GİRİŞ
Güzellik salonlarında sunulan hizmetler, tüketicilerin fiziksel görünümü üzerinde doğrudan etkili olması nedeniyle büyük bir hassasiyet gerektirmektedir. Teknolojinin ilerlemesi ve estetik kaygıların artmasıyla birlikte, lazer epilasyon, kimyasal peeling, cilt bakımı, saç renklendirme gibi pek çok kozmetik işlem yaygınlaşmış ve bu hizmetlere olan talep artmıştır. Ancak, bu artan talep beraberinde denetim eksikliklerini, yetkisiz uygulamaları ve tüketici mağduriyetlerini de getirmiştir. Güzellik merkezlerinde gerçekleştirilen işlemler sırasında ortaya çıkabilecek hatalar, tüketicinin sağlık bütünlüğünü tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir. Yanlış tekniklerin kullanılması, hijyen kurallarına uyulmaması, bilinçsiz kimyasal kullanımı ve yetkisiz kişilerin müdahaleleri sonucunda oluşan zararlar, sadece maddi değil aynı zamanda manevi kayıplara da neden olabilmektedir.
Hatalı işlemler nedeniyle meydana gelen zararlar tüketici hakları kapsamında değerlendirildiğinde, mağdurların hukuki yollara başvurma hakları bulunmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatlar, tüketicilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için çeşitli başvuru yolları öngörmektedir. Tüketici mahkemeleri, hakem heyetleri ve ceza hukuku çerçevesinde alınabilecek önlemler, mağdurların haklarını koruma altına almaktadır.
Bunun yanı sıra, güzellik merkezleri tarafından tüketicilerden alınan kişisel verilerin işlenmesi ve korunması da hukuki açıdan büyük önem taşımaktadır. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), bireylerin özel hayatının gizliliğini koruma altına almayı amaçlamakta olup, kişisel verilerin rıza dışı işlenmesi veya paylaşılması halinde yaptırımlar öngörmektedir. Güzellik salonları, müşterilerinin fotoğraflarını, sağlık bilgilerini veya iletişim bilgilerini açık rıza almaksızın kaydettiğinde ve paylaştığında, KVKK kapsamında hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir. Özellikle müşterilere ait fotoğrafların izinsiz olarak sosyal medya veya reklam amaçlı kullanılması, ciddi bir kişisel veri ihlali olup, mağdurların tazminat davası açma hakkı doğurmaktadır.
Ayrıca, son dönemde güzellik merkezlerinin haksız yere senet imzalatarak tüketicileri borçlandırdığı ve bu senetleri kötü niyetli şekilde icraya koyduğu durumlarla da sıkça karşılaşılmaktadır. Tüketiciler, hizmet almadan veya eksik hizmet almış olmalarına rağmen senet yoluyla borçlandırılabilmekte ve icra takibine maruz kalabilmektedir. Bu tür haksız uygulamalara karşı, Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında çeşitli hukuki yollar bulunmaktadır. Haksız olarak düzenlenen senetler için icra takibine itiraz edilmesi, menfi tespit davası açılması veya savcılığa suç duyurusunda bulunulması gibi yollar tüketicilerin haklarını korumak için kullanılabilir.
- GÜZELLİK SALONLARINDA HATALI İŞLEM KAVRAMI
Güzellik merkezlerinde yanlış bir işlem yapıldığında, merkeze başvurduğunuzda çoğu zaman cildinizin hassas olduğu, kısa süre içinde normale döneceği ya da hormonal bir probleminiz olabileceği gibi açıklamalarla karşılaşabilirsiniz. Eğer hormonal bir sorununuz olduğu iddia ediliyorsa, bilinmelidir ki merkezin işlem öncesinde sizin sağlık durumunuzu değerlendirmesi ve buna göre hareket etmesi gerekmektedir. Ancak bu sorumluluk sıklıkla göz ardı edilmekte ve pek çok kişinin mağdur olmasına neden olmaktadır. Son yıllarda hızla artan güzellik merkezi sayısı ve bunlara yönelik şikâyetlerin fazlalığı, denetim eksikliğinin bir sonucu olabilir. Güzellik salonlarında gerçekleştirilen hatalı işlemler, genellikle aşağıdaki durumlar kapsamında ortaya çıkmaktadır:
- Lazer epilasyon uygulamaları sırasında meydana gelen cilt yanıkları ve lekeler,
- Kimyasal peeling, cilt bakımı veya diğer kozmetik müdahaleler sonucunda oluşan deri tahrişleri,
- Yanlış veya hijyenik olmayan uygulamalar nedeniyle gelişen enfeksiyonlar,
- Kuaför hizmetlerinde yapılan hatalı renklendirme veya yanlış kimyasal kullanımı nedeniyle saç yanması,
- Tırnak ve kirpik uygulamalarında hatalı işlemler sonucu meydana gelen deformasyonlar.
