Organ ve doku ticareti, günümüzde ciddi etik ve hukuki tartışmalara yol açan, insan sağlığı ve haysiyeti açısından büyük riskler taşıyan bir konudur. Bu yazıda, organ ve doku ticaretinin ne olduğu, neden yasak olduğu, etik boyutları ve güncel durumuyla ilgili detaylı bir bilgi sunacağız.
Organ ve Doku Ticareti Nedir?
Organ ve doku ticareti, para karşılığında insan vücudundan alınan organ veya dokuların başka bir kişiye nakledilmesi işlemidir. Bu işlem, genellikle böbrek, karaciğer, kalp gibi hayati organların yanı sıra kemik iliği, cilt gibi dokuları kapsar.
Neden Yasak?
Organ ve doku ticareti, pek çok ülkede yasaklanmıştır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:
- Etik kaygılar: Organ ve doku ticareti, insan vücudunun ticari bir meta olarak görülmesi anlamına gelir ve insan haysiyetine aykırıdır. Özellikle yoksul ülkelerde yaşayan insanlar, ekonomik zorluklar nedeniyle organlarını satmaya zorlanabilirler. Bu durum, sosyal adaletsizlikleri derinleştirir ve insan haklarına aykırıdır.
- Sağlık riskleri: Organ ve doku ticareti, ciddi sağlık riskleri taşır. Organların uygun olmayan koşullarda alınıp saklanması, nakil sırasında enfeksiyon riski ve bağışıklık sistemi reddi gibi sorunlara yol açabilir.
- Organ mafyası: Organ ticareti, organize suç örgütlerinin karıştığı bir suçtur. Bu durum, organların kaçak yollarla alınıp satılmasına ve insan ticaretine yol açar.
Güncel Durum
Organ ve doku ticareti, dünya genelinde hala devam eden bir sorundur. Birçok ülke, bu sorunu önlemek için çeşitli yasal düzenlemeler yapmaktadır. Ancak, organ mafyasının faaliyetleri ve yoksulluk gibi temel sorunların çözülememesi nedeniyle bu ticaretin tamamen ortadan kaldırılması kolay değildir.
Organ ve doku ticareti, günümüzde ciddi etik ve hukuki tartışmalara yol açan, insan sağlığı ve haysiyeti açısından büyük riskler taşıyan bir suçtur. Bu suç, para karşılığında insan vücudundan alınan organ veya dokuların başka bir kişiye nakledilmesi işlemini kapsar.
Neden Suç?
- İnsan Haysiyetine Aykırılık: Organ ve doku ticareti, insan vücudunun bir meta gibi görülmesine ve ticarete konu edilmesine yol açar. Bu durum, insan haysiyeti ile bağdaşmaz.
- Sağlık Riskleri: Organ ve dokuların uygun olmayan koşullarda alınması, saklanması ve nakli, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlar arasında enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi reddi ve organ yetmezliği sayılabilir.
- Organize Suçlar: Organ ticareti, genellikle organize suç örgütleri tarafından işlenir. Bu da insan kaçakçılığı gibi diğer suçlara yol açabilir.
- Sosyal Adaletsizlik: Özellikle yoksul ülkelerde yaşayan insanlar, ekonomik zorluklar nedeniyle organlarını satmaya zorlanabilirler. Bu durum, sosyal adaletsizlikleri derinleştirir.
Türk Ceza Kanunu’nda Düzenleme
Türk Ceza Kanunu’nda organ ve doku ticareti, kişinin veya yakınlarının bilgisi ve rızası dışında yaşayan kişiden ya da ölüden organ veya doku alınması, saklanması, menfaat karşılığı ticaretinin yapılması olarak tanımlanır ve ciddi hapis cezalarına çarptırılır. Hüküm TCK m.91’de düzenlenmiştir.
Buna göre;
1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Hukuka aykırı olarak, ölüden organ veya doku alan kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Organ veya doku satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.
(4) Bir ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Hukuka aykırı yollarla elde edilmiş olan organ veya dokuyu saklayan, nakleden veya aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(6) Belli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(7) Bu maddede tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi halinde, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Hukuka Aykırılık
Organ ve doku alınmasının usul ve esaslar 2238 sayılı “ORGAN VE DOKU ALINMASI, SAKLANMASI, AŞILANMASI VE NAKLİ HAKKINDA KANUN” hükümleri ile belirtilmiştir.
Türk Ceza Kanununa paralerl şekilde kanunda ilgili eylem; rızaya aykırı olarak organ veya doku alınması ve ölüden organ veya doku alınması olarak iki ayrı şekilde belirtilmiştir.
Birinci Fıkra; Rızaya Aykırı Olarak Organ veya Doku Örneği Alınması
Kanunun birinci fıkrasında hukuken geçerli sayılan iradeye aykırı olarak organ veya doku alınması suç sayılmıştır. Burada organ veya doku alınacak kişinin müdahale içerisinde sağ olması birinci koşuldur.
Hukuken geçerli rızaya dayanma için rızanın tıbbi girişimden öne alınması gerekmektedir. İşlem yapıldıktan sonra gösterilen rıza fiili hukuka uygun hale getirmez. Ayrıca kendisinden organ veya doku alınacak kişinin 18 yaşından büyük olması ve her halükarda ayırt etme gücünden yoksun olmaması gerekir. Bu hususta 2238 sayılı kanunun 5. maddesine göre; “on sekiz yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.” hükmü amirdir. Kişinin yasal temsilcilerinin, veli ve vasilerinin rızası ile de organ veya doku alınamaz. Şartları sağlayan bağışçılara ilişkin hekimin bu sürece ilişkin tehlikeleri, psikolojik, alevi ve sosyal sonuçları için aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Kanunda organ alınması beş ile dokuz yıl arası hapis cezası öngörürken doku alınması iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörmektedir. Kanunda doku ile organ alınmasının farklı cezalarda öngörmesi; Vücut dokusunun yenilenmesi imkanı bulunmakla birlikte organın tamamen alınması halinde vücudun bunu yenileme imkanı bulunmamasıdır.
İkinci Fıkra; Ölüden Organ veya Doku Alınması
Bu fıkranın değerlendirilmesi için öncelikle organ veya doku alınacak kişinin tıbben ölü olması gerekmektedir. Yüsek Sağlık Şurasının 24/11/1968 tarihli ve 6293 sayılı kararında “ölüm bugünkü telakkilerin en kuvvetlisi ve hakim durumda olan beyin fonksiyonunun tamamıyla durması halinin tespiti şeklinde kabul olunmuştur.” tespitine göre ölüm hali beyin ölümü olarak esas alınacaktır.
İlgili mevzuata göre bu hususta öncelikle eşi yoksa reşit çocukları; bunlara ulaşılamaması halinde ana/babası veya reşit kardeşlerinden birinin bulunması gerekmektedir. Bu halde bu kişilerin rızasına bakılır. Ancak istisnai olarak; kaza ve doğal afetler sonucu vefat eden kişilerin; yaşamı bu nakle bağlı kişilere naklinde tıbbi zorunluluk bulunması halinde rıza aranmaksızın organ ve doku nakli yapılabilir. Ayrıca cesette değişiklik yapmayan dokuların alınması hususunda da herhangi bir rıza aranmaksızın doku nakli yapılabilir. Burada yalnızca ölen kişinin sağ iken organ ve dokularının alınmaması hususunda ki vasiyetine bakılır.
Üçüncü Fıkra; Organ ve Dokuların Ticareti Suçu
“Organ ve dokuları satın alan, satan, satılmasına aracılık eden kişi hakkında birinci fıkrada belirtilen cezalara hükmolunur.” denilmektedir. Burada suçun meydana gelmesinde fiiin ölü veya canlıdan hukuka uygun ya da aykırı olarak alınmış olması önem taşınmaz. Ancak doktrinde kabul edilen görüşe göre; organ ve doku naklinden önce yahut nakil sırasında bir anlaşma bulunmaksızın, nakil işlemleri tamamlandıktan sonra alıcı tarafın kendi iradesiyle alıcı veya aracıya sağladığı menfaatin suç teşkil etmeyeceği kabul edilmektedir. . Yine doktrindeki görüş ve yargı uygulamalarına göre ticaret anlaşmasının tamamlanması halinde suç tamamlanmış gibi ceza alacak ve teşebbüs hükümleri uygulanmayacaktır.
Organ Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık
Organ ticareti, insan haysiyetine ve sağlığına yönelik ciddi bir suçtur. Türk Ceza Kanunu, bu suçu işleyenleri ağır cezalarla cezalandırır. Ancak, suçun ortaya çıkması ve diğer suçluların yakalanması için yapılan bazı eylemler, cezanın hafifletilmesine veya tamamen kaldırılmasına yol açabilir. Bu duruma etkin pişmanlık denir.
Etkin Pişmanlık Nedir?
Etkin pişmanlık, bir suç işleyen kişinin, suçun ortaya çıkması ve diğer suçluların yakalanmasına aktif olarak katkıda bulunması durumudur. Organ ticareti suçunda etkin pişmanlık, genellikle organını satan kişinin, resmi makamlara başvurarak durumu bildirmesi ve diğer suçluların yakalanmasına yardımcı olması şeklinde gerçekleşir.
Organ Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlığın Sonuçları
- Ceza Vermeme: Eğer organını satan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce durumu bildirir ve suçluların yakalanmasına yardımcı olursa, hakkında ceza verilmez.
- Ceza İndirimi: Eğer suç haber alındıktan sonra etkin pişmanlık gösterilirse, verilecek ceza, yapılan yardıma göre dörtte bir ile yarı oranında indirilebilir.
Unutmayın: Organ bağışı, hayat kurtarmak için en güvenli ve etik yoldur.