Giriş
Tehdit suçu, hem bireyler hem de toplum açısından önemli bir suçtur. Ceza hukuku bağlamında tehdit, mağdurun özgürlüğünü kısıtlayan ve psikolojik baskı oluşturan, toplumsal düzeni tehdit eden bir suç olarak değerlendirilir. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) tehdit suçu, 106. maddede düzenlenmiş ve cezai müeyyideleri belirlenmiştir. Tehdit, yalnızca sözlü veya yazılı bir ifadeyle mağdura zarar verme tehdidinde bulunulmasıyla gerçekleşen bir suç olmakla birlikte, bu suçun sonuçları çoğunlukla psikolojik ve toplumsal boyutta daha derin ve uzun süreli etkiler yaratır. Bu makale, tehdit suçunun hukuki açıdan incelenmesini, suçun unsurlarını, Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemelerini, cezai yaptırımlarını, yargılama sürecindeki zorlukları ve toplumsal etkilerini derinlemesine ele almayı amaçlamaktadır.
Tehdit Suçu ve Hukuki Tanımı
Tehdit suçu, bir kimsenin başka birine zarar vereceği konusunda korkutma amacı taşıyan bir eylemdir. Türk Ceza Kanunu’na göre, bir kişinin başka birine zarar vermekle tehditte bulunması, tehdit suçunun oluşması için yeterlidir. TCK 106. madde, tehdit suçunu şöyle tanımlar:
TCK Madde 106:
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle:12/5/2022-7406/6 md.) Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Bu madde, tehdit suçunun temel tanımını ve cezasını içerir. Ancak tehdit, sadece fiziksel zarar verme amacı taşımakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik ve duygusal olarak da mağdur üzerinde baskı kurma amacını güder. Bu bağlamda, tehdit suçu, mağdurun özgür iradesini etkileyerek, onun yaşamına doğrudan olmasa da dolaylı olarak müdahale etme anlamına gelir.
Madde Gerekçesi
Maddeyle, “tehdit” bizatihi suç hâline getirilmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere tehdit diğer bazı suçlarda ayrıca unsur olarak öngörülmüştür. Burada tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.
Tehdit, çoğu zaman başka bir suçun unsurunu oluşturmaktadır. Ancak, bu suç tanımında, tehdidin kendisi bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu bakımdan tehdit suçu, genel ve tamamlayıcı bir suçtur.
Tehdit hâlinde, gerçekleşmesi failin isteğinin yerine getirilmemesi kaydına bağlı bir tecavüz, kötülük mağdura bildirilmektedir. Tehdidin konusunu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir fiilin işleneceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın gerçekleştirileceğinin bildirilmesi oluşturmaktadır.
Tehdidin özelliği, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, tehdit edenin iradesine bağlı olmasıdır. Tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, gerçekten veya en azından görünüş itibarıyla failin takdirine bağlıdır. Fakat bu, kötülüğün mutlaka tehdit eden tarafından gerçekleştirileceği anlamına gelmez; bir üçüncü kişi vasıtasıyla bu kötülüğün gerçekleştirileceğinin bildirilmesi ile de, tehditte bulunulabilir.
Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, önemli değildir. Tehdidin objektif olarak ciddî bir mahiyet arzetmesi gerekir. Yani, istenilenin yerine getirilmemesi hâlinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır.
Sarfedilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddî şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir. Objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden tehdidin somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart değildir. Kişi, fail, objektif olarak ciddî bir mahiyet arzeden söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemiş olmasına rağmen; mağdur, bu söz ve davranışları ciddiye almamış olabilir. Bu durumda tehdit yine gerçekleşmiştir. Tehdidin gerçekleşip gerçekleşmemesi, muhatabı üzerinde etkili olup olmamasına bağlı tutulmamalıdır. Failin de kendisinin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkân ve iktidara sahip olduğu kanaatini karşı tarafta uyandırdığını bilmesi gerekir. Mağdurda bu kanaat uyandırıldıktan sonra, failin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkan ve iktidara gerçekte sahip olmamasının bir önemi yoktur. Mağdur tehdit konusu tecavüzün ciddî olduğuna hile kullanılmak suretiyle inandırılmış olabilir. Fakat, batıl inançlara dayanılarak bir kötülüğe maruz bırakılabileceği beyanıyla, bir kimse tehdit edilmiş olmaz.
Tehdit konusu kötülük, mağdura değil de, bir üçüncü şahsa yönelik olabilir. Ancak, bu durumda mağdur ile üçüncü kişi arasında belli bir akrabalık, yakınlık ilişkisi mevcut olmalıdır.
Tehdit hâlinde kişi, tehdit konusu tecavüzün ileride vuku bulacağı beyanıyla korkutularak, belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır, mecbur edilmektedir.
Maddenin birinci fıkrasında yapılan tanımda, tehdidin yöneldiği hukukî değere göre bir ayırım yapılmıştır. Buna göre, tehdidin, mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle yapılması, söz konusu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Buna karşılık, tehdidin, mağduru malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle yapılması ise, suçun temel şekline göre daha az cezayı gerektirmektedir.
Ayrıca, bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikâyetine bağlı kılınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında tehdidin daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri gösterilmiştir. Bu hâller, tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddîliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddî kaygılar meydana getirmeye elverişli durumlardır. Tehdit silâhla icra olunursa bunun ciddîliği hususunda bir korkunun meydana gelmesi çok daha kolay olur. Aynı suretle kendisini tanınmayacak bir hâle getiren kişinin veya bir kaç kişinin birlikte olarak tehdit icra etmeleri hâlinde meydana gelen korku çok yoğun olur.
İmzasız bir mektup veya özel işaretler kullanarak bir kişinin tehdit edilmesi hâlinde de meydana gelen korku bakımından bir duraksama meydana gelmez. Söz gelimi bir kimseye gönderilmiş olan imzasız mektup kişinin kendisini savunma olanağını gidereceğinden ağır tehdidi oluşturacaktır. Yine bir kimseye karşı gönderilmiş olan mektuplarda ucundan kan damlayan bıçak resimlerinin yapılması yani böylece özel işaret kullanılması korkuyu yoğunlaştırabilir.
Gizli veya açık, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücünün de, kişileri paniğe kapılacak surette korkutabilmesi dolayısıyla, suçun nitelikli hâli olarak sayılması uygun görülmüştür.
Maddenin üçüncü fıkrasında, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mala zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı cezaya hükmedileceği belirtilmiştir. Kişi tehdidinin ciddiliğini vurgulamak için, bir başkasını öldürmüş veya yaralamış ya da malına zarar vermiş olabilir. Bu gibi durumlarda gerçek içtima hükümleri uygulanarak ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmedilmelidir.
Tehdit Suçunun Hukuki Unsurları
Tehdit suçunun hukuki anlamda oluşabilmesi için belirli unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu unsurlar, failin cezai sorumluluğunu belirlerken, suçun kapsamını da ortaya koyar.
1. Failin Tehditte Bulunması
Tehdit suçu, failin bir başka kişiye zarar verme amacı taşıyan tehditlerde bulunmasıyla işlenir. Failin tehditte bulunmuş olması, suçun gerçekleşmesi için bir ön koşuldur. Tehdit, fiziksel şiddet içerebileceği gibi, yalnızca psikolojik bir baskı unsuru da taşıyabilir. Failin amacı, mağdur üzerinde korku yaratmak ve onun özgürlüğünü sınırlamaktır. Failin tehditte bulunması, doğrudan zarar verme amacı taşır.
2. Mağdurun Korku Duygusu
Tehdit suçunun oluşabilmesi için, mağdurda korku duygusunun doğması gerekir. Tehdit edilen kişi, tehdidin gerçek olduğuna inanmalı ve bunun sonucunda bir zarar görme korkusuna kapılmalıdır. Bu korku, tehdit edilen eylemin yakın gelecekte gerçekleşme olasılığına dayalı olmalı, mağdurun yalnızca soyut bir endişe değil, somut bir korku hissetmesi gereklidir. Mağdur, bu tehdidin gerçek olduğuna ve kendisine zarar verileceğine dair bir inanç taşımalıdır.
3. Tehdit Edilen Eylemin Belirginliği
Tehdit, mağdura zarar verme amacı güden bir eylem olmalıdır. Bu zarar, fiziksel, psikolojik veya ekonomik olabilir. Tehdit edilen eylemin içeriği, somut olmalı ve mağdurda korkuya yol açacak şekilde açıkça belirtilmelidir. Örneğin, bir kişinin “sana bir şey yapacağım” şeklindeki belirsiz bir tehdit, tehdit suçunu oluşturmaz; ancak, “sana fiziksel zarar vereceğim” gibi açık bir tehdit, suçun oluşumuna neden olur.
4. Tehdit Şekli
Tehdit, sözlü veya yazılı olabilir. Sözlü tehditler, doğrudan mağdura karşı yapılan tehditlerdir ve genellikle daha anlık bir etki yaratır. Yazılı tehditler, daha kalıcı bir etkisi olabilir ve mağdur üzerinde uzun süreli bir korku duygusu yaratabilir. Ayrıca, tehditler bazen sembolik olarak yapılabilir. Örneğin, bir kişinin bir diğerini telefonla arayarak ya da sosyal medya üzerinden tehdit etmesi, tehdit suçunu oluşturabilir.
Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri
Türk Ceza Kanunu, tehdit suçunu bazı nitelikli hallerle ağırlaştırmaktadır. Nitelikli haller, tehdit suçunun işlendiği durumun daha ciddi olmasını ifade eder ve cezaların artırılmasına neden olur.
1. Silah veya Şiddet Tehdidi
Bir kişinin silah kullanma, bıçak veya diğer teçhizatla tehdit etmesi, tehdit suçunu ağırlaştıran bir unsur oluşturur. Silahla yapılan tehditler, mağdurda daha ciddi bir korku duygusu yaratır ve bunun sonucunda ceza artırılabilir. Bu durumda, failin cezai sorumluluğu daha ağır olur ve cezalar 2 yıldan 5 yıla kadar artabilir.
2. Kamu Görevlisine Yönelik Tehdit
Tehdit suçunun, kamu görevlilerine karşı işlenmesi, daha ağır bir suç olarak kabul edilir. Kamu görevlileri, toplumsal düzeni sağlayan ve toplumun güvenliğini temin eden kişilerdir. Kamu görevlilerine yönelik tehditler, sadece bireyler arası güvenliği değil, genel olarak toplumun düzenini de tehdit eder. Bu nedenle, kamu görevlisine yönelik tehditler, TCK 106/2 uyarınca daha ağır cezalara tabi tutulur.
3. Birden Fazla Kişi İle Birlikte
Tehdit, mağdura yönelik birden fazla kişi ile birlikte gerçekleştirilmesi hali suçun nitelikli halini oluşturur. Ancak burada birden fazla kişinin eylemde müşterek faillik yahut yardım eden sıfatı ile dahil olması gerekir. Bu iki hali de karşılamayan fiillerde nitelikli hallerden söz edilemez.
4. Suç Örgütlerinin Korkutucu Gücünden Bahisle Tehdit
Tehdit, fiilinin konusunda bir takım mafya yahut terör gruplarının kendisine zarar verdireceğinden bahisle gerçekleşen tehdit fiili suçun nitelikli hallerini oluşturur. Ancak bununla birlikte; bir tüzel kişilik, dernek, sendika yahut kurum adına yapılan eylemlerde bu nitelikli halin oluştuğu iddiasının kabulü mümkün olmayacaktır.
Tehdit Suçunun Cezai Yaptırımları
Tehdit suçunun cezası, failin tehdidi nasıl gerçekleştirdiğine, tehdidin şiddetine ve mağdur üzerinde yarattığı etkiye bağlı olarak değişir. TCK, tehdit suçunu işleyen kişilere yönelik çeşitli cezai yaptırımlar öngörmektedir.
1. Basit Tehdit Suçu
TCK 106/1’e göre, basit tehdit suçu, mağdurda korku oluşturmak amacıyla işlenen tehditlerdir. Failin mağdur üzerinde herhangi bir ciddi zarara yol açma amacının bulunmadığı durumlarda, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülür. Basit tehdit suçu, genellikle öfke anında veya kısa süreli bir tepkisel eylem olarak gerçekleştirilir. Mal varlığına ilişkin bir tehditte ise ceza 6 aya kadar hapis ile sınırlıdır.
2. Ağırlaştırılmış Tehdit Suçu
Eğer tehdit, silah kullanma, şiddet uygulama veya yakınlara zarar verme tehdidi içeriyorsa, ceza artırılabilir. Bu durumda, fail, 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Ağırlaştırılmış tehdit suçlarında, tehdit edilen kişinin güvenliği ciddi şekilde tehlikeye girmektedir.
3. Kamu Görevlilerine Yönelik Tehdit Suçu
Kamu görevlisine yönelik tehdit, devletin işleyişini tehdit eden bir suç olarak kabul edilir ve cezai müeyyidesi daha ağırdır. Bu tür tehditlerde, failin 5 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası alması mümkündür. Kamu görevlisi, toplumun güvenliğini sağlayan bir kişi olduğundan, bu tür tehditlerin önlenmesi toplumsal düzenin korunması açısından önemlidir.
4. Zorla İcra Eylemi Gerçekleştirilmesi
Tehdit sonucunda mağdurun bir eylemi gerçekleştirmeye zorlanması, örneğin bir belgeye imza atması veya malını teslim etmesi, zorla icra suçunu doğurur. Bu durumda, failin cezai sorumluluğu daha da artar ve cezalar ciddi şekilde artırılabilir.
Yargı Uygulamalarında Sorunlar
Tehdit suçlarının yargılanmasında bazı zorluklar bulunmaktadır. Özellikle tehditlerin sözlü veya yazılı olarak yapılması, delil sunma açısından sıkıntılar yaratabilir. Tehdidin mağdurda yarattığı korku da somut olarak ispatlanması güç bir durumdur. Bu nedenle, tehdit suçlarının yargılamasında çoğu zaman mağdurun beyanı ve şahit ifadeleri önemli bir delil teşkil eder.
Tehdit suçunun mal varlığına ilişkin tehdit harici fiilerin tamamı şikayete tabi değildir. Mağdur şikayetini geri alsa dahi kamu davası devam edecektir. Bununla birlikte 106/1. fıkrada ki suçlar şikayete tabi olmasa dahi uzlaşmaya tabidir.
Sonuç
Tehdit suçu, yalnızca bireylerin özgürlüklerini sınırlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal güvenliği tehdit eden bir suçtur. Türk Ceza Kanunu, tehdit suçuna karşı oldukça katı cezai müeyyideler getirmiştir. Ancak, tehdit suçunun mağdur üzerindeki uzun vadeli etkileri ve yargılama sürecindeki zorluklar, bu suçla mücadelede daha fazla önlemin alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Tehdit suçunun sadece cezai bir sorumlulukla sınırlı kalmaması, aynı zamanda mağdurun psikolojik sağlığı ve toplumsal huzurun korunması açısından önemlidir.