Bu ve benzeri durumlar, tüketici açısından hukuki talepleri doğurabilecek nitelikte olup ilgili mevzuat dâhilinde değerlendirilmelidir.
2. HUKUKİ SORUMLULUK VE BAŞVURU YOLLARI
2.1. Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Mahkemesi
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca, tüketiciler aldıkları hizmetlerde ayıp bulunması halinde tüketici hakem heyetine veya tüketici mahkemesine başvurma hakkına sahiptir.
2025 yılı itibarıyla, 149.000 TL altındaki uyuşmazlıklarda, tüketicilerin dava açmadan önce Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurması zorunludur. Bu süreç, tüketicilerin sorunlarını hızlı ve etkili bir şekilde çözmelerine olanak tanır. Eğer zarar 149.000 TL’yi aşıyorsa, doğrudan Tüketici Mahkemesi’nde dava açılabilir.
2.2. Maddi ve Manevi Tazminat Davaları
2.2.1. Maddi Tazminat Davaları
Hatalı işlemler sonucunda meydana gelen fiziksel yaralanmalar, tedavi masrafları, gelir kaybı ve ek harcamalar gibi doğrudan ekonomik kayıplar için maddi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. Tüketiciler, yaşadıkları mağduriyetleri gidermek amacıyla bu süreçte belirli taleplerde bulunabilirler. İlk olarak, tüketici, hatalı işlemin bedelinin iadesini talep edebilir. Bu, yapılan işlemin geçerliliğini yitirmesi durumunda, ödediği bedelin geri alınmasını sağlar. Ayrıca, hatalı işlem nedeniyle oluşan fiziksel yaralanmalar için tedavi masraflarının karşılanması da önemli bir taleptir. Tüketiciler, bu masrafların tazmin edilmesini isteyerek sağlıklarını geri kazanma yolunda bir adım atabilirler. Bunun yanı sıra, eğer işlem sonucunda geçici veya kalıcı bir işgücü kaybı yaşanmışsa, bu kaybın telafisi için maddi tazminat talep edilebilir. İşgücü kaybı, bireyin gelirini etkileyen önemli bir faktör olduğundan, bu durumun da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sonuç olarak, hatalı işlemler nedeniyle tüketicilerin karşılaştığı ekonomik zararların tazmini için maddi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
2.2.2. Manevi Tazminat Davaları
Hatalı uygulamalar sonucunda bireyin bedeninde veya psikolojisinde geri dönüşü zor ya da kalıcı etkiler meydana geldiğinde, mağdur, manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Bu tür durumlar bireyin özgüven kaybı, stres, depresyon ve sosyal yaşamda karşılaştığı olumsuz etkiler gibi unsurları kapsamaktadır. Mahkeme, mağdurun maruz kaldığı psikolojik zararları titizlikle değerlendirerek uygun bir manevi tazminata hükmedebilir.
Manevi tazminat talebinde bulunulması durumunda, hatalı uygulamalar nedeniyle oluşan psikolojik zararların telafisi amacıyla manevi tazminat talep edilebilecektir. Bu talep, bireyin ruhsal durumunu düzeltmeye yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, hatalı uygulamalar, bireyin kişilik haklarına zarar verebilir ve bu nedenle kişilik haklarına yapılan saldırı dolayısıyla manevi tazminat talep edilebilecektir. Hatalı uygulamalar sonucunda bireyin sosyal yaşamı ve itibarı da olumsuz etkilenebilir; bu bağlamda kaybedilen itibar ve sosyal ilişkilerin telafisi amacıyla manevi tazminat talep edilebilir.
2.3. Ceza Hukuku Kapsamında Sorumluluk
Eğer güzellik salonundaki hatalı bir işlem sonucunda ciddi bir sağlık sorunu meydana gelmişse, bu durum Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında cezai sorumluluk doğurabilir. Özellikle, taksirle yaralama suçu (TCK m. 89) çerçevesinde, yanlış uygulamalar sonucunda vücut bütünlüğünün bozulması halinde, söz konusu eylem 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile sonuçlanabilir. Bunun yanı sıra, eğer hatalı işlem bilinçli olarak gerçekleştirilmişse, kasten yaralama suçu (TCK m. 86) söz konusu olacaktır ve bu durumda hapis cezası uygulanması gündeme gelebilir.
Mağdurlar, yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunarak cezai sürecin başlatılmasını talep edebilirler.
3. KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI
3.1. Kişisel Verilerin Tanımı ve Önemi
Kişisel veriler, bir gerçek kişinin kimliğini belirlemeye veya tanımlamaya yardımcı olan her türlü bilgiyi ifade eder. Bu veriler, isim, soy isim, telefon numarası, e-posta adresi, adres, sağlık bilgileri, cilt tipleri gibi çeşitli unsurları içermektedir. Güzellik salonları, müşterilerinin kişisel verilerini toplamakta ve işlemekte, bu nedenle bu bilgilerin korunması büyük önem taşımaktadır.
Kişisel verilerin korunması, bireylerin özel hayatlarının gizliliğini koruma amacını taşır. Özellikle güzellik salonları, müşterileriyle olan ilişkilerinde bu verileri kullanırken, güvenilirliklerini sağlamak ve itibarlarını korumak için gerekli önlemleri almak zorundadır.
3.2 Kişisel Verilerin Korunması ve İzinsiz Paylaşım
Kişisel verilerin korunması, bireylerin özel hayatlarının gizliliğini sağlamak amacıyla yürütülen yasal bir çerçevedir. Türkiye’de bu konu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile düzenlenmiştir. KVKK’ya göre, kişisel veriler, ancak ilgili kişinin açık rızası ile işlenebilir ve paylaşılabilir. Güzellik salonları, müşterilerinin fotoğraflarını çekerken ve kullanırken bu ilkeye riayet etmek zorundadır. İzinsiz fotoğraf paylaşımı, KVKK kapsamında kişisel verilerin ihlali anlamına gelir. Bu durum, yalnızca salonun hukuki sorumluluğunu değil, aynı zamanda çalışanlarının da sorumluluğunu doğurabilir.
Müşteri, izinsiz fotoğraflarının paylaşılması nedeniyle zarar gördüğünü iddia ediyorsa, salon aleyhine tazminat davası açabilir. Tazminat talepleri, kişisel verilerin ihlalinden kaynaklanan manevi ve maddi zararların tazmini amacıyla yapılır. Mahkeme, salonun sorumluluğunu değerlendirirken, fotoğrafın paylaşılma koşullarını ve salonun ihmalini dikkate alır.
4. GÜZELLİK MERKEZLERİNİN HAKSIZ YERE SENET İMZALATARAK KÖTÜ NİYETLİ BİR ŞEKİLDE İCRAYA KOYMASI
1. Senedin Hukuka Aykırı Olup Olmadığının Tespiti
Eğer bir güzellik merkezi, müşterisinden hizmet almadan veya açık bir onay olmaksızın senet imzalatmış ve bu senedi icraya koymuşsa, bu durum haksız bir uygulama olarak nitelendirilebilir. Senedin geçersiz sayılabileceği haller, Borçlar Kanunu ve Tüketici Hukuku çerçevesinde değerlendirildiğinde şu şekilde sıralanabilir:
İlk olarak, müşteri herhangi bir hizmet almamış veya aldığı hizmet eksik kalmışsa, bu durum senedin geçersizliğine yol açabilir. Ayrıca, müşteriye senedin içeriği hakkında yeterli bilgi verilmemiş olması da haksız bir işlem teşkil edebilir. Bunun yanı sıra, senedin, baskı veya aldatma yoluyla imzalatıldığı durumlar da söz konusu olabilir. Örneğin, müşteriye “sözleşme” ibaresi ile yanıltıcı bir şekilde senet imzalatılması, senedin geçerliliğini sorgulayan bir unsur oluşturur. Ek olarak, senette belirtilen borcun gerçekte mevcut olmaması veya borcun fahiş bir tutar içermesi de geçersizlik sebeplerindendir.
Bu bağlamda, söz konusu durumlar, ilgili mevzuat çerçevesinde haksız işlem olarak değerlendirilebilir ve müşterinin haklarının korunması amacıyla yasal yolların izlenmesi önem arz etmektedir.
2. Haksız Senet İçin Başvurulabilecek Hukuki Yollar
2.1. İcra Takibine İtiraz
Güzellik merkezi tarafından senedin icraya konulması durumunda, icra dairesinden gelen ödeme emrine karşı itiraz hakkının 7 gün içerisinde kullanılması zorunludur. Bu itiraz, yetkili icra müdürlüğüne sunulacak bir dilekçe ile gerçekleştirilebilir ve itiraz, “borca ve senede” yönelik olarak yapılmalıdır. İtirazın yapılması halinde, icra takibi durdurulacak ve alacaklı olan güzellik merkezi, itirazın geçerliliğini değerlendirmek amacıyla mahkemeye başvurmak zorunda kalacaktır. Dolayısıyla, itiraz süresinin kaçırılması, icra takibinin kesinleşmesine yol açacak ve borç tahsilatı için icra işlemleri başlatılacaktır.
2.2. Savcılığa Suç Duyurusu
Eğer senet, hileli, sahte veya dolandırıcılık amaçlı olarak düzenlenmişse, bu durumu değerlendirerek savcılığa suç duyurusunda bulunma hakkınız bulunmaktadır. Bu bağlamda, “Nitelikli Dolandırıcılık” ve “Belgede Sahtecilik” suçlamaları ile güzellik merkezi aleyhine şikâyette bulunmanız mümkündür.
Savcılık, sunduğunuz şikâyeti titizlikle inceleyerek, olayla ilgili gerekli soruşturmayı başlatacaktır. İnceleme sonucunda, şikâyetinizin gerektirdiği durumlarda sorumlular hakkında ceza davası açma yetkisine sahiptir.
2.3. Menfi Tespit Davası (Borçlu Olmadığını Kanıtlama)
İcra takibinin başlaması durumunda ve borcun geçersiz olduğuna dair bir kanaat mevcutsa, Menfi Tespit Davası açarak, mahkeme kararı ile bu borcun varlığının tespit edilmesi mümkündür. Bu dava, borçlu olmadığınızı ispat etme amacı taşır. Mahkeme, senedin haksız bir şekilde düzenlendiğine dair bir karar verirse, icra takibi iptal edilecektir. Ayrıca, icra dosyasında herhangi bir ödemenin yapılmış olması halinde, haksız yere tahsil edilen tutarın geri iadesi için de dava açma hakkı doğar. Mahkeme süreci devam ederken, icra takibinin durdurulması amacıyla “tedbir” talebinde bulunulması da mümkündür.
5. SONUÇ
Güzellik salonlarında gerçekleştirilen hatalı işlemler, tüketicilerin bedensel ve psikolojik sağlığı üzerinde ciddi etkiler bırakabileceği gibi, hukuki anlamda da çeşitli sorumluluklar doğurmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, bu gibi durumlarda tüketicilere başvuru hakkı tanımış olup, hatalı hizmet sunan işletmelere karşı tüketici hakem heyetleri ve mahkemeleri nezdinde hukuki yollar açık tutulmuştur.
Hatalı işlemlere maruz kalan bireyler, maddi ve manevi tazminat davaları açarak zararlarının giderilmesini talep edebilirler. Maddi zararlar, tedavi giderleri, gelir kaybı ve işgücü kaybı gibi unsurları içerirken; manevi zararlar, psikolojik travma, sosyal hayatta yaşanan olumsuzluklar ve kişilik haklarının ihlali gibi konuları kapsamaktadır. Bu tazminat talepleri, yargı mercileri tarafından titizlikle değerlendirilmekte ve orantılı bir şekilde belirlenmektedir.
Ayrıca, güzellik salonlarının yetkisiz veya dikkatsiz uygulamalar neticesinde ciddi bedensel zararlar vermesi durumunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu çerçevesinde “taksirle yaralama” veya “kasten yaralama” suçlarından sorumluluk doğabilecektir. Mağdurlar, Cumhuriyet Savcılıklarına başvurarak sorumlular hakkında cezai sürecin başlatılmasını talep edebilirler.
KVKK kapsamında ise, güzellik merkezleri tarafından toplanan ve işlenen kişisel verilerin, ilgili kişilerin açık rızası olmaksızın paylaşılmaması ve saklanması konusunda özen gösterilmesi zorunludur. Müşteri verilerinin izinsiz kullanımı, hukuki ve cezai sorumluluk doğurabilir. Bu kapsamda, kişisel verilerinin ihlal edildiğini düşünen bireyler, KVK Kurumu’na şikayette bulunabilecekleri gibi, hukuki tazminat davaları da açabilirler.
Güzellik salonlarının haksız yere senet imzalatarak müşterileri icraya vermesi durumunda ise, icra takibine itiraz, menfi tespit davası, savcılığa suç duyurusunda bulunma gibi çeşitli hukuki yollar mevcuttur. Tüketicilerin, icra dairesinden gelen ödeme emirlerine yasal süreler içerisinde itiraz etmeleri büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, noter aracılığıyla ihtarname çekerek haksız borç iddiasına karşı durulabilir.
Sonuç olarak, güzellik merkezlerinde yaşanabilecek hatalı uygulamalar ve tüketiciyi zarara uğratan hukuka aykırı uygulamalar karşısında, bireylerin hak arama yolları mevcuttur. Hukuki yolları etkin bir şekilde kullanmak, haksızlıklara karşı tüketicilerin korunmasını sağlamaktadır. Bu noktada, profesyonel hukuki danışmanlık almak ve gerekli başvuruları zamanında yapmak, bireylerin zararlarının giderilmesi için kritik bir rol oynamaktadır.