Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Anayasa’da güvence altına alınan “Sosyal Devlet” ilkesine dayanmaktadır. Ancak, sistemin işleyişinde çeşitli çelişkiler ve belirsizlikler bulunmakta olup, özellikle 2008 sonrası yapılan kanun değişiklikleri normlar hiyerarşisine aykırı şekilde düzenlenmiştir. Bu çelişkiler, SGK’nın uygulamalarını etkileyen önemli bir faktördür.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve SGK’nın internet sitesinde yayımlanan Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi’nde belirtilen ilaçların bedellerini karşılamaktadır. Bunun dışındaki ilaçlar SGK tarafından karşılanmamaktadır. Ancak, yurtdışından ithal edilen ilaçlarla ilgili özel bir durum söz konusudur. SGK’nın ilaç karşılamaları, döviz kuru farkları gibi ekonomik engeller nedeniyle zaman zaman ciddi sorunlar yaratmaktadır.
Bu yazıda, SGK’nın idari uygulamaları ile uluslararası hukuk kuralları, Anayasa hükümleri ve mevcut mevzuat arasındaki çelişkiler ele alınacaktır.
İlgili Mevzuat
Uluslararası Mevzuat: Sosyal Güvenlik Hakkı
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, sosyal güvenlik hakkını temel bir insan hakkı olarak kabul etmektedir. 25. maddede, “Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak, beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli toplumsal hizmetleri ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da kendi denetiminin dışındaki koşullardan kaynaklanan başka geçimini sağlayamama durumlarında güvenlik hakkını da kapsar.” ifadeleriyle sosyal güvenlik hakkı belirlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, bu bildirgeyi 6 Nisan 1949’da kabul etmiştir.
Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi‘nin 11. maddesi, her bireyin en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standardına sahip olma hakkını güvence altına alır. Bu sözleşme, 11 Ağustos 2003 tarihinde Türkiye’de yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Sosyal Şartı, Türkiye tarafından 27 Eylül 2006’da onaylanmış ve 9 Nisan 2007’de yürürlüğe girmiştir. 12. maddesi, taraf devletlere sosyal güvenlik sistemlerini etkin bir şekilde oluşturma yükümlülüğü getirmektedir. Ayrıca, Avrupa Sosyal Güvenlik Kodu‘nun 34. maddesi, hastalık durumunda sağlık yardımlarını, ilaç ve tıbbi malzemelerin sağlanmasını da içermektedir.
Ulusal Mevzuat: Anayasa ve Sosyal Güvenlik Hakkı
Türk Anayasası, devletin sosyal bir hukuk devleti olduğunu ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını ön planda tuttuğunu vurgular. Anayasa’nın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtir. 5. maddede ise devletin, insanların refahını sağlamakla yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Anayasa, bireylerin sağlık ve sosyal güvenlik haklarının korunması için önemli düzenlemeler getirmektedir.
56. madde‘de, devletin herkesin sağlık hizmetlerine erişimini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. 60. maddede ise “Herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu ve devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı” ifadesi yer almaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘nun 62. maddesi, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkını güvence altına alır. Bu bağlamda, SGK’nın sağlık hizmetlerini etkin şekilde sunması gerektiği vurgulanmaktadır.
SGK İlaç Uygulamaları ve Hukuki Çelişkiler
Sağlık alanındaki teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği günümüzde, SGK’nın SUT uygulamaları ve ilaç karşılamalarındaki güncellemeler yetersiz kalmaktadır. SUT, yıllık olarak gözden geçirilse de ilaçlar ve tedavi yöntemleri hızla değişmektedir. Bu durum, hastaların ihtiyaç duyduğu ilaçlara ve tedaviye erişimlerini engellemektedir. Ayrıca, SGK’nın ilaç karşılaması, yurtdışından alınması gereken ilaçlar için zaman zaman sorun yaratmaktadır.
Bürokratik süreçlerin ve yasal engellerin etkisiyle, hastalar tedaviye erişmekte zorluklar yaşamaktadır. Özellikle yurtdışından alınması gereken ilaçlar konusunda, döviz kuru farkları ve tedarik sorunları tedaviye ulaşımı daha da zorlaştırmaktadır. SGK ve Sağlık Bakanlığı arasında yaşanan çelişkiler, bu sürecin hızlandırılmasında önemli bir engel oluşturmaktadır.
SGK ve Uluslararası Sözleşmeler: Devletin Yükümlülükleri
Anayasaya ve uluslararası sözleşmelere göre, devletin sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerini sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Anayasa’nın 90. maddesinin 5. fıkrası, milletlerarası andlaşma hükümlerinin, iç hukukla çelişmesi durumunda öncelikli olduğunu belirtmektedir. Bu durum, devletin uluslararası yükümlülüklerine uygun hareket etmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
SGK’nın uygulamaları, sosyal güvenlik hakkının ihlali anlamına gelebilir, çünkü devletin, en yüksek sağlık yardımını sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu bağlamda, devletin ölümcül hastalıklarla mücadele eden vatandaşlara uygun tedaviye erişim sağlaması gerekmektedir. SGK’nın mevcut politikaları, bu yükümlülüklerle çelişmektedir ve devletin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, ciddi bir hukuk ihlali teşkil etmektedir.
Sonuç: SGK İlaç Uygulamaları ve Hukuki Çelişkiler
Sağlık alanındaki hızlı teknolojik gelişmeler ve ilaç sektöründeki değişimler, SGK’nın SUT uygulamalarının gerisinde kalmasına yol açmaktadır. SGK’nın yurtdışından alınması gereken ilaçlarla ilgili yaşadığı zorluklar, ciddi sağlık sorunları yaşayan hastalar için büyük bir engel teşkil etmektedir. Ayrıca, SUT‘a dahil edilmeyen ilaçlar için uzun bürokratik süreçler, hastaların tedaviye ulaşmasını engellemektedir.
Özellikle, ölümcül hastalıklarla mücadele eden vatandaşların, uygun tedaviye erişimi devletin yükümlülüğü altındadır. SGK ve Sağlık Bakanlığı, uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’ya uygun olarak, tedaviye erişimi sağlamalıdır. Devlet, insan onuruna yaraşır bir yaşam standardı sunmalı ve sosyal güvenlik hakkı ile sağlık hizmetlerine erişim konusunda tüm engelleri kaldırmalıdır.