bu durum, işçinin maddi kayıplarının telafi edilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
6. BAHŞİŞLER VE PRİMLER
Bahşiş, müşterilerin hizmet karşılığında gönüllü olarak verdiği ek bir ödemedir. Ancak bu bahşişlerin nasıl değerlendirileceği, işverenin bunları yönetip yönetemeyeceği veya kuryenin bu konuda hak talep edip edemeyeceği hukuki bir mesele olabilir. Müşteriden doğrudan kuryeye verilen bahşiş, tamamen işçiye aittir. İşverenin bu bahşişe el koyması ya da kesinti yapması hukuka aykırıdır. Bahşiş, işveren tarafından toplanıyorsa, işveren bu ödemeyi dağıtma konusunda şeffaf olmalıdır. İşçiye eksik veya hiç ödeme yapmaması halinde, işçi alacak davası açabilir.
6.1. Bahşişlerin Maaşa Dahil Edilmesi
Bazı işverenler, bahşişleri maaşın bir parçası gibi göstermeye çalışabilir. Ancak bu durum, hukuka aykırıdır. Öncelikle, bahşiş, maaş yerine geçmez ve asgari ücretin hesaplanmasına dahil edilemez. Yasal düzenlemelere göre, bahşişlerin işçiye tam ve kesintisiz bir şekilde ödenmesi gerekmektedir. Eğer işveren, bahşişleri kendi kontrolünde toplayarak işçilere ödemiyorsa, bu durum işçinin haklarını ihlal eder. Eğer işveren, bahşişleri kendi kontrolünde toplayıp işçilere ödemiyorsa, işçi eksik ödeme yapıldığı gerekçesiyle alacak davası açabilir.
6.2. Primler ve Performans Ödemeleri
Primler, işçiye motivasyon sağlamak amacıyla verilen ek ödemelerdir ve kuryeler için çeşitli türleri bulunmaktadır. En yaygın prim türleri arasında, teslimat başına prim, hedefe dayalı prim, müşteri memnuniyet primi ve hızlı teslimat primi yer almaktadır.
Teslimat Başına Prim, kurye tarafından tamamlanan her teslimat için belirli bir ücret ödenmesini ifade eder. Hedefe Dayalı Prim ise, günlük veya aylık belirli bir teslimat sayısını aşan kuryelere ek ödeme yapılmasını sağlar. Müşteri Memnuniyet Primi, müşterilerin olumlu geri dönüşleri ve yüksek puanlar alması durumunda verilen primlerdir. Son olarak, Hızlı Teslimat Primi, belirlenen süreden önce siparişi tamamlayan kuryelere verilen ekstra ücretlerdir.
Primler, iş sözleşmesine veya işyeri yönetmeliklerine dahil edilmişse, işveren bu ödemeleri düzenli ve eksiksiz bir şekilde yapmak zorundadır. Eğer işveren, keyfi olarak prim ödemelerini durdurursa, işçi bu durumu hukuki bir zemin üzerinde değerlendirebilir ve ücret alacağı davası açma hakkına sahiptir. Ayrıca, prim ödemelerinin geciktirilmesi veya kesilmesi, işçinin iş akdini haklı fesih ile sona erdirme hakkı doğurabilir.
7. HAKLARIN KORUNMASI VE HUKUKİ BAŞVURU YOLLARI
Kuryeler, işçilik alacaklarını talep etmek amacıyla çeşitli yasal yollara başvurabilirler. İlk olarak, arabuluculuk süreci zorunlu hale gelmiştir. Kuryeler, iş mahkemesine başvurmadan önce arabulucu aracılığıyla işverenleri ile anlaşma sağlamaya çalışmalıdır. Eğer bu süreçte bir uzlaşma sağlanamazsa, işçiler, taleplerini yasal olarak mahkemeye taşıma hakkına sahip olurlar.
Bir diğer yol ise iş mahkemesidir. Kuryeler, ücret, tazminat, fazla mesai gibi alacakları için doğrudan iş mahkemesine dava açabilirler. Bu mahkemeler, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla kurulmuştur ve işçilerin haklarını koruma konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, sigortasız çalıştırma veya eksik prim yatırma gibi durumlarla karşılaşan kuryeler, bu konuları Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Çalışma Bakanlığı’na şikâyet edebilirler.
SONUÇ
Kuryeler, yoğun iş temposu ve tehlikeli çalışma koşulları nedeniyle en çok hak ihlali yaşayan işçiler arasındadır. İşçilik haklarının bilinmesi ve korunması, mağduriyetlerin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Eğer bir kurye, fazla mesai ücreti alamıyor, sigortasız çalıştırılıyor ya da iş kazasına uğradığında haklarını alamıyorsa, hukuki yollara başvurmalıdır. Haklarını bilen ve savunan işçiler, daha adil bir çalışma ortamının oluşmasına katkı sağlayacaktır..