Alkollü araç kullanımı, trafik güvenliğini doğrudan tehdit eden, tehlikeli ve ciddi sonuçlar doğurabilecek bir davranıştır. Türk Ceza Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu, alkollü araç kullanımını düzenleyerek, hem araç sürücüsünün hem de trafikteki diğer bireylerin güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. Alkolün etkisi altında araç kullanmanın, kazalara yol açma olasılığı yüksek olduğu için, hem cezai hem de idari yaptırımlar söz konusudur.
Alkollü Araç Kullanımı ve Yasal Düzenlemeler
Alkollü araç kullanımı, Trafik Kanunu ve Türk Ceza Kanunu çerçevesinde ciddi yaptırımlara tabi tutulmaktadır. Bu düzenlemeler, alkollü araç kullanımının cezalarını ve belirli sınırları belirler.
1. Trafik Kanunu’na Göre Alkollü Araç Kullanımı (2918 Sayılı Kanun)
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinde, alkol tüketiminin araç kullanımı üzerindeki etkileri belirtilmiş ve alkollü araç kullanımı için belirli sınırlar konulmuştur:
- Alkol sınırları:
- Birim başına alkol miktarı: Trafik Kanunu, sürücünün alkol alıp almadığını tespit etmek amacıyla yapılan alkol muayenesine dayalı olarak 0,50 promil sınırını belirlemiştir. Bu, sürücünün kandaki alkol oranı 0,50 gram/litreyi geçemez anlamına gelir.
- Profesyonel sürücüler (Ticari araçlar): Ticari araçları kullanan sürücüler için bu sınır daha düşüktür. Bu kişiler için 0,00 promil alkol sınırı uygulanır. Yani, ticari araç kullanan bir kişi kesinlikle alkol almış olmamalıdır.
- Sürücüde alkol tespiti:
- Alkollü araç kullanıp kullanmadığı belirlenen sürücüler, alkol testi yapmak amacıyla alkolmetreye tabi tutulur. Eğer bu test sonucu 0,50 promil ve üzerinde çıkarsa, sürücüye cezai işlem uygulanır. Ticari araç sürücülerinde ise herhangi bir miktar alkol bulunursa, cezai işlem uygulanır.
- Alkol Tespiti Usulü:
- Uygulamada sürücülerde solunum havasından alkol tespiti yapılmakta ve bu tespit için Alco-censör veya Alcomonitör cihazları kullanılmaktadır. Sistem kişilerin cihaza ciğerlerindeki havayı ağız yoluyla ağızlığa üflemeleri esasına dayanmaktadır.
- Nefesteki alkol yoğunluğunun tespit edilmesinin usulü: Akciğerde, nefesle alınan hava ile, kılcal damarlardaki kan karşılaşır ve nefes verme sırasında kandaki alkolün bir kısmı nefesle verilecek olan havaya geçer. Bununla birlikte, nefesteki alkolün yoğunluğu “zamana bağlı” olduğu için, kılcal damarlarda bulunan kandaki alkolün yoğunluğunu, aynen yansıtmaz.
- Alkolün en son içildiği andan iki saat sonrasıyla, beş saat sonrası arasında yaklaşık 1:2100 oranında bir sapma olmaktadır.
- Bu nedenle, kandaki alkol yoğunluğunun, nefesteki alkol yoğunluğuna bakılarak, “tam doğru” bir şekilde hesaplanması güçtür.
- Doğruya yakın bir ölçme yapılabilmesi için, nefes örneğinin en son içme anından sonra, en az yirmi dakika geçtikten sonra alınması gerekir. Ağızda veya dişler arasında kalmış bulunan alkol de ölçümü etkileyeceği için, değerlerin yüksek çıkması kaçınılmazdır.
- Alkol içildikten sonraki birinci saat içinde yapılan ölçümlerde, nefesteki alkol miktarı, kandakine nazaran daha yüksek çıkar. Adli açıdan ceza muhakemesine delil olabilecek bir ölçmenin 10 dakika kadar izleme süresinden sonra tekrarlanması gerekmektedir. Ancak bu uygulamaların hiçbiri yapılmadığı için bir çok kişi ehliyetini kaybetmektedir.
2. Türk Ceza Kanunu’na Göre Alkollü Araç Kullanımı (TCK 179/3)
Alkollü araç kullanımı, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nda da düzenlenmiştir. TCK 179/3‘da, alkollü araç kullanımının daha geniş bir çerçevede değerlendirilmesi sağlanmıştır:
- TCK 179. madde: “Alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanan kişiler, eğer bu durum trafik güvenliğini tehlikeye sokuyorsa, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlemiş olur.”
- Alkol kullanımı sonucu meydana gelen kazalar, yaralanmalara veya ölümlere yol açarsa, suçun cezası daha da ağırlaşır. Bu durumda, alkollü araç kullanımı nedeniyle bir kişinin ölümüne sebep olursa, taksirle öldürme suçu işlenmiş olur.
- Alkol sınırları: Eğer alkollü araç kullanımı ile bir trafik kazası meydana gelirse ve bu kazada yaralanmalar veya ölümler yaşanırsa, alkollü araç kullanan sürücü hapis cezasına çarptırılabilir. Alkollü araç kullanımı, sadece trafik güvenliğini tehlikeye sokmakla kalmaz, aynı zamanda başka insanlara zarar verme riskini de taşır.
Alkollü Araç Kullanımının Cezai Sonuçları
Alkollü araç kullanımı, hem idari hem de cezai yaptırımlara yol açar. Bu yaptırımlar, alkolün oranına göre değişiklik gösterir.
1. Trafik Kanunu’na Göre Uygulanan İdari Yaptırımlar
Trafik Kanunu’na göre, alkollü araç kullanmanın cezaları şu şekilde uygulanır:
- 0,50 promil ve üzeri alkol:
- Para Cezası: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre, 0,50 promil ve üzeri alkol tespit edilen sürücüler, idari para cezası ile cezalandırılır. 2024 itibarıyla, alkol limitini aşan sürücülere verilen para cezası yaklaşık 6.439 TL civarındadır (sürekli güncellenmektedir).
- Sürücü Belgesinin Geçici Olarak Alınması: Alkollü araç kullanırken yakalanan sürücünün ehliyeti geçici olarak alınır. Bir sürücünün 0.50 promil alkol aldığı tespit edilirse para cezası ile 6 ay süreli ehliyetine el konulur. Sürücü bir trafik kazasına karışmışsa para cezası arttığı gibi 6 ay sonra ehliyeti geri alma süresi de 2 yıla uzar. Üçüncü kez ihlal halinde ise süre 5 yıla uzar.
- 0,50 promil altında alkol:
- Alkol testi yapılır ve sonuç negatifse ya da 0,50 promilden daha düşükse, sürücü uyarılır ve aracını kontrol altında tutması sağlanır.
- Hem İdari Hem Adli Para Cezası Verilmesi: Karayolları Trafik Kanunu Madde 48, Türkiye’de trafik güvenliğini sağlamak amacıyla alkollü veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmanın yasak olduğunu belirtir. Karayolları Trafik Kanunu Madde 48, trafik güvenliğini sağlamak amacıyla alkol ve uyuşturucu madde kullanımını yasaklayan önemli bir hükümdür. Bu madde sayesinde hem sürücülerin hem de diğer trafik kullanıcılarının can ve mal güvenliği korunmaya çalışılmaktadır. Uyuşturucu Madde kullanan kişilerin ehliyetleri 5 Yıl, Alkollü araç kullanan sürücülerin ehliyeti; ihlal periyodu içerisinde ilk ihlalde 6 ay, ikinci ihlalde üç yıl ve üçüncü ihlal ile sonrasında 5 yıllık süre ile geri alınır. Bu kişilere ayrıca idari para cezası uygulanır. Anayasa Mahkemesi 2014/124 E. ve 2015/24 K. sayılı kararı ile hem adli hem idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin “non bis in idem” ( Aynı Eyleme İki Ayrı Ceza Verilemez) ilkesine aykırı olmadığını kabul etmiştir.
2. Türk Ceza Kanunu’na Göre Cezai Yaptırımlar
Öncelikle kişinin alkol veya uyuşturucu madde alımını rızaen yapıp yapmadığı hususunun incelenmesi gerekir. Actio Libera İn Causa denilen bu kurala göre; (TCK m. 34/2, aracı kullanmaya karar verdiği anda algılama veya irade yeteneğini kaybetmiş olan kimsenin, iradi olarak aldığı alkol veya uyuşturucu etkisiyle bu duruma gelmiş olması durumunda, kusur yeteneği tammış gibi işlem yapılır. Buna karşılık, irade dışı aldığı alkolün yahut uyuşturucu maddenin etkisiyle algılama ve irade yeteneği önemli ölçüde zayıflayan veya ortadan kalkan kişinin, bu durumun etkisinde olduğunu bilerek araç sürmesi durumunda, kusurun olmaması sebebiyle cezalandırılmaması gerekir.
Alkollü araç kullanımı sonucu trafik kazası meydana gelirse ve bu kazada ölümler veya yaralanmalar yaşanırsa, ceza hukuku devreye girer. Bu durumda cezai sorumluluk söz konusu olabilir. Cezalar, kazanın boyutuna göre değişir:
- Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma (TCK 179): Alkol veya uyuşturucu madde etkisi altındaki sürücüler, kazanın meydana gelme olasılığını artırarak, trafik güvenliğini tehlikeye sokmuş olurlar. Bu durum, adli para cezası veya hapis cezası ile cezalandırılabilir. Kanunda eylem “üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde belirlenmiştir.
- Taksirle Öldürme (TCK 85): Alkollü araç kullanırken kaza sonucu bir kişinin ölümüne yol açılması durumunda, taksirle öldürme suçu işlenmiş olur. Bu suç için hapis cezası verilebilir. Bu ceza 2 yıldan 6 yıla kadar değişebilir.
- Taksirle Yaralama (TCK 89): Eğer alkollü araç kullanımı sonucu bir veya daha fazla kişide yaralanma meydana gelirse, taksirle yaralama suçundan dolayı hapis cezası uygulanabilir. Cezanın süresi, yaralanmanın ciddiyetine göre değişir ve 6 ay ila 3 yıl arasında değişebilir.
- Alkollü Araç Kullanırken Tekrar Suç İşleme: Eğer alkollü araç kullanımı tekrarlanırsa, yani sürücü daha önce alkollü araç kullanırken yakalanıp ceza almışsa, ikinci bir defa yakalanması durumunda cezalar daha ağır olabilir.
Alkollü Araç Kullanımı ile İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay, alkollü araç kullanımı ile ilgili bir dizi karar vermiştir. Bu kararlar, özellikle alkollü araç kullanımı nedeniyle meydana gelen kazalarda, sorumluluğun nasıl belirleneceğine dair önemli ölçütler sunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Dosya No: 2019/12-242 E.
Suç tarihi üzerinden geçen zaman ve tutanakta imzası bulunan tanığın ifadesi dikkate alındığında, adı geçen tanığın ismini bildirdiği polis memurunun dinlenilmesinin sonuca bir etkisinin olmayacağı ve somut olayın gerçekleşme şekline göre çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren ve bilirkişi incelemesi yapılmasını zorunlu kılan düzeyde bir karmaşıklığın da bulunmadığı, bu bağlamda sanığın hukuki durumunu değiştirecek bir eksikliğin söz konusu olmadığı ve buna göre de eksik araştırma ile hüküm kurulmadığı, mevcut delillere göre yapılan değerlendirmede; tutanak tanığının, sanığın alkol muayenesinin alkollü vaziyette araç kullandığı sırada değil kontrol noktasına sonradan kendiliğinden yürüyerek gelmesi üzerine yapıldığını ifade etmesi ve sanığın emniyetli şekilde aracı sevk ve idare edemeyecek hâlde bulunduğuna ilişkin kollukta müdafisi bulunmaksızın alınan beyanı dışında delil bulunmaması karşısında; sanığın savunmalarının aksine, alkollü vaziyette araç kullandığı sırada alkol muayenesinin yapıldığına ve alkolün etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde bulunduğuna ilişkin kuşkuyu aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğinin kabulü gerekmektedir.
Önemli Nokta: Kişinin fiilen araç kullandığı hususunun tutanaklarca ispatı gerekmektedir. Kişinin kontrol noktasına aracından inip yürüyerek geldiği hususu anlaşıldığında bu hususta beraat kararı verilmelidir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Dosya No: 2018/6547 E
Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 1,00 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği somut olayda sanığın kaza esnasında alkollü olup olmadığına ilişkin alkol raporunun alınmadığı, ayrıca sanığın alkollü olduğuna dair dosyaya yansıyan ve itibar edilir nitelikte bir delil de bulunmadığı, olay anını gösteren kamera kaydının incelenmesi neticesinde her ne kadar sanığın mahal şartların üzerinde hızla seyrettiği belirtilse de, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre bilinçli taksire vücut verir nitelikte mahal şartlarının iki katı bir hızda seyrettiğine dair dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında teknik anlamda bir hız tespiti bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin, eylemin bilinçli taksirle işlendiğinin kabulüyle sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
Önemli Nokta : Yargıtay’ın kararına göre Karayolları Trafik Kanununun 48/6. maddesine 1,00 promilin üzerinde alkollü olan sürücülere TCK’nun 179/3. maddesinin uygulanacağına dair hüküm eklenmiştir. Mahkûmiyet için alkol oranının tespiti yeterli olacak, ayrıca hiçbir inceleme ve bu arada Adli Tıp raporu gerekmeyecektir.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi Dosya No: 2022/9405 E.
5271 SK’nin 17.10.2019 tarihli ve 7188 SK’nin m.24’te yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı m.251/1’de yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı ve temyizen incelenen kararda mahkemece 29.09.2020 tarihli celsede basit yargılama hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesine rağmen, 13.10.2020 tarihinde yeniden celse açılarak basit yargılama usulü uygulanmadan karar verilerek çelişkiye neden olunması hukuka aykırı görülmüştür.
Önemli Nokta : Yargıtay’ın kararına göre; bu suç türünde usul hukuku gereği basit yargılama usulüne tabi olan muhakemelerde bu usulün uygulanmaması bozma nedeni sayılmıştır.
Sonuç
Alkollü araç kullanımı, hem trafik güvenliği hem de cezai sorumluluk açısından ciddi bir suçtur. Hem idari hem de cezai yaptırımlara yol açan alkollü araç kullanımı, trafikteki diğer bireylerin güvenliğini tehdit eder. Bu sebeple, alkolün etkisi altındayken araç kullanmaktan kaçınılmalı ve trafik güvenliği ön planda tutulmalıdır. Söz konusu eylemden alınacak ceza ehliyetin kaybına neden olabileceği gibi önceden alınan cezalardan kaynaklı olarak HAGB kararının geri alınması ya da sonra işlenecek bir suçta mükerrerlik uygulamasından kaynaklı mağduriyet yaratabilecektir..