Dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte internet, sosyal medya platformları, dijital yayıncılık ve diğer çevrim içi mecralar üzerinden üretilen içeriklerin hukuki durumu giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Dijital mecralar, geleneksel medya araçlarına kıyasla içeriklerin daha hızlı yayılmasına ve geniş bir kitleye ulaşmasına olanak sağlamakla birlikte, hukuki açıdan çeşitli problemlere de yol açmaktadır. Türkiye’de dijital içeriklerin hukuki statüsü, Türk Ceza Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun gibi çeşitli mevzuat hükümleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. 

Bu makalede, dijital mecralarda yer alan içeriklerin hukuki niteliği, sorumluluk rejimi, telif hakları, ifade özgürlüğü ile kişilik hakları arasındaki denge, kişisel verilerin korunması, cezai ve hukuki yaptırımlar gibi konular incelenecektir. Ayrıca, Türk hukukunda karşılaşılan güncel sorunlar ve olası çözüm önerileri üzerinde durulacaktır. 

1. DİJİTAL MECRALARDAKİ İÇERİKLERİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Dijital içerikler, yazılı, görsel, işitsel veya multimedya formatlarında olabilir ve farklı platformlarda paylaşılabilir. İçeriğin türü ve paylaşım biçimi, hangi hukuki normlara tabi olacağını belirlemektedir. 

1.1. Dijital İçeriklerin Kategorileri ve Hukuki Statüsü

Dijital içerikler genellikle aşağıdaki kategorilerde ele alınmaktadır: 

– Basın Yayın İçerikleri: Haber siteleri, dijital gazeteler ve internet üzerinden yayımlanan makaleler. 

– Sosyal Medya İçerikleri: Bireysel veya kurumsal sosyal medya hesaplarından paylaşılan metin, görsel ve videolar. 

– Eğitsel ve Akademik İçerikler: Online kurslar, ders materyalleri, akademik makaleler ve açık erişim kaynakları. 

– E-Ticaret ve Reklam İçerikleri: Ürün tanıtımları, dijital pazarlama içerikleri ve influencer iş birlikleri. 

– Sanatsal ve Eğlence İçerikleri: Müzik, film, dizi, dijital oyunlar ve diğer sanatsal eserler. 

Her bir içerik türü farklı hukuki düzenlemelere tabi olabilmektedir. Örneğin, haber sitelerinde yer alan içerikler 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamında değerlendirilirken, sosyal medya paylaşımları 5651 sayılı Kanun çerçevesinde ele alınmaktadır. 

2. DİJİTAL İÇERİKLERİN PAYLAŞIMI VE HUKUKİ SORUMLULUKLAR

Dijital mecralarda paylaşılan içerikler nedeniyle doğabilecek hukuki sorumluluk, içeriği üreten kişi veya kuruluş, içeriği barındıran platform ve internet servis sağlayıcıları açısından farklı sonuçlar doğurmaktadır. 

2.1. İçerik Üreten Kişinin Sorumluluğu

Dijital içerikleri üreten kişiler, hukuka aykırı içerikler nedeniyle cezai ve hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabilirler. Örneğin: 

– İftira ve Hakaret Suçları (TCK m. 125-127): Sosyal medya üzerinden yapılan hakaret içerikli paylaşımlar nedeniyle hukuki ve cezai yaptırımlar söz konusu olabilir. 

– Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Olarak Yayılması (TCK m. 136): Üçüncü kişilere ait özel bilgilerin rıza olmaksızın paylaşılması suç teşkil eder. 

– Hukuka Aykırı Yayınlar (5651 sayılı Kanun): Müstehcenlik, terör propagandası ve kamu düzenini bozucu nitelikte içeriklerin paylaşılması hukuki sorumluluk doğurabilir. 

2.2. Dijital Platformların ve İnternet Servis Sağlayıcılarının Sorumluluğu

Türkiye’de 5651 sayılı Kanun, internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesine ve bu yayınlarla ilgili suçlarla mücadeleye ilişkin usul ve esasları belirlemektedir. Kanun kapsamında, içerik sağlayıcılar, yer sağlayıcılar, erişim sağlayıcılar ve toplu kullanım sağlayıcılar belirli sorumluluklarla yükümlü kılınmıştır. 

– İçerik Sağlayıcı: İçeriği üreten ve paylaşan kişi veya kuruluş. 

– Yer Sağlayıcı: İçeriği barındıran platform (örneğin, YouTube, Twitter, Facebook gibi sosyal medya siteleri). 

– Erişim Sağlayıcı: İnternet servis sağlayıcıları (Türk Telekom, Superonline gibi). 

5651 sayılı Kanun’a göre, yer sağlayıcılar ve erişim sağlayıcılar, belirli içeriklere erişimin engellenmesine yönelik mahkeme kararlarını uygulamak zorundadır. 

3. TELİF HAKLARI VE DİJİTAL İÇERİKLERİN KORUNMASI

Dijital dünyada üretilen ve paylaşılan içeriklerin büyük bir kısmı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında korunmaktadır. Telif hakkı, eser sahibine eserini kullanma, çoğaltma, yayma ve dağıtma konusunda münhasır haklar tanır. Bu haklar, mali ve manevi haklar olarak ikiye ayrılmaktadır.

Manevi haklar, eser sahibinin eseri üzerindeki fikri mülkiyet haklarını ifade eder (örneğin, eserin adını belirleme veya değiştirilmesini engelleme hakkı).

Mali haklar, eserin ekonomik değerinden faydalanmayı kapsar (örneğin, eserin çoğaltılması, dağıtılması veya umuma iletilmesi gibi haklar).

Telif hakkı ihlalleri, hem hukuki hem de cezai yaptırımlara neden olabilir. Özellikle dijital ortamda, eserlerin izinsiz kullanımı yaygın bir sorun olup, ihlal durumunda eser sahipleri içerik kaldırma talebinde bulunabilir, tazminat davası açabilir veya ceza davası yoluna gidebilir.

3.1. Makaleler, Blog Yazıları, Haber İçerikleri

Yazılı eserler, FSEK madde 2 kapsamında “ilim ve edebiyat eserleri” olarak korunmaktadır. Bir yazarın blog yazısının, haber makalesinin veya akademik çalışmasının izinsiz olarak başka bir platformda paylaşılması telif hakkı ihlalidir. Kaynak göstererek dahi tam metin paylaşımı, eser sahibinin izni olmaksızın yapılamaz. Ancak, bilimsel ve akademik amaçlarla sınırlı alıntılar yapılabilir. İzinsiz kullanım halinde, eser sahipleri ilgili içeriğin kaldırılması için erişimin engellenmesi talebinde bulunabilir ve tazminat davası açabilirler.

3.2. Görseller, Fotoğraflar, Grafik Tasarımlar

Dijital platformlarda en sık karşılaşılan telif hakkı ihlallerinden biri, izinsiz fotoğraf veya grafik kullanımına ilişkindir. Profesyonel fotoğrafçılar veya grafik tasarımcılar tarafından üretilen eserler, görsel sanat eserleri kapsamında korunmaktadır. Bir web sitesinden veya sosyal medya platformundan alınan fotoğraf, sahibinin izni olmaksızın kullanılamaz. Stok fotoğraf platformlarından satın alınan görsellerin bile belirli lisans kısıtlamaları olabilir; dolayısıyla her kullanım için lisans koşullarına dikkat edilmelidir. İhlal durumunda, eser sahibi içeriğin kaldırılmasını talep edebilir, tazminat davası açabilir ve cezai yaptırım uygulanmasını isteyebilir.

3.3. Müzik Eserleri, Dijital Sanat Eserleri

Müzik eserleri ve dijital sanat çalışmaları da FSEK kapsamında korunmaktadır. Bir şarkının izinsiz olarak bir videoya eklenmesi veya bir müzik platformunda paylaşılması telif hakkı ihlali teşkil eder. Özellikle YouTube, Spotify, Apple Music gibi platformlarda telif hakkı ihlallerini önlemek için otomatik içerik tarama sistemleri (Content ID gibi) kullanılmaktadır. Dijital sanat eserleri de korunur ve izinsiz kullanım halinde NFT (Non-Fungible Token) teknolojisiyle bile olsa, eser sahibinin hakkı ihlal edilebilir.

3.4. Videolar, Sinema Eserleri, Diziler

Görsel-işitsel eserler, FSEK madde 5 kapsamında “sinema eserleri” olarak korunmaktadır. Bir filmin veya dizinin izinsiz olarak dijital platformlarda paylaşılması, hem eserin yapımcısına hem de dağıtım haklarını elinde bulunduran şirketlere zarar verebilir. Korsan içeriklerin yayılması, hem hukuki yaptırımlar hem de cezai sorumluluk doğurabilir. YouTube gibi platformlarda, telif hakkı ihlali tespit edildiğinde içerik kaldırılabilir ve hesap askıya alınabilir.

3.5. Yazılım Kodları ve Dijital Oyunlar

Dijital oyunlar ve yazılımlar, FSEK kapsamında “işlenme eserler” ve “bilgisayar programları” olarak korunmaktadır. Bir yazılımın veya kodun izinsiz olarak paylaşılması, “lisans ihlali” veya “korsan yazılım kullanımı” kapsamında değerlendirilebilir. Açık kaynak kodlu yazılımlar dahi belirli lisans koşullarına bağlıdır ve bu lisanslar ihlal edilirse telif hakkı ihlali meydana gelir. Oyun yapımcıları, oyunlarının korsan versiyonlarının yayılmasını engellemek için DMCA (Digital Millennium Copyright Act) bildirimleri ile içerik kaldırma taleplerinde bulunabilirler.

Dijital dünyada üretilen tüm içerikler 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde telif hakkı korumasına sahiptir. Makalelerden görsellere, müziklerden yazılım kodlarına kadar geniş bir yelpazede eser sahipleri, haklarını hukuki yollarla koruma altına alabilirler. Telif hakkı ihlalleri, sadece hukuki sorumluluk doğurmakla kalmaz, aynı zamanda cezai yaptırımlara da yol açabilir. Bu nedenle, bir içeriği kullanmadan önce eser sahibinden izin almak veya geçerli bir lisans doğrultusunda hareket etmek önemlidir.

Telif haklarının korunması, hem içerik üreticilerinin emeğinin karşılığını almasını sağlar hem de dijital dünyada etik ve sürdürülebilir bir içerik paylaşım sisteminin oluşmasına katkıda bulunur.

4. KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ

Kişilik hakları, bireyin maddi ve manevi varlığını koruma altına alan temel haklardandır. Dijital dünyada bu hakların ihlali, özellikle sosyal medya, haber siteleri ve diğer çevrimiçi platformlarda sıkça karşılaşılan bir durumdur. Kişilik haklarının ihlali, bireyin özel hayatına saygıyı ihlal eden veya itibarını zedeleyen içeriklerin izinsiz yayılması yoluyla gerçekleşebilir. Bu tür ihlaller, hem Türk Medeni Kanunu hem de Türk Ceza Kanunu çerçevesinde hukuki yaptırımlara tabi tutulmaktadır.

4.1.Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali

Özel hayatın gizliliği, bireyin kendisiyle ilgili kişisel bilgilerin, görüntülerin veya özel yaşamına ilişkin diğer unsurların izinsiz paylaşılmamasını güvence altına alan bir haktır.

Özel hayatın ihlali, bireyin rızası olmaksızın kişisel verilerinin, mesajlarının, özel yazışmalarının veya özel alanında çekilmiş fotoğraflarının dijital platformlarda paylaşılması şeklinde ortaya çıkabilir.

Bu tür paylaşımlar, Anayasa’nın 20. maddesi, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi kapsamında suç teşkil edebilir.

Kişinin izni olmadan yapılan bu tür paylaşımlar nedeniyle hukuki süreç başlatılabilir ve içeriğin kaldırılması, erişimin engellenmesi ya da maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunulabilir.

4.2. Kişinin Rızası Olmadan Fotoğraf veya Video Paylaşımı

Bireylerin fotoğraf veya videolarının rızaları dışında internette paylaşılması, hem kişilik haklarını hem de özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir durumdur.

Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddeleri, bireyin rızası olmadan kişisel görüntülerinin paylaşılmasını hukuka aykırı kabul etmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 136. maddesi kapsamında, kişisel verileri hukuka aykırı olarak yaymak suçtur ve hapis cezası gerektirebilir.

5651 sayılı Kanun kapsamında, mağdur kişiler içerik kaldırma talebinde bulunabilir ve yargı yoluna başvurabilirler.

Özellikle sosyal medya platformlarında, kişilerin bilgisi ve onayı olmadan fotoğraf veya videolarının paylaşılması, onların özel hayatını ihlal eden ve hukuki sonuçlar doğurabilecek bir durumdur.

4.3. Onur, Şeref ve Haysiyete Saldırı Niteliğinde İfadeler

Dijital mecralarda bireyler hakkında yapılan hakaret içerikli yorumlar, karalama kampanyaları ve asılsız iddialar, kişinin itibarını zedeleyebilecek nitelikte olup, hukuki yaptırımlara tabi olabilir.

Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi, kişiye yönelik hakaretin cezai yaptırıma tabi olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda, bir kişi hakkında sosyal medyada ya da internet haber sitelerinde yapılan küçük düşürücü veya aşağılayıcı ifadeler, hakaret suçunu oluşturabilir.

Medeni Kanun’un 24. ve 25. maddeleri, kişilik haklarına saldırıya uğrayan kişilerin, saldırının önlenmesi, durdurulması ve kaldırılması için mahkemeye başvurabileceğini düzenlemektedir.

Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi kapsamında, kişinin manevi zarar gördüğü durumlarda tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır.

Özellikle sosyal medya platformlarında hızla yayılan hakaret ve iftira içerikleri, bireylerin hem psikolojik hem de profesyonel yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. Bu tür saldırılar karşısında, mağdurlar hukuki yollara başvurarak itibarlarını koruma hakkına sahiptirler.

Kişilik haklarının ihlali, dijital çağda en sık karşılaşılan hukuki sorunlardan biridir. Özel hayatın gizliliğinin ihlali, izinsiz fotoğraf ve video paylaşımı, hakaret ve itibar zedeleyici içerikler gibi ihlaller, hem Medeni Hukuk hem de Ceza Hukuku kapsamında korunmaktadır. Mağdurlar, içerik kaldırma talebi, erişim engelleme başvurusu, tazminat davası veya cezai işlem başlatma gibi yollara başvurarak haklarını koruyabilirler. Bu tür ihlallerin önüne geçilmesi, hukuki düzenlemelerin etkin uygulanması ve bireylerin bilinçli hareket etmesiyle mümkün olacaktır.

5. Dijital Mecralarda Unutulma Hakkı

Unutulma hakkı, bireylerin geçmişte yaşadıkları olaylarla sürekli olarak anılmamaları ve belirli dijital içeriklerin internet ortamından kaldırılmasını talep edebilme hakkıdır. Özellikle kişilik haklarını, özel hayatın gizliliğini veya bireyin itibarını zedeleyen içerikler açısından büyük önem arz eden bu hak, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) Google Spain SL ve Google Inc. v. Agencia Española de Protección de Datos (AEPD), Mario Costeja González davasında verilen kararla küresel ölçekte tartışmaya açılmış ve kişisel verilerin korunması hakkı ile doğrudan bağlantılı bir şekilde ele alınmıştır.

Avrupa Birliği’nde 2014 yılında Google Spain davası ile gündeme gelen “unutulma hakkı”, Türkiye’de de uygulanmaya başlanmıştır. Kişilerin geçmişte işlediği bir suç veya itibarını zedeleyebilecek içeriklerin kaldırılması talep edilebilir. 

Türkiye’de de unutulma hakkı, Anayasa, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu  ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir. Özellikle 6698 sayılı KVKK’nın temel ilkeleri ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, bireylerin kişisel verilerinin korunmasını ve internetteki içeriklere müdahale edebilme hakkını düzenlemektedir.

5.1. Unutulma Hakkının Kapsamında Kaldırılabilecek İçerikler

Unutulma hakkı kapsamında kaldırılması talep edilebilecek içerikler genellikle şu kategorilere ayrılmaktadır:

– Güncelliğini yitirmiş haber ve içerikler: Kamuoyunu ilgilendirmeyen, haber niteliğini kaybetmiş eski içerikler.

– Kişinin itibarını zedeleyebilecek içerikler: Yalan haberler, hakaret içerikli paylaşımlar, kişisel haklara saldırı niteliğindeki yorumlar.

– Kişisel verilerin izinsiz paylaşımı: Ad, soyad, telefon numarası, adres gibi özel bilgilerin rızasız yayılması.

– Suç ve ceza bilgileri: Kişinin geçmişte işlediği ancak cezasını tamamladığı suçlara ilişkin bilgilerin yayılmaya devam etmesi.

– Yanlış veya yanıltıcı bilgiler: Gerçek dışı iddialar içeren haber ve paylaşımlar.

– Özel hayatın gizliliğini ihlal eden içerikler: Kişiye ait mahrem görüntüler, fotoğraflar, kişisel yazışmalar vb.

Ancak unutulma hakkının sınırsız bir hak olmadığı, özellikle kamu yararı ve ifade özgürlüğü gibi anayasal değerlerle dengelenmesi gerektiği unutulmamalıdır.

5.2. Unutulma Hakkı İçin Hukuki Süreç

Kişiler, unutulma hakkı kapsamında internetten içerik kaldırma veya erişim engelleme taleplerini şu yollarla gerçekleştirebilirler:

5.2.1. Arama Motorlarına Başvuru

Google, Bing gibi arama motorları, bireylerin içerik kaldırma taleplerini inceleyerek belirli kriterlere uygun olan içerikleri arama sonuçlarından kaldırmaktadır. Google’ın “İçerik Kaldırma Talep Formu” bu konuda en çok kullanılan yöntemlerden biridir.

5.2.2. İçerik Yayınlayan Platforma Başvuru

İlgili internet sitesi veya sosyal medya platformuna doğrudan başvurularak içeriğin kaldırılması talep edilebilir. KVKK kapsamında kişisel verilerin işlenmesine rıza verilmediği gerekçesiyle başvuru yapılabilir.

5.2.3. Sulh Ceza Hâkimliklerine Başvuru

Eğer içerik yayından kaldırılmazsa, 5651 sayılı Kanun çerçevesinde Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurularak erişim engelleme veya içeriğin kaldırılması talep edilebilir. Mahkeme, kişinin talebini değerlendirerek içeriğin kaldırılmasına karar verebilir.

5.2.4. Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na Başvuru

6698 sayılı KVKK kapsamında, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde işlendiğini iddia eden bireyler, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na (KVKK) şikayette bulunabilirler. Kurul, talebi değerlendirerek ilgili içeriğin kaldırılmasına karar verebilir.

5.2.5. Tazminat Davası Açma

Eğer içerik kişilik haklarına ağır bir saldırı teşkil ediyorsa, Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddeleri ile Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Dijital mecralar, bireylerin ve kurumların içerik üretme ve paylaşma olanaklarını genişletirken, hukuki açıdan da önemli sorumluluklar doğurmaktadır. Türkiye’de mevcut mevzuat, bu alandaki temel sorunlara çözüm getirmekle birlikte, dijitalleşmenin hızına yetişmekte zaman zaman yetersiz kalabilmektedir. Dijital içeriklere ilişkin hukuki düzenlemelerin güncellenmesi ve uygulamada yeknesaklığın sağlanması, gelecekte karşılaşılabilecek hukuki ihtilafların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.


SIKÇA SORULAN SORULAR

1. Sosyal medyada yapılan hakaret suç teşkil eder mi?* 

Evet. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca, bir kişiye onur, şeref ve haysiyetine saldırı niteliğinde sözler sarf etmek hakaret suçunu oluşturur. Bu suç, alenen işlendiğinde ceza artırılabilir. Sosyal medya, aleniyetin sağlandığı bir ortam olduğu için burada yapılan hakaretler ağırlaştırılmış ceza ile sonuçlanabilir. 

2. Bir web sitesindeki içeriği izin almadan paylaşmak suç mudur?

Eğer içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındaysa, sahibinin izni olmaksızın kullanımı telif hakkı ihlaline yol açabilir. Ancak “alıntı yapma” veya “adil kullanım” ilkeleri çerçevesinde, kaynağı belirterek sınırlı bir kısmının paylaşılması mümkündür. 

3. Bir kişi benim fotoğrafımı izinsiz paylaşırsa ne yapabilirim?

Özel hayata ilişkin görüntülerin izinsiz paylaşılması, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu düzenleyen 134. maddesi kapsamında suç teşkil edebilir. İlgili içeriğin kaldırılması ve sorumlu kişi hakkında hukuki işlem başlatılması mümkündür. 

4. Dijital içeriklere erişim engelleme kararı nasıl alınır?

5651 sayılı Kanun uyarınca, suç teşkil eden içeriklere erişimin engellenmesi için Sulh Ceza Hakimliği’ne veya Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) başvurulabilir. Kişilik haklarının ihlali söz konusu ise, ilgili içeriğin kaldırılması için mahkemeden tedbir kararı talep edilebilir. 

5. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar kalıcı mıdır, silinmesini talep edebilir miyim?

Evet, silinmesini talep edebilirsiniz. Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de “unutulma hakkı” çerçevesinde, belirli şartlar altında geçmişe yönelik içeriklerin kaldırılması mümkündür. Google gibi arama motorlarına veya ilgili platformlara başvuru yaparak içeriklerin silinmesini talep edebilirsiniz. 

6. İnternette sahte haber yaymak suç mudur?

Eğer sahte haber, kamu düzenini bozma, halk arasında korku ve panik yaratma amacı taşıyorsa, Türk Ceza Kanunu ve Basın Kanunu çerçevesinde suç teşkil edebilir. Ayrıca, kişilere veya kurumlara yönelik yalan haberler iftira suçunu oluşturabilir. 

7. Online platformlarda yapılan yorumlardan kim sorumludur?

Yorumları yapan kişiler esas sorumludur. Ancak, bazı durumlarda içerik sağlayıcılar da sorumlu tutulabilir. Örneğin, hakaret veya iftira içeren yorumları bilerek yayında tutan bir platform, hukuki sorumlulukla karşılaşabilir. 

8. Bir kişi benimle ilgili iftira niteliğinde bir içerik paylaştı, ne yapabilirim?

Öncelikle içeriğin kaldırılması için sosyal medya platformuna veya ilgili web sitesine başvurabilirsiniz. Sonuç alamazsanız, 5651 sayılı Kanun kapsamında Sulh Ceza Hakimliği’nden erişim engelleme kararı talep edebilirsiniz. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesi kapsamında iftira suçundan şikâyette bulunabilirsiniz. 

9. Dijital içerik üretenler hukuki sorumluluklarını nasıl minimize edebilir?

Dijital içerik üreticileri, aşağıdaki hususlara dikkat ederek hukuki riskleri minimize edebilir: 

– İçeriklerin doğruluğunu teyit etmek ve yanıltıcı bilgi paylaşmaktan kaçınmak, 

– Üçüncü kişilere ait telif hakkı olan materyalleri izin almadan kullanmamak, 

– Kişisel verileri açık rıza almadan paylaşmamak, 

– Hakaret, iftira veya özel hayatın gizliliğini ihlal edebilecek içeriklerden kaçınmak, 

– Yasal mevzuata uygun davranmak ve gerektiğinde hukuki danışmanlık almak.

Stj. Av. Busenur KAPLAN