1. Giriş

Türk Ceza Hukuku, adaletin sağlanabilmesi için önemli kurallar ve yargılama süreçleri sunar. Bu sistemin temel işlevlerinden biri, doğru kararların alınması, hukuka aykırılıklar ve hataların düzeltilmesidir. Ancak zaman zaman, mahkemelerin verdiği kararlar hukuka aykırı olabilir veya yerel mahkemeler, yasal prosedürlere uygun hareket etmeyebilirler. İşte tam bu noktada devreye giren kanun yararına bozma başvurusu, cezaya ilişkin kararlara karşı hukuka aykırılıkları gidermek ve adaleti sağlamak amacıyla başvurulan önemli bir araçtır. Kanun yararına bozma, sadece istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeyen, kesinleşmiş kararlar aleyhine yapılabilir ve bu olağanüstü başvuru yolu, Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirli şartlar altında uygulanmaktadır.

Madde Metni CMK m. 309 – Kanun Yararına Bozma

(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.

(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

(4) Bozma nedenleri:

a) 223 üncü maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.

b) Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.

c) Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise, aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.

d) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.

(5) Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez.

Kanun yararına bozma başvurusu, başvurulan kararların hukuka aykırılık içerdiği durumlarda, bu kararların bozulması ve yeniden yargılama yapılması için Yargıtay tarafından kullanılır. Bu başvuru yolu, her ne kadar olağanüstü bir kanun yolu olsa da, adaletin sağlanması ve mahkemelerin verdiği hatalı kararların düzeltilmesi adına kritik bir öneme sahiptir. Bu makalede, kanun yararına bozma başvurusunun hukuki çerçevesi, başvuru şartları, başvuru yapılacak kararlar, başvurunun yapılacağı süreçler, Yargıtay’ın kararları ve kanun yararına bozma başvurusunun sonuçları detaylı bir şekilde incelenecektir.

2. Kanun Yararına Bozma Başvurusu Nedir?

Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi, kanun yararına bozma başvurusunun hukuki temellerini atmaktadır. Bu başvuru, yalnızca istinaf veya temyiz incelemesinden geçmemiş ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararları aleyhine yapılabilecek bir başvuru yoludur. Kanun yararına bozma başvurusu, bir yargılama sonucunda verilen kararın, hukuka aykırı olduğuna dair ciddi bir delil ve gerekçe sunulması üzerine Yargıtay’a başvurularak bu kararın bozulması talep edilir. Kanun yararına bozma, bir yandan kesinleşmiş kararların yeniden denetlenmesini sağlarken, diğer yandan adaletin doğru bir şekilde tecelli etmesine de olanak tanır.

Özellikle olayların doğruluğu, suçun niteliği, hükmolunan cezanın ağırlığı gibi noktalarda yargılamaya ilişkin hatalar veya eksiklikler varsa, kanun yararına bozma başvurusu bu hataların düzeltilmesi için bir araç oluşturur. Ancak, bu başvuru yolunun yalnızca ağır hukuki hataların bulunduğu ve yargılamanın yanlış yapılması gibi durumlar için geçerli olduğu unutulmamalıdır. Başvurular, cezanın takdirine dair yanlışlıklar veya hâkimin şahsi takdirine dayanan kararlar gibi noktalar için geçerli değildir.

Kanun Yararına Bozma Başvurusuna Konu Olabilecek Kararlar

Kanun yararına bozma başvurusu yapılabilecek bazı karar türleri şu şekilde sıralanabilir:

  1. Ağır Ceza Mahkemesinin İnfaz Hukuku ile İlgili Kararları: Ağır Ceza Mahkemesi’nin, İnfaz Hakimliği tarafından verilen kesin kararlar hakkında kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
  2. Savcılığın Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararları: Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmişse, bu kararlara karşı kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
  3. İddianamenin İadesine İtiraz: Cumhuriyet Savcısı’nın iddianamenin iadesine yönelik yaptığı itiraz sonucunda, itirazın reddine dair verilen karar aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
  4. Yetkisizlik Kararları: Mahkemelerin verdiği yetkisizlik kararları aleyhine de kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
  5. İcra Ceza Mahkemesi Kararları: İcra ceza mahkemelerinin verdiği kesinleşmiş kararlar aleyhine kanun yararına bozma başvurusu yapılabilir.
  6. Yargılamanın Yenilenmesi Başvurularının Reddedilmesi: Yargılamanın yenilenmesi başvurusunun reddedilmesi sonucunda verilen kesin kararlar, kanun yararına bozma başvurusuna konu olabilir.
  7. Sulh Ceza Hakimliği Kararları: Özellikle trafik cezalarına itiraz, kesin hükümle verilen kabahatler kanununa aykırılıklar, internet erişim engeli gibi kararlarda başvurulabilir. Ancak Sulh Ceza Hakimliğinin soruşturma aşamasındaki kararlarına karşı kanun yararına bozma başvurusunda bulunulamaz.

3. Kanun Yararına Bozma Başvurusu İçin Şartlar ve Usul

Kanun yararına bozma başvurusu, yalnızca belirli şartlar altında yapılabilir ve bu şartlar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir. CMK madde 309 uyarınca, başvuru yapılacak kararın kesinleşmiş olması ve başvurulan kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmemiş olması gerekmektedir. Yani, kararın kesinleşmeden önceki aşamalarda kanun yararına bozma başvurusu yapılması mümkün değildir. Örneğin, istinaf mahkemesi veya temyiz mahkemesi kararları aleyhine başvuru yapmak, yargı yolu bakımından usulsüzdür.

Kanun yararına bozma başvurusu için belirli bir süre yoktur. Ceza Muhakemesi Kanunu, başvurunun kesinleşen kararlar aleyhine yapılabileceğini belirtmiş, ancak başvuru süresi konusunda bir kısıtlama getirmemiştir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma başvurusu, kararın kesinleşmesinden sonra herhangi bir zaman dilimi içinde yapılabilir.

Başvuru için gereken diğer şartlardan biri de, başvuranın hukuki dayanaklarla başvuruyu desteklemesidir. Başvurulan kararın hukuka aykırılığı, somut gerekçelerle açıklanmalıdır. Başvuru Adalet Bakanlığı’na yapılır ve Bakanlık, başvuruyu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na ileterek bu başvurunun değerlendirilmesini talep eder. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurunun hukuka uygunluk açısından değerlendirilmesinin ardından, başvuruyu ilgili Yargıtay ceza dairesine iletebilir.

4. Kanun Yararına Bozma Başvurusu Hangi Kararlara Yapılabilir?

Kanun yararına bozma, yalnızca maddi ve usul hukukuna aykırı kararlar aleyhine yapılabilecek bir başvuru yoludur. Yargıtay İçtihatları, Kanun Yararına Bozma başvurusu için hangi kararların geçerli olduğunu ve hangi durumlarda başvuru yapılabileceğini daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Kanun yararına bozma başvurusu genellikle şu hallerde yapılır:

  1. Maddi Hukuka Aykırılıklar: Ceza mahkemesinin suçun nitelendirilmesinde, suçtan doğan cezaların belirlenmesinde veya suçlunun durumunun yanlış değerlendirilmesinde yapılan hatalar.
  2. Usul Hukukuna Aykırılıklar: Mahkemenin savunma hakkını ihlal etmesi, delillerin hatalı değerlendirilmesi veya tanıkların dinlenmemesi gibi süreçsel yanlışlıklar.
  3. Yanlış Karar Verilmesi Sonucu Hukuki Sonuçlar: Suçlunun, ceza hukukuna aykırı olarak haksız yere mahkum edilmesi veya suçun hatalı bir şekilde tanımlanması.

Bununla birlikte, idari yaptırımlar ya da kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar gibi kararlar kanun yararına bozma ile düzeltilemez. Ayrıca, yargıcın takdir hakkı kapsamında verdiği kararlar da kanun yararına bozma başvurusunun konusunu oluşturmaz.

5. Kanun Yararına Bozma Başvurusunun Yargıtay Tarafından Değerlendirilmesi

Yargıtay, başvurulan kararın hukuka aykırılığına dair ciddi gerekçeler bulunduğu kanaatine varırsa, başvuruyu kabul edebilir ve kararın bozulmasına karar verir. Ancak Yargıtay, başvuruyu doğrudan inceleyebilir veya kararın yeniden yargılanması için yerel mahkemeye gönderebilir. Eğer kanun yararına bozma başvurusu, kararın cezanın hafifletilmesini gerektirdiğini ortaya koyuyorsa, Yargıtay doğrudan cezanın yeniden belirlenmesini yapabilir. Ancak, takdir hatası, delil yetersizliği veya somut olayda eksik inceleme yapılması gibi durumlar yalnızca istinaf veya temyiz yolu ile incelenebilir.

Yargıtay ceza dairesi, başvuruyu kabul ettiği takdirde adli hataların düzeltilmesini sağlamak amacıyla aşağıdaki yöntemleri kullanabilir:

  1. Karar Bozulur ve Yerel Mahkemeye Gönderilir: Yargıtay, başvuruyu kabul ettiğinde yerel mahkemeye göndererek kararın yeniden incelenmesini sağlar.
  2. Ceza Değiştirilebilir veya Kaldırılabilir: Yargıtay, suçun niteliğini veya cezanın oranını yeniden değerlendirebilir ve başvurulan mahkeme kararını düzeltebilir.
  3. Yargıtay Ceza Dairesi Tarafından Karar Verilir: Eğer cezanın hafifletilmesi veya kaldırılması gerekiyorsa, Yargıtay doğrudan yeni cezayı belirleyebilir ve mahkemeye gönderilmeksizin hükmü verebilir.

6. Kanun Yararına Bozma Başvurusu Yapılamayacak Durumlar

Her ceza kararı, kanun yararına bozma başvurusu için uygun değildir. TCK madde 62 gereğince, bir hâkimin takdirine dayalı verdiği kararlar, cezanın belirli şartlar altında hafifletilmesi veya takdirdeki hatalar kanun yararına bozma başvurusu ile düzeltilemez. Ayrıca, kararın usulüne uygun tebliğ edilmemesi durumunda, kararın kesinleşmemesi nedeniyle kanun yararına bozma başvurusu yapılması da mümkün değildir.

Bunlara ek olarak, mahkemenin verdiği karar, suçun unsurları bakımından tek başına hata içermiyor veya kararın verildiği aşamada hükümlü lehine bir yargılamanın yapılması gerekiyorsa başvuru yapılmaz.

7. Kanun Yararına Bozma Başvurusunun Sonuçları

Kanun yararına bozma başvurusu, genellikle ceza mahkemesinin hatalı kararlarını düzeltmek amacıyla kullanılmaktadır. Bu başvuru, adil yargılanma hakkının korunmasını, yargılamaların doğru bir şekilde sonuçlanmasını ve hukuka uygun kararların verilmesini temin eder. Yargıtay’ın kararları, kesinleşmiş hükümleri denetlerken, doğru adaletin sağlanması adına önemli bir rol oynar. Kanun yararına bozma başvurusu, sadece adli hataların düzeltilmesiyle kalmaz, aynı zamanda hukuki güvenliği sağlamaya yönelik de bir mekanizma işlevi görür.

8.Kanun Yararına Bozma Kararının Sonuçları ve İnfaz

Kanun yararına bozma kararı, kesinleşmiş bir kararın yasal açıdan tekrar gözden geçirilmesi ve hatalı yönlerinin düzeltilmesi amacını taşır. Ancak, bu kararın infazı durdurmaz. İnfazın durdurulması için özel bir talepte bulunulması gerekir. Yargıtay veya yerel mahkeme, infazın durdurulması talebini değerlendirerek karar verir.

9. Sonuç

Kanun yararına bozma, ceza yargılamasında olağanüstü bir kanun yolu olup, mahkemelerin hukuka aykırı kararlarını düzeltme amacı taşır. Her ne kadar olağan bir başvuru yolu olmasa da, ciddi hukuki hataların giderilmesi açısından son derece önemli bir işlev üstlenir. Kanun yararına bozma başvurusu, özellikle ceza mahkemelerinin verdikleri kararların yeniden denetlenmesi ve adaletli bir kararın verilmesi adına kritik bir öneme sahiptir. Yargıtay’ın kararları, sadece hukuka aykırılıkları düzeltmekle kalmaz, aynı zamanda yargılama sürecinin doğru şekilde işlemesini temin eder.

Sıkça Sorulan Sorular

1. Kanun yararına bozma nedir?
Cevap: Kanun yararına bozma, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeyen, ancak hukuka aykırılıklar içeren kesinleşmiş mahkeme kararlarının bozulması talebiyle yapılan bir başvurudur. Bu başvuru, Adalet Bakanlığı tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılır.


2. Kanun yararına bozma başvurusu hangi kararlar aleyhine yapılabilir?
Cevap: Kanun yararına bozma, kesinleşen ceza mahkemesi kararlarına karşı yapılabilir. Bunlar, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeyen, hukuka aykırılık içeren kararlardır. Örneğin, ağır ceza mahkemelerinin infaz hukuku ile ilgili kararları, savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararları gibi.


3. Kanun yararına bozma başvuru süresi var mı?
Cevap: Kanun yararına bozma için belirli bir başvuru süresi yoktur. Adalet Bakanlığı, kararın kesinleşmesinden sonra istediği bir zamanda kanun yararına bozma başvurusunda bulunabilir.


4. Kanun yararına bozma başvurusu kimler tarafından yapılabilir?
Cevap: Kanun yararına bozma başvurusu, Adalet Bakanlığı tarafından yapılabilir. Bunun dışında, sanık, cumhuriyet savcısı, şikayetçi veya diğer müdahil taraflar da başvuru talebinde bulunabilirler, ancak Adalet Bakanlığı bu taleple bağlı değildir.


5. Kanun yararına bozma hangi yargı dairesinde incelenir?
Cevap: Kanun yararına bozma başvurusu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılır. Başvuru ardından, ilgili ceza dairesine iletilir ve Yargıtay, başvuruyu inceleyerek karar verir.


6. Kanun yararına bozma kararının sonucu ne olabilir?
Cevap: Yargıtay, başvuruyu yerinde görürse, kararın bozulmasına karar verir. Ancak, bozma kararının ardından yeniden yargılama yapılabilir, cezalar hafifletilebilir ya da kaldırılabilir. Başvurunun reddedilmesi durumunda ise karar olduğu gibi kalır.


7. Kanun yararına bozma başvurusunun etkisi nedir?
Cevap: Kanun yararına bozma başvurusu, infazı durdurmaz. Başvurunun kabul edilmesi halinde, karar bozulabilir ve yeniden yargılama yapılabilir. Ancak, infaz durdurulmak isteniyorsa ayrıca bir başvuru yapılması gereklidir.


8. Kanun yararına bozma başvurusu hangi nedenlerle yapılabilir?
Cevap: Kanun yararına bozma başvurusu, maddi hukuk veya usul hukukuna ilişkin ciddi hukuka aykırılıklar nedeniyle yapılabilir. Örneğin, tanıkların dinlenmemesi, suçun yanlış vasfı ile ceza verilmesi gibi nedenler başvuru için gerekçe oluşturabilir.


9. Kanun yararına bozma başvurusu hangi kararlara yapılamaz?
Cevap: Kanun yararına bozma, hakimin takdir hakkına giren kararlar veya delil takdir hatalarına dayalı kararlar aleyhine yapılmaz. Ayrıca, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmiş kararlar da bozulamaz.


10. Kanun yararına bozma başvurusu hangi yargı aşamalarında yapılabilir?
Cevap: Kanun yararına bozma başvurusu, kesinleşmiş kararlar aleyhine yapılabilir. Bu kararlar, genellikle istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen mahkeme kararlarıdır.


11. Yargıtay kanun yararına bozma başvurusunu nasıl değerlendirir?
Cevap: Yargıtay, kanun yararına bozma başvurusunu inceleyerek, başvurunun yerinde olup olmadığına karar verir. Eğer başvuru yerindeyse, karar bozulur ve yeniden yargılama yapılabilir. Yerinde görülmezse, başvuru reddedilir.


12. Kanun yararına bozma ile temyiz arasındaki fark nedir?
Cevap: Kanun yararına bozma, kesinleşmiş kararlara yönelik olağanüstü bir kanun yoludur ve esasen hukuka aykırılıklar giderilmeye çalışılır. Temyiz ise, ilk derece mahkemesinin kararını inceleyen bir başvuru yoludur ve kararın yanlışlıkları ele alınır.


13. Kanun yararına bozma talebi hangi şartlarda reddedilir?
Cevap: Yargıtay, kanun yararına bozma başvurusunu reddedebilir, eğer başvuru hukuka aykırılık bulunmadığına veya kararın yerinde olduğuna kanaat getirirse.


14. Kanun yararına bozma kararının infazı durdurur mu?
Cevap: Kanun yararına bozma başvurusu doğrudan infazı durdurmaz. Ancak, infazın durdurulması için ayrı bir başvuru yapılması gereklidir. İnfaz durdurma, hem Yargıtay ceza dairesinden hem de dosyanın gönderildiği yerel mahkemeden talep edilebilir.


15. Kanun yararına bozma kararının etkileri nelerdir?
Cevap: Kanun yararına bozma kararının ardından, yeniden yargılama yapılabilir ve verilen ceza değiştirilebilir. Hükümlü lehine sonuçlar doğurabileceği gibi, aleyhine de sonuçlar doğurabilir. Yargıtay, cezayı kaldırabilir veya daha hafif bir ceza verebilir.


16. Kanun yararına bozma için dilekçede olması gerekenler nelerdir?
Cevap: Kanun yararına bozma kriterleri kanunda sayılmıştır. Bununla birlikte olağanüstü bir kanun yolu başvurusu olduğu için büyük bir titizlikle hazırlanmalıdır. Özellikle savunma hakkını sınırlandıran usulü eksiklikler, tebligat hataları ve genel yargı uygulamalarında aynı hususta verilmiş lehe hükümlerin bir arada değerlendirilmesi gerekmektedir. Profesyonel bir uygulamada sadece bir dilekçe değil ayrıca bir uzman mütalaasının da dilekçe ekinde sunulması önem arz etmektedir.