Sigara kaçakçılığı, gümrük işlemleri yapılmadan, devletin belirlediği vergi yükümlülükleri yerine getirilmeden ülkeye sokulan sigaralarla ilgili işlenen ciddi bir suçtur. Bu tür kaçakçılık faaliyetleri, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sağlık açısından da ciddi tehditler oluşturur. Türkiye’de sigara kaçakçılığı ile mücadele, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile düzenlenmiştir. Yargıtay, bu suçla ilgili verdiği kararlarla, kaçakçılıkla mücadelenin nasıl yapılması gerektiğine dair önemli hukuki içtihatlar oluşturmuştur. Bu makalede, kaçak sigara suçunun tanımını, Yargıtay kararlarını ve cezai yaptırımları ele alacağız.

Kaçak Sigara Nedir?

Kaçak sigara, gümrük işlemleri yapılmaksızın, vergi ödemeksizin yurda sokulan veya yasal olmayan yollarla üretilen sigaradır. Sigara kaçakçılığı, devletin vergi gelirlerini olumsuz etkilerken, aynı zamanda sigara ürünlerinin kalitesiz ve denetimsiz bir şekilde piyasaya sürülmesine neden olur. Yasal olmayan yollardan elde edilen bu sigaralar, halk sağlığını tehdit etmekle birlikte, ekonomik dengenin bozulmasına da yol açar.

5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Yasal Düzenlemeler

Türkiye’de sigara, tütün ve alkol kaçakçılığı suçu, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu kanun, kaçakçılıkla mücadele etmek ve devletin vergi gelirlerini korumak amacıyla çeşitli cezai yaptırımlar getirmiştir. Kaçakçılık suçunun kapsamı, tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri içermektedir. Ayrıca, bu ürünlerin izinsiz bir şekilde üretimi, satışı veya taşınması da suçtur.

Sigara ve Alkol Kaçakçılığı Suçunun Cezaları

Sigara ve tütün mamullerinin gümrük işlemleri yapılmadan yurda sokulması, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve 20 bin güne kadar adli para cezasına neden olabilir. Eşyanın, gümrük kapıları dışından ülkeye sokulması durumunda ceza üçte bir oranında artırılabilir. Bu cezalar, kaçakçılıkla mücadeledeki caydırıcılığı artırmak ve yasadışı ürünlerin ülkeye girişini engellemek amacıyla uygulanmaktadır.

Kişisel Kullanım Miktarı ve Kaçakçılık Suçu

Sigara kaçakçılığı suçunda, sanıklar bu ürünleri kişisel kullanım amacıyla getirdiğini savunabilir. Ancak, kişisel kullanım miktarının tespit edilmesi gerekmektedir. Kişisel kullanım miktarları, somut olaya göre belirlenir ve bu miktar, kaçak ürünlerin türüne, miktarına ve özelliklerine göre değişir. Örneğin, 200 paket sigara kişisel kullanım miktarı olarak kabul edilirken, 20 karton ve üzeri sigara ticari amaçla taşınmış sayılır. Bu tür tespitler, kaçakçılıkla mücadelede doğru kararların alınmasına yardımcı olur. Ancak burada yakalanan şahsın kişisel kullanım kabulü önem taşımaktadır.

Sigara ve Alkol Kaçakçılığında Teşebbüs

Sigara ve alkol kaçakçılığı suçunda teşebbüs, yani suçun tamamlanmamış olması durumunda dahi, fail cezalandırılmaktadır. 5607 sayılı Kanun’un 3/21 maddesi gereği, alkol ve sigara kaçakçılığı suçunda teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Yani, suç işlenmeye başlanmış olsa da, fail yine de suçun tamamlanmış gibi cezalandırılır. Bu düzenleme, kaçakçılıkla mücadele için önemli bir caydırıcı etkisi sağlar.

Taklit Bandrol, Etiket ve Hologram Kullanma Suçu

Kaçak sigara ve alkol ürünlerinde, yasal olmayan bandrol, etiket ve hologram kullanılması da ayrı bir suçtur. Kamu kurumları, bu ürünlerin denetimini sağlamak amacıyla özel işaretler kullanır. Taklit bandrol, etiket veya hologram kullanılması, kaçakçılıkla mücadeleye büyük zarar verir. 5607 sayılı Kanun’un 3/16 maddesi uyarınca, bu tür suçları işleyenler 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ve 20 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilir.

Örgütlü Kaçakçılık Suçu ve Cezası

Sigara ve alkol kaçakçılığı suçları, örgütlü bir şekilde işlendiğinde cezalar iki katına kadar artırılabilir. Örgütlü suçlar, belirli bir plan çerçevesinde, bir grup insan tarafından işlenen suçlardır. Bu tür suçlarda cezalar daha ağırdır, çünkü suç daha karmaşık ve geniş çaplıdır. Kaçakçılık suçunun örgütlü bir şekilde işlenmesi halinde, faile verilecek ceza, suçun boyutuna göre önemli ölçüde artar.

Kaçak Sigara Suçu ve Yargıtay’ın Görüşleri

5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, sigara kaçakçılığı suçunu açıkça tanımlar. Bu kanun çerçevesinde, sigara ve tütün mamullerinin gümrük işlemleri yapılmadan ülkeye sokulması veya yurtdışına çıkarılması suç olarak kabul edilir. Yargıtay, kaçak sigara suçları ile ilgili verdiği kararlarla, bu suçların hukuki boyutlarını belirlemiş ve uygulamada ne gibi cezaların uygulanması gerektiği konusunda önemli görüşler sunmuştur.

Kaçak Sigara Suçu Unsurları

  1. Eşya Türü: Kaçak sigara suçu, tütün, tütün mamulleri ve alkollü içkilerin kaçak yollarla ülkeye sokulması ile oluşur. Yargıtay, kaçakçılıkla ilgili verdiği kararlarda, sigara, tütün mamulleri ve alkol ürünlerinin gümrük işlemleri yapılmaksızın yurda sokulmasının kaçakçılık suçunu oluşturduğunu vurgulamıştır.
  2. Gümrük İşlemlerine Aykırılık: Sigara kaçakçılığı, gümrük işlemlerinin yapılmaması veya gümrük vergilerinin ödenmemesi halinde gerçekleşir. Yargıtay, gümrük işlemlerinin yapılmadan sigara ithal eden kişilerin, kaçakçılık suçundan cezalandırılacağını belirtmiştir.
  3. Ticari Amaç veya Kişisel Kullanım: Kaçak sigara suçunda, eylemi gerçekleştiren kişinin sigaraları ticari amaçla mı yoksa kişisel kullanım için mi getirdiği önemli bir unsurdur. Yargıtay, kişisel kullanım sınırını aşan sigara miktarlarının ticari amaçla taşındığını belirterek, suçun niteliğini belirler. Yargıtay, kişisel kullanım miktarının ne kadar olduğuna dair değerlendirme yaparken, kaçak sigara miktarının yanı sıra, bu sigaraların özellikleri ve taşıma şekli gibi unsurları da dikkate alır.

Yargıtay Kararları ve Ceza Uygulamaları

Yargıtay, kaçak sigara suçu ile ilgili önemli kararlar alarak, bu suçların nasıl değerlendirileceği konusunda belirli bir içtihat oluşturmuştur. İşte Yargıtay’ın bu konuda verdiği bazı önemli kararlar:

Yakalanan Ürünlerde Parmak İzi İncelemesi Yapılmaması Eksik Araştırma Olup Bozma Nedenidir.

Her ne kadar mahkemece sanığın mahkûmiyeti için yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiş ise de; Mahkeme tarafından olay tutanağında imzası bulunan polis memurlarının dinlenilmediği, sanığın ne kadar süredir içeride bulunduğunun, araca sigara yükleyip yüklemediğinin tespit
edilemediği, sanıkların parmak izlerinin alındığı ancak sigaralar, kutular veya araç üzerinde sanığın parmak izinin bulunup bulunmadığına dair bir rapor aldırılmadığı, ele geçen kaçak sigara miktarı ve sigaraların gümrüklenmiş değerinin 732.222,45 TL olması da dikkate alındığında, bahse konu kaçakçılık olayının sadece sanık tarafından gerçekleştirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, sanığın dur ihtarına rağmen olay yerinden kaçması da dikkate alındığında, yukarıda belirtilen araştırmalar yapılmadan ve tutanak mümzileri dinlenilmeden eksik inceleme ve değerlendirme ile sanık hakkında beraat kararı verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur. 5607 Sayılı Kanun’un 3/23. fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine 5607 Sayılı Kanun’un 5/2. Fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmıştır. 5237 Sayılı Kanun’un 7.maddesi ve 7242 Sayılı Kanun’un 63.maddesiyle 5607 Sayılı Kanun’a eklenen geçici 12/2. fıkrası
gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının mahkemesince saptanması ve sonucuna göre uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması hukuka aykırı bulunmuştur.(Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2020/6753 E. ve 2024/104 K. Sayılı İlamı)

Usulüne Uygun Yapılmayan Arama İşlemi İle Elde Edilen Deliller Hükme Esas Alınamaz.

05.10.2013 tarihli “Yakalama, üst arama muhafaza altına alma” başlıklı tutanağa göre; olay günü iş yerinde kaçak sigara satıldığına dair gelen ihbar üzerine anılan adrese giden kolluk görevlilerinin sanığı elindeki  çuvalla cadde üzerinde beklerken görmeleri nedeniyle, sanığın kimlik kontrolünü yaptıktan sonra elindeki çuvalda yapılan kontrolde çeşitli markalarda 239 paket kaçak sigaranın ele geçirildiği olayda; sanığın belirli bir süre boyunca bulundurduğu anlaşılan suça konu sigaralarla ilgili olarak suçüstü hâlinin varlığından söz
edilemeyeceği, bu sebeple CMK’nın 2/e ,1621. ve PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca derhâl Cumhuriyet savcısına olayın haber verilip Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine devam edilmesinin ve CMK’nın 116 ve 119. maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının yazılı arama emri veya mahkemeden alınacak adli arama kararı uyarınca sanığın üzeri ve eşyasının aranmasının gerektiği, somut olayda sanığın elinde bulunan suç eşyası niteliğindeki çuvala ilişkin gerçekleştirilen arama işleminin usulüne uygun verilmiş bir yazılı arama emri veya adli arama kararına dayanmadığı, bu durumun açıkça hukuka
aykırı olduğu, suç konusu kaçak sigaraların hukuka aykırı olarak elde edilen delil niteliğinde bulunması nedeniyle Anayasa’nın 38. maddesinin 6. fıkrası ile CMK’nın 206. maddesinin 2. fıkrasının ( a ) bendi, 217. maddesinin 2. fıkrası ve 230. maddesinin 1. fıkrasının ( b ) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı gözetilmelidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2023/7-129 E. ve 2023/477 K. Sayılı İlamı)

Soruşturma Aşamasında Etkin Pişmanlık İndirimi Hakkının Hatırlatılmaması Bozma Nedenidir.

Dava, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanuna muhalefet suçuna ilişkindir.

Ele geçirilen kaçak eşyanın miktarı, suç konusunun önem ve değerine göre, cezaların şahsiliği ve uygulamada birliğin sağlanması bakımından, benzer olaylarla mukayese edildiğinde, daha çok miktarda kaçakçılık yapanlarla daha az miktarda kaçakçılık yapanlar arasında hakkaniyete uygun, adil bir ceza tayin
edebilmek bakımından hükmedilen cezalarda teşdit uygulanarak hüküm kurulması gerekirken eksik ceza tayini; hukuka aykırı görülmüştür.

7242 Sayılı Kanun ile değişik 5607 Sayılı Kanun’un 5. maddesinin ikinci fıkrası karşısında; kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği, sanıklara soruşturma aşamasında etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmadığı cihetle, suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerin iki katı tutarının hesaplanarak, verilecek cezada 1/2 oranında indirim yapılacağının sanıklara bildirilmesi gerekirken indirim oranının 1/3 olarak bildirilmek suretiyle sanıkların yanıltılması, isabetsizdir. (Yargıtay 7. Ceza Dairesi  2020/6753 E. ve 2024/104 K. Sayılı İlamı)

Kişisel Kullanım Sınırında Bulunan Kaçak Sigaraya İlişkin Ceza Verilemez.

Dava; 5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanunu’na muhalefet suçuna ilişkindir. Olay tutanağına göre, suça sürüklenen çocuğun elindeki poşette 72 paket kaçak sigara ele geçmesi şeklinde gerçekleşen olayda; ele geçen kaçak eşyanın miktar itibarıyla kişisel kullanım sınırlarında olduğu, suça sürüklenen çocuğun aşamalarda alınan savunmalarında suçlamaları kabul etmediği anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuğun savunmasının aksine ele geçen kaçak eşyaları ticari amaçla bulundurduğuna ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmes bozma nedenidir. (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/17934 E. ve 2023/4300 E. )

Kaçak Sigara Suçunun Ekonomik ve Sağlık Yönü

Kaçak sigara, sadece yasal düzenlemelere aykırı olmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik olarak da büyük zararlara yol açar. Kaçak sigara satışının yaygınlaşması, devletin vergi gelirlerinin kaybına neden olur. Yasal sigara üreticileri, kaçak sigara yüzünden rekabet dezavantajı yaşar. Ayrıca, kaçak sigaralar genellikle denetimsiz koşullarda üretilir ve halk sağlığını tehdit edebilecek potansiyel zararlı maddeler içerebilir.

Sonuç: Yargıtay’ın Kaçak Sigara ile Mücadeledeki Rolü

Yargıtay, sigara kaçakçılığı suçlarıyla ilgili verdiği kararlarla, kaçakçılık suçlarının ciddiyetini ortaya koymuş ve cezaların uygulanmasında önemli bir içtihat oluşturmuştur. Yargıtay’ın görüşleri, hem hukuki süreçlerin nasıl işleyeceği hem de suçların cezai boyutlarının ne olacağı konusunda rehberlik etmektedir. Kaçak sigara ile mücadelede etkili bir yasal çerçeve, caydırıcı cezalar ve kamu bilincinin artırılması, başarıya ulaşmanın anahtarıdır. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, bu tür suçlarla mücadele edilmesi, sağlık ve ekonomik denetim açısından büyük bir önem taşımaktadır.