Ketm’i verese, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan ve miras hukuku alanında karşımıza çıkan bir kavramdır. Kelime anlamı olarak “mirasçının gizlenmesi” anlamına gelir. Bu durum, bir miras bırakanın ölümü üzerine, gerçek mirasçıların varlığı bilerek veya bilmeyerek gizlenmesi ve mirasın haksız yere başka kişilere bırakılması durumunu ifade eder.
Ketmi Verese Neden Meydana Gelir?
- Bilinçli Gizleme: Mirasçıların varlığının bilerek gizlenmesi, genellikle mirasın tamamını veya bir kısmını ele geçirmek amacıyla yapılır.
- Bilinmeyerek Gizleme: Bazı durumlarda, mirasçılar hakkında yeterli bilgiye sahip olunmaması veya mirasçılardan birinin varlığının unutulması gibi nedenlerle bilinçsizce ketmi verese durumu ortaya çıkabilir.
- Sahte Mirasçılık Belgeleri: Bazı kişiler, gerçek olmayan mirasçılık belgeleri düzenleyerek mirasın kendilerine geçmesini sağlayabilirler.
Ketmi Verese Davası
Ketmi verese durumu tespit edildiğinde, hakları gasp edilen mirasçılar, bir dava açarak haklarını geri alabilirler. Bu davada, mirasçılık belgesinin iptali, mirasın yeniden paylaşılması gibi taleplerde bulunulabilir.
Özellikle Ketmi Verese davaları yolsuz tescil ve kadastro tespit döneminde mirasçı olarak kişilerin yazılmamış olmasından kaynaklı mirasçıların yahut devletin tapu kayıtlarının tutulmasından kaynaklı tazminat sorumluluğunda (Türk Medeni Kanun Madde 1007) önemli rol oynamaktadır.
Ketmi Verese Davası bu yönüyle miras hukukuna ilişkin olarak herhangi bir zamanaşımına tabi değildir.
Nitekim Yargıtay’da bu hususta; “Somut olayda; davacı taraf kadastro tespiti sırasında murisleri …’in unutulduğunu ve tespit dışı bırakıldığını iddia etmiş olup, İlk Derece Mahkemesince taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanağının 22.07.1959 tarihinde kesinleştiği, davanın 17.10.2016 tarihinde açıldığı ve iddianın kadastro öncesi sebeplere dayandırıldığı dikkate alınarak 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve aynı gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf başvurusu reddedilmiş ise de; ketmi verese hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Ketm-i verese olgusu kadastro öncesi neden değil, kadastro tespiti ile açığa çıkan bir durumu ifade ettiğinden hak düşürücü süreye tabi olduğu söylenemez.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/9564 E. ve 2023/3441 K. Sayılı İlamı)
Ketmi Verese Ve Hasımlı Veraset İlamı İlişkisi
Hasımlı veraset ilamı, mirasçılar arasında mirasın paylaşımı konusunda anlaşmazlık olduğu durumlarda, yani kimlerin mirasçı olduğu konusunda bir ihtilaf bulunuyorsa başvurulan bir yasal işlemdir. Bu ilam, mirasçıların birbirleriyle veya miras bırakanın borçlularıyla olan hukuki ihtilaflarının çözümlenmesi amacıyla alınır. Kural olarak Sulh Hukuk Mahkemesinden yahut Noterlikten alınan hasımsız veraset ilamları aksi kabul edilene kadar geçerli belgelerdir. Bu belgeler ile yapılan işlemlerden kaynaklı olarak mirasçı gösterilmeyen ancak mirasçı olan kişilerin hasımsız veraset ilamlarının iptali için Asliye Hukuk Mahkemesinde hasımlı veraset ilamları almaları gerekmektedir.
Yargıtay bu hususta; “Dava konusu taşınmazda davalılar adına olan kaydın dava dışı üçüncü kişiye devredildiği sabittir. Öncelikle hasımlı veraset ilamı alınmasına ilişkin dava varsa sonucunun beklenmesi, yoksa davacıya hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı veraset ilamında davacının mirasçı olduğu ve taraf ehliyetinin bulunduğu belirlendiği takdirde, ketmi verese olgusunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi, dava konusu taşınmaz yönünden HMK’nın 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması, İlk Derece Mahkemesi’nin vasiyetnamenin iptaline ilişkin dosyanın getirilerek incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2022/4916 E. ve 2023/2378 K. Sayılı İlamı)
Aynı yönde Yargıtay “Hemen belirtilmelidir ki; ketmi verese ( mirasçılığın gizlenmesi ) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/43 E. ve 2022/5104 K.) sayılı kararlarında “Ketmi Verese” olgusuna dayalı davalarda; uyuşmazlık konusu ilk işlemin veraset ilamı ile gerçekleştirilmesi halinde hasımlı veraset ilamının davanın temel delili olduğu hususunu da işaret etmektedir.
Sonuç olarak, ketmi verese, miras hukuku alanında önemli bir sorun olup, hakların gasp edilmesine neden olabilir. Bu nedenle, mirasçılar, haklarını korumak için gerekli hukuki işlemleri zamanında yapmalıdırlar.