Avukat Nedir?
Avukat, hukuki bilgi ve deneyime sahip bir profesyonel olarak, bireylerin, kurumların veya devletin hukuk alanındaki sorunlarına çözüm getiren, haklarını savunan, yasal süreçlerde onları temsil eden kişidir. Türkiye’de, avukatlık mesleği 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile düzenlenmiştir. Avukatlar, yalnızca yasal temsilcilik yapmazlar, aynı zamanda hukuki danışmanlık da sağlarlar ve çeşitli hukuk alanlarında uzmanlaşarak, farklı davalarda müvekkillerine hizmet verirler. Avukatlık, hem mesleki beceri hem de etik sorumluluk gerektiren bir alandır ve bir avukat, yalnızca bilgi değil, aynı zamanda toplumun adalet anlayışını koruma misyonunu da üstlenir.
Avukat mesleğinin tanımı 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 1. maddesine tanımlanmıştır. Buna göre; “Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.” denilmektedir.
Avukatlık mesleği bu yönüyle kuvvetler Ayrılığı (ya da güçler ayrılığı), devletin yönetiminde bulunan üç ana güç olan yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinden bağımsız olarak işlev görmesini savunan bir anayasal ilkenin yargı kolunun; iddia, hüküm ve savunma unsurlarından savunmayı temsil eden unsurdur.
Avukatların Temel Görev ve Sorumlulukları
Avukatların görevleri, geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Bir avukatın mesleki sorumlulukları, yalnızca davalarda müvekkilini temsil etmekle sınırlı kalmaz, aynı zamanda bir dizi farklı hukuk hizmetini de kapsar.
Bu noktada “Avukatlık Tekeli” kavramından bahsetmek gerekmektedir. Avukatlık tekeli, kısaca hukuki işlerde sadece baroya kayıtlı avukatların yetkili olduğu ilkesini ifade eder. Bu durum, hukuki süreçlerin profesyonellik ve tarafsızlık içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla birçok ülkede benimsenmiştir.
Türkiye’de de avukatlık tekeli ilkesi benimsenmiştir. Avukatlık Kanunu, hukuki işlemlerde sadece baroya kayıtlı avukatların yetkili olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu sayede, vatandaşların haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün sağlanması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla yetkisiz kişilerin Yargı gibi doğrudan devletin egemenlik erkine ilişkin hususlarda geri dönülmez zararlara sebep olmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
1. Hukuki Danışmanlık Sağlama
Avukatlar, bireyler ve kurumlar için hukuki danışmanlık hizmeti sunar. Bu hizmet, bir kişinin veya kuruluşun karşılaştığı herhangi bir hukuki sorunla ilgili tavsiye alma anlamına gelir. Hukuki danışmanlık, özellikle iş dünyasında, sözleşme düzenleme, şirket içi düzenlemeler, vergi hukuku ve diğer ticari işlemler için hayati önem taşır.
Avukatlar, müvekkillerine, hukuki süreçler hakkında bilgi vererek, onların daha bilinçli kararlar almalarına yardımcı olurlar. Örneğin:
- Şirket sözleşmeleri hazırlamak,
- İş sözleşmelerini incelemek,
- Vergi düzenlemeleri hakkında bilgi vermek,
- İpotekli gayrimenkul alımlarında rehberlik etmek.
2. Dava Temsilciliği
Avukatlar, müvekkillerini mahkemede temsil ederler. Davalar, medeni, ticaret, iş veya ceza hukuku gibi geniş bir yelpazede olabilir. Avukat, dava sürecinde, müvekkilinin haklarını savunmak, uygun delillerle savunma yapmak ve davanın seyrine göre stratejiler geliştirmekle yükümlüdür.
Dava süreci, genellikle şu aşamalardan oluşur:
- Dava açma: Davanın başlaması için gerekli başvuruların yapılması.
- Savunma yapma: Müvekkil adına savunmaların hazırlanması ve mahkemeye sunulması.
- Delil toplama: İlgili belgelerin, tanıkların ve diğer delillerin toplanması.
- Mahkeme süreci: Avukat, müvekkilinin haklarını savunarak, dava sürecinde mahkemeye yazılı ve sözlü beyanlar verir.
3. Müdafiilik Görevi (Ceza Davaları)
Ceza davalarında avukatlar, suçlanan kişinin (sanık) savunmasını yaparlar. Bu, adil bir yargılama sürecinin gerçekleşmesi için son derece önemli bir adımdır. Ceza davalarında avukatlar, suçun isnat edilen kişi tarafından işlendiğini çürütmeye çalışır ya da suçlu bulunması durumunda hafifletici sebepler ortaya koyarak cezanın hafifletilmesini sağlamaya çalışırlar. Ceza davalarındaki avukatlık hizmeti, toplumdaki adaletin sağlanması açısından kritik bir rol oynar.
4. Arabuluculuk ve Uzlaşma
Avukatlar, taraflar arasında anlaşmazlıkların çözülmesine yardımcı olurlar. Arabuluculuk, mahkeme dışı alternatif çözüm yollarından biridir ve özellikle iş ve ticarethukukunda yaygın bir uygulamadır. Arabuluculuk sürecinde, avukatlar tarafları bir araya getirerek, karşılıklı anlaşmalarının sağlanmasına katkıda bulunurlar.
5. Hukuki Belgelerin Hazırlanması
Avukatlar, birçok hukuki belgenin hazırlanmasında da rol alır. Bu belgeler, sözleşmelerden, dilekçelere kadar geniş bir yelpazeye yayılabilir. Örneğin:
- Sözleşme hazırlama: İş sözleşmeleri, kira sözleşmeleri, ticari sözleşmeler gibi belgelerin hazırlanması.
- Vasiyetname hazırlama: Miras hukuku kapsamında, bir kişinin mal varlığını nasıl dağıtacağına dair vasiyetnamelerin hazırlanması.
- Dilekçe yazma: Mahkemelere başvuru yapmak için gerekli dilekçelerin yazılması.
6. İcra ve İflas Hukuku
İcra ve iflas hukuku, alacakların tahsil edilmesi, borçlunun mallarına el konulması gibi işlemleri içerir. Avukatlar, alacaklıların haklarını savunmak için icra takip işlemleri başlatabilir veya borçluların alacaklarını ödeyebilmeleri için çözümler sunabilirler.
Avukatlık Mesleği İçin Gereken Nitelikler ve Eğitim Süreci
Avukat olmak için belirli bir eğitim süreci gerekmektedir. Bu süreç, genellikle şu aşamalardan oluşur:
1. Hukuk Fakültesi Eğitimi
Avukat olmak için, ilk olarak hukuk fakültesine kayıt olunması ve 4 yıllık bir hukuk eğitimi alınması gerekir. Hukuk fakültelerinde, anayasa hukuku, medeni hukuk, ceza hukuku, ticaret hukuku, hukuk felsefesi gibi geniş bir müfredat üzerinden eğitim verilir. Bu eğitim, öğrencilerin hukuk alanında geniş bir bilgiye sahip olmalarını sağlar.
2. Staj Süreci
Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra, HMGS(Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı) sınavından başarı ile geçen aday avukatlar için avukatlık stajı zorunludur. Türkiye’de bu staj süresi 1 yıl olarak belirlenmiştir. Staj süresince, genç avukat adayları, deneyimli bir avukatın yanında çalışarak, hukuk pratiği hakkında deneyim kazanırlar. Bu süreç, yazılı ve sözlü sınavları kapsayan bir eğitim sürecidir.
3. Baro Kayıt ve Ruhsat Alma
Stajı tamamlayan adaylar, baroya kayıt yaptırarak avukatlık ruhsatı alabilirler. Baro, avukatların çalışma alanlarını denetleyen ve mesleklerini etik kurallar çerçevesinde icra etmelerini sağlayan resmi kurumlardır.Kurum avukatlarının ise baroya kayıt yaptırmak gibi bir yükümlülüğü yoktur.
Avukatlık Mesleğinin Etik ve Hukuki Yükümlülükleri
Avukatlık, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir etik sorumluluk gerektiren bir alandır. Avukatların, mesleklerini icra ederken uyması gereken bazı temel etik kurallar vardır:
- Gizlilik: Avukat, müvekkilinin tüm bilgilerini gizli tutmak zorundadır. Bu, avukat-müvekkil ilişkisini güvene dayandıran en temel ilkedir. Öyle ki avukatlar ve yanında çalışan personeller dahi müvekkilleri ile ilgili davalarda her aşamada tanıklıktan çekilme hakkına sahiptir.
- Bağımsızlık ve Tarafsızlık: Avukat, müvekkilinin çıkarlarını savunurken, kendi çıkarlarını veya herhangi bir dış baskıyı göz önünde bulunduramaz.
- Adalet ve Dürüstlük: Avukat, her durumda doğruyu söylemek ve adaleti savunmakla yükümlüdür.
- Ücret: Avukatlık ücreti, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen asgari tarifeye uygun olmalıdır. Avukat, ücret konusunda müvekkiliyle şeffaf bir şekilde anlaşmak zorundadır. Her bir iş ve dava için ayrı vekalet ücreti tahakkuk eder. Vekalet ücreti kapsamında; davanın takibine ve olağan kanun yolu denetimine ilişkin tekrar ücret ödenmez. Ancak hükmün icrası yahut olağanüstü kanun yolu başvuruları gibi işlemlerde ayrıca vekalet ücreti tahakkuk eder.
Avukatlık Ücretlerinin Düzenlenmesi
Türk Hukuk Sistemi’nde avukatlık ücretleri, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile düzenlenmiştir. Avukatlar, hukuk hizmeti verirken, müvekkilleriyle aralarında bir sözleşme yaparak ücret belirler. Ancak, belirlenen ücretin, Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) asgari ücret tarifesinin altında olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Avukatlık ücretinin belirlenmesinde dikkate alınacak unsurlar şunlardır:
- Asgari ücret tarifesi: Türkiye Barolar Birliği, avukatlık ücretlerinin belirlenmesinde asgari ücret tarifesi yayınlar. Bu tarifeye uymak zorunludur. Tarife, dava türüne, işin zorluk derecesine ve diğer hususlara göre ücret belirler.
- Müvekkil ile anlaşma: Avukat, müvekkiliyle anlaşarak belirli bir ücret de talep edebilir. Ancak, bu ücretin asgari tarifeden düşük olmaması gerekir. Maktu vekalet ücretinde herhangi bir üst sınır yoktur. Nispi vekalet ücretinde ise alacağın %25’ini aşan anlaşmalar geçersizdir.
- Sabit ücret ve oranlı ücret: Bazı davalarda avukatlar, sabit ücret talep edebileceği gibi, davanın sonucuna göre oranlı ücret talep edebilir.
Maktu Vekalet Ücreti Ve Nispi Vekalet Ücreti
Avukatlık ücretleri, maktu ücret ve nispi ücret olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Bu iki ücret türü arasındaki farklar, avukatlık hizmetinin türüne, davanın niteliğine ve diğer etkenlere göre değişir. Şimdi her iki ücret türünü daha ayrıntılı bir şekilde inceleyelim:
1. Maktu Ücret (Sabit Ücret)
Maktu ücret, belirli bir iş veya dava için sabit olarak belirlenen, değişmeyen bir ücrettir. Avukat, yaptığı işin niteliğine ve süresine bakılmaksızın, başlangıçta belirlenen bu ücreti alır. Maktu ücret, genellikle daha basit ve öngörülebilir davalar için uygulanır. Ayrıca, bazı avukatlar müvekkilleriyle baştan anlaşarak, sabit bir ücretle çalışmayı tercih edebilirler. Kural olarak maktu ücrete ilişkin bir üst sınır yoktur. Yalnızca aşağıda tanımlanacak olan “karşı yan vekalet ücreti” kapsamında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında ve bunun üç katından fazla vekalet ücretine hükmedilemez.
Maktu ücretin özellikleri şunlardır:
- Sabittir; dava sürecinin uzunluğu veya zorluğu ücreti etkilemez.
- Avukat ve müvekkil arasında yapılan sözleşme ile belirlenir.
- Avukat, önceden belirlenen ücreti, dava ya da işin sonucundan bağımsız olarak alır.
- Örnek olarak, belirli bir hukuk danışmanlık hizmeti için belirli bir ücret talep edilebilir.
2. Nispi Ücret (Oranlı Ücret)
Nispi ücret, davanın sonucuna göre değişen bir ücrettir. Bu tür ücret, avukatın müvekkilinin kazancı veya davanın sonucuile orantılı olarak belirlenir. Nispi ücretin, genellikle dava değeri üzerinden bir orana dayalı olarak hesaplanması mümkündür. Nispi ücrete ilişkin anlaşmalar sonuç ne olursa olsun Asgari Ücret Tarfiresindeki maktu tutarın altında olmaz.
Nispi ücretin özellikleri şunlardır:
- Ücret, davanın büyüklüğü ve elde ettiği sonuca göre değişir.
- Genellikle dava değeri üzerinden bir oran alınır (örneğin, davanın tutarının belirli bir yüzdesi).
- Avukat, davanın sonunda başarılı olursa daha fazla ücret alabilir.
- Başarıya dayalı ücret olarak da bilinir, çünkü dava sonucuna göre avukatın aldığı ücret artabilir veya azalabilir.
- İpotek, miras, tazminat davaları gibi yüksek değerli davalarda daha yaygın olarak kullanılır.
Nispi ücretin uygulama alanları:
- Tazminat davaları, sözleşme ihlali davaları, maddi ve manevi tazminat talepleri gibi davalar.
- İş davalarında, avukatın elde ettiği sonuçlar doğrudan ücretini etkileyebilir.
Karşı Yan Vekalet Ücreti
Karşı Yan Vekalet Ücreti, bir davada bir tarafın kazandığı takdirde, diğer taraftan talep edebileceği bir ücrettir. Bu ücret, davanın sonucunda mağdur tarafın avukatlık ücretinin karşılanması amacıyla belirlenir. Karşı yan vekalet ücreti, Türkiye’de özellikle avukatlık ücretlerinin düzenlendiği Avukatlık Kanunu ve Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) çerçevesinde uygulanır. Kural olarak dava sonunda hükmedilen vekalet ücreti Avukatlık Kanunu 164/son fıkrasına göre Avukata aittir. Konusu para ile ölçülebilen davalarda nispi ücrete hükmedilirken; diğer dava türlerinde maktu ücret ödenir.
Ücretsiz İş Yapma Yasağı
Avukatlar, profesyonel mesleklerini icra ederken, belirli etik kurallara uymak zorundadır. Bunlardan biri de ücretsiz iş yapma yasağıdır. Gerçekte ücretsiz iş yapma yasağı tüm mesleki faaliyetler için geçerlidir. Avukatlar kanuna göre işi kabul ettikleri anda vekalet ücretine hak kazanır. Yazılı olarak dahi olsa “ücretsiz iş görüleceği”ne ilişkin her türlü kayıt geçersizdir.
Türkiye’deki avukatlık sisteminde avukatların ücretsiz hizmet vermeleri yasaktır. Avukatlık Kanunu’na göre, avukatlar, müvekkillerine profesyonel hizmet verdikleri için, aldıkları ücretlerin belirlenmesinde asgari tarifeyi dikkate almak zorundadır. Ücretsiz iş yapma yasağı, avukatın meslek değerinin korunması amacıyla konulmuştur. Çünkü, avukatlık bir profesyonel hizmettir ve bu hizmetin karşılığı alınmalıdır